30 Eylül 2015 Çarşamba

Nefis Demet Çekiliş Sonucu

Merhabalar arkadaşlar burada Nefis demet sponsorluğu ile birlikte başlattığım çekilişimin nihayet sonucu belli oldu...

Çekilişe ek haklar ile birlikte 37 katılım hakkı oldu. Çekilişi random.org ile yaptım. Ve çekilişi kazanan kişi!...

Nefis Demet Çekiliş Sonucu

Deeptone oldu. Kendisini tebrik ediyorum. En kısa zamanda sultandonmez1@hotmail.com adresine iletişim bilgilerini göndermesini bekliyorum.

Nefis Demet Çekiliş Sonucu

 Eğer kazanan kişi 3 gün içinde geri dönüş yapmazsa yeni bir çekiliş yapıp, yeni bir kazanan belirleyeceğim. Katılan herkese çok teşekkür ederim. Yeni çekilişlerde görüşmek dileği ile...

Ve ayrıca Nefis Demet firmasına sponsorluğu için teşekkür ederim.

Hoşça kalın...

Bir Gün Rotorla Okula Başlama Maceramız

Merhabalar sevgili okurlar; beni faceboook hesabımdan takip edenler bilir ki, dişlerim ile uğraşıyorum. Yaklaşık 3 sene önce yaptırdığım dolguda kırılma olunca diş polikliniklerindeki hekimler: ''Bu dolguyu biz yenilemeyiz. Bir üniversite hasta hanesine gidin'' diyerek başlarından savdılar. Bende ufak çaplı bir araştırma ve soruşturma sonucu 'Hacettepe diş hekimliği' bölümün çok iyi olduğunu ancak oradan randevu almak beyaz saraydan randevu almak kadar zor olduğunu öğrendim.

Tek dişlerimi doğru düzgün yapsınlar da randevu meselesini bir şekilde hallederiz diyerek. Araya Hacettepeden emekli olmuş bir tanıdığı koyarak; randevumuzu aldık. İlk muayene sonrası röntgenler çekilip dişlerimdeki tüm problemler göz önüne çıkınca; elime bir kağıt verip 3.kat/4.kat/5. kattan randevu alıp önce kanal tedavi, sonra temizletme ve en son asıl problem olan kırık dolgumu yenileme şeklinde sıraladılar. Ben zavallı 'benim için acil olan kanal tedavisi ve temizletme değil. ilk sırayı dolguya alsakta daha sonra diğerlerini yaptırsam olmaz mı?' der demez hemen 'vay efendim öyle isteğe göre sıra ayarlanamaz sırası varmış. ve dolgu en son 5. katmış...' bla bla şeklinde konuşunca ''peki öyle olsun'' dedik ve tüm randevular almak için her kata sırası ile çıktım. 3. Kattaki kanal tedavisi için randevu almaya bir gün önceden gidip oradan RANDEVU almam gerekiyormuş. Niye bugün alsam olmaz mı?'' Yokkk olmazmış...

Diğer 2 kat ise ''biz randevuyu buradan veremiyoruz.'' diyerek elime küçük bir kağıt sıkıştırıp ''Bu numaraları arayın. Öyle randevu alın'' diye birer kağıt verdiler. Neyse kanal tedavisi isteğe bağlı olduğu için onu direk olarak es geçtim. Temizlemeyi, dolgu yaptırmadan önce kesin yaptırmam gerekiyormuş. Onun için eve dönüşte elime telefonu alıp, verdikleri numaraları aramaya koyuldum. Niyetim biran önce randevu alıp, dişimin dolgusunu yeniletmek. Ama telefonları düşüre-bilene aşk olsun. Numaralar ya meşgul yada çalıyor; ama açan yok. Hayır o değil. o meşgul esnasında neden açıyorlarda; benim aradığım zaman uzun uzun çaldırmama rağmen açılmıyor. Bir türlü çözemedim. Numaraları eşime de verip, bir yandan o; bir yandan da ben art arda numaraları arayarak en sonunda numarayı düşürdüm. Diş temizliği için randevu almak istediğimi söyleyince bana bir ay sonrasına randevu verdiler. Neyse buna da şükür en azından randevu aldık. diye kendimizi teselli ederek günün gelmesini bekledim. Gün geldi. Diş temizliğini yaptırınca birde kontrol maksatlı doktor bir randevu daha verdi. Neyse efendim o randevuyu da gittim. Diş temizleme işlemi bitti. Diş doktoru ''hiç bir problem olmadığını'' söyleyip beni dolgudan randevu almam için 5. kata gönderdi. Çok şükür...

Ben zavallı başıma ne geleceğini bildiğim için istemsizce asansör ile 5. kata çıkıp; dolgu için randevu istediğimi daha tam olarak söylemeden... Hemen elime yine bir kağıt sıkıştırıp ''bu numaradan arayıp, randevu alın'' dedi sekreterlik. Neyse efendim ben kağıdı elime sıkıştırıp, evin yolunu tutum. (Bu arada evim ile hastahane arası hemen hemen bir buçuk saat. Yani öyle yakın bir yerde değil...)

Eve gelince yine üst üste eşimle birlikte telefon ile randevu alma serüvenimize koyulduk. İki gün sonunda nihayet yine telefonu ben düşürdüm. Evet yine telefonu düşüren eşim değilde bendim. Sizce de çok garip değil mi? Yoksa hain koca arıyorum diye beni kandırıyordu da aramıyor muydu acaba? Olur mu olur... ;)

Randevu günü olarak 28 Eylül'ü vermesinler mi? Aman Allah'ım tamda okulların açıldığı gün. Ne yapacağım, en iyisi boş vereyim. Başka zaman yine arar başka zamana randevu alırım. Diye düşündüm. Ama eşimin ısrarları sonucu ilk gün çocukları okula göndermemeye karar verdik. Ben ilk gün hasta haneye gidip dolgumu yaptıracağım. İkinci gün (salı günü) ise, çocukları okula götürecektim. Öylede oldu. İlk gün paşa paşa Hacettepe hastahanesinin yolunu tutup dolgumu diş doktoru, pardon diş asistanına teslim edip, yaptırdım. Peki sonuç; bana göre pek iyi olmadı. Ama diş asistanı ve arada gelip kontrol eden diş hekimine göre çok iyi oldu. Umarım ben yanılıyorumdur. ;(

Bir gün Rotorla Okula Başlama Maceramız

Salı günü -öğlenci olan- çocukları okula götürüp, Emir'i 4. sınıfa Efe yi ise 1. sınıfa götürüp 2015 ve 2016 Eğitim ve Öğretim yılına bir gün rotorlu olarakta olsa ilk adımımızı attık. Şimdilik Efe laylom şeklinde boyama ve resim yaparak günleri geçiyor. Emir'in durumu ise biraz daha vahim. İlk ödevinin dün akşam yaptı zavallı kuzum. Okula gider gitmez ödevde biraz fazla oldu. Ama elden gelen bir şey yok; katlanacağız artık. Biz ise kırtasiyecilik görevimizi üstlendik. Elimizde listeler eksikleri tamamlayıp, defter ve kitap kaplayıp, etiketlemek ile uğraşıyoruz. O değilde bu sene kitaplar diğer senelere göre daha fazla. Önceden birinci ve ikinci kitap şeklinde olurdu. Şimdi bazı derslerin üçüncü kitaplarını da araya sıkıştırınca bir sürü kitap çıktı ortaya kapla kapla bitmiyorrr :(

Öğretmen konusu ise; Emir'in öğretmeni geçen seneki öğretmen olduğu için sorun yok. Efe'nin öğretmeni ise şimdilik iyi bir öğretmene benziyor. Bakalım ilerleyen günlerde nasıl bir değişiklik olacak göreceğiz. İnşallah bu değişiklik iyiye doğru giderde sorunsuz bir sene geçiririz. Yoksa diğer türlü bir veliye şimdiden gıcık oldum. Onu her görüşte 'ya sabır' çekiyorum. Yoksa terbiyem müsaide etse kadına dalacağım o derece sinir oldum. Her davranışı gözüme batıyor.. :/

Hadi bakalım gazamız mübarek olsun diyelim mi? Bence diyelim... :D

2014 ve 2015 seneki ilk eğitim öğretime başlama yazım ise burada. Geçen sene neler yaşamışım merak edenler okuyabilir....

Hoşça kalın...

22 Eylül 2015 Salı

Sünnet Yatağı ve Sünnet Düğününden Kareler

Eylül ayının ilk pazar günü yapmış olduğumuz sünnet düğünü hakkında hiçbir şey yaz(a)madım. Araya şehitlerimiz, Ülkenin karışık durumu ve babaannemin felç geçirmesi girince bir türlü paylaşmaya elim kolum kalkmadı.


Sünnet Yatağı ve Sünnet Düğününden Kareler

Bloğumda en çok sünnet düğünü gibi çocuklar ve bizim için önemli günleri yazmayı seviyorum. Çünkü ilerleyen yıllarda o özel günler postlarımı açınca ''Ne günler geçirmişiz!'' diye içimden geçirerek kah gururlanıyor, kah üzülüyorum. O yüzden geçte olsa kendi el emeğim ile hazırlamış olduğum sünnet yatağı ve sünnet düğünümüzde ailecek ne kadar çok mutlu olduğumuzu yazmak istiyorum...


 İlk olarak isterseniz sünnet yatağı hazırlamamdan başlayayım...

Sünnet Yatağı Süslemesini Nasıl Yaptım?


Sünnet Yatağı ve Sünnet Düğününden Kareler

Sünnet yatağı süslemesi için, aslında aklımda daha farklı bir yatak tasarımı vardı. Ama araya Babaannemin 9 günlük yoğun bakımı girince tüm hevesim kaçtığı için hazırlamadım. Hatta bir ara Sünnet yatağı hazırlamadan, sünnet düğünü yapmayı da düşünmedim değil. Ama çocukların özellikle Efe'nin sünnet yatağı hazırlamamı istemesi üzerine; düğüne son 2 gün kala elde olan malzemeler ile hemen bir sünnet yatağı hazırladım.

Sünnet Yatağı ve Sünnet Düğününden Kareler

Yatağın üzerine kırmızı bir cibin dirik taktım. Sonrada çeyiz sandığımı açıp, sandığımda bekleyen kanaviçe, nakış ve dantelli parçalar ile yatağı süsledim. Evde olan balonları da şişirip, odanın sağına soluna bıraktım. Tavanda boş kalmasın diye düşündüğüm için yılbaşı süslemeleri için kullanılan süsler ile süsledim.(Tavanı çekmemişim o sebepten tavan süsleri tam gözükmüyor. Yoksa ışıklandırmada vardı). Çocukların odasının kapısını da yine evde bulunan tüller ile kapı süsü yaptım. Son olarak 'sünnetimize hoş geldiniz' şeklinde bilgisayarda bir tema hazırlayıp, onunda çıktısını alıp, kapı üzerine yapıştırdım.

Sünnet Yatağı ve Sünnet Düğününden Kareler


Sünnet yatağını hazırladıktan sonra çıkrıkçılar çarşısında aldığım sünnet mevliti için hazır olarak satılan külahlardan alıp, içine lokum ve mevlit şekerleri ile doldurup Mevlit şekeri külahları hazırladım. Akşam kınadan sonrada dağıtmak için yine çıkrıkçılar çarşısında satılan hazır sünnet düğünü kına paketlerinden de aldım. Son olarak çocukların giyecekleri kıyafetleri de hazırlayıp yatağın üzerine bıraktım. Böylece sünnet düğünü için hazırdık....

Sünnet Mevliti Nasıl Oldu?


Sünnet mevlidimiz: Öğlen namazından sonra saat 14.00 de, iki tane mahalle hocamızı çağırıp; Kur'an-ı Kerim, ilahiler ve sohbetler eşliğinde bir mevlit okuttuk. Mevlit bittikten sonra gelen davetlilere mevlit şekerleri ve gül suyu ikram ettik.

Sünnet Yatağı ve Sünnet Düğününden Kareler

Daha sonrada önceden mevlana etli ekmekçiye sipariş verdiğimiz kıymalı pidelerin bir kısmını getirip ayranlar ile birlikte ikram ettik.

Sünnet Kınası Nasıl Oldu?


Mevlit bittikten sonra akşam üzeri 18.00 gibi kına gecemiz başlamış oldu. Kına gecesinde çocukların amcası saz çalabildiği için sazcımız amcaydı...

Saz eşliğinde halaylar, oyun havaları ile birlikte eğlence başladı. Bir saat kadar eğlence sonrasında kalan kıymalı pideleri de Mevlana etli ekmekçiden getirtip, tüm gelen davetlilere yine kıymalı pide ve ayran ikram ettik.

Davetliler kıymalı pideleri yedikten sonra yine sazımız kaldığı yerden çalmaya başladı. Davetliler eğlenirken biz hemen kına hazırlıklarına koyulduk. Çocukların kınalarını hazırlayıp, kına sepetine mum ve maytaplar ile birlikte süsleyip aşağı indik. Yine çıkrıkçılar çarşısından aldığımız havai fişek gösterilerini atıp, havai fişek gösterisi yaptık. Daha sonrada sazcımız kına havası çalarken çocukların 4 bir yanına meş'aleler yakıp, en önde kına sepeti ile ben, arkamda ellerinde mumlar ile genç kızlar ve gelinler ile birlikte çocukların etrafında döndük. Sonra çocukların birer ellerine kınalarını yakıp, eldivenlerini giydirip, kına yakma merasimini de atlatmış olduk. Yukarıdaki karede gözüken kına paketlerini amca gelinine sepeti ile birlikte verdim. Oda Çocukların kınası yakıldıktan sonra tüm davetlilere teker teker küçük kına paketlerini dağıttı...

Kına yakıldıktan sonra zaten davetlilerin çoğu yavaş yavaş giderken kalan davetliler yine halaylar ve oyunlar oynamaya devam ettiler. Yaklaşık 1,5 saatlik bir eğlenceden sonra kına gecemizde bitmiş oldu....

Bir günlük, mini bir sünnet düğünümüz böylelikle bitmiş oldu. Bizim için çok yorucu olduğu kadar; çokta zevkli bir gün geçmiş oldu. O günde genellikle kamera çekimi yapıldığı için elimde pek fotoğraf yok. Onun için kına yakılırken çekilmiş doğru düzgün bir poz bulamadığım için buraya ekleyemedim.

Biz, çocuklarımız ve gelen davetliler ile birlikte çoook eğlendik. Darısı sünnet düğünü yapmak isteyen tüm anne ve babalara olsun... Allah bizlerede de kuzularımın düğünlerini yapmayı nasip eder inşallah..... (amin)

Hoşça kalın...

Bu arada bloğumda düzenlediğim çekilişi yarın öğlen sonlandıracağım. O güne kadar katılmayanlar katılabilir. Hem kim bilir belki son anda katılanlara çıkabilir? Kim bilir olur mu olur? ;)

21 Eylül 2015 Pazartesi

Beypazarı Türk Hamamı Ve Yaşayan Müze Gezileri

 Beypazarı çarşısını gezdikten sonra karşımıza gelen Türk hamamı müzesini görünce; o müzeyi gezmeye karar verdik.  Türkiye'deki Türk hamamı kültürü ve geleneğinin korunup, herkese tanıtmak maksatlı olarak açılmış ilk hamam müzesi olan; Türk Hamam Müze gezisi ile yazıma başlamak istiyorum....

Beypazarı Türk Hamamı Ve Yaşayan Müze Gezileri

Türk Hamam Müzesine giriş; yine bey pazarının biraz ilerisinde yer alan yaşayan müze ile gezmek isterseniz kişi başı 6 TL ücret ödeyip gezebilirsiniz.  Ama ''Yok sadece Türk hamamı müzesini gezmek istiyorum.'' Derseniz de. O zamanda 4 TL ücret ödersiniz.

Beypazarı Türk Hamamı Ve Yaşayan Müze Gezileri

500 Yıllık bir geçmişi olan bu hamamı; Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı Rüstem Paşa tarafından yapılmış. O sebepten halk arasında 'paşa hamamı' olaraktan bilinirmiş. Müzenin içinde Beypazarı gelin hamamı sergisi de yer almakta.

Beypazarı Türk Hamamı Ve Yaşayan Müze Gezileri

Beypazarı müzelerin genelinde, müzede görevli kişiler çok ilgili ve samimi. Siz müzeye ilk girdiğinizde sizi güler yüzlü, yöresel kıyafetler giymiş kızlar karşılayıp, size müze hakkında sözlü olarak bilgi veriyor. Böylece müzeyi gezerken her oda ve parçanın ne anlama geldiğini bilerek geziyorsunuz...

Beypazarı Türk Hamamı Ve Yaşayan Müze Gezileri

Üzerimdeki yelek burada

Biz Türk Hamamı müzesinde biletimizi Yaşayan Müzeyi de gezmek için 6 TL lik almıştık. O sebepten Türk hamamı müzesini gezdikten sonra; yaşayan müze ne tarafta olduğunu da öğrendikten sonra; rotamızı yaşayan müzeye çevirdik. Yaşayan müze 3 katlı Abbas Zade Konağı olarak bilinen konağın müzeye dönüşmesi ile oluşmuş.

Beypazarı Türk Hamamı Ve Yaşayan Müze Gezileri

Yaşayan müze adından da anlaşıldığı üzere geleneklerin yaşatıldığı ve her oda gerçekten de bilgili ve tatlı rehberler tarafından gezilebilen bir müze..

Müzenin en alt katında bir tane mutfak bulunmakta. Ayrıca isterseniz bu katta belli bir ücret ödeyerek ebru el sanatı yapabilir. Ya da eski zamanlarda çok yaygın olan kurşun döktürme yaptırabilirsiniz. Bizim gittiğimizde iki tane Çinli turist kurşun döktürüyordu. :) Bu Çinliler hakikaten bir alemler...

Beypazarı Türk Hamamı Ve Yaşayan Müze Gezileri

İkinci katta ise Beypazarı gelin odası, Hacivat ve karagöz oyunları ve bir oda da Beypazarlı görevli bir kadın tarafından masal anlatılıyor. Konağın her odasında yer alan geleneksel tahta sedirler üzerinde oturarak soluklarınırken; bir yandan da masalınızı dinleyebilirsiniz.

Yaşayan müze gerçekten de Beypazarı geleneklerini canlı olarak yaşatılan bir müze o sebepten biz bu müzede her odada faklı bir müze görevlisi tarafından; faklı farklı kültür ve gelenekleri öğrendik. Ve ayrıca  çocuklara ''En çok Hangi Müzeyi sevdiniz?'' diye bir soru yöneltince; bize cevap olarak -hiç düşünmeden- hemen ''Yaşayan müze'' Cevabını yapıştırdılar. O sebepten Beypazarı'na çocuklar ile giderseniz Yaşayan müzeye uğramayı kesinlikle ihmal etmeyin...

Hoşça kalın.

15 Eylül 2015 Salı

Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi

Beypazarı'nın meşhur çarşısı ve evlerini gezip-gördükten sonra sıra müzeleri ziyaret etmeye geldi. Beypazarı sokaklarında rastgele dolaşırken karşımıza çıkan 'Kent Tarih Müzesini' gezmek için rotamızı o yöne çevirdik.

Takılın peşime Beypazarı kent tarih müzesini gezmeye gidiyoruz!...

Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi

Beypazarı kent tarih müzesi: 1928 yılında kurulmuş ve içinde çeşitli nesilleri eğitmiş olan Rüstem paşa okulunu, Beypazarı belediyesi tarafından satın alınarak, müzeye çevrilmiş.

Müzeye girişte; müze kartı geçerli değil. Giriş öğrenci için 1 TL. Tam 2 TL.

Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi

Müzenin içinde Beypazarı ile ilgili ilk çağlardan günümüze kadar olan tarihi eserler, eşyalar, maketler ve tarihi kalıntılar yer almakta. Bu müze orada ki görevli kızında dediğine göre; ''Beypazar'lı insanların verdiği bağış üzerine kurulmuş bir müzeymiş. Müzede yer alan eşyaların çoğunu Beypazarı halkı tarafından bağış yapılmış.'' Zaten her parçanın altında kimden alındığı da tek tek yazmakta... 

Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi

Beypazarı halkının geçimlerini sağladıkları meslekleri maketler ve o dönemin eşyaları ile göz önüne sermişler. Bu müze sayesinde çocuklarda nalcılık ve semercilik mesleğini de öğrenmiş oldular.


Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi

Müzenin içinde ayrıca plazma ekranlarda eski yıllarda Beypazarı görüntüleri ve fotoğrafları da yer almakta. Ayrıca Aşağıdaki resimde de gördüğünüz gibi Bir perde üzerinde Beypazarı'nın yöresel yemekleri ve gezilecek yerleri hakkında bilgiler yer almakta. İsterseniz bu müzedeki perde de yazan bilgileri not alıp, Beypazarı gezisine bu bilgiler doğrultusunda devam edebilirsiniz.

Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi

 Müze iki kattan oluşuyor. Alt katta genellikle tarihi kalıntılar ve eşyalar sergilenirken; üst katta ise eski meslekler ve evlerin maketleri bulunmakta. Ve ayrıca bir bölümde de Beypazarı futbol takımın aldığı kupalar ve Beypazarı şehitlerinin resimlerinden oluşan birer köşede yer almakta.


Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi
Üzerimdeki yelek: SheIn'den 




Müzenin iki katını da gezdikten sonra, müzede yer alan anı defterine yine kara kuzum Emir'im duygularını bu deftere döktü. Bu huyu zaten tıp ki ben... (Benim gibi duygularını sözlerden daha çok yazarak ifade edebiliyor.)

Beypazarı Kent Tarih Müzesi gezisi

Aslında ben bu Beypazarı gezimi sadece bir postta yayınlamayı düşünüyordum. Ama resimleri ayarlamak için bilgisayarın karşısına geçince ''bu güzel ilçeyi tek postla yayımlarsam haksızlık yapmış olurum'' diye düşündüğüm için, bu şekilde bölüm bölüm yayınlamayı düşündüm. Zaten siz okuyanlarda bu şekilde arkası yarın şeklinde postları daha çok seviyorsunuz. Değil mi? ;)

Hoşça kalın...

14 Eylül 2015 Pazartesi

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Bu hafta sonu Ankara'nın ilçelerinden biri olan 'Beypazarı'na' gittik. Beypazarı Ankara da gezilecek yerlerden bir başka durak olan; Ankara'ya 100 km mesafede; evleri, havucu ve sodası ile meşhur şirin bir ilçe...


Günü Birlik Beypazarı Gezisi

İlk yerleşim yeri olarak dağın etekleri ve kaya tepelerine yapılan Beypazarı evleri, yeni yerleşim yeri olarak düzlük alanlar tercih edilmiş. Ama tarihi eski evleri tek tek restore edip, oturulmaya devam etmekte. Bu tarihi eski evlerde halen 3000 evde halk oturmaktaymış. Bazen ara sokaklarında restore edilmemiş eski Beypazarı evlerinden de tek tük kalmış. Ben bu evlere doğal ev; restore edilmiş evlere ise estetik yapışmış ev olarak adlandırıyorum. Sizce de haklı değil miyim?

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Beypazarı'na ilk girişte sizi yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi üzerinde dev Beypazarı sodası olan bir şadırvan var. Burada akan su; tatlı su olduğu için bir sürü kişi ellerinde su bidonları ile gelip, su doldurup, gidiyorlar. Bizde arabanın içinde beklemekten soğuk su olmaktan çıkıp, sıcak su olmuş suyumuzu boşaltıp, burada akan sudan -su bidonumuza- su doldurduk.

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

 Beypazarı halkının küçük işletmeler açıp, satış yaptığı bir meydan olan İmaret meydanına gelince ise; yine Beypazarı'nın bir başka simgesi haline gelmiş olan dev havuçlar sizi karşılıyor. :)

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Bu meydanda Beypazarı'na özgü olan Beypazarı kurusu fırınları, havuç'un dondurmasından tutunda, dönerine kadar her çeşidi bulunmakta ve ayrıca Beypazarı'nın bir başka meşhuru olan gümüşlerden yapılmış çeşit çeşit takılar bulunmakta. Haaa tabi Beypazar'lı teyzelerin oranın dağlarından toplamış otları ve kışlık kuru ve erişteleri gibi akla gelen tüm ev yapımı lezzetlerde satılmakta.

Benim aklıma Beypazarı denilince ilk Beypazarı kurusu geldiği için biz kuru aldık. Bu arada Beypazarı kurusunun yaşını görüp, onuda tattık. Ama benim favorim halen kurusundan yana...

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Beypazarı çarşısını gezdikten sonra kendimizi Beypazarı'nın sokaklarına atıp, meşhur Beypazarı evlerini gezmeye koyulduk.

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Sıra sıra halinde, eski yıllarda kim bilir kimler tarafından yapılmış olup evlerin içinde halen yine farklı farklı hikayelerin yazıldığı hayatlar devam etmekte...

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Tertemiz sokaklarında gezerken tarihe yolculuk yapıyormuş hissine kapılıp, kendinizi o atmosfere kaptırmamanız mümkün değil.

Günü Birlik Beypazarı Gezisi


Biz Beypazarı'nın tarih kokan sokaklarında bol bol gezip, fotoğraflar çekindik. O sokaklardaki her bir kareyi ince ince inceleyerek beynime kazıdım. Malum bu tarz yerleri öyle sürekli gidip, görmek mümkün olmuyor.

Günü Birlik Beypazarı Gezisi
Üzerimdeki yelek aslında bir elbise idi...
Ben genellikle kıyafetleri farklı kullanmayı sevdiğim için. Bu sefer bir elbiseyi yelek olarak kullandım.
Elbiseden dönme Yelek burada

Beypazarı evleri genellikle 2 ve 3 katlı olarak yapılmış. En alt hayvanları için ahır niyetine; orta katlar ise yaşama yerleri; en üst katları ise kuşluk olarak adlandırıp, hanımlar orada kışlık kurutmalarını yapıp, kadınlar arası eğlencelerini o katta yapıyorlarmış.

Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Evlerin hepsi tek düzen halinde oluşunu gören kuzular ''anne burada yaşayan insanlar evlerini bulmakta zorlanmıyorlar mı? Baksana her ev birbirine benziyor'' diye sorular sordular... ;)


Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Birde Filiz akın diye adlandırdıkları bir sokak vardı ki gerçekten de çok güzeldi. Çünkü tarihi evlerin önünde yeşil ağaçlar, arkalarda ise küçük pencereli sevimli evler ile birlikte çok güzel bir uyum içinde idiler. Hatta biz sokaklarında gezerken bu evlerin kimisi satılık ve kimiside kiralık yazısı ile karşılaştık. Çocuklara: ''Bu evlerden tutup burada yaşayalım mı? Ne dersiniz?'' diye sorunca ikisi bir ağızdan ''hayıııırr! Biz bir daha taşınmak istemiyoruz'' dediler. Sen sanırsın her ay ev taşıyoruz. Şunun şurasında ilk defa ev taşımasına şahit oldular... :D
Günü Birlik Beypazarı Gezisi

Beypazı'nın da bu güzel evlerin içlerini ve eşyaların sergilendiği  müzelerde mevcut. Ancak şimdi bu postu daha fazla uzatmamak için onuda başka zaman paylaşmayı düşünüyorum. Takipte kalın...

Hoşça kalın...

11 Eylül 2015 Cuma

Nefis Demet Sponsorluğunda Çekiliş

Ülkece zorlu günlerden geçiyoruz. Bu günlerde insanlar bir yerlerden ister tanıdığı, isterse tanımadığı kişilerden bir küçük paket hediye alınca üzüntüsü biraz olsun hafifleyip, suratında bir tebessüm oluşuyor. (Kendimden biliyorum...)

Bende o yüzden bloğumda hiç olmazsa bir kişinin dahi yüzünü güldürmek için bir çekiliş düzenlemeye karar verdim. Çekilişim de Hiçbir şart yok. Bu çekiliş benim üyelerime bir jestim olsun. Benim üyem olan tüm herkes katılabilir. ''Ama yok ben çekilişi bloğumda yada diğer sosyal ağlarda duyurmak isterim'' derseniz de o zaman size haksızlık olmasın diye; her duyurduğunuz sosyal ağ için +1 hak kazanacaksınız...

Buraya kadar her şey tamam. Peki hediye ne? Derseniz de sizlere hediye denilince İlk akla gelen Nefis Demet sitesinden çikolata ile kaplı taptaze kurabiyelerden oluşan CookieHeart Kurabiye Sepeti seçtim. Sağ olsunlar benim çekilişime sponsor olmayı da kabul ettiler.

İsterseniz şimdide Nefis demet sitesinde ufakta olsa bahsedelim. Bu sitede ne amaçla hediye arıyorsunuz o amaç için ayrı ayrı kategorilenmiş bir sürü hediye seçenekleri var. Meyve sepetlerinden tutunda kurabiye ve kek sepetleri olmak üzere bir sürü; görüntüsü tıp ki bir çiçek gibi olan yenilebilen hediyeler bulunmakta... Sizde bir yakınınızı sevindirmek isterseniz Nefis demet sitesine bir göz atın. (benden söylemesi)

Çekilişi uzun süre tutmak istemiyorum. Onun için 2 hafta sonra sonucu yine bloğumda açıklayacağım... Gönderim Nefes Demet firmasına aittir.

Herkese bol şans...

9 Eylül 2015 Çarşamba

GÜN BİRLİK OLMA VAKTİ!

tokideki ses şehit anısına yazısı

Kuzularımın sünnet kınasında ellerine kına yakarken etraftaki eş-dost ''Allah asker kınalarını da görmeyi nasip etsin'' demişlerdi. O gece hiçbir şeyden habersiz bende ''amin'' demiştim. Ama o gecenin sabahından beri üst üste iki gündür duyulan şehit haberleri ile resmen dünyam allak bullak oldu. Hayat sanki durdu. Herkes yasta, herkes çok gergin -birbiri ile laf dalaşında, hatta gök yüzü dahi sanki şehitlerimize yas tutuyormuş gibi iki gündür kapalı ve gafletli...

Şehit haberleri ardı arkasına gelirken resmen insan nefes almaktan utanır hale geliyor. Çünkü biliyor ki o şehitler öyle tek başına bir insan değil. Onlarında tıp ki bizim -evlatlarımızı yetiştirdiğimiz gibi- anaları üzerlerine titreyerek büyüttü. Kimisi evli\kimisi nişanlı evlenme hayalleri kuruyordu. Kimisi baba\kimisi ise baba olacağı günleri geri geri saymaya başlamış, hayalleri olan gelecekten umudu olan askerlerimizdi.

Dağda saçma sapan bir amaç uğruna günahsız askerlere hiç acımadan, gözlerini dahi kırpmadan bombalar yağdırıp, askerlerimizi öldürüyorlar. Peki niçin? Ayrı bir devlet istiyorlarmış. Sizin Çanakkale ve Kurtuluş savaşında savaşan atalarınızın böyle bir isteği yoktu da sizin neden var. Yoksa siz o atalarınızdan daha mı akıllısınız??? Onlar: ''Biz Türkmüyüz de onlarla birlik olup savaşacağız'' demeden omuz omuza yürek yüreğe savaşarak hep birlikte ülkemiz için canlarını seve seve verdi. Sizin o Atalarınızdan ne fazlanız varda ayrı bir ülke istiyorsunuz!..

Aslında söylenecek yazılacak çok söz ve beddua var. Ama bir blog arkadaşımızın dediği gibi gün beddua edip, sataşma vakti değil. Gün dua edip, hep birlikte birlik olma vakti. Yukarıdaki devlet büyüklerin oyununa gelmeden hep birlikte birlik olalım. birbirimize girmeyelim. Sırf Kürt diye suçsuz Kürt vatandaşlara saldırıp, Ülkemizde kaos oluşturmayalım. (zaten yabancı birliklerin isteği de bu, onu unutmayalım)

''Yok A parti, yok B partiye oy verdiniz o yüzden oldu'' diyerek birbirimize girip, zaten bir buhrandan geçen ülkemizi daha fazla karıştırmayalım. Onun yerine hep birlikte birlik olup, aynı saatte namazlar kılıp, Kur'an-ı Kerimler okuyalım... Evvela yukarıda Allah, yer yüzünde de bizler oldukça gökyüzünde dalgalanan bayrağımız indirilemez, ezanlarımızı susturulamaz.

Allah Ülkemizde şehit düşmüş tüm askerlerimizin mekanını cennet, ana-babası-kardeşleri ve eşi-çocuklarına da dayanma gücü versin... (amin)

3 Eylül 2015 Perşembe

PANTENE ALTIN KELEBEK ÖDÜLLERİ’NE GERİ SAYIM HEYECANI BAŞLADI!

PANTENE ALTIN KELEBEK ÖDÜLLERİ’NE GERİ SAYIM HEYECANI BAŞLADI!


Televizyon ve müzik dünyasının en iyilerinin ödüllendirildiği Altın Kelebek Ödülleri, bu kez Pantene sponsorluğunda organize ediliyor. 42.’si düzenlenecek olan Pantene Altın Kelebek Ödülleri, bu yıl da sanat camiasının önemli isimlerini bir araya getirecek. Kırmızı Halı’dan sahneye kadarki süreçte sürprizlerin yaşanacağı, yıldızlar geçidine dönüşecek olan tören, birçok yeniliğe ve ilklere de ev sahipliği yapacak.
Yıldızı Parlayanlar onlar oldu
Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde bu yıl yeni bir kategori daha var: “Pantene Yıldızı Parlayanlar”. Senelerdir saç bakımına getirdiği yeniliklerle Türkiye’de ve dünyada öne çıkan Pantene, bu özel gece için ise Türkiye’nin yıldızı parlayan genç isimlerine eşlik ediyor olacak. 42 yıllık Altın Kelebek tarihinde bu yıl ilk kez verilecek “Pantene Yıldızı Parlayanlar” ödülünün sahipleri Hande Erçel, Bensu Soral ve Nilay Deniz oldu.




Gecenin yıldızı sen ol, Pantene saçının farkını kırmızı halıda da göster! 
42. Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde televizyon ve müzik dünyasının en iyileri senin vereceğin oylarla parlayacak! www.pantenealtinkelebekodulleri.com’a gir ve sen de en sevdiğin sanatçılara oyunu ver. Ayrıca “benim de saçlarım güçlü ve sağlıklı görünüyor” diyorsan, “Gecenin Yıldızı Ol” kısmına başvur. Kişisel bilgilerini gir ve fotoğrafını yükle. Pantene Altın Kelebek Özel Jürisi’nin seçimleriyle bu büyülü gecede benzersiz deneyimler yaşayacak 15 şanslı kişiden biri de sen ol! Üstelik kendini bir yıldız gibi hissedeceğin gecede, sahne arkasında yıldızların heyecanına tanık olma ve en sevdiğin sanatçıya sahnede ödülünü verme şansı yakala. Pantene saçının farkını kırmızı halıda da göster!
Bu heyecanı kaçırma!
Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet, Kanal D ve Pantene’in ev sahipliği yapacağı Pantene Altın Kelebek Ödül Töreni, 4 Ekim Pazar akşamı Kanal D’den canlı olarak yayınlanacak.
www.pantenealtinkelebekodulleri.com
#pantenealtınkelebek
Pantene Altın Kelebek Ödül Töreni’nin tanıtım filmi  ve kamera arkası görüntüleri için tıkla.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Eylül 2015 Çarşamba

Hazır Yufkadan Yeşil Mercimekli Börek Tarifi

Yeşil mercimeğin faydaları malum bildiğiniz üzere say say bitmez. Çünkü içinde demir ve protein içeriyor. O sebepten çocuklara da sık sık yeşil mercimekle çorba, yemek, salata ve börekler yapıp yedirmeliyiz. Benim kuzularım Allah'ıma binlerce kez şükür ki yeşil mercimekli şeyleri çok seviyorlar.(Gerçi çocuklara küçük yaştan itibaren yeşil mercimek yapmamın etkisi de sevmelerinde büyük etken)

Evet benim kuzular seviyor; o yüzden ben öyle çocuklar yesin diye değil. Arada klasik börek içlerinden farklı tarifler uygulayıp, farklı börek yapmak için yeşil mercimek içli börek yaparım. Ama sizin evde yeşil mercimek sevmeyen kişiler varsa; ilk başlarda içine çok azda kıyma ilave ederek yapın. Göreceksiniz ki hiç ağzına yeşil mercimek sürmeyen insanlar dahi bu böreği büyük bir iştahla yerler. Benden söylemesi.. ;)

Hazır Yufkadan Yeşil Mercimekli Börek Tarifi

Yeşil Mercimekli Börek Malzemeleri:

  • 3 adet hazır yufka
  • 1 su bardağı maden suyu
  • 2 adet yumurta
  • 1 çay bardağı sıvı yağ

İç malzemesi:

  • 1 su bardağı yeşil mercimek
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • Karabiber
  • Kırmızı biber
  • Sıvı yağ
  • Yeşil soğan

Üzeri İçin:

  • 1 adet yumurta sarısı
  • Susam

Yeşil Mercimekli Börek Yapılışı:


İlk olarak bir su bardağı yeşil mercimeği haşlayın. Daha sonra bir tavaya çok az sıvı yağ koyup bir kaşık salça ile salçalı sos hazırlayın. Sonra haşlayıp, süzdüğünüz yeşil mercimeği bu salçalı karışımın içine ekleyip, karıştırın. Sonra istediğiniz baharat ve tuzunu ekleyin. Ocağın altını kapatıp biraz soğutun. En sonda ince ince doğradığınız yeşil soğanı da ekleyip iç harcını hazırlamış oluyorsunuz.


Hazır Yufkadan Yeşil Mercimekli Börek Tarifi


Sos için; maden suyu, yumurta ve sıvı yağını iyice karıştırın. Sonrada hazır yufkalardan birini tezgaha serin. Onun üzerine hazırladığınız sostan sürün. Sonra ikinci yufkayı soslu yufkanın tam üzerine serin. Sonrada ona da aynı şekilde fırça yardımı ile sostan sürün. En son aynı şekilde üçüncü yufkayı da serip, onun üzerine de sos sürün. Böylece üç yufka üstü üste aralarında sos sürülü şekilde olmuş oluyor.

Soslu yufkaları sigara böreği yapar gibi sekiz eşit parçaya kesin. Sonra her parçanın geniş kısmına birer kaşık iç harçtan koyup, sırası ile rulo şeklinde sarın. Sonrada yağlanmış bir fırın tepsinin sardığınız yeşil mercimekli böreklerinizi dizin. En son ayırdığınız yumurta sarılarını bir fırça yardımı ile her böreğin üzerine sürün. Sonrada böreklerin üzerine bolca susam serpin. Önceden ısıtılmış 200 derecelik bir fırında altı ve üstü nar gibi kızarana kadar pişirin. 

Hazır Yufkadan Yeşil Mercimekli Börek Tarifi


Sonrada ister 5 çayların yanında; isterseniz de sabah kahvaltılarında bir fincan demli çay ile birlikte yiyin. Dışı çıtır çıtır, içi nefis; yeşil mercimekli börekler elde etmiş olursunuz...

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun!...

Hoşça kalın.