28 Aralık 2018 Cuma

En Uygun Televizyon Fiyatlarına Nasıl Ulaşabileceğinizi Biliyor musunuz?

Günümüzde internetten alışveriş, toplam alışveriş yüzdesinin büyük bir bölümünü kapsıyor. Çevrimiçi alışverişe eskisi kadar ön yargıyla yaklaşmayan ve zamanla alışkanlıklarını değiştiren insanlar, satın almak istedikleri çoğu ürünün en azından internet fiyatlarına göz atıyor. Çünkü yerel dükkan ve işletmelere göre masrafları oldukça düşük tutabilen internet şirketleri, ürünleri çok daha ucuz fiyatlardan müşterileriyle buluşturabiliyor. İnsanlar da aynı ürünlere daha az para ödeyerek sahip olabildikleri için internetten alışverişin payı her geçen gün daha da artıyor.

 En Uygun Televizyon Fiyatlarına Nasıl Ulaşabileceğinizi Biliyor musunuz?

Hal böyle olunca gittikçe internetteki ilan ve bilgi sayısı da inanılmaz derecede artıyor. Bunların arasında art niyetli olan ve absürt fiyatlandırmalara maruz kalmış birçok ürünle karşılaşmak mümkün olabiliyor. Tabii ki kimse almak istediği ürüne fazladan para ödemek istemeyeceği için internet fiyat araştırması büyük önem taşıyor. Fakat yüzlerce, hatta bazen binlerce ilan arasından en uygun fiyatlı olanı bulmak işkenceye dönüşebiliyor. En avantajlı fiyatla karşılaşana kadar geçen zaman, aradaki fiyat farkıyla karşılaştırıldığında terazide daha ağır geliyor. Bu durumda insanlar yine fazla para ödemekten kaçınamıyor ve yapmak istedikleri tasarrufu gerçekleştiremiyorlar.


İşte bu noktada sizi tanıştıracağım harika bir servis var. Televizyon satın almak için uğradığım onlarca site arasında fiyat araştırması yaparken en uygun fiyatlı ürünü bulmak için saatler harcadım. Bunun daha kolay bir yolu olup olmadığını araştırdığımda karşıma çıkan akakce.com’a resmen hayran kaldım diyebilirim. Almak istediğim LG televizyon modelini en uygun fiyatıyla Akakçe’de bulup kolay bir şekilde siparişimi verdim. Ürettiği televizyon modelleriyle kendine hayran bırakan LG’nin 49SK7900PLA isimli 4K televizyonuna Akakçe sayesinde en uygun fiyatıyla kısa sürede ulaşabildim.

Merkezi Güney Kore’de bulunan teknoloji firması LG, ürettiği bütün cihazlarda olduğu gibi televizyon modelleriyle de büyük bir kitleye hitap ediyor. Performans ve kaliteden ödün vermeden ürettiği cihazlarıyla piyasada kendine oldukça geniş ve sağlam bir yer edinerek her bütçeye ve her ihtiyaca uygun televizyon seçeneklerini alıcılarına sunuyor. Üstün teknolojiler ve güçlü teknik özelliklerle üretilmiş bütün televizyonlarında uygun fiyat politikası uygulayan LG’nin televizyonları bütün bu özellikleriyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Satın aldığım televizyonu etkileyici görüntü ve ses özelliklerinden dolayı tercih ettim.

Eğer yakın zamanda bir televizyon satın almayı düşünüyorsanız Akakçe’de bulabileceğiniz en ucuz LG televizyon fiyatları ile dilediğiniz ürüne daha uygun fiyatlarla ulaşabilirsiniz. Onlarca modelin özelliklerine, kullanıcı yorumlarına ve fiyat karşılaştırmalarına kolay bir şekilde göz atabilirsiniz. Aradığınız bir model varsa kolay filtreleme özelliklerini kullanarak ihtiyacınız olan ürünü hızlı bir şekilde görüntüleyebilirsiniz.

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

20 Aralık 2018 Perşembe

HAYAT KİTAP YORUMU

Yazar: Ayşe Kulin

Sayfa Sayısı: 337

Yayın Evi: Everest

Ayşe Kulin HAYAT KİTAP YORUMU

İlk Füreya kitabı ile tanıdığım Türk yazar Ayşe Kulin'in 2. okuduğum kitabı Hayat'ın yorumunu bugün sizlerle paylaşmaya geldim. Öncelikle bu kitap; yazarımızın hayatını anlatan otobiyografi olan 2 seri halinde...  'Hayat' serisi ilk doğduğu andan 22 yaşına kadar olan dönemi anlatıyor. 'Hüzün' kitabında ise 22 yaşından 40 yaşına kadar olan dönemi yazıyor, herhalde. Ben 'hüzün' ü henüz okumadım. Ancak kitabın kapağında 'dürbünümde kırk sene' yazdığı için öyle tahmin ettim.

Evet biz, benim zevkle okuyup bitirdiğim 'hayat' kitabına gelelim... Ayşe Kulin bu kitabına doğmasıyla başlıyor. Çocukluğunu, gençliğini, okuduğu okullarını ve okul maceralarını, evliliğini, çocuklarını, hayal kırıklıklarını anlatmış. Hatta hayatını anlatırken Ülkede olup bitenleri de bahsetmiş. Demokrat Parti'nin seçimleri kazanması ve Ülkeyi yönetmesini, 6-7 Eylül olayları, 1960 darbesi ve bu dönemlerde yaşanan sıkıntılara da yer vermiş...

Ayşe Kulin'in hayattaki mücadele dönemlerinde tek bir destekçisi oluyor, sorgusuz sualsiz yanında olan, onu karşılıksız, çıkarsız seven tek bir insan. Babası. Kendisi de bunu kitabında şöyle ifade ediyor: "Ben hayatta en çok babamı sevdim".


"Suat teyzem, beni beşiğimden usulca alıp bir yabancının kucağına verdiğinde sımsıkı yumulu gözlerimden birini açtım, yaşadığı sürece bana hep sevgiyle bakacak olan bir çift mavi gözü gördüm ve ister inanın ister inanmayın, beni bağrına basıp burnunu boynuma gömen kişinin babam olduğunu o an anladım.O, benim kokumu tıpkı bir hayvanın yavrusunu koklaması gibi yüreğine sindirerek içine çekerken ben de onun boynunda güneşin ve dağ kekiğinin kokusunu aldım.Bir kedi gibi guruldayarak memnuniyet sesleri çıkardım. Göz göze geldiğimiz an ise aramızda çok güçlü bir bağın oluştuğunu, onun beni hayatım boyunca her türlü kötülükten koruyacağını hissettim. Hatta bir gün hırsızlar beni çalmaya kalkışacak olurlarsa, yüzlerce çocuk arasında babmın beni kokumdan tanıyabileceğine içtenlikle inanarak gözlerimi yeniden sımsıkı yumdum ve kollarında huzurlu bir uykuya daldım. Mavi bir uykuya! Maviye düşkünlüğüm bundan mı kaynaklandı acaba? Hep mavi giymek istedim çocukken.Odama mavili perdeler astırdım, kitaplarımı defterlerimi mavi kağıtlarla kapladım."


Yukarıda da yazdığım gibi kitap 2 seri halinde oluşuyor. İlk seri olan 'Hayat' kitabının sonunda kötü giden evliğinden onu babası gelip, 2 çocuğu ve onu alıp götürüyor....

Kitap burada bitiyor....

Son olarak kitaptan hoşuma giden bir kaç alıntıya yer vermek istiyorum.
"Yüksek sesle konuşmanın ayıp, gönül kırmanın günah olduğuna inanan insanların arasında büyüdüğüm için olmalı, kavga etmek yerine, kavga sebebinin yükünü çekmeye hazırdım." "Dünyanın en çirkin, en ilkel köşesi bile olsa büyüdüğü yer hep sevgiyle hatırlanacaktır, ömrünün sonuna kadar."

''Tuhaf bir Ülkeydi benim memleketim. Birilerin başı mutlaka dertte oluyordu. Memleketin tüm insanlarının dertsiz tasasız yaşayabilecekleri bir günün güneşi henüz doğmamıştı bu topraklarda!'' 

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

11 Aralık 2018 Salı

HAVUÇ RÜYASI TARİFİ

Merhabalar arkadaşlar; bugün sizlere manav tezgahlarında bolca bulabileceğiniz -üstelik uygun ücretli- havuçlardan yapılan bir havuçlu tatlı. Daha doğrusu pasta tarifi vereceğim. Turuncu görüntüsü ile bal kabağı ile yapılmış hissi uyandıran tadına bakınca ise portakallı bir tatlı diye tahminler yürütülecek havuç rüyası pastamız. Havuçtan yapıldığını söylenmediği takdirde kesinlikle havuçla yapıldığı anlaşılmayan bir pasta çeşidi....

HAVUÇ RÜYASI TARİFİ



Havuç Rüyası İçin Malzemeler

  • 7-8 tane orta boy havuç
  • Haşlamak için 5 su bardağı su
  • 1 paket petibör bisküvi
  • 4 tepeleme yemek kaşığı nişasta
  • 1 su bardağı su(nişastayı inceltmek için)
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 2 paket vanilya
  • 1 limon kabuğu rendesi
  • 1 limonun suyu

Üzeri için:

  • Hindistan cevizi


Havuç Rüyası Nasıl yapılır?

İlk olarak havuçları soyup, iki üç parçaya bölelim ve suda yumuşayana kadar haşlayalım.
Ilıdıktan sonra suyuyla beraber robottan geçirelim püre haline getirelim.

Havuç Rüyası Nasıl yapılır?


Bir tencereye alalım. Üzerine su ile incelttiğimiz nişastayı dökelim. Toz şeker, limon suyu ve kabuğu rendesini de ekleyelim. Ve son olarak vanilyayı da koyalım.
Ocakta koyulaşıp muhallebi kıvamına gelene kadar pişirelim.
Uygun bir borcama önce bir sıra bisküvi dizelim. Üzerine ince bir şekilde muhallebi döküp yayalım.
Tekrar bisküvi dizelim. Yine muhallebi ile kaplayalım. Bu şekilde 4-5 sıra yapalım. En üstüne havuçlu muhallebiden döküp üzerini düzeltelim.

Havuç Rüyası Nasıl yapılır?


Oda sıcaklığına geldiğinde buzdolabına kaldıralım. 1-2 saat güzelce donup kıvam aldıktan sonra dilimleyip servis tabağına alalım.
Üzerini dilediğiniz şekilde süsleyip servis yapabilirsiniz. Hindistan cevizi bu pastaya çok yakışıyor, afiyet olsun...

Havuç Rüyası Nasıl yapılır?

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

6 Aralık 2018 Perşembe

KOLİ KUTUSUNDAN OYUNCAK FİL YAPIMI

Merhabalar arkadaşlar bugün sizlere çocuklar ile birlikte -daha doğrusu Efe ile birlikte- yaptığımız oyuncak fili paylaşmaya geldim. Biz Efe ile yaparken çok eğlendik. Oynarken ise ailecek eğlendik. En altta paylaştığım videoda gördüğünüz üzere... ;)

KOLİ KUTUSUNDAN OYUNCAK FİL YAPIMI


Yapımı çok basit. Sadece biraz resim yeteneği gerekli; fili çizmek için. Şimdi düşündüm de yeteneğe de gerek yok. İnternetten bir fil çıktısı aldınız mı oldu da bitti. Geriye atık malzemeleri bulup, yapıştır. İsterseniz kafa karışıklığı vermemek için yapımını en baştan kademe kademe yazayım...

Oyuncak Fil İçin Gerekli Malzemeler

  • Beyaz resim yaprağı
  • Koli kutusu
  • 1 tane kağıt bardak
  • Ve bir tane çocuk çorabı
  • Akrilik boya (sulu boyada olur)
  • Yapıştırıcı
  • Makas ve falçata

Oyuncak Fil Yapılışı

İlk olarak örnek bir fil resmini internetten bulup ona bakarak istediğiniz boyutta bir fil çizin. Tabi çizmek ile uğraşmak istemezseniz yukarıda da yazdığım gibi internetten çıktısını da alabilirsiniz.
Sonrada o fili istediğiniz renk ile boyayın biz filimizi Efe'nin isteği üzerine mavi renk ile boyadık. Siz istediğiniz bir renk ile boyayın.

KOLİ KUTUSUNDAN OYUNCAK FİL YAPIMI


Sonrada Çizip, boyadığınız fili bir makas ile etrafından ağzının içini de falçata ile kesin. Burun kısmını çocuğunuzun kolu girecek şekilde falçata ile kesin. Sonrada ağzının içini de falçata ile kesip, çıkarın. Sonrada koli kutusuna yapıştırıp. Yine tekrardan kenarlarını, burun ve ağzını kesin. En son burun kısmına yukarıdaki kolajda da gördüğünüz gibi taban kısmını kesip atıp, filin burnunun arkasından geçirin. Önüne de çocuk çorabını geçirip, fili tamamlamış olduk. Ben fili tek başına ayakta durabilsin diye arkasına koli kutusundan u şeklinde dayanak yaptım. Çocuklar daha doğrusu hepimiz çok eğlendik. Hatta bazen telefondan fil sesi açıp, sanki gerçek filmiş gibi sesler çıkartarak filimizi yedirdik. Tabi bizim fil çok obur olduğu için evde ne varsa yedi bitirdi... 🙈🙉🙊





 Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

28 Kasım 2018 Çarşamba

NARLI LOKUM TARİFİ

Kış ayında en çok ihtiyacımız olan antibiyotiği narda bulmak mümkün. O sebepten evimizde narı eksik etmemeliyiz. Nar ile bir sürü tatlı yapmak mümkün olduğu gibi lokumda yapabiliriz. Ben sizlere bugün görüntüsü ile gözlerimizi, lezzeti ile de damaklarınızı şenlendirecek narlı lokum tarifi vereceğim. Bu lokumu dilerseniz bayramlarda, mevlitlerde ve kandillerde de yapıp eşe dosta ikram edebilirsiniz. Yada Türk kahve yanında ikramlık olarak hazır lokum yerine bizzat kendi yaptığınız Narlı lokumu servis edebilirsiniz.

NARLI LOKUM TARİFİ

Yapımı çok basit olan Narlı lokumum dilerseniz hemen tarifini vereyim de sizlerde hemen şimdi yapıp buzdolabına kaldırın. 😊

Narlı Lokum Malzemeleri

  • 2 bardak nar suyu 
  • 2 bardak şeker 
  • 6 kaşık nişasta 
  • Süslemek için Hindistan cevizi

Narlı Lokum Nasıl Yapılır?

Nar suyunu derin bir tencereye koyun. İçerisine nişasta ve şekeri de ekleyip bir çırpıcı ile devamlı karıştırarak pişirin. Narlı lokum karışımı ilk kaynamaya başlayınca 'eyvah bu tutmadı. Rengi pembe oldu!' diyerek endişelenmeyin. Kaynadıkça rengi kırmızıya dönüyor. Koyulaşınca tabanını soğuk su ile ıslattığınız bir borcama boşaltın. Üstünü spatula ile düzenleyip, soğuyana kadar mutfak tezgahında soğuduktan sonrada buzdolabına kaldırıp bir kaç saat yada bir gece buzdolabında bekletin. Sonrada bir bıçak yardımı ile kare kare lokum şeklinde kesin. Sonrada kestiğiniz kareleri hindistan cevizi dökülmüş tabağın içine alıp, her tarafını hindistan cevizi ile kaplayın.

NARLI LOKUM TARİFİ

Biz ailecek Narlı lokuma bayıldık. Bence sizde yapın. Kesin sizde çok seveceksiniz. Hatta yapımı basit ancak lezzeti çok yerinde olan bu lokumdan sonra eliniz hazır lokum almaya gitmeyecek, kesin bilgi... 😋

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

20 Kasım 2018 Salı

GÖLGEDE AŞK KİTAP YORUMU

Yazar: Burcu Yüzgeç

Sayfa Sayısı: 351

Yayın Evi: Penguen Yayınları

GÖLGEDE AŞK KİTAP YORUMU

Burcu Yüzgeç'in ilk kitabı olan gölgede aşk kitabı bana yazarın kendisinden imzalı olarak hediye edildi. Elime ulaşır ulaşmaz elimdeki kitabı bitirince hemen okumaya başladım.
Kitabın ismi 'gölgede aşk' olduğuna göre bir yaz aşkını anlatıyor diye düşünerek kitaba başlamıştım. Ancak gölge burada havanın verdiği gölge değil. Hayali bir insanın gölgesi; daha doğrusu gölgesi olmayan güzel Olivia olarak karşımıza çıkıyor.

İsterseniz daha anlaşılır olması için kitabın konusundan kısaca bahsedeyim. İtalyan şapka tasarımcısı Olan Martin bir tur ile Oxford'a gidiyor. Turdaki rehber olan Alvin Martin'e burada hayran oluyor.
Ancak yakışıklı Martin Bir okul binasının bahçesinde Olivia'yı görür görmez aşık oluyor. Henüz hayali biri olduğunu bilmeden ona çarpılan Martin, Olivia'yı hayali olduğunu anlıyor. Tabi anlaması kolay olmuyor. Bir sürü serüven ve macera kitapta sizleri bekliyor.
Martin tüm olayları kavradıktan sonra bir taraftan onu seven canlı gerçek kadın, diğer taraftan aşık olduğu ama bir türlü ulaşamadığı hayali kadın arasında kalır. En sonunda arkadaşının da yönlendirmesi ile gerçek olana yönelir. Ancak son anda yaptığı hatayı anlar. Peki ya yaptığı hatasını telafi edebilecek mi? Yoksa onu sonsuza dek kaybedecek mi? Gibi bir sürü esrarengiz olaylar en sonunda çözülüyor...

Bir Türk yazarının Martin, Olivia, Natalie, Trish, Gilberto gibi yabancı karakterden oluşan bir kitabı ilk defa okudum. Bence çokta güzel olmuş. Çünkü yazar kitapta Oxford tur rehberi gezisini anlatırken yada Alvin'in İtalya'ya gittiğinde Martin'in onu İtalya'yı gezdirdiğinde sanki bende onlarla birlikte geziyormuş gibi heyecanlanıp, eğlendim. 

GÖLGEDE AŞK KİTAP YORUMU


Son olarak Burcu Yüzgeç kalemine sağlık çok güzel bir eser olmuş. Bu güzel eseri bana da göndererek benimde okumama sebep olduğun için bir kezde buradan teşekkür ederim...



Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

14 Kasım 2018 Çarşamba

Fikrimühim ve Hünnap Projesi

Selamun Aleykum sevgili blog okurlarım. Şimdi bloğuma baktımda en son eylülün 7 sinde bumerang reklamı yayınlamışım başkada ne yazı yazmışım nede reklam. Buraları çok boş bıraktım biliyorum; ancak gerekçem var. Buralara uğrayamadım çünkü, kpps ye hazırlandım. 3 aylık kpss hazırlanma süresi ondan sonra sınav vakti. Sınavdan sonra sınavın psikolojisi ve en son nezle denen illet hastalık yüzden sosyal medyalar dahil paylaşım yapamadım. Gerçi fenada olmadı. Benim için internet detoksu oldu. Ama artık bitti. Bundan sonra yine buralardayım. Sizlerle paylaşacağım konular yığıldı. Hepsini tek tek paylaşacağım...

Gelelim asıl konuya benim bloğa dönmemi hızlandıran fikri mühim paketini paylaşmaya. Uzun zaman önce gelmesini beklediğim ancak gelmediği için tamamen unuttuğum paket pazartesi günü elime ulaştı.😍


Fikrimühim ve Hünnap Projesi

Fikrimühim bu kampanyasını minik yavrucuklar için düzenlemiş.
Hünnap, yeni nesil keçi sütlü bebe bisküvisini ben de kızım da çok sevdik. 😍 Keçi sütü, tam buğday unu, keçiboynuzu unu ve hurma pekmezi kullanılarak üretilmesi ayrı bir güven verdi. 👍 Ayrıca kutudan çıkan
#biodesis probiyotikli yoğurt mayası ve
#hünnapkeçiboynuzuözü de merak ettiğim denemek istediğim ürünlerdi.
#hünnapstilltea emzirme döneminde kullandığım faydasını gördüğüm bir üründü. Halen emziren bir anne olarak çayı hemen  demleyip, afiyetle içtim.

Fikrimühim ve Hünnap Projesi

 Buarada benim minik prensesim 19 aylık oldu bile. Yeni yazılarda görüşmek dileği mutlu günler...


Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

7 Eylül 2018 Cuma

Kendi Aracınızla Yurt Dışına Çıkmak Artık Çok Daha Kolay!

Kendi Aracınızla Yurt Dışına Çıkmak Artık Çok Daha Kolay!
                 Kendi Aracınızla Yurt Dışına Çıkmak Artık Çok Daha Kolay!

Kendi aracınızla yolculuk yapmak gibisi yok! Dilediğinizde mola verirsiniz, canınızın çektiği gibi yemek yersiniz. Gittiğiniz yeri bir turist değil, gerçek bir gezgin gibi keşfedersiniz.
Üstelik aracınızla yurt dışına çıkmak için yapmanız gereken işlemler de her geçen gün biraz daha kolaylaşıyor. Bugünlerde, yeni tip bir çipli ehliyete sahipseniz, Yeşil Kart Poliçenizi yaptırarak sınırı kolayca geçebilirsiniz. Üstelik artık bunu yaptırmak için bir yere gitmeniz, belgelerin peşinde koşmanız da gerekmiyor.

Anadolu Sigorta, Türkiye’de ilk defa Yeşil Kart poliçesini online olarak alma imkanı sunuyor. www.anadolusigorta.com.tr adresini ziyaret edip, plakanızı ve TC kimlik numaranızı girerek işlemi onayladığınız takdirde poliçeniz kapınıza kadar geliyor. Size de seyahat rotanızı çizmek kalıyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

6 Eylül 2018 Perşembe

ALYANSIN TARİHÇESİ VE KAMPANYALI ALYANS MODELLERİ

Neden alyans takıyoruz hiç düşündünüz mü? Asırlardır süren yüzük takma geleneği nereden geliyor?


ALYANSIN TARİHÇESİ VE KAMPANYALI ALYANS MODELLERİ

Evlilik yüzüğüne dair ortaya atılan iki adet varsayım varmış. Bu varsayımları gelin hep birlikte öğrenelim;

1. Teori İp Teorisi

Eski dönemlerde erkekler sevdikleri kadınların el ve ayaklarını bağlayıp onları gözleme alırlarmış, erkek gözlemlediği kadının sevgi ve sadakatından emin olmaya başlayınca önce ayaklarını çözer ardından bu durum devam ederse ellerini çözermiş. Erkek kadına tamamen inanırsa ellerinden çözdüğü ipi parmağına bağlarmış. Bu bağ onların aşklarının ve sadakatlerinin bir simgesi olurmuş. İp zamanla kendini değerli metallere bırakmış ve alyanslar gümüş alyanslar ve altın alyanslar olarak günümüze kadar gelmiş.

2. Teori Sonsuzluk Teorisi

Bu teori yüzün halka şeklinde olmasından yola çıkıyor. Bildiğiniz gibi yüzükler parmağımıza da olması için halka şeklinde üretiliyor ve halkada sonsuz bir döngüyü simgeliyor. Yüzüğün tarihinin milattan önce 2000lere kadar dayandığını düşünülüyor.
Eski dönemlerde mısırda çeşitli bitkiler ile bu sonsuzluk döngüsü sağlanıp parmaklarda hayat bulurken, antik Romada demir ile devam etmiş.
Birde tabi yüzük parmağı meselesi var, hemen hemen her mediniyette alyans, şuan kullandığımız yüzük parmağına yani elin dördüncü parmağına takılarak kullanılır, bu uygulamadaki inanış ise bu parmaktan geçen bir damarın direk kalbe ulaştığına inanılması.

Alyansın tarihçesini öğrendiğimize göre artık alışverişe devam edebilirsiniz, sizin ve sevdikleriniz için sonsuzluğu nişanesi en güzel altın alyans modelleri altınbaş internet sitesinde var.



Son derece modern olan alyanslardan kadın ve erkek için aynı modeli tercih edebileceğiniz gibi. Birbirini kombinleyen şekillerde tasarım modelleri de tercih edebilirsiniz.



Üstelik ücretleri de piyasaya göre uygun. Zaten şuanda sitede de bu modeller kampanyalı alyanslar olarak yer alıyor. Sitedeki tüm modeller ayrı ayrı şekilde güzel. Harika tasarım modeller. Bu modelleri gördükçe acaba bizde, hazır kampanyalı ürün varken alyanslarımızı değiştirsek mi? diye düşünüyorum.


Evlenecek, evlilik teklif edecek kişiler yada evli ama alyanslarını değiştirmek isteyen kişilere altınbaş sitesine bir göz atmasını öneririm...
Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

29 Ağustos 2018 Çarşamba

BOLU YEDİ GÖLLER GEZİSİ

Yedi göller; Dağların ortasında bir yer, adete bir cennet. Zorlu yolların ardına konumlanmış, sanki 'beni gerçekten görmek isteyenler bu zorlu yoldan geçerek bana ulaşsın' der gibi...

BOLU YEDİ GÖLLER GEZİSİ

Yedigöller adından da anlaşılacağı üzere 7 tane göl ve gölleri çevrelemiş müthiş ormanlardan oluşmakta. Yukarıdaki fotoğraf karesindeki göl büyük göl olarak bilinen; göllerin en büyüğüdür.
Bu gölün 3-4 yerinde bizim fotoğraf çekindiğimiz yer gibi seyir terası var.
Bu terastan gölü izleyip, fotoğraflar çekebilirsiniz.

Hatta bu 7 göller ile ilgili birde efsane varmış. Efsaneye göre birbirine aşık 7 çifti barındırırmış bu göller.

Rivayete göre bu çiftler imkansız aşkları nedeniyle vatanlarından sürülerek bu yedi gölün çevresinde kalmaya karar vermişler. Büyük gölü en yaşlı çift, küçük gölü ise en genç çift almış.

BOLU YEDİ GÖLLER GEZİSİ

Saz çalan damadın olduğu çift sazlı gölü, en nazlı gelinin olduğu çift ise nazlı gölü almış.

Nazlı gölde pis bir koku vardı. O sebepten biz o gölü sadece şöyle bir gezip, dilek çeşmesi ve şelaleye doğru yürüdük. Dilek çeşmesinin yolu biraz engebeli bir yol olduğu için Miray ile yürümekte iyice zorlandık. Ancak herne kadar  şelalesi beklentimizden küçük dahi olsa o şırıl şırıl akan su sesini duyarak dilek çeşmesinden dilek tutup, su içmek tüm yorgunluğumuza değdi doğrusu. Videoda geniş şekilde var...



BOLU YEDİ GÖLLER GEZİSİ
İnce gölü yolculuktan bitap düşen damadın çifti almış.
Serin gölü dili damağına yapışmış çift almış.

Serin göl tahta bir köprü üzerinden geçip, etrafı koca köklü ağaçlar ile kaplı bir yerde olduğu için gerçekten de yakıcı güneşi engellediği için hafif bir esinti. Var. Burada durup, soluklanmak çok iyi geliyor.


BOLU YEDİ GÖLLER GEZİSİ

Derin göl ise yüzme bilmeyen aşıklar kalmış. Ama bilmezlermiş adının Derin göl olduğunu... Kıyıda başlayan hayatları yavaşça göle doğru geçmiş. Bir gün gelin çok derine gitmiş bunu gören damatta arkasından... Diğer aşıklarda bir daha görememiş onları, derin su aşıkları içine çekmiş. Sonraki gecelerde diğer aşıklar baktıklarında hep görmüşler silüetlerini aşıkların. Derin göle yaklaştığınızda duyduğumuz o güzel ses ve bulanık şekiller aşıkların şekilleriymiş. Hala kalbinde aşk taşıyanların bu sesleri duydukları söylenir..

Evet rivayet  bu şekilde ancak biz gölün üzerindeki bulanıkları gördük. Ama ses olarak derin göl kenarında kamp yapmış kampçıların sohbet ve seslerinden başka ses duyamadık. :( Acaba kalbimizde aşk taşımıyor muyuz ki?


Zorlu yolu gözümüzü korkuttuğu için en kısa sürede belki tekrar gidemeyiz. Ancak ilerleyen yıllarda özellikle kızım büyüdükten sonra onunla tekrar gidip, bu gölleri efsaneyi anlatarak gezmek isterim.


Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

15 Ağustos 2018 Çarşamba

BOLU ABANT GÖLÜ GEZİSİ

Bolu dağını; İstanbul'a giderken görmüş ve hayran kalmıştık...
Yedi göller ve Abant gölü çok övülünce bu seneki tatilimizi bizde buraları görmek için ayarladık. İlk olarak Ankara'dan Nallıhan üzerinden Abant'a gittik ( Nallıhan'da da çok güzel bir kuş cenneti var. Ancak içine gezemediğimiz için o yazısı şimdilik erteliyorum. Bir ara sadece orayı görmek için gideceğiz. O zaman buraya yazarım)
BOLU ABANT GÖLÜ GEZİSİ

Abant-Ankara arası yaklaşık 230 km ve aşağı yukarı 3 saat sürede gidiliyor.  Yolları ağaçlar ile kaplı güzel bir görsel şölen olduğu için yolu insanı hiç sıkmıyor.

Abant Gölü’nün uzunluğu yaklaşık 900 m. kadar, en derin yeri ise 18 metre. Denizden yüksekliği 1.328 metreyi bulan, bu 1,5 km′den az bir alanı kaplayan küçük bir tatlı su gölünün kuzeybatı bölümü yarı bataklık halde. Bu yüzden nadir özellikteki sarı ve beyaz nilüfer çiçekleriyle kaplı ve bu benzersiz bitki örtüsü onu özel kılıyor. Bu yüzden Abant Gölü ve çevresi Milli Park statüsünde bulunuyor.
BOLU ABANT GÖLÜ GEZİSİ


Abant ve çevresi Milli Parklar Müdürlüğü’ne bağlı olduğundan parka giriş ücretli. Abant Tabiat Parkı‘na giriş yaptıktan sonra arabanızı hemen girişteki otoparka bırakabiliyorsunuz. Dileyenler için göl çevresinde tur yapmak için farklı seçenekler var. İsteyene bisiklet, isteyene at, isteyen ise faytonlar ile gezebilir..
Biz çocuklar ile biraz gölün etrafında yürüyüş yaptıktan sonra çocukların isteği üzerine faytona bindik.

BOLU ABANT GÖLÜ GEZİSİ


Böylece ilk fayton tecrübesinide edinmiş olduk. Çok eğlenceliydi. Bence sizlerde bizim gibi ailecek gittiğyseniz fayton ile gezin. Böylece gölün etrafını hiç yorulmadan gayet güzel şekilde gezmiş oluyorsunuz. 

Abant gölü gezisinde yolları, yürüyüşümüzü hatta fayton gezimizi çektiğimiz videoları düzenleyip yükledim. Dlerseniz sizlerde izleyebilirsiniz. Videoyu buraya bırakıyorum. 😍




Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

1 Ağustos 2018 Çarşamba

İNGİLİZ CASUSUNUN İTİRAFLARI KİTAP YORUMU

Yazar: M.Sıddık Gümüş

Sayfa Sayısı: 128

Yayın Evi: Hakikat Kitabevi

İNGİLİZ CASUSUNUN İTİRAFLARI KİTAP YORUMU

İngiliz casusunun itirafları; Kitap 3 bölümden oluşmakta. Birinci bölümde  Hemper isminde bir İngiliz misyonerinin, İngiliz sömürge nezareti emri ile Mısır, Irak, İran, Hicaz Ve İstanbul'daki casusluk faaliyetlerini anlatmaktadır. İslamı İstanbul'da öğrenen casus, Bağdat'a İslamın zayıf noktalarını bulmak için gönderiliyor. Casus Sapık düşüncelerini, aldattığı zayıf imanlı bir Müslümanla yaymaya başlıyor. Ve yeni fırka kurmaya ikna ettiği zatla İngilizlerin İslam'ı kökten yok etmek adına yazdığı planlarının sadece birini uygulamaya koyabiliyor.

İkinci bölümde ise; Kitap bozuk düşünceleri yazarken aynı zamanda bu düşüncelerin yanlışlığını ispat ederek ilerliyor.( Sevdiğim bir kısmı da açıklamalar ve kaynak olarak belirttiği kitaplardı.) İslam dini adına da bir çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Kısa bir kitaptı lakin dili biraz daha hafifletilebilirdi diye düşünüyorum. 

Üçüncü bölümde ise; verilmek istenenler sonlara doğru karışsa da mesaj çok netti. İngilizlerin İslam üzerine planları detaylıca maddeler halinde mevcuttu. Dinimiz üzerine yapılan tahribatlar hakkında daha detaylı bir tespit yapmak isteyenlerin okumasını tavsiye ederim.

Ne varsa eskilerde der ve eskilerin söylediği bir söz olan ''Sahte doktor insanı hayatından ettiği gibi sahte hoca da insanı dininden, imanından eder'' Aklıma gelir. Zaten günümüzde de elini sallasan sahte hocaya çarpıyorsun. Bu sahte hocalar yüzünden sanki inançlı imanlı kişiler düzenbaz, sahtekarmış gibi algılanıp, suçu İslama atıyorlar. Halbuki suçu İslamiyette değil, kendilerinde aramaları lazım!..

Yüce Allah"Gönderdiğim nimetlerin kıymetini bilir, şükrünü yaparsınız, nimetlerimi artırırım. Şükrünü yapmazsanız elinizden alır, şiddetli azab ederim" buyurur.😐

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

26 Temmuz 2018 Perşembe

ELMALI KURABİYE TARİFİ

Merhabalar arkadaşlar;
Gün sofralarının, doğum günlerinin vazgeçilmezi olan; büyük küçük herkesin çok sevdiği en eski kurabiye çeşidi olan elmalı kurabiye tarifimi sizler ile paylaşmaya geldim...
Bu tarif her seferinde harika oluyor. Benim defalarca yaptığım bir tarif. O yüzden bence bu tarifi kesin deneyin.

ELMALI KURABİYE TARİFİ

Elmalı Kurabiye Malzemeleri

  • 3 su bardağı un
  • 250 gr oda ısısında tereyağı veya margarin
  • 1 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 şeker kaşığı kabartma tozu
  • 1 kahve fincanı pudra şekeri


İç malzemesi;
  • 3 elma orta boy elma rendesi
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 küçük boy çay bardağı şeker
  • 1 avuç dövülmüş ceviz (isteğe bağlı )


Elmalı Kurabiye Nasıl Yapılır?

İlk olarak Elmaları soyup, rendeleyin. Şeker ve tarçın ekleyip bir tava içinde devamlı karıştırarak elmalar suyunu salıp, çekene kadar pişirin.
Soğuyunca içine cevizde ekleyebilirsiniz.

Şimdi sıra hamurunda; yoğurma kabına hamur malzemelerini -un hariç- koyun. Sonrada elinizle tüm karışımı karıştırdıktan sonra unu azar azar eleyerek ilave edip yoğurun. Ele yapışmayacak kıvamda bir hamur olması gerekiyor. Sonrada hamuru 3 parçaya bölün. Elmalı kurabiyelerim daha küçük olsun derseniz 4 hatta 5 parçaya da bölebilirsiniz...

ELMALI KURABİYE TARİFİ

Her bezenin altını ve üstünü unlayıp, bir merdane yardımı ile açın. Yarım santimetre kalınlığında olsun. Sonra açtığınız o hamuru önce dörde, sonrada her bir parçayı iki ye bölün. Toplamda 8 üçgen oluyor böylece.

Geniş kısımlarını soğuyan elmalı harçtan koyup, sigara böreği sarar gibi sarın. Tüm hamura aynı işlemi uygulayarak elmalı kurabiyeleri yaptıktan sonra sıra pişirmeye geldi. İlk olarak fırın tepsisinin içine pişirme kağıdı serin. Sonrada hazırladığınız elmalı kurabiyeleri tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış 175 dereceli bir fırında 25 dakika kadar pişirin. Altı hafif kızarması lazım. Ilıyınca da üzerine pudra şekeri serpin.

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun!

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

17 Temmuz 2018 Salı

PATATESLİ KEK TARİFİ

Merhabalar arkadaşlar, biz millet olarak büyük küçük herkesin patatese ne kadar çok düşkün olduğumuzu biliyorsunuz. İçinde patates olan her yemeği büyük bir iştahla yeriz. Peki bu sefer patates ile bir kek yapmaya ne dersiniz? Üstelik lezzetli olduğu kadar doyurucu da olan patatesli kek yapmak ister misiniz?
 Bu kekten daha önceden hiç yaptınız mı? Yapmadıysanız çok şey kaybetmişsiniz demek. Çünkü bu kek sabah kahvaltısına, beş çayına, ani gelen misafirlere, çocuklara hatta bu yaz aylarında akşam yemeği yerine dahi geçebilecek harika bir tarif.
PATATESLİ KEK TARİFİ

Demli çayın yanında, dostlarla sohbetlerinizi şenlendirecek, damağınızda yer edecek olan yumuşacık patatesli kek tarifimi bence denemeyen kalmasın!

Patatesli Kek Malzemeler

  • 3 adet yumurta 
  • 1 su bardağı yoğurt 
  • 1 su bardağı sıvı yağ 
  • 1 adet soğan 
  • 3 adet patates 
  • Yarım demet maydanoz 
  • 2 tatlı kaşığı pul biber 
  • 1 çay kaşığı karabiber 
  • 1 tatlı kaşığı tuz 
  • 1 paket kabartma tozu 
  • 2 su bardağı un

Üzeri için:

  • Susam

Patatesli Kek Nasıl Yapılır?

İlk önce patatesleri yıkayıp küp şeklinde küçük küçük doğrayın. Sonrada bol suda yıkayıp, süzmeye bırakın. Daha sonra soğanı ve maydanozları da küçük küçük doğrayıp hazır edin.
Oda sıcaklığındaki yumurtaları mikserle çırpıp üzerine yoğurt, sıvı yağ, karabiber, pul biber ve tuzu ekleyip karıştırın.
Doğramış olduğumuz patates, soğan ve maydanozu ekleyip tekrar karıştırın.
En son kabartma tozu ve unu ekleyerek karıştırın.
Dikdörtgen borcama yağlı kağıt serip, hazırladığınız patatesli kek harcını dökün.
Ve son olarak 180°fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
Yaklaşık yarım saat sonra servis edin. İsteyen içine dereotuda koyabilir.

PATATESLİ KEK TARİFİ
,
Hemen şimdi beş çayı için bu tarifi yapın bence. Börek tadında; tuzlu bir kek tarifi olan patatesli kek yiyenlerin damaklarını şenlendirip, hemen tarif istetiyor. benden söylemesi...
Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun!
Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

11 Temmuz 2018 Çarşamba

13. YIL EVLİLİK YIL DÖNÜMÜZ

Yeryüzündeki en büyük mutluluk huzurlu bir evlikliktir. Çünkü huzurlu bir evliliğin olursa onun meyveleri olan evlatlarında huzurlu ve sevgi yüklü oluyor. Çok şükür ki Rabbim benim karşıma ruh eşimi çıkardı. Rabbim herkesin karşısına yanında huzurlu ve güvende hissedebileceği kişilerle evlenmeyi nasip etsin.

Biz 13 yılı bugün devirdik. Dile kolay koskocaman 13 YIL! Bu 13 yılda her gün güllük gülistanlık mı geçti dersiniz? Kesinlikle öyle değil.
Oğuz Atay'ın bir sözü vardır. Çok hoşuma gider: ''Her insanın yaşadığı en az iki hayatı vardır. Biri bildiğimiz vitrinlik, diğeri bilmediğimiz derinlik...''
Bence çok doğru bir söz. Herkesin hayatında güneş doğduğu gibi yağmurlar hatta karlarda yağar. Önemli olan öyle günlerde birbirinize destek olup en az enkazla çıkabilmeyi başarabilmek. Böyle zor günleri birlikte birbirinize destek olarak çıkabiliyorsanız ne ala; Ama yok çıkamıyorsanız o evlilik maalesefki uzun vadeli olmuyor.

Biz bundan 13 yıl önce 10.07.2005 yılında evlendik.
13 yıl neler yaşadık, neler....
Bazen kızıp isyanlar ettik, bazen hüngür hüngür ağladık, Bazende karnımız ağrıyana kadar katıla katıla güldük. Ama her şeyi birlikte yaptık. Tıp ki ekmeğimizi paylaşır gibi sevgimizi, üzüntümüzü öfkemizi de paylaştık. Bence uzun vadeli evliklik için kilit noktada bu PAYLAŞMAK!


Kocişkom günleri karıştırıp, ayın 9'unda beni arayıp: ''Aşkım akşama yemek yapma dışarıda yiyelim.'' dedi.
Ben önce şaşırıp: Neden, niçin diye sorunca ''Evlik yıl dönümüz ya çocuklar ile birlikte güzel bir akşam geçirelim'' dedi.
Bugün ayın 9. u olduğunu söyleyince. Şaşırıp: ''Yaa öyle mi? Ben bugün 10 u sanıyorum. Olsun. 9 u olsun. İlla 10 unda mı kutlama yapacağız. Bizde 9 unda yaparız dedi.'',

Bende ona hak verdim. Ve hep birlikte evimize en yakın bir lokantaya gidip, akşam yemeğimizi yedik.
Çocuklar çok mutlu oldu. Ben çoook mutlu oldum. Doğal olarak kocişkomda bizim mutluluğumuz ile mutlu olduğu için oda çok mutlu oldu. Rabbim mutluluğumuzu daim etsin. (amin)

Yаşаmımız boyuncа güneş hep önünüzde olsun ki gölgeler аrdımızdа kаlsın. Seni çok seviyorum bir tаnem. Her günümüz birbirimizi dаhа çok severek ve birbirimize dаhа çok bаğlаnаrаk geçsin. Hаyаt boyu mutlu ve huzurlu yаşаyаlım. Yuvаmızdаn sevgi eksik olmаsın…


Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

2 Temmuz 2018 Pazartesi

DENEBUNU HAZİRAN AYI KUTU İÇERİĞİ VE KUTU DEĞERLENDİRMESİ

Temmuz ayının ilk pazartesinden herkese selamlar!
Bugün sizlere denebunu.com sitesinden aldığım 2. kutumun içeriğini ve kutu ile yaptığım değerlendirmeyi paylaşacağım.

DENEBUNU HAZİRAN AYI KUTU İÇERİĞİ VE KUTU DEĞERLENDİRMESİ

Denebunu Haziran Kutusu İçeriği

  • Knor deneme boy çeşni paketi
  • Prima kilot bez paketi 4 adet
  • Le Petit Marsellais Akdeniz Çileği Duş Jeli 10ml
  • Univita Kozmetik Argan Yağlı Krem 4ml
Yukarıdaki ürünlerden 2 tanesi kutuda yoktu. Sanırım bir hata oldu. knorr çeşni paketi ve prima vardı. Ancak duş jeli ve argan yağlı krem paketin içinden çıkmadı. Normalde bana bu ay gelmesi gerekenler yukarıda yazıldığı gibiydi halbuki... 😩

Denebunu Kutusunu Nasıl Değerlendirdim?

Haziran ayı denebunu kutusu; rengarenk zikzak desenli bir kutu idi. Ben bu kutuyu şubat ayı kutusunda yaptığım gibi kitap ayraç yaparak değerlendirdim. İlk 3 kitap ayracını kutuyu dikdörtgen -kitap ayracı- şeklinde kesip, alt kısmına püskül takarak yaptım. Diğer 3 kitap ayracını ise kutunun arka kısmına aşağıda da gördüğünüz gibi uyuyan sevimli kedicikli kitap ayraçlarından yaptım. 😊

DENEBUNU HAZİRAN AYI KUTU İÇERİĞİ VE KUTU DEĞERLENDİRMESİ

Kartondan Yapılan Kedi Kitap Ayracı nasıl Yapılır?

Kutunun arka tarafı sade beyaz renkli idi. O kısma hemen en basitinden nette gördüğüm bir kedi figürünü çizdim. Sonrada gözleri, ağzı, burnu kulakları hatta patilerini dahi çizip, renklendirdim. En son olarak kulaklarının fazlalıklarını bir makas yardımı ile kestim. Sonrada falçata ile ön bacaklarını vede patilerini kesip, kedili kitap ayracını yapmış oldum.

DENEBUNU HAZİRAN AYI KUTU İÇERİĞİ VE KUTU DEĞERLENDİRMESİ

Çocuklar en çok kedili kitap ayracını çok sevip, hemen kullanmak istediler. Bence çok sevimli oldular. Yapımı çok basit olan bu kitap ayraçlarından bence sizlerde kitap okumayı çok seven çocuklara yapıp, hediye edin.  

DENEBUNU HAZİRAN AYI KUTU İÇERİĞİ VE KUTU DEĞERLENDİRMESİ

Bu tarz değerlendirme fikirleri daha gelecek. Çünkü bu aralar beynimde bir sürü fikir dolanmakta. Hangi birini faaliyete geçirip, yapacağım konusunda çoğu zaman kararsız kalıyorum. 🙈


Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

28 Haziran 2018 Perşembe

İFŞA ADİLEN SIRLAR KİTAP YORUMU

Yazar: Selvihan Kadıoğlu

Sayfa Sayısı: 367


İFŞA ADİLEN SIRLAR KİTAP YORUMU


Merhabalar arkadaşlar bugün sizlere yaklaşık 3 ay önce okumaya başladığım. Ama kitapta aradığım hazzı bulamadığım için ara ara okumaya ara verdiğim ifşa edilen sırlar kitabının yorumu paylaşmaya geldim. Kitaba ara verdiğim süre zarfında; kitap sürekli gözüme batıyor. Sanki 'beni oku' dermiş gibi geliyordu. Bu ayda da Miray'ı uyuttukça sessiz evde her fırsatta elime alıp, okumaya başladım. Ve nihayet bitirdim.

Aslında yukarıda yazdığıma bakmayın. Kitap okunmayacak derece değil. Hatta çoğu kişi tarafından sevilebilir bile. Çünkü bu kitabın içeriği sosyal medyalarda büyük büyük süslü cümleler yazan kişilerin cümlelerinden oluşmakta.

Bir kadın var. Kadının küçük yaşta, babası başka kadına aşık olduğu için annesini terk eder. Tabi doğal olarak onları da -bir tanede kız kardeşi var-  Kız çocukların babaya ne kadar düşkün olduğunu hepimiz biliriz. Tabi bu durumda o çocuk için bir travma yaratır.

Babası ile ilgili söylediği altını çizdiğim cümleler...

''Babamın kendisi yoktu ama eşyaları vardı etrafta. Dün sabah yüzünü kuruladığı beyaz havlu, mavi çiçekli divanın üzerinde başını koyduğu "kırmızı yastığı, sehpanın üzerinde duran kahverengi tespihi. Hani o neredeydi? Yoktu...
 Mutlu olmanın bir yolu da sevmek ve sevilmekse eğer; diğer yolu da hayata gülümseyerek bakmaktır.

Babam; çocukluk günlerimin vazgeçilmez anılarını oluşturur. İlerleyen zamanlarda da hayatımın gerçeğini. Bilemiyorsun o dönemlerde ne yaşayacağını. Senin için çok değerli hatta herkesten daha çok önemli bir insanın, gün gelipte tek bir kararıyla seni, geçmişini ve o güzel günlerini yakıp yıkacağını. Nereden bileceksin ki. Biz hep birlikte olacağımızı düşünürüz. Herkes gider bir ailen kalır sana. Bunu öğretmediler mi bize? herkes aynı cümleleri kurmuyor muydu? ne büyük yanılgıymış meğer...
gibi....

Küçük yaşta yaşadığı bu talihsiz olay yüzünden sürekli içine kapanık, hiç arkadaşı olmayan biri olan kadın evlenir. Hatta bir tanede çocuk doğurur. Ancak hayat ona her fırsatta şaplak patlattığı gibi çocuğunu kaybeder. Hemen onun ardından da sürekli tartışmalar yüzünden geçimsiz olan evliliği de biter. Kız kardeşi de yurt dışına evlenip gider. Ve  böylece bir annesi ile kalır. Hayatını da tek dert ortağı yoldaşı olan anası da ölünce iyice yalnız kalır.

Neye inanırsan onu yaşarsın derler. Belkide insan ne olursa olsun yaşanan geçmişi geride bırakmak istiyor. Kim bilir, belkide bunu farkına varmadan yapıyorlar. Montaigne derki; ''insan hayatı karasız ve değişkendir. Ufacık bir eylem yüzünden başka bir durumdan bambaşka bir duruma geçiverir'' sanırım doğru söylüyor. Zaten hayatı ıskalayan da, boş veren de, kendine en büyük kötülüğü yapan da kendisi değil midir?

Bir arkadaşının ormanlık bir yerde olan ıssız evinde yalnız yaşayarak hayatını yaşadıklarını sürekli sorgulayarak ölür. Tam bir dram kitabı olan ifşa edilen sırlar kitabında yukarıda da yazdığım gibi çok güzel özlü sözler var. Şimdi kitabı şöyle bir karıştırdım da ne çok altını çizdiğim cümleler, paragraflar varmış. Son olarak o çizdiklerimden bir kaçını daha paylaşıp bu postu bitirmek istiyorum...

İnsan doğası gereği hep daha fazlasını istiyor. Azla yetinmeyi bilmiyor sanırım. Sonunda ulaşamayacağı bir noktayı kendine hedef seçiyor ve hayatının geri kalanını yorgun ve mutsuz geçiriyor.

Başkalarını yargılamakla uğraşan değil, kendini yargılayan insan adaleti öğrenebilir.
Bu yaşlılık ne zormuş.
İnsanların hayatta yapabileceklerinin giderek azalması mı? Yaşlılık.
Yoksa; hayattan geri çekilme mi?
Eskide kalmak mı yoksa?
Yaşamdaki döngünün son devresi. 

Kendini tüketmeyen, varlığını inatla hissettiren duygu. Umut.


Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

19 Haziran 2018 Salı

RAMAZAN BAYRAMI VE BABALAR GÜNÜNDEN GERİYE KALANLAR

Nasrettin Hoca, Akşehir'de kadılık vazifesini yürütürken, karşısına iki adam çıkmış.
Nasrettin Hocaya sormuşlar:
- "Hocam, bunca senedir oruç tutuyoruz. Acaba Ramazan-ı Şerif, bizden memnun mu, onu memnun edebiliyor muyuz?"
Hoca cevaplamış:
- "Düşündüğünüz şeye bakın, o mübarek hiç memnun olmasaydı, her sene 10 gün önceden gelir miydi?" 😃
 Umarım Ramazan-ı Şerif Nasrettin Hocanın dediği gibi bizden memnundur...
Bu fıkrayı arife günü sosyal medyada görmüş ve çok beğenmiştim. Sizlerle de paylaşmak istedim.😉

Mübarek Ramazan ayı giderken bizlere hediye olarak bıraktığı Ramazan Bayramını da yaptık. Çok şükür ailecek güzel bir gün geçti. Gerçi benim için ailem ile birlikte olduktan sonra her gün bayram tadında oluyor... 😍

RAMAZAN BAYRAMI KOMBİNLERİ


Kocişkom çocuklar ile birlikte yine sabah erkenden bayram namazına gittiler. Onlar gelene kadar bende evi toplayıp, kahvaltıyı hazırladım. Sonrada 1 aylık Ramazan ayından sonra ilk defa bir masa başında hep birlikte kahvaltı yaptık. Ve bayramlaşıp, hazırlanıp, büyükleri ziyarete gittik.

Bu sene Ramazan bayramı tatili kısa olduğu için şehir dışına çıkamadık. Ankara içi ve ilçesinde bayram ziyareti yaptık.

ANNE KIZ KOMBİNİ

Genç kızken imrendiğim 2 şey vardı.
Biri çocuklarını ikiz gibi giydirmek. Çok şükür rabbim iki tane oğlan verdi. O imrendiğim ikiz gibi giydirmeyi sürekli yaptım. Halen bile onlara bir şey alırken 12 ve 9 yaşı var mı? diye bakıp, öyle alıyorum.

İkincisi ise anne kız giyinmekti. Bu duyguyu yaşayamayacağım diye çok korkmuştum. Ama rabbim kalbime göre verdi. Bana sonradan bir tanede kız çocuğu verdi. Şimdi de kendime ve ona aldığım kıyafetleri uyumlu almaya çalışıyorum. Bu bayramda aynı şekilde anne-kız kombini yaptım. Ben kızımla uyumlu giymekten zevk alıyorum. Umarım oda büyünce aynı şekilde düşünür.

Bayramın 3. günü bildiğiniz üzere babalar günü idi. Babalar gününde çocuklar harçlıkları ile babalarına yaş pasta almak istediler. Ancak bizim mahalledeki pasta hane bayram tatili sebebi ile kapalı olunca pasta alma hayalleri suya düştü. Başka bir şey yapmaya da zaman olmayınca kuru kuru babalar günü kutlamak  zorunda kaldılar.

Gerçi akşam babalarına dondurma ısmarlayacaklardı. Ama babaları akşam boğazı ağrıdığı için onuda yapamadılar. 😊 Anneler gününde de bana çiğ köfte ısmarlamıştılar zaten. 😂

Canım kuzularım bize varlıkları bir armağan. Onların dizimizin dibinde olup;  bize 'anne ve baba' diye seslenmeleri bizim için en büyük hediye. Gerisi teferruat!

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım

12 Haziran 2018 Salı

2017-2018 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI BİLANÇOSU

Bir eğitim ve öğretim yılının daha sonuna geldik. Yine dolu dolu kah eğlenceli, kah hüzünlü, kah çok yorucu, kah hayal kırıklıklı, kah gururlu gibi her duyguyu içinde barındıran bir yıldı.

Bu yılda Emir'im satrançta Sincan 2.si olduğu için okulumuz oğluma bayrak töreninden önce tüm okul önünde iftihar belgesi verdi.


O anlarda müdür elinde mikrofon 'Emir Taha Dönmez!' diye anons geçince çok duygulandım ve heyecanlandım. Benim ismim okunsaydı belki bu kadar heyecanlanmazdım. Ki zaten heyecandan kamera çekecektim; çekmemişim.... 😞

Yukarıda ki şekilde boynunda madalyası, elinde iftihar belgesi ile okul merdivenlerinde oğlumu görmek gerçekten de çok gurur verici bir durum. Rabbim tüm annelere bu duyguyu yaşatsın. Çünkü gerçekten de bu duygu anlatılmaz yaşanır....


 91.174 bir not ortalaması ile yine diğer yıllarda da aldığı gibi takdir belgesini aldı. Ve böylece bu güzel karne ile 6. sınıfa tamamlamış oldu. Darısı 7. sınıfa inşallah. Bakalım 7. sınıfta oğlumu nasıl bir yıl bekliyor olacak? Yaşayıp, göreceğiz....


Ve ikinci kuzum, ak kuzumda 3. sınıfı bitirdi. Karnesini aldığı anda öğretmeni ile çekilmiş bir kare..
Kuzumun karnesindeki tüm dersler ve davranış notları 'çok iyi' idi. Seneye 4. sınıfa geçecek. Artık oda not sistemli bir yılın içinde olacak. Bakalım abisinin gösterdiği başarıyı oda gösterebilecek mi? Ve ilk takdir belgesini alabilecek mi? Onuda yaşayıp, göreceğiz...


Sabah 10.30 Emir'in karne alma töreni vardı. Efe ve Miray ile birlikte Emir abilerinin törenine katılmaya gittik. Bizim küçük hanım ara ara sıcaktan bunaldığı için isyan bayraklarını kaldırıp, ağladı. Sanırım henüz bu tarz yerlere götürmek için çok erken diye düşündüğüm için öğleden sonra 13.30 da olan Efe'nin karne törenine onu götürmedim.

Tüm çocuklar karnelerini aldıktan sonra okul 1. 2. 3. lerine ödüller verildikten sonra tüm çocuklar ellerinde karneleri hep birlikte havada salladılar. Nede olsa o karneyi alabilmek için 10 ay çalıştılar. Belki aralarında bazı notları düşük olan çocuklar vardı. Ama olsundu. Seneye daha çok çalışır ve o düşük notları düzeltirlerdi. Nede olsa her şey not demek değildi...


Şimdi sıra en büyük iş biz analara düşüyor. Evde sıkılan çocuklar için kurs ve aktiviteler bulmak için uğraşacağız... Tüm çocuklara iyi tatiller, Tüm analara bol bol sabırlar dilerim. ;)

Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım