5 Ekim 2015 Pazartesi

Kardeş kavgaları önlenemez ama azaltılabilir

Pazar günün okulda olan aktiffelsefe'nin düzenlediği mutlu çocuk yetiştirme seminerine katıldım. Seminerde çocuklara; deprem tatbikatları ve müzikler eşliğinde oyunlar oynatırken. Anne ve babalara ise çocuklarda olan problemleri ve gerekçeleri hakkındaki hatalarımızı öğreten -iki tane pedagog tarafından- bilgiler verildi.

Aslında normalde bloglar ve çocuk gelişimi kitaplarında yazılan şeylerden söz edildi. Ama günlük yaşantımızda bildiğimiz hataları belki fark ederek, belkide fark etmeden nasıl devam ettiğimize değinildi. Hatta ara ara çocuklara davranışların; olumlu ve olumsuz taraflarını gösteren tiyatrolar oynandı.


Ben bu seminerde çok aydınlandım. En azından çocuk pedegogu anlatırken kendi çocukluğuma inip, bazı davranışların küçüklüğümde büyükler tarafından bana yapıldığında nasıl rahatsız olduğumu ve o davranışlar yüzünden halen bazen olumsuz etkileri hayatımda hissettiğimi anladım. Bundan sonra aynı hataya ben düşmeyeceğim. En azından düşmemeye çalışacağım. Diye kararlar aldım... Çünkü bizler duyguları olan birer varlık olduğumuz için bazen duygularımızı yönetemeyip, onun yerine duygular bizi yönetiyor. Hele ki birde duygularını (benim gibi) çok yoğun yaşayan bir tipseniz. Yandı gülüm keten helvası...

Seminerde kardeş kavgalarından da bahsedildi. Şu günlerde bizim evde -özellikle sabahları- en çok yoğun yaşanan bir durum olduğu için. O bölümü can kulağı ile dinledim.

Seminerde kardeş kavgaları için ''kardeş kavgaları evrenseldir'' denildi. Bence doğruda. Bizler aynı şekilde kardeşlerimiz ile -vakti zamanında- çok kavga etmedik mi? Aynı şekilde anne ve babalarımız, hatta nine ve dedelerimize de sorsak; Küçükken kardeşleri ile kavga etmişlerdir. 

Kardeş kavgalarını nasıl azaltabiliriz?
Kardeş kavgaları önlenemez. Ama bu kardeş kavgalarını daha çok sıklaştırmak ve sıklaştırma-makta yine bizim elimizde... İki kardeşi birbiri ile kıyasladığımız zaman o iki kardeş birbiri ile daha sık kavga ediyor. Hatta öyle bir hal alıyor ki yaşı ilerlediği zaman birbirlerini çekemeyen ve birbirine düşman iki kardeş oluyorlar. Bu tablonun tek sahibi ise iki kardeşi birbiri ile kıyaslayan anne ve baba. Ne kadar acı; ama hayatta olan şeyler bunlar...

Size bir örnek vermek gerekirse eşim ve ondan iki yaş büyük abisi; onlar küçükken anne ve babası tarafından devamlı. 'bak sen okuyamıyorsun ama kardeşin ( kardeş olan eşim) okumayı öğrendi' diyerek. Sürekli büyük olan  çocuğu kardeşi ile kıyaslamışlar. Peki ya şimdi ne oldu?

Şimdi ikisi de kocaman adam oldu. Ama halen birbirlerini pek sevmez. Sürekli birbirlerini çekemezler. Özellikle büyük olan küçük kardeşini hatasını ve eksiğini arar durur. Vakti zamanında yanlış bir anne ve baba davranışı yüzünden bu dünyada en değerli varlıklarımızdan biri olan kardeş. Kardeş olmaktan çıkıp düşman oluyor.

Buna benzer örnekler etrafımızda illaki vardır. Bizler onları görünce çok yanlış davranış deriz. Ama iş tutmaya gelince bizlerde aynı hatalara düşüyoruz. En masumu bir çocuğa yemek yedirirken ''sen yemezsen abin\kardeşin yiyecek'' diyerek hemen kardeşini önüne sürüyoruz. Ya da ''bak abinin ödevleri daha fazla ama o sıkılmadan yapıyor. Senin ödevin daha az olduğu halde daha çok sıkılıyorsun. Abin\ablan gibi çalışkan ol...'' gibi bir sürü ilk bakışta küçük gibi gözüken ama çok derin izler bırakan hatalar yapıyoruz. Sonrada birbiri ile sürekli dadaşan ve kavga eden iki kardeş arasında kalıp; onların kavgalarını çözmeye çalışıyoruz.

Çözümü çocuğunuz kendisi bulsun...
İki kardeş arasındaki sorunları genellikle anne ve baba çocuk tarafından o kavgaya dahil edilir. Bunun anlamı ise o dahil eden çocuk, kendisinin tarafının tutulup kardeşi ya da abisi\ablasının azarlanmasının istenmesidir. Ama bizler çocukların bu oyununa düşmeyip. Onun yerine çocuğa kaçamak sorular sorup, neden kavga ettiklerini? Kardeşine ya da abisi\ablasına yapılan hareketin aslında kendisine yapıldığında nasıl tepki vereceği sorulup em pati kurması sağlanmalı. Böylece çocuk em pati kurma yeteneğini geliştirerek kendi hatasını bulup, çözümü kendi bulur. Zaten çözümü kendi bulduğu zaman aynı sorun bir daha doğru düzgün yaşanmaz. Tabi bu duruma hemen ilk kavgada başarmamız mümkün değil. Hatta imkansız. Ama zamanla çocukla konuşa konuşa onun em pati kurma yeteneğini geliştirip, sonuca ulaşabilirsiniz.

Biz anne ve babalar ise; bu gibi durumlarda çocuklarımıza karşı daha sabırlı olmalıyız. Belkide kardeş kavgası arasında kalmak peygamber sabrı gerektirir. Ama olsun, sık dişini vereme canını; bu dönemlerde elbet bir gün geçecek. Sonra bizde bizim anne ve babalarımız gibi onların kavgalarını dahi özleyeceğiz. Unutmayalım..... ;)

Hoşça kalın...

2 yorum:

  1. O kardeş kavgalarını çok iyi bilirim halen ederiz annem vallla bıktı ellimizden artık ben deniz 30 olacak ocakta diğer ikisi 22 lik diğer ide 15 lik valla siz düşünün artık olanları :) onun için gerçekten alla yardımcınız olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim :) bence tüm annelere kolay gelsin...

      Sil