27 Haziran 2016 Pazartesi

Çilekli Parfe Tarifi

Yazın tatlı olarak en çok tükettiğimiz çeşit parfe oluyor...
Ben bu parfeden genellikle sık sık yapar ve derin dondurucuma atarım. Çünkü yapımı 5 dakika olan bu tatlıdan; içiniz yandığı ve canınızın da tatlı bir şeyler çektiği, o anlarda hemen imdadınıza yetişir.

Çocuklar benim yaptığım bu parfeye soğuk pasta diyorlar. Ne zaman benden pasta isterlerse; hemen cümlelerin sonuna ''ama soğuk pasta istiyoruz, ona göre haaaa'' diyorlar :)

Ben bu parfeyi evde olan her meyve ile yapıyorum. Ancak bloğuma henüz vişneli parfe ve limonlu parfe tariflerini eklemişim. İnşallah yakında şeftalili, elmalı, kayısılı gibi bir sürü meyvenin parfe tariflerini de ekleyeceğim. İsterseniz hemen tarife geçelim de, henüz vakit varken bir koşu mutfağa gidip, çilekli parfeden yapıp, derin dondurcunuza atın. Akşam iftardan sonrada serin serin yiyin, hııı olma mı? ;)

Çilekli Parfe Tarifi

Çilekli Parfe malzemeleri

  • 1 paket krem şanti
  • 1 su bardağı soğuk süt
  • 1 yemek kaşığı pudra şekeri
  • 1 paket pötibör bisküvi
  • 1 su bardağı doğranmış çilek
  • Dilerseniz damla çikolata da ekleyebilirsiniz (ben bu tarife eklemeyi unutmuşum; ancak diğer yaptığım çilekli parfelerde eklemiştim)

Çilekli parfe nasıl yapılır?

İlk olarak çilekleri bir güzel yıkayıp, süzün. Sonrada küp küp doğrayın. Sonarda petibör bisküvileri elinizde kırarak, doğranmış çileklerin içine ekleyin.

Çilekli Parfe Tarifi

Bir kenarda da krem şantiyi soğuk süt ve içine damak tadınıza göre ekleyeceğiniz pudra şekeri ile birlikte önce düşük devirde daha sonrada yüksek devirde koyulaşana kadar çırpın.

Daha sonrada tüm karışımları karıştırıp,ezmeden yavaş yavaş karıştırın. Sonara bir borcam, kek kalıbı, kase gibi bir kabın içine streç film ile kaplayın. Kenarlarına da biraz sarkıtın. Sonrada hazırladığınız çilekli parfe karışımını o kabın içine döküp, yayın. Kenarlarından sarkıttığınız streç filmi üzerine kaplayıp, derin dondurucuya atın.

Çilekli Parfe Tarifi

Hatta ben çocuklar ile birlikte bir kartona kalp şekli verip, onun içini streç filmi ile kaplayıp, farfe için kalıp olarak kullanmıştım. Bence bu şekilde de çok güzel bir sunum oldu. Sunum şeklini tamamen sizin hayal gücünüze kalmış.

Hazırladığınız parfeyi bir gece buzlukta bekletirseniz çok güzel olur. Ama yok benim vaktim yok, hemen servis etmem lazım derseniz de; parfe donana kadar yaklaşık bir 3 saat kadar buzlukta bekletip, çıkarın. 

Donma şeklini siz kendi istediğiniz şekilde dondurabilirsiniz. Çok dondurmak istemezseniz. Bir saat kadar buzlukta bekletip, hemen çıkarın. 

Yapacak olanlara şimdiden kola gelsin ve afiyetler olsun...

24 Haziran 2016 Cuma

Kar Kokusu Kitap Yorumu

Yazar: Ahmet Ümit

Sayfa Sayısı: 261

Baskı Yılı: 1998

Yayın Evi: Doğan kitap

Kar Kokusu Kitap Yorumu


Ahmet Ümit'i ilk bab-ı esrar kitabını okuyarak tanımıştım. Yazarın bu kitabından sonra diğer kitaplarını da okumaya karar verdim. Araya bazı kitaplar girdikten sonra karşıma bu seferde Ahmet Ümit'in kar kokusu kitabı çıktı. Bu kitap yazarın 2. kitabıymış O yüzden olsa gerek bab-ı esrar kitabı kadar etkileyici vede sürükleyici değildi. Hatta ilk sayfalarda okurken bir siyaset kitabı diye düşünüp, okumayı bırakmayı dahi düşünmüştüm. Ancak yazarın kalemi o kadar sağlam ki bir siyaset kitabı dahi olsa, seni kendine bağlıyor.

Bende öyle ara ara her boş kaldığımda elime alarak, kitabı okumaya devam ettim. Kitap ortalara geldiğinde tüm olay ve karakterler kafanda canlandığı için, ufakta olsa bir merak duygusu uyandırıyor. Sonrada Moskova'lı ajanlar gibi sende 'acaba katil hangisi? Köstebek kimdi? Daha doğrusu bir köstebek var mı? Yoksa köstebek hikayesi sadece atılmış bir yem mi?' gibi soruların cevabını bulmak için kafa yoruyorsun...

Kar kokusu kitabının konusu:


Kitap ilk olarak Moskova'nın kara kış havasını sana anlatmak ile başlıyor. Bence Ahmet Ümit o kadar güzel betimleme yapmış ki; zaman zaman haziranın ortasında olmamıza rağmen, burnuma kar kokusu geliyor. O karın soğukluğu ve zor koşullarını, kurulduğun koltukta dahi hissediyorsun.

1980 darbesi sonrası ülkelerden gelen, diğer komünist öğrenciler ile birlikte eğitim gören TKP'li Türk öğrencilerden kod adı Mehmet olan öğrencinin öldürülmesi ile roman başlıyor.

Yukarıda da yazdığım gibi grupta bir köstebek var istihbaratı ile KGB ajanları tarafından küçük çaplı bir takip operasyonu başlıyor. Bu esnada o sınıftaki Türk öğrencilerden birinin ölümü üzerine, tüm Türk öğrencilerini tek tek sorgulamaya başlıyorlar, KGB ajanları...

Sorgu esnasında Tüm TKP'li öğrencilerin aslında kimse kimseyi gerçek kimliği ile tanımadığı ortaya çıkıyor. Bu yüzden öğrenciler dahi birbirlerinden şüpheleniyorlar.

İlk kitabı okumaya başladığınızda, her ne kadar bir siyaset kitabı diye düşünseniz de, kitabı okuyup bitirdikten sonra anlayacaksınız ki, kar kokusu kitabı bir siyaset kitabı değil; bir polisiye-gerilim kitabı...

Kitabın tek sevmediğim yönü ise, olayların çok yavaş işlemesi. Buda sanırım romanda çok fazla karakter olmasından kaynaklanıyor. Bu karakterlerin zaman zaman -romanın işleyişi açısından- önceki hayatlarına yer verdiği için olsa gerek.

Katil göz önünde gibi gözüküyor; ancak bu şekilde göz önünde düşünülen kişi asında katil değil. Tam zıttı hiç aklına gelmeyen kişiler katil olurya, genellikle polisiye-gerilim kitaplarında. Sende o yüzden hiç akla gelmeyen kişilerden şüphelenip: ''acaba katil bu mu?'' diye düşünüyorsun. Ancak yazar romandaki ajan karakterler gibi okurları da ters köşe yapıp, katilin gözümüzün önünde olan ve ben katilim diye intihar eden kişi olduğu ortaya çıkıyor.

22 Haziran 2016 Çarşamba

Spor Gömleklerinde Şıklığın Adresi; Pierre Cassi!

Moda, giyim denilince; genellikle bayanlar akla gelir. Ancak günümüz erkekleri de en az bayanlar kadar giyim ve kuşamına düşkün oldu. Bu yüzden günümüzde erkek giyim markaları çoğaldı.

Ancak yaklaşık 50 yıldır erkek modasında kendini kanıtlamış, yenilikçi ve her sezon trend ürünleriyle erkek modasında özel bir mevkiye gelmiş, pierrecassi giyim kadar kaliteli ve şık erkek giyimini bağrında barındıran bir marka, henüz yok.

Spor Gömleklerinde Şıklığın Adresi; Pierre Cassi!

Hazır Ramazan bayramı da yaklaşırken, eşlerinize, babalarınıza, sevgililerinize veyahut erkek çocuklarınıza pierre cassi markalı ürünlerden alıp, hediye edebilirsiniz.

Spor Gömleklerinde Şıklığın Adresi; Pierre Cassi!
Siteyi şöyle bir göz attım. Tamda eşimin bu aralar ihtiyacı olan gömlek kategorisinde ki spor tarzı gömleklere bayıldım.

Spor Gömleklerinde Şıklığın Adresi; Pierre Cassi!

Erkek spor giyim denilince ilk aklıma gelen gömleklerden biride kot gömlekler olur. Gerçi bu kot gömlekler bayanlara da çok yakışıyor.

Spor Gömleklerinde Şıklığın Adresi; Pierre Cassi!

Kaliteli kumaş ve şık kesimleri ile zarafet abidesi olan gömlekler yanında spor giyim erkek takımları ve blazer erkek ceketleri de, spor bir kombini tamamlayan çok güzel bir parça olabilir.

Spor Gömleklerinde Şıklığın Adresi; Pierre Cassi!
Pierre Cassi Firması Hüseyin URAL Tarafından 1970 yılında İstanbul’da kurulmuş. Bir yerli malı markası, Ki zaten yerli malı olması da ayrı bir avantaj. Nede olsa yerli malı yurdum malı, değil miydi?

20 Haziran 2016 Pazartesi

Analı Kızlı Köfte Tarifi (içli köfte yapılışı ile birlikte)

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere yöresel bir lezzet olan, analı kızlı köfte tarifini paylaşacağım. Bu köftenin anaları tıp ki içli köfte gibi yapılıyor. Ama yanında küçük köfteler olması vede pişiriş tarzı farklı olduğu için, lezzeti de içli köfteden farklı.

Görüntü olarak sulu olması sizi yanıltmasın. Çünkü analı kızlı köfte; kesinlikle bir çorba değil. Bence bu lezzet tam bir ana yemek. Ana yemek olarak analı kızlı yapıp, misafirlerinize ikram edin. Sonrada övgüler üzerinize üzerinize yağsın ;)


Analı Kızlı Köfte Tarifi (içli köfte yapılışı ile birlikte)

Analı Kızlı Köfte Malzemeleri

  • 300 gram yağsız et 
  • 1 su bardağı ince bulgur 
  • 1 su bardağı irmik 
  • 1 orta boy soğan 
  • 1 yemek kaşığı un 
  • 2 yemek kaşığı tuz 
  • 1 çay kaşığı karabiber 
  • 1 kaşık domates salçası 
  • 1 kaşık biber salçası 


Analı Kızlı Köftenin İç Harcı Malzemeleri

  • 300 gram orta yağlı kıyma
  • 1 adet soğan
  • Yarım demet maydanoz
  • Tuz
  • Karabiber
  • Yeni bahar
  • Kırmızı biber
  • Kimyon
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ



Analı Kızlı Köftenin Suyu İçin Malzemeler



  • 1 yemek kaşığı domates salçası 
  • 1 yemek kaşığı biber salçası 
  • 1 yemek kaşığı tere yağı


Analı Kızlı Köfte Nasıl Yapılır?



Analı kızlı köftenin, köftesini hazırlamak için (içli köftesi için) ilk olarak bir yoğurma kabına ince bulgura çok az kaynar su koyup biraz yumuşamaya bırakın.


Daha sonra etleri, bıçağı iyi kesen bir mutfak robotuna koyup çekin.

Sonra içine soğanlarımızı da ekleyip iyice macun kıvamına gelen kadar çekin.
Analı Kızlı Köfte Nasıl Yapılır?



Et ve soğanlı karışımı mutfak robotundan alıp daha önceden hafif ısladığımız ince bulgurun üzerine ekleyip iyice yoğurun.
Daha sonra sırası ile irmik, salçalar, tuz ve baharatları ekleyip, tıp ki, bir çiğ köfte yoğurur gibi yoğurun.

Tavaya sıvı yağı koyup onun içine ince ince doğradığınız soğanları ekleyip kavurun.

Daha sonra kıymayı da ekleyin, kıyma suyunu çekip bırakana kadar pişirin. Pişirdikten sonra altını kapatın.

Sıcaklığı biraz geçtikten sonra ince ince doğradığınız maydanozu da içine ekleyin.

Analı Kızlı Köfte Nasıl Yapılır?



İç malzemesini de hazırladıktan sonra analı kızlı köftenizin anası ve kızını yapmaya koyulun. Bunun için yapmanız gereken önce analarını yapmak. İlk olarak, yumurta büyüklüğünde bir parça koparın. Daha sonra bu kopardığınız parçayı sol elinize alıp işaret parmağınız ile çevirerek içini oyun. Tüm bu işlemleri yaparken yanınızda su bulundurun. Ben bu şekilde analı kızlı köfteleri hazırlarken yanımda bir tas su bulundururum. Çünkü köftelerinizi yaparken devamlı elinizi ıslatmanız lazım.
Analı Kızlı Köfte Nasıl Yapılır?


Köftenizin içini oyduktan sonra daha önceden hazırladığınız iç malzemelerden koyun. Sonra yine elinizi ıslatarak köftenin ağzını kapatın.

Analı kızlı köftenizin tüm analarını bu şekilde hazırladıktan sonra sıra geldi kızlarını yapmaya…

Kızlarını da küçük küçük misket büyüklüğünde köfteler yapın.


Bir tencereye, tereyağ ve salçaları koyup, kavruklayın. Daha sonrada su koyup, kaynatın. Suyu kaynattıktan sonra suyun içine bir tatlı kaşığı tuz ekleyin. Bu tuz analı kızlı köftelerinizin suda dağılmaması için.

Kaynayan suyunuza daha sonra içine ilk anaları koyup bir 5 dakika kadar kaynatın.

Daha sora onları bir kevgir yardımı ile alıp, aynı suyun içine bu sefer kızlarını koyup aynı işlemi onlara da yapın.


Analı Kızlı Köfte Nasıl Yapılır?



Analı kızlı köftenin tüm köftelerini bu şekilde haşladıktan sonra, haşladığınız sudan analı kızlı köftenizin üzerine döküp servis yapın. Bu arada analı kızlı köftelerinizi fazla suda tutmayın. Yoksa dağılır. Servis yaparken soslu su döküp servis yapın.

Daha sonra mis gibi dumanı üzerinde servis yapıp aileniz yada sevdiklerinize ikram edin.

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun...

17 Haziran 2016 Cuma

2015-2016 EĞİTİM VE ÖGRETİM YILI BİLANÇOSU

Bir eğitim ve öğretim yılının daha sonuna geldik. Tüm çocuklar bu dönemde aldıkları karneler ile kimisi sevinirken, kimisi üzülüyor. Ancak şunu unutmayalım ki, o karnelerdeki notlar sadece çocuğun başarısını\başarısızlığını göstermiyor. O karnedeki notlar öğretmen, veli ve çocuğun başarısını gösteriyor. O yüzden o karnedeki notları görüp, sadece çocuklara kızmayalım. Ki burada en son kızılacak kişi öğrenci. Ondan önce kendimize hatta öğretmene dahi kızmalıyız.

Geçen seneki hazırladığım 2014-2015 eğitim ve öğretim yılı bilançosundan sonra, Bu yılda yaşananları bir postta toplamak için bir bilanço hazırlayacağım. Bir bakıma bu post, benim içinde bir durum değerlendirmesi olacak. Bakalım bu yılda neler yaşamışım ve neler düşünüp, neler yazmışım göreceğiz... Başlayalım mı? ;) Hadi başlayalım....

2015-2016 EĞİTİM VE ÖGRETİM YILI BİLANÇOSU

İlk göz ağrım, yavrum, kara kuzum, tosunum, Emir'im Daha dün gibi ilkokula başlama günlerini-hatırlarken; ilkokulu bitirdi bile!. Evet şaka gibi ama, benim oğlum büyüyoooooor! (benim gözümde halen ilkokula yeni başlayan biri gibi gözüktüğü için, belkide bu kadar çok şaşırıyorum)


Bu döneme, 1 gün gecikmeli olarak başlamıştık. Şimdi o yayını okudum da: Neler yaşayacağımızı ve bizleri neler beklediğini bilmeden, heyecanlı ve bir o kadarda meraklı olarak, yeni bir döneme başlamışız.

Bu dönemde zaman zaman büyüme sancılarını; gerek, fiziksel, gerek ruhsal olarak çok çektik. (Eeee nede olsa büyüyor, öyle değil mi?)

Tabi bu büyüme sancıları yanında sürekli bir bonus olarak hayatımızda yer alan kardeş kavgaları ile baş etmeye çalıştık. (Hatta kardeş kavgaları ile ilgili bir seminere dahi katılmıştım.)

Büyüdüğünü, artık sorumluk alması gerektiğini; bu yıl sürekli hatırlattım. Çok şükür. bu yıl diğer yıllara nazaran daha çok sorumluk alıp, kendi başına işler yaptı. Bunlar içinde ise, en güzeli bana Sürpriz doğum günü pastası alması oldu. Tabi bu yılda anneler günü için, yine kardeşi ile birlikte sürprizler ve hediyeler hazırladılar...

Zaman zaman okulla birlikte gezilere gittik. Bu yıl ki  proje ödevi olan kartondan ev yapımını; yine ailecek, eğlenerek yaptık. (Sanırım ben bu proje ödevlerini seviyorum. ;))

Yine bir tiyatro oyununda, rol alıp, açlık rolünü oynadı.... Gibi

İlk okul 4. sınıfı kah eğlenerek, kah üzülerek bitirdik. Bundan sonra kara kuzum 5. sınıfa, yani orta okul 1. sınıfa geçti...

İnşallah ilk okul yıllarında gösterdiği başarısı, orta okul yıllarında da devam eder.

2015-2016 EĞİTİM VE ÖGRETİM YILI BİLANÇOSU

Ak kuzum, evimizin maskotu, neşe kaynağı, Efe'mm bu senede 1. sınıfı bitirdi.

Efe, bu yılda benim tahmin dahi edemeyeceğim başarı gösterdi. Onun o haylaz hallerini gördükçe: ''Okul hayatında sanırım, abisi kadar başarılı olamayacak'' diye düşünürken (biliyorum yanlış düşünüyorum. Ama düşündüm işte. Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacağım.)

Oğlum beni şaşırtıp, okuma yarışlarında hep 1. oldu. Bu yıl okulunda olan dama kursunda ki turnuvada da 2 kez şampiyon oldu...

Ödevlerini beni hiç zorlamadan, kendi isteyerek ve zevk alarak yaptı.

Güzellikler ve başarılar yanında; elbet zorluklarda yaşadık. Bir dönem kendini yakışıklı gösterme hissine kapıldı. Ve bunun için çantasındaki makası ile saçlarına çekil vermişti.

Zaman zaman yalan söyledi. Telaşlanıp; eyvah oğlum yalan söylüyor diye yazmıştım, hatırlarsınız.

Amma öyle, amma böyle oğlumda 1. sınıfı, çok şükür ki başarı ile bitirdi. Veee
2. sınıfa geçti. Yeni eğitim-öğretim yılında abisi orta okul 1. sınıfa giderken, Efe de ilk okul 2. sınıfa gidecek.

Allah tüm evlatlarımızın yar ve yardımcısı olsun... (amin)

15 Haziran 2016 Çarşamba

ETLİ YARMALI DÜĞÜN ÇORBASI TARİFİM

Merhabalar sevgili bloggerler, bugün bloğumuzun ismine com.tr de eklenmiş ve ayrıca izleyiciler listesi de gitmiş, fark ettiniz mi?...

Bugün bu postu yazmamda ki maksat, başlıktan da anlayacağınız üzere vitamin deposu olan ve ayrıca bir o kadarda lezzetli olan bir çorba tarifini vermek istiyorum....

Çorbamızın ismi etli yarma çorbası yada düğün çorbası ikisi de söyleniyor. Siz hangisini isterseniz onu söyleyin. Biz düğün çorbası diye bildiğimiz için o şekilde kullanıyoruz..

ÇORBA, YEMEK, tarifler, yemek tarifim, tokideki sesin mutfağından, lezzetli tarifler

Bu çorbaya özellikle benim ufaklıklar bayılıyorlar... Hatta öğlen yemeği için eve gelen Emir'e bu çorbadan içirdim, büyük bir iştahla iki kase çorba içip okula gitti. Ki normalde zorla yemek yedirdiğim bir çocuktur, siz düşünün artık :) Diğer oğluşum -da Emirden farklı değil, o da aynen iştahlı iştahlı yediği için bu çorbayı; ben genellikle yaparım... Hatta bloğuma eklememi Emir istedi... Bana dedi ki: '' Anne senin bu çorban bir harika sen bunu bloğuna eklesene'' dediği için resmini çektim ki bloğumda paylaşayım diye :)) Yani bu post tamamen oğluşumun isteği üzerine hazırlanmıştır.... :) Der ve tarife geçerim...

Düğün çorbası malzemeleri


  • 1.5 su bardağı aşurelik buğday
  • 200 gram dana eti (sinirsiz olacak)
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 1 tane yumurta
  • 3 damla limon suyu
  • nane
  • tuz
  • tereyağı
  • 1 su bardağı nohut ( benim çocuklar çorbanın içindeki nohudu ayıkladıkları için ben koymuyorum ama asıl tarifinde var )

Düğün çorbası nasıl yapılır?

Hazırlanışı ise çok basit, bir tencereye aşurelik buğdayı koyup üzerini geçecek kadarda su koyup haşlayın. Onlar haşlanırken asıl çorba yapacağınız tencereyi de alıp içine çok az tereyağı koyup içine küçük küçük doğradığınız etleri de atıp iyice pişirin etler dişe gelir şekilde piştikten sonra haşladığınız yarmaları da etlerin içine ekleyip altını kısın. Sonra bir kaseye yoğurdu koyup içine yumurtayı kırın, limon damlatın sonra su ile ayran kıvamına gelecek şekilde inceltin sonrada az az etli yarmanın içine boşaltın. Burada dikkat edin, direk olarak sıcak şeyin içine birden dökmeyin; yoksa kesilir. O sebepten az az karıştıra karıştıra ilave edin. Sonra göz kararı suyunu da hazırladıktan sonra çorba kaynamaya başlayana kadar karıştırmaya devam edin. Çorba kaynamaya başladığı anda tuzunu, tereyağı ve nanEsini de içine ekleyin. Ama isterseniz nane ve tereyağını şimdi değilde piştikten sonra bir tavada nane ve tereyağlı karışımı yapıp üzerine gezdirebilirsiniz... Çorbanız kaynadıktan sonra altını tekrar kısıp, özleşmesini bekleyin. Çorbanız istediğiniz kıvama geldikten sonra bir yarın saat dinlendirin...

Sonra mis gibi dumanı üstünde besleyici vede tok tutucu bir çorbaya sahip olmuş olacaksınız... :)

TOKİDEKİ SESİN ETLİ YARMALI DÜĞÜN ÇORBASI

Yapacak olanlara önce kolay gelsin daha sonrada afiyet olsun... :)


14 Haziran 2016 Salı

Ekozkozmetik oda spreyi yorumlarım

Merhabalar sevgili okurlar. Biz analar çocukları için en iyisini yapmak, onlara en iyisini ve en sağlıklısını yedirmek istediğimiz için; evlerimizde sık sık yemek yapıyoruz. Her ne kadar yemek pişirirken aspiratör yada davlumbazları açsakta; evde eşyalarımızın üzerine yemek kokusu siniyor.


Ekozkozmetik oda spreyi yorumlarım


Eveeet biliyorum, O evde kokan yemek kokusu, o evi; yaşayan ev yapan kokudur. Ancak yinede eve bir misafir davet ettiğimiz zaman evimizde bir kuru fasulye koksun, yada karnı bahar gibi gıdalar koksun istemeyiz, demi... Bende öyle düşünmüştüm. ;) 

Bu tarz kokular evden gitsin diye, evi havalandırmak için kapı, pencere açsam da illaki bu kokular tamamen gitmiyor. Bu gibi durumlarda benim yardımıma ortam kokuları (oda spreyleri) yetişiyor.

Ekozkozmetik oda spreylerini nerede kullanıyorum?

Ekozkozmetik sitesinde yer alan oda spreylerinden ev sevdiğim koku olan vanilya kokulu oda spreyi vede marsella sabunu kokulu oda spreylerinden sipariş verdim. Bu ürünler elime ulaştığı andan itibarende devamlı elimin altındalar. Her kötü kokan yerlere bu spreylerden sıkıyorum. Üstelik bu spreyleri sadece evimden yemek kokusunu gidermek için kullanmıyorum. Onun dışında ayakkabılarımızı koyduğum ayakkabı dolaplarının içine (bu dolaplarda zamanla nasıl kokular oluştuğunu sanırım, herkes biliyordur)
Koltuk ve halılarda, perdelerde, kirli sepetlerinde, araba içinde, kıyafet dolaplarında ve hatta çöp kutusu içine dahi bu kokulardan sıkmışlığım vardır.

Sıktığınız oda spreyinin daha kalıcı olmasını istiyorsanız sadece havaya sıkmak yerine kötü koku yaymasına neden olduğunu düşündüğünüz nesnenin üstüne üstüne sıkın. Böylece daha uzun süreli kalıcı kokusu sayesinde kötü kokulardan kurtulursunuz.


Ekozkozmetik oda spreylerini nerede kullanıyorum?


Benim bu kokular içinde en favorim ise marsella sabunu kokusu oldu. Tıp ki bir arap sabunu kokusunu andıran bu koku sayesinde yeni temizlediğim eve ara ara sıkıyorum. Böylece yaptığım temizliğin etkisini mis gibi kokan marsella sabunu sayesinde daha uzun süreli hissetmiş oluyorum.

Sizlerde benim gibi evim uzun süre sabun koksun. Yada daha farklı kokular koksun derseniz. Bu kokulardan hemen temin edin. Üstelik bu kokuları artık bulmak çok kolay ekozkozmetikin kendi sitesinden sipariş verebileceğiniz gibi; Véronique markasıyla satılan: Esse, D & R, Watsons, Macro Center, Migros mağazalarından temin edebilirsiniz.


10 Haziran 2016 Cuma

Mısır Ekmeği Tarifi

Mübarek Ramazan ayının 5. gününe geldiğimiz bu günlerde. Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun ki hiç zorlanmadan orucumuzu tutuyoruz. Rabbim sabrını çok güzel veriyor. Ki zaten havalarda serin gidiyor.

Ramazan ayına girer girmez, yemek bloggerleri birbirinden iddialı ve farklı menüler hazırlayıp. Her gün bizlere sunuyorlar. Peki ya sahurda ne yenilecek? Ben genellikle iftar için ne pişireceğim-den çok, Sahur için ne pişireceğim konusunda kafa yorduğum için. Bugün sizlere çok lezzetli ve tok tutucu bir sahur önerisi olarak, mısır ekmeği tarifi vereceğim.




Mısır ekmeği nasıl yapılır?

Bakmayın isminin ekmek olduğuna. Bu tarif ile yaptığınız mısır ekmeği, bir ekmekten çok kek gibi; ama tuzlu bir kek gibi... Çay yanında çok güzel gidiyor. Ben bu tarifi, sanırım bu Ramazan sık sık yapacağım. Çünkü ev ahalisi de bayıldı! Bence sizlerde bu mısır ekmeğinden yapın. Üstelik bu mısır ekmeği sadece sahur için değil. İftarda da çorbaların yanına farklı bir ekmek seçeneği olarak yapabilirsiniz. O şekilde de çok güzel gidiyor. Yani anlayacağınız her şekilde gideri var. İster iftar, ister sahur, ister kahvaltı, isterseniz de çay saati için olursa olsun mısır ekmeğinden yapın. Pişman olmayacaksınız... ;)


Mısır ekmeği malzemeleri

  • 1 adet yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • Yarım su bardağı un
  • 4 su bardağı mısır unu (kıvamına göre arttırabilirsiniz)
  • 1,5 su bardağı kaynar su
  • 1 paket kabartma tozu

Mısır ekmeği nasıl yapılır?

Mısır ekmeği nasıl yapılır?


İlk olarak yumurtayı, yağı, sütü, şeker ve tuzu bir karıştırma kabına alıp çırpıyoruz. Unu, mısır ununu ve kabartma tozunu eleyerek bu karışıma ilave ediyoruz. Elimizle yoğurup karıştırıyoruz. Son olarak kaynar suyu ekleyip, kaşıkla hızlıca karıştırarak, homojen ve akışkan kıvamlı bir hamur elde ediyoruz. Tepsiyi (ben borcam yuvarlak bir tepsi kullandım) yağlayıp, unluyoruz ve hamur karışımımızı tepsiye döküyoruz.

180C◦‘ye ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

Mısır ekmeği nasıl yapılır?

Mısır ekmeğini çay ve çorba ile tüketmek dışında, yoğurt içine ufalayıp ta tüketebilirsiniz. Immm çok lezzetli oluyor. Üstelik bu şekilde az yoğurt yiyen çocuklarınız dahi yoğurt yemeye doyamayacak. Benden söylemesi :)

Mısır unlu palamut kızartma tarifim ise burada

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun.


Hoşça kalın.

8 Haziran 2016 Çarşamba

DEMİRHİNDİ ŞERBETİ VEDE FAYDALARI

Demirhindi, 20-25 m boyunda büyük bir ağaçtır. Çiçekleri, dalların ucunda sarı ya da kırmızımsı salkımlar halinde bulunur. Yaprakları yem olarak kullanıldığı gibi kaynatılarak içilen suyu solucan düşürücü olarak da kullanılır. Meyveleri yenebilir ve iç yumuşatıcıdır; ayrıca  reçel ve şerbet yapımında da yararlanabilir.

Demirhindi şerbeti Osmanlı Padişahlarının pek sevdiği, özellikle de ramazanda iftar sofralarından eksik etmediği bir içecekmiş. Orijinali 40 farklı baharat ile hazırlanarak yapılıyormuş. Özellikle ramazanlarda tüketilmesinin sebebi durma noktasına gelen bazı sistemlerimizin düzenli çalışmasına yardımcı olmasıymış. 

DEMİRHİNDİ ŞERBETİ VEDE FAYDALARI

Demirhindiyi bizim keşfetmemiz ise; Eşimin iş yerindeki bir gıda mühendisi arkadaşının tavsiyesi üzerine aktardan sipariş verip alıp gelmesi sonucunda  oldu... 

Demirhindiyi. aşağıda gördüğünüz şekilde aktardan aldık. Ben bu parçayı bir bıçakla yarısını kesip şerbet yaparak denedim. Ama inanılmaz derecede faydasını gördüm . Özellikle eşimle bendeki kabızlık sorunumuzu çözdü. Bağırsaklarımızın daha düzenli çalışmasına sebep oldu. Çocuklardaki bağırsak solucanlarına iyi geldiği için çocuklara da içirdim.
Ancak onlara içirmek için bardağa koyduktan sonra bir tatlı kaşığı da bal katıp, karıştırdıktan sonra verdim. Çünkü demirhindinin ekşimsi bir tadı var. O sebepten çocuklar içmekte biraz zorlanıyor. Ama dediğim gibi içmeden önce biraz bal ekleyip verdiğinizde gayet rahat şekilde içiyorlar.
Antioksidan açısından da zengin olan demirhindinin faydaları

 Demirhindinin diğer yarısını tekrar şerbet yaparken resimlerini çektim ki, bu demirhindi ve şerbetini sizlerle paylaşarak aranızda bilmeyenleriniz varsa onlar için bilgi vermek vede tanıtmak istedim.

Demirhindi şerbeti malzemeleri

  • 300 gram demirhindi
  • 2 litre su
  • 3 kg şeker

Demirhindi şerbeti nasıl yapılır?

Demirhindinin üzerine 2 litre su ekleyip, biraz suda beklettikten sonra bir tencereye alıp, suyla kaynatılıp süzülür. Elde edilen sıvıya şeker eklenip yeniden birkaç dakika daha kaynatılır. Biraz soğuduktan sonra yeniden süzülür. ( Şeker yerine bal da kullanılabilir.)

Demirhindi şerbeti nasıl yapılır?

Şimdi ise Antioksidan açısından da zengin olan demirhindinin faydaları:


1. Antioksidan içeriği sayesinde kansere karşı etkilidir. Karoten, C vitamini ve B vitaminleri içerir.

2. C vitamini eksikliğine karşı etkilidir.

3. Ateş düşürücüdür ve soğuk algınlığına karşı vücudu korur.

4. Sindirim sistemini hızlandırır.

5. Kolesterolü düşürür.

6. Kalp sağlığını korur.

7. Gargara yapıldığında boğaz ağrısına iyi gelir.

8. İnflamasyonu iyileştirici olarak cilde uygulanabilir.


Hoşça kalın.

7 Haziran 2016 Salı

Limonlu Kolay Parfe Tarifi

Ramazan aylarına girdiğimiz bu günlerde, 17 saat aç ve susuz kalan mideye, ödül olarak parfe vermeye ne dersiniz? Akşam yemeğinden sonra tatlı niyetine, içini serinletecek ve ağzını tatlandıracak bir parfe tarifi vereceğim bugün sizlere. Üstelik bu parfe, limonlu...
Limonlu parfeye çocuklarda bayılacak. Bu tariften yapın ve çocuklara dondurma yerine verin. Ohhh buz gibi serin serin tüketirler.

Limonlu Kolay Parfe Tarifi

Limonlu parfe malzemeleri

  • 1 su bardağı süt
  • 1 paket krem şanti
  • 1 çay bardağı şeker
  • 1 Limon
  • 2 yumurta
  • 10-12 adet pedibör bisküvi 
  • 1 tatlı kaşığı zerdeçal

Limonlu parfe nasıl hazırlanır?

İlk olarak krem şantiyi süt ile birlikte, bir mikser yardımı ile iyice koyulaşana kadar çırpın. Sonra buzdolabına kaldırın.
Sonra iki tane kase alıp, yumurtaların sarısını ve beyazını ayırın. Sonrada yumurta beyazının içine şekeri ekleyip. Yine bir mikser ile yüksek devirde yumurta beyazları kabarıp, koyulaşana kadar devamlı çırpın.
Yumurta sarısının içine de limon kabuğunu önce rendeleyin. Sonrada suyunu sıkıp, çırpın. Daha sarı bir renk almak istiyorsanız bir tatlı kaşığı kadar zerdeçal ekleyin. Ben ekledim. O yüzden parfemin sarı rengi daha belirgin.
İlk olarak çırpıp, dolaba kaldırdığınız krem şantiyi dolaptan çıkarıp, İlk olarak limonlu yumurta sarısı karışımı, daha sonrada yumurta beyazı karışımını ekleyip, bir spatula ile karıştırın.
En son bir kenarda ister eliniz ile isterseniz de rondo ile ezdiğiniz pedibörleri de ekleyip, spatula ile yavaş yavaş karıştırın.
Tüm karışımı hazırladıktan sonra streç film ile kapladığınız derin bir kaseye döküp. Üstünü de streçleyip, derin dondurucuya kaldırın. Bir 5 saat kadar dinlendirdikten sonra derin dondurucudan çıkarıp, tezgahın üstünde bir iki dakika kadar beklettikten sonra servis tabağına ters çevirip, çıkarın.

En son ister hazır çikolata sosu, isterseniz de belmari usulü erittiğiniz bitter çikolatayı üzerine döküp, servis edin.


Limonlu parfe nasıl hazırlanır?


Hafif mayhoşlu limon tadı yanında içinizi serinletirken. Damaklara bırakan limon ve çikolata tadı ile enfes, hafif bir yaz tatlısı oluyor. Bu parfeyi bir yiyen, sürekli yemek isteyecek. O yüzden bu parfe bence bu yaz en vazgeçilmez tatlınız olmaya aday bir tatlı, benden söylemesi... ;)
Hoşça kalın.


6 Haziran 2016 Pazartesi

ÇOCUKLARDA SAHUR VE ORUÇ

ÇOCUKLARDA SAHUR VE ORUÇ
Uzmanlar ''insan karakterinin 2\3 nü çocukken teşekkül ettiğini'' söylüyorlar...
 O sebepten çocuklarımıza neler öğretmek istiyorsak, onların psikolojisinde nelerin yer almasını istiyorsak ona göre düzenli şekilde onları öğretmeliyiz. Tabi ki en çok çocuk bir şeyi öğrenirken o olayı anne ve babasında görüp sonra oda ufak ufak yapmalı ki ileri ki yaşlarında (nasıl bizde küçükken) yaşadıkları olaylar bilinç altımızda varsa; onlarında bilinç altlarında olur ve o şekilde öğrenirler...

Ramazan ayı; senede bir defa biz Müslüman alemi için vaat edilmiş bir nimettir. Bu ay gelince havadaki atmosfer dahi değişir. Hayatımızda eskisine nazaran daha çok hoş görü, daha çok sohbet olur. Taki çocuklarda hassas varlıklar oldukları için -çok çabuk hissedip- önce anne ve babasını gözlemler. Sonrada oda imrenir o da kendinin büyüdüğünü vede tıp ki bir yetişkin gibi gece sahura kalkmak ve hatta oruç tutmak ister...

Benim oğlum bu sene 8 yaşında, bu sene geçen seneye göre daha çok hassas ve aklı başında olduğu için, önce biz Ramazan ayı geliyor diye hazırlanırken bizlere sık sık sorular sorup 'Ramazanın ne demek olduğunu vede neden oruç tutmamız gerektiğini' sorular sorarak anlamaya çalıştı. Daha sonra bizim gece sahura kalktığımızı duyunca  akşam erkenden yatıp, oda kalkmak istedi ve yatmadan önce ''anne ne olursun gece beni de kaldır. Bak kalkmasam bile sanki okula gidecekmişim gibi zorla ve kaldır sakın pes etme' diyerek bir sürü uyarılarda bulunup daha sonra erkenden uyudu... :)

Gece sofrayı hazırladıktan sonra bende onu kaldırmak için yanına gelip ''Emir hadi kalk! sahur vakti'' deyince hemen kalktı... :) Normal zamanda olsa mızmızlanır zorla kalkardı. Ama kuzum kalkmayı çok istediği için, gece kalkacağım diye yattığı için hemen kalktı... :)

O sırada sokaktan Ramazan davulcusu da geçiyordu.. Onun sesini duyup hemen pencereye geçip; Ramazan davulcusunu izledi... Daha sonra lavaboya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra sofraya oturup her zamankinden daha çok iştahla bir güzel yemek yedi... :) Hatta onun o haline babası ve ben çok şaşırdık. Çünkü normalde olsa zorla masada yemek yerdi. ''Bak tabağın bitecek'' diye sürekli ikaz ederdik. Ama bu sefer hiç bir şekilde mızmızlanmadı büyük bir iştahla önünde ne varsa hepsini yedi... Daha sonra benim yanıma gelip '' Anne karnım doydu, artık yatacağım'' dedi ve yattı... :)

Sabah kalktığında ise ilk gün biz küçükken de sürekli tuttuğumuz tekne orucunu tuttu... Bu arada tekne orucu ne bilmeyenler için ufak bir bilgi. Tekne orucu: Yarım gün tutulan oruca denir. Biz erkek kardeşimle küçükken, sürekli tutar. İki tekne orucunun bir tam oruç olacağını düşündüğümüz için kim çok oruç tutacak diye oruçlarımızı sayardık :) Çocuk aklı işte... :) Ama benim kuzum bizden daha çok istekli olduğu için tekne orucu ile kalmak istemedi. Ertesi gün ''anne gece çok yedim tekne orucu değilde tam gün oruç tutacağım'' dedi... Veee inanılabilecek gibi değil ama hiçte zorlanmadan tam tamına bir gün oruç tuttu...

Sonra ''anne bak bende büyüdüm artık, bende oruç tutabiliyorum'' diye çok mutlu olup etrafındakilere oruç tuttuğunu söyleyip, onlardan övgüler duydukça sevindi... :)

Her ne kadar kuzumun oruç tutunca hiçbir sağlık sorunu olmasa da ben yine de yaşı halen küçük olması vede oruçlu olma zamanın uzun olması sebebi ile sadece hafta sonları tutmasına izin verdim. O da kabul etti...

Allah'ıma binlerce kez şükür olsun ki dini bir görev olan oruç tutma olayını kuzuma şimdiden aşılamayı başardık... Allah tüm evlatlarımızı onun yolunda hayırlı birer evlat olarak yetişmemiz için yardımcımız olsun... Amin.

Hoşça kalın.


2 Haziran 2016 Perşembe

Dama Şampiyonu

Selamun aleykum arkadaşlar!
Okullar kapanmasına çok az kala turnuvalar, yarışmalar ve eğlenceler ardı arkasına yapılmaya başlandı malum. Benim kuzularım da zeka oyunlarına karşı ayrı bir merak ve yetenek var, anladım.
Çünkü 2. sınıfta satrançtan gümüş madalya alan Emir'den sonra; şimdi de Efe, bu sene okulda açılan dama kursuna gitmeye başlamıştı. Bu kurstaki arkadaşları ile arasında, öğretmeni bir turnuva düzenledi. Ve bu turnuvada tüm arkadaşlarını yenerek, canım oğlum Efe 1. oldu!... Her ne kadar çocuklarımız yarış atı değil, onların başarılı olması önemli değil desekte.... Aslında sadece kendimizi kandırmış oluyoruz. Çünkü onların başarılarını görünce çok mutlu olup, ağzımız kulaklarımızda olmayı engelleyemiyoruz. İnsan oğlu olarak her şeyin en mükemmelini yapmak bizim mayamızda var. (yapacak bir şey yok)

Dama Şampiyonu
Normal dana turnuvası.

Madem sistem bu. O zaman bizde zevk almaya bakalım diyorum. Haksız mıyım?

İlk, normal dama için turnuva yapıldı. Bu turnuvada 1. olan Efe oldu!

Daha sonrada Türk daması için bir turnuva düzenlendi. Veee bu turnuvada da 1. olan yine Efe oldu!

Dama Şampiyonu
Türk daması turnuvası.

Hatta çocuklara dama kursuna getire-götüre öğrenen anneler içinde bir turnuva düzenlendi. Ama maalesef ki zeka oyunlarında, çocuklarım kadar iyi olmadığım için ben 3. oldum. :(

Evimizin neşesi, canım oğlum Efe... Senin başarın ile mutlu olan bizleri de mutlu ettiğin için sana bir kezde buradan teşekkür etmek istiyorum. Kim bilir, belki ilerleyen yıllarda burayı açıp: ''annem, benim için neler yazmış'' diye okumak istersin... :)


Hoşça kalın.