31 Temmuz 2015 Cuma

Taze Fasulye Konservesi

Semt pazarında kocişko ile gezerken çok uygun ücrete köy fasulyesini bulunca, hemen ''aşkııım alalım'' dedim. Oda bana 'kaç kilo?' diye sorunca '5 kilo' cevabıma boş gözlerle bakakaldı. Sonrada ''Hayatım iyi misin, 5 kilo fasulyeyi ne yapacaksın? Evde ordumu besliyoruz'' sözüne...

''Hayır evde ordu beslemiyoruz. Ama ben o fasulyeler ile kışlık için konserve yapmayı düşündüm'' deyince... Rahatlayıp 'hııı öyle mi?' dedi. :P

Erkekler neden böyle; sadece o haftayı düşünürken, biz kadınlar gelecek olan kış mevsimini düşünüyor oluyoruz... Pazarda gezerken dahi kafamda bir sürü düşünce ve karar verişler var. Normalde ben küçükken annem ve babaannem bu konservelerden yapıp kışlık hazırlar(dı)lar. Ama ben evlendiğimden bu zamana kadar, daha hiç yapmadım. Daha ki pazardaki o fasulyeleri görene kadar. ;) Fasulyeleri görünce hemen beynim çocukluk yıllarıma ve annemler(in) fasulye konservesi yapmasına gitti. Ve hemen oracıkta yapmaya karar verdim. Ve yaptım... :)


Taze Fasulye Konservesi

Yeşil Fasulye konservesi İçin Malzemeler:

  • 5 kilo yeşil fasulye
  • 5 adet iri domates
  • Zeytin yağı
  • Kaya tuzu
  • Temiz kavanoz
  • Kullanılmamış kavanoz kapakları

Yeşil Fasulye Konservesi Hazırlanışı:


İlk olarak fasulyeleri bir güzel yıkayıp, ayıklayın. Daha sonra doğrayın. Domatesleri de aynı şekilde yıkadıktan sonra bir başka kaba doğrayın.

Doğrama işlemleri bittikten sonra genişçe bir tencereye zeytin yağını koyup, ocağın altını açın. Daha sonra içine doğradığınız domatesleri de ekleyip, suyunu bırakana kadar kavruklayın. sonra üzerine fasulyeleri ekleyip, ara ara karıştırarak pişirin. Fasulyeler sararıp yumuşayana kadar pişirin.

Taze Fasulye Konservesi

Ocağın altını kapattıktan sonra hemen kavanozlara koyun. Sonrada kapaklarını sıkıca kapatın. Yine geniş bir başka tencereye su ısıtıcıdan kaynattığınız suyu boşatıp, ağzını kapattığınız kavanozları koyup, suyun içinde bir 10 dakika kadar kaynatın.

Sonrada kavanozları tezgahın üzerine serdiğiniz havlunun üzerine ağzı yere gelecek şekilde ters olarak dizin. O şekilde 2 gün ağzından su sızdırıp, sızdırmadığını anlamak için kıpırdatmadan bekletin.

İki gün bekleme ardından su sızıntısı ve ses çıkmıyorsa konserveniz tutmuş demek oluyor. Artık gönül rahatlığı ile güneş görmeyen, serin bir yerde saklayabilirsiniz.

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin....

Hoşça kalın...

30 Temmuz 2015 Perşembe

EFE SÜNNET OLDU

İlk oğlum Emir de yaşadığımız sünnet sonrası sıkıntılarımızı burada ki yazımda paylaşmıştım Emir de edindiğimiz tecrübe sonrası Efe'nin sünnet yaptırma olayına daha bir özenli yaklaşıp. Yeni doğan sünnetini geçirdiğimiz için yeni doğan sünnetinden sonra en uygun yaş aralığını bekledik.

Sünnet Düğünü Yaptırmaya Nasıl Karar verdik?

Oğlum 6 yaşını doldurduktan sonra sünnet yaptırmaya karar verdik. Bunu oğluma sağlık açısından yararları, dini açıdan gerekliliği gibi ufak ufak onun anlayacağı şekilde yavaş yavaş anlatırken. Babası kendi sünnetini anlatıp, bunun sonunda ona ödül olarak sünnet düğünü yapıldığını anlatınca Efe çok heyecanlanıp:
-Anne ben sünnet olunca benimde düğünüm olacak mı? diye sormasın mı?....

Hiç aklımızda yokken birde sünnet düğünü meselesi o gün kafamızı karıştırdı.

''Acaba düğün yapsak mı? Ama Emir'e yapmadık. O zaman ona haksızlık olmaz mı? Üstelik öyle düğün tarzı şeylerden de pek haz duymam. Ne yapsak diye'' Eşimle konuşarak. En sonunda ikisini de bir sünnet düğünü yapmaya karar verdik.

Çünkü eşim kendi sünnet düğününü devamlı bir güzel anı olarak hatırladığını, çocuklarda aynı şekilde ilerleyen yıllarda o düğününü hatırlayıp, gülümseyeceklerini ısrarla bana anlattı. Ve beni ikna etti.

Aslına bakarsanız Emir'e; Efe ile birlikte sünnet düğününün olmasını isteyip, istemediğini sorduğumda en az Efe kadar Emir'inde heyecanlanıp, kabul etmesi beni daha çok ikna etti. Ama neyse... :P

 Büyük Gün (Sünnet Olduğu Zaman):

14 Temmuz salı günü saat 9.00 da hastahaneye gittik. Hastahaneye giderken sürekli arabada sünnet olmasından çok düğünü ile ilgilenip, ''düğünümde bu olacak mı? şu olacak mı?'' gibi sorulara cevap vererk gittik. ;)

Hastahaneye gidince işin ciddiyetini anlayıp, korkan kuzum biraz tırsıp: ''ben sünnet olmak istemiyorum'' diye dayattı. Biz onun yumuşak karnını öğrendiğimiz için sünnet düğünü hakkında ''şöyle olacak, böyle olacak. Bak abinde oldu. Sor bakalım hiç acı hisatmiş mi?'' diye konuşarak onu yine ikna ettik.

Oğlumu sünnet yapacak olan doktor güler yüzlü iyi bir insandı. Efe'yi görünce ''Bu delikanlı mı sünnet olacak? Gözleri güzel yakışıklı, erkek mi olacak?'' gibi konuşarak oğlumu rahatlatmaya çalıştı. Tabi oğlumu rahatlatırken benim suratımda ki korkuyu farketmiş olacak ki beni de rahatlatmak için: ''korkma, korkulacak bir durum yok. Acı hissetmeyecek. Anam babam üsülü bir sünnet olacak'' dedi...


Sünnet Nasıl Yapıldı?

Sünnet yapılırken ben devamlı oğlumun yanında onun başını okşayıp, geçeceğini söyleyerek sakinleştirdim. İlk olarak oğlumu bir yatağa yatırıp, belden aşağısına yeşil bir örtü örtüler. Örtünün açık olan bölmesinden oğlumun pipisini önce sterilize ettikten sonra mink bir iğne ile o bölgeyi uyuşturdular. Bu sırada iğnenin verdiği acı ile biraz ağlayan kuzum daha sonra hiçbir şey hissetmedi. Zaten doktorumuz da ''bu bölge hassas olduğu için ağlaması normal daha sonra hiçbir şey hissetmeyecek'' dedi...

Biraz bekleyip, anastazinin etkisin göstermesini bekledik. Daha sonrada doktorumuz ve asistanı ile birlikte gelip, işleme başladılar. O esnada oğlumdan çok endişeli olduğum için saate bakmak hiç aklıma gelmediği için zaman konusunda kesin olarak bir şey diyemem ama sanırım yaklaşık bir 15 ile 20 dakika arası sürdü...

Genel olarak acıya dayanıklı bir bünyem olduğu için dayanabileceğimi düşünmüştüm. Ama o işlemin yapılmasını ben dahi zaman zaman bakamayıp, yüzümü çevirdim. Tabi tüm bu işlemler yapılırken oğlum her şeyden habersiz yatıyordu. Acı hissetmediği her halinden belli idi. Onun o hali beni biraz rahatlattı. Tüm işlem bitene kadar kendimi öyle bir sıkmışım ki. Doktor 'Tamam işlem bitti'' dediğinde gözlerimden yaşlar süzüldü.

Doktorumuz benim halimi görüce gülüp: ''hadi gevşe, geçti bak'' dediğinde biraz rahatlayıp, oğluma sarıldım...
sünnet nasıl yapılır ve sonrası neler yapılmalı

Sünnet Sonrası Neler yaptık?

Basit ama kanlı bir işlem sonucu oğlumun pipisini sarıp. Doktorumuz bize sünnet sonrası neler yapmamız gerektiği konusunda bilgilendirip eve gönderdi.

Eve geldiğimizde anastizin etkisinin geçip, acı hissetmemesi için hemen bir ağrı kesici şurup içirdik.

İlk gün eve gelince iştahı çok açık olan oğluma istediği şeyleri hazırlayıp, yedirdik. Sünnet olacağı gün senelik iznin bir kısmını oğlumun sünnet anı ve iyileşmesi için harcayan baba da devamlı oğlum başında idi. Babası, abisi ve ben oğlumun emrine amade olup, bir istediğini iki etmeyip; her isteğini yerine getirdik.

İki gün sonunda sargısı düşünce hemen ılık suyun altına sokup, bir duş aldırdık. Daha sonra doktorun verdiği kremi o bölgeye sürdük. Ağrı kesicisini yine her 6 saatte içirmeye devam ettik. Böylece öyle büyük ağrı yaşamadan atlattık.

Sünnetli iken ilk bir hasta altına bir şey giymedi. Uzun tişört ve gömlek ile evin içinde dolandı. Çünkü sünnetin hızlı iyileşmesi için hava alması gerekiyormuş. Birde üstelik bir şey değince acıdığı için oğlumda zaten giymek istemiyordu.

Bir hafta sonunda dikişler yavaş yavaş dökülmeye başladı. Allah'ıma binlerce şükür ki korktuğumuz başımıza gelmedi. Öyle çok acılı ve stresli bir iyileşme devresi geçirmedik. Sorunsuz şekilde iyileşti.

Bugün tam tamına sünnet olalı 9. gün artık külotunu ve pantolonu sakınmadan rahatlıkla giyebiliyor. Tüm hareketlerini de eskisi gibi yapabiliyor....

Darısı sünnet olmayan, ama olacak olan tüm evlatların başına...

Hoşça kalın....

28 Temmuz 2015 Salı

Romwe yaz mevsimi seçtiklerim

Havaların ısınması ile düğün ve nişanlar birbiri arkasına sıralanmaya başladı. Yakın zamanda bizimde yapacak olduğumuz sünnet düğünü için ufaktan hazırlıklar yapmaya başladım. Bunlar sünnet yatağı hazırlanışı hakkında fikirler, çocuklara giydirilecek sünnetlikler ve tabi ki de benim giyeceğim kıyafet, ayakkabı ve takılar şeklinde. Bu arayışlar esnasında gözüme takılan bir kaç parçayı da sizinle paylaşmak istiyorum. Belki bana fikir verirsiniz!... ;)

Romwe Yaz Mevsimi Seçimleri

 Kemerli şifon maksi elbise burada
Ayakkabı burada

Ben özel günlerde öyle şıkır şıkır abiyeler giymekten ziyade daha spor tarzı elbiseler giymeyi tercih ediyorum. Tabi birde rahatlık ön planda olmalı ki kendi düğününde kıyafet yüzünden suratın beş karış asık dolaşma demi ama ;)

Romwe Yaz Mevsimi Seçimleri

1 Numaralı yakasız bluz burada
2 Numaralı lastikli şifon renkli etek burada 
3 Numaralı dantelli pembe bluz burada
4 Numaralı lastikli geniş paçalı pantolon burada 

Yaz mevsimi demek renk demek. Bence yazın insanlar renkli giymeli ki giydikleri kıyafetin enerjisi onlara geçsin. Ben genellikle renkli giyilmeyi çok severim. Ama yaz aylarında bir başka çok severim...



Romwe Yaz Mevsimi Seçimleri

Düğümlü yakalı siyah bluz burada
Siyah çizgili arkası uzun beyaz gömlek burada
Siyah astarlı yelek ise burada

Ama tabi siyahın yeri hiç bir zaman gitmez. Siyah asilliği ile giyenin üzerinde bir başka durur. Kıyafette siyahı tercih ettiğim zaman renkli abartılı takılar kullanırım. Bence siyah renkli kıyafet her türlü takıyı taşıyor...
Romwe Yaz Mevsimi Seçimleri

Payetli yüksek topuklu sandalet burada
Taşlı gerdanlık tarzı kolye ise burada

Hoşça kalın...

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Erkek Çocuklarında Sünnet Yaptırma Ve Problemleri

Erkek Çocuklarında Sünnet Yaptırma Ve Problemleri
İlk erkek çocuğu annesi olduğum anlarda hiç aklıma gelmediği için; sünnet konusu hiç gündemimize dahi gelmemişti. Daha ki oğluşum 4 yaşına girdiği günlerde küçük tuvaletini pipisinin bir kaç yerinde iğne deliği gibi delikten zar zor tuvaletini yaptığını görene kadar. Onun küçük tuvaletini yaparken zorlanışı bir problem olacağı endişesi uyandırınca hemen soluğu çocuk cerrahiye de aldık.
Gittiğimiz doktor sorunun BALANİT diye bir hastalık olduğunu; bunun çözümününde çocuğu sünnet yaptırmak ile geçeceğini söyleyince; sünnet meselesi aklımıza geldi. Ve ''Sahi ya bu çocuğun daha sünnet meselesi var'' diye düşünüp. Hemen doktorumuzdan randevu alıp, en kısa sürede sünnet yaptırdık.

Biranda oldu bittiğe geldiği için sünnet yaptırıldıktan sonra neler yapmalıyız, sünnet sonrası ne gibi zorluklar bizi bekliyor... gibi konular hakkında hiç bir bilgimiz yok. Araştırmaya daha doğrusu düşünmeye hiç fırsat olmadan hemen oldu, bittiye gelmişti.

Sonuç olarak ise; bizi çok zorlu vede geç iyileşen bir sünnet sonrası zaman atlattık. Bir kere oğluşumun pipisindeki sargıyı hemen iki gün sonra çıkarılacağını bilmediğimiz için enfeksiyon kaptırmışız. Onun içinde pansuman yaptırmak zorunda kaldık. Tabi pansuman işlemi oğlum için tekrar bir acı ve zor bir dönem oldu. Oğlumun ağrılarının azalması için ağrı kesici içirileceğini bilmediğimiz için o ağrıları çekmesini ve tüm ağlama ve bağırmalarını bizzat yaşadık. Hatta pipisine krem sürme olayından dahi korktuğumuz için bir kere krem sürdük isek; iki kere sürmedik. gibi...

Bu şekilde hemen hemene 15 gün oğlumun sünnetini iyileşmesini bekledik.... İlk oğlumun bu zorlu sünnet iyileşmesini beklerken Efe henüz bir yaşında idi... O sebepten hep içimden ''daha aynı zorluğu Efe'de de yaşayacağım'' diye geçirip, sünnet yaptırma işlemine korkarak yaklaştım.

Tabi bu korku esnasında da boş durmayıp, sürekli babası ile birlikte araştırdık. Bir çocuk kaç yaşında sünnet yaptırılmalı? Sünnet olmadan önce çocuk nasıl hazırlanır? Sünnet olduktan sonra kaç günde iyileşir ve sünnet acısını en az şekilde atlatması için neler yapmalıyız? gibi aklımıza takılan tüm konuların cevabını öğrendik. O sorular içinde ilk soru olan sünnet yaptırma yaşı olarak. Uzmanlar ilk yıllarda yapılmasını öneriyor. İlk yılları geçirdi iseniz de 6 yaşından sonra yaptırılması öneriliyor. Biz ilk yılları geçiren grup içinde yer aldığımız için 6 yaşını bekledik. Ve altı yaşına geldiği zamanda yaz mevsimi en uygun mevsim olacağını kararlaştırıp, 21 temmuz günü saat 9.30 da sünnet yaptırdık.

Sünnet öncesi ve sonrası neler yaptığımızı ve ne kadar süre zarfında iyileştiğini de bir başka yayında paylaşacağım...

Hoşça kalın...

26 Temmuz 2015 Pazar

Yurt Dışı Alış Verişlerim

Merhabalar arkadaşlar; en son yurt dışı alış-verişi memnuniyetimden bahsetmiştim. O günden sonra bir alış-veriş daha yaptım. Bu sefer özellikle shenside sitesinin en çok tercih edilen mantosu olan astarlı ve gri renkli mantosu oldu.

sponsorlarım, Ayakkabı, kombin, tesettür bloğu, tesettür kombini, moda, giyim, tokideki sesden havadisler, SheIn, sheinside, romwe, Yurt Dışı Alış Verişleri, alışveriş, ALDIĞIM HEDİYELER

Ben internet alış-verişleri yaparken genellikle sipariş verdiğim ürünün ''istediğim kalitede gelecek mi?'' diye endişe ederim. O sebepten ürün eve gelince, paketi korkarak açarım. :)

sponsorlarım, Ayakkabı, kombin, tesettür bloğu, tesettür kombini, moda, giyim, tokideki sesden havadisler, SheIn, sheinside, romwe, Yurt Dışı Alış Verişleri, alışveriş, ALDIĞIM HEDİYELER

Bu ürünün kalitesi ve astarı çok hoşuma gitti. Bence ürünün fiyatı ile de kıyaslanırsa; o ücretin çok üzerinde kalitede bir ürün.

sponsorlarım, Ayakkabı, kombin, tesettür bloğu, tesettür kombini, moda, giyim, tokideki sesden havadisler, SheIn, sheinside, romwe, Yurt Dışı Alış Verişleri, alışveriş, ALDIĞIM HEDİYELER
 Manto burada

Ayakkabılar ise özel günlerde tercih edeceğim şıklıkta ;) Sitiletto giymeyi çok severim. Ama ayaklarım bu ayakkabıların içinde çok rahat etmediği için pek tercih etmiyordum. Lakin sitede öyle güzel şekilde durup benim gözüme hitap edince dayanamadım ve hemen sipariş verdim.

Peki şimdi sipariş verdiğine pişman mısın? diye sorarsanız da. Hayır hiç pişman değilim. Bu ayakkabıların içinde ayaklarım öyle düşündüğüm derecede rahatsız değil. Hatta rahat dahi sayılırlar. Onun içinde yakın zamanda yapacak olduğumuz sünnet düğününde de bu ayakkabıları giymeyi düşünüyorum. Sahi ben sünnet annesi olarak ne giyeceğim? Ayakkabılar tamam. Ama ya kıyafet(!)... :D

Hoşça kalın...

23 Temmuz 2015 Perşembe

Limonlu Ve Salepli Dondurma

Havalar iyiden iyiye ısınmaya başladı... Hatta halk arasında ''bu günler iyi günlerimiz(miş); daha Afrika sıcakları gelecekmiş'' diye kulaktan kulağa söylemler yayılmaya başlandı bile... Böyle çok bunaltıcı sıcaklarda insanın aklına tek gelen, serin ve lezzetli bir şeyler yemek oluyor.

Siz ve ailenizde sıcaklardan bunalmış. Ama canınız da bir şeyler yemek istiyorsa size vereceğim limonlu ve salepli dondurmadan yapın. Bu dondurma çok sıcak anlarınızda sizlere eşlik eden en lezzetli dondurma çeşidi. Çünkü ekşimsi limon tadı ve buz gibi serinliği ile birlikte midenize indirirken o aldınız hissi tarif etmeye kelimeler yetmez!..

Limonlu Ve Salepli Dondurma


Limonlu ve salepli dondurma malzemeleri:

  • 1 kg süt
  • 1 yemek kaşığı salep
  • 1.5 su bardağı şeker
  • 1 çay kaşığı limon tuzu
  • 1 limon suyu
  • 1 çay kaşığı zerdeçal
Limonlu Ve Salepli Dondurma

Limonlu ve Salepli Dondurmanın Yapılışı:


İlk olarak sütünüzü bir tencere koyup, kaynatın. süt kaynamaya başladıktan sonra şeker ve salebi karıştırarak yavaş yavaş kaynayan süte dökün. devamlı karıştırarak bir 10 dakika kadar pişirin. Kıvamı istediğiniz şekle geldikten sonra ocağın altını kapatıp tezgaha alın. Ara ara karıştırarak ılıtın. 

Ilıdıktan sonra içine limon suyu, limon tuzu ve zerdeçalı ekleyip, iyice karıştırın. Sonrada derin dondurucuya kaldırın. Saat başı derin dondurucudan çıkarıp, karıştırın. Bu işlemi bir 5 kez tekrarladıktan sonra 7 saat derin dondurucuda bekletin. Sonrada servis edip, ikram edin.

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun...

Vişneli parfe tarifim için tık tık

Hoşça kalın.

20 Temmuz 2015 Pazartesi

2015 Konya Tatilinden Bana Kalanlar

Been geldimmm bol enerjik ve keyif dolu olarak bir 10 günlük tatil sonucu evime döndüm...

En son postta da paylaştığım üzere ilk olarak minik bir bebeğin doğumuna şahit oldum. Bebek doğar doğmaz annesinden dahi önce, ilk benim kucağıma geldi. Minicik eller, ayaklar, parmakları görünce önce bir tırstım. Sanki benimkiler doğduklarında çok büyükmüşte; bu bebek daha küçükmüş gibi geldi... İnsan hakikaten de uzun yıllar yeni doğmuş bebek görmeyince, unutuyormuş.

2015 Konya Tatilinden Bana Kalanlar

Cennet kokulu bebek kokusundan bol bol kokladım.

Sonra doğup, büyüdüğüm memleketime gidip, çocukluk arkadaşlarım ve akrabalarımla buluşup onlarla eski günleri yad edip, konuştuk.

Bayram gününü ise yine çocukluğumdaki gibi önce ailenin en büyüğü olan babamın evinde tüm aile ile birlikte kahvaltı yaptık. Daha sonra ise eş ve dostların evlerine tek tek gidip, bayramlaştık. Hani büyük şehirlerde yaşanılan bayramlarda alışa gelmemiş bir yöntem olmayan bayramlaşma yöntemi, hatırladınız mı?...

Sayılı günler çabuk geçtiği için -dolu olarak dahi yaşansa dahi- bittiği gibi benim 10 günlük tatilimde bitti.

2015 Konya Tatilinden Bana Kalanlar
Dönüş yolunda çocukluğumu ve genç kızlığımı yaşadığım eve son kez dönüp bir baktığımda aklıma acaba ben bu evi daha doğrusu bu evde yaşayanları tekrar gelişimde bulabilecek miyim? Yada ben bu eve tekrar bir daha gelebilecek miyim? diye düşünüp; her defasında gitmeden önce bir daha dönüşte ağlamayacağım diye kendime milyonlarca kez söz vermeme rağmen yine sözümü tutamayıp, göz yaşlarıma hakim olamadım. :(


Diğer Konya hatıraları yazı dizilerim burada.

Hoşça kalın...

9 Temmuz 2015 Perşembe

MOLA

Merhabalar arkadaşlar, bugün saat 16.00 da hızlı trenle Konya'ya gideceğim. Çünkü yarın kız kardeşimin doğumu var. Doğumu normal doğum değilde sezeryan ile olduğu için hastahanede 2-3 gün kalması gerekiyor. Bende minik Sultan ve kız kardeşimin yanında refakatçı olarak kalacağım. 


Onların yanında bir kaç gün kalıp, yardımcı olduktan sonra memlekete gidip, bayramı babam ve babaannemin yanında geçireceğim. Bayramdan sonra durumlara göre ya bir kaç gün sonra yada bir hafta sonra dönmeyi düşünüyorum. Bu günler zarfında kendime de internet detoksu yapmayı düşünüyorum. O sebepten bir müddet tokideki ses bloğuna yeni yayınlar giremeyeceğim. Beni biraz özleyin. Sahi özler misiniz? Ne olur özleyin, hatta özledim diye yorum ve mail atında beni biraz şımartın :P

Bu arada herne kadar memlekete gidip, özlem gidereceğim. Sevdiklerimi görüp, onlarla bol bol zaman geçireceğim diye içim içime sığmazken bir yandan da geride bıraktığım çocuklarım ve eşimi düşünüp o sevincim boğazımda düğümleniyor. O yüzden sanki bugün gitmeyecekmiş gibi davranmaya çalışıyorum. Çünkü çocuklar gözümün içine bakıp: ''anne gitme'' derseler dayanamam hüngür hüngür ağlar ve gidemem diye...

Hayat ne garip bir şey insan bir yandan sevdiklerine kavuşacağı için sevinirken, diğer yandan başka bir sevdiklerinden ayrılacağı için çok üzülebiliyor...:( Kavuşmak çok güzel ama özlemekte bir o kadar hatta dahada fazla acı verici.

Neyse ben şimdi biraz daha yazmaya devam edecek olursam kendi kendime gitmekten vazgeçip, sonrada neden vazgeçtim diye bütün kış kendi kendimi yiyeceğim sanırım. En iyisi mi burada nokta koyayım. Dönüşte görüşmek dileği ile....

Hoşça kalın.

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Zeytin Yağlı Biber Dolması Tarifi

Yaz mevsimi gelince pazar tezgahlarında boy gösteren dolmalık biberleri görünce hemen aklıma ''zeytin yağlı biber dolması'' gelir ve ağzım sulanır. :)

Herne kadar ev ahalisi tarafından içi yenilip, güzelim biberleri çöpe gitmek zorunda olsa da  hiç dayanamam ve hemen dolmalık biberlerden alırım. ben dolmalık biber alırken genellikle orta boylu olanları alırım.




Zeytin Yağlı Biber Dolması Tarifi

Zeytinyağlı biber dolmasını ister soğuk olarak, isterseniz de sıcak olarak tüketin. Her iki şekilde de çok lezzetli. Ben genellikle ertesi güne kalmış zeytin yağlı biber dolmasını tekrar ısıtmadan soğuk olarak tüketirim.

Zeytinyağlı Biber Dolması Malzemeleri:

  • Orta boyda 15-16 kadar dolmalık biber
  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 adet soğan
  • 1 yemek kaşığı çam fıstığı
  • 1 yemek kaşığı kuş üzümü
  • 1 yemek kaşığı salça
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 çay kaşığı yenibahar
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • 1 çay bardağı kadar zeytinyağı
  • Üzerlerini kapatmak için domates

Zeytinyağlı Biber Dolması Nasıl Yapılır?

İlk olarak iç malzemesini hazırlamaya koyulun. Önce zeytinyağının yarısını yassı bir tencereye döküp, ısıtın. Sonra fıstıkları ekleyip, biraz kavurun. Sonra küçük küçük doğradığınız soğanları da ekleyip, biraz daha kavurun.

Soğanlar da istediğimiz renge ulaştıktan sonra daha önceden bir kenarda yıkayıp, suyunu süzdüğünüz pirinçleri ekleyin. Sonra yine karıştırarak kavurmaya devam edin. Pirinçler şeffaf renge ulaştıktan sonra yenibahar, karabiber, tarçın, şeker ve tuzunu ekleyin. Bir iki karıştırdıktan sonra salça ve kuş üzümünü de ekleyip, karıştırın. En son üstünü bir parmak kadar geçecek kadar sıcak su ekleyip, tencerenin kapağını kapatın.

Zeytinyağlı biber dolması iç malzemesi, suyunu çekene kadar kısık ateşte yavaş yavaş pişerken siz dolmalık biberleri elinize alıp, sap kısımlarını çıkartıp, içindeki çekirdekleri çıkartın. Dolmalık biberlerin diplerine bir iki bıçak dürtüp, delin. Bunu yapmak taki maksat dolmalık biberlerin içine hava alış ve verişi kolaylaştırmaktır..


Zeytinyağlı Biber Dolması Nasıl Yapılır?

İç malzemesinin suyu çektikten sonra ocağın altını kapatın. İçlerini boşaltıp, hazırladığınız dolma biberleri bol suda içini ve dışını bir güzel yıkayıp, kuruladıktan sonra bir tatlı kaşığı yardımı ile içlerini teker teker doldurun.
Tüm biberlerin içlerini doldurduktan sonra bir tencereye dizin. Sonrada üstlerini domates parçaları ile kapatın. Daha sonrada kalan yarım zeytin yağını da pişmeye hazır olan biber dolmalarının üzerine gezdirerek dökün. Sora tencerenin yarısı kadar sıcak su doldurup, tencerenin kapağını kapatın.
Kısık ateşte yavaş yavaş pişsin. Piştiğini anlamak için ise iç malzemesinden vede dolma biberlerin yumuşaklığından pişip-pişmediğini anlayabilirsiniz.

zeytinyagli-biber-dolmasi-tarifi

 Piştikten sonra ocağın altını kapatın ve dinlenmeye bırakın. İlk sıcaklığı geçtikten sonra servis edip, yiyebilirsiniz. Ama yok ben soğuk yemek istiyorum derseniz de ilk sıcaklığı geçtikten sonra buzdolabına kaldırıp, soğutabilirsiniz.

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun...

Zeytin yağlı taze fasulye yemeği tarifim

Zeytin yağlı Yaprak sarması tarifim 

Hoşça kalın...

7 Temmuz 2015 Salı

Çocukların Ruhsal İhtiyaçları İçin Kur'an Kursuna gitmesi

Yaz tatili yaklaşınca çoğu anne ve baba bir yaz okulu arayışı içine girdi. Çocukların yaz tatillerini boş geçmemesi için... Biz eşimle birlikte hiç bir zaman öyle yaz okullarıdır, kurslardır çocuğumuzu gönderme taraftarı olmadık. Çünkü çocuğumun ilgi alanını biliyorum.  Oğlum yabancı dil öğrenmek istemiyorsa ben neden durduk yere çocuğuma yabancı dil öğrensin diye kurslara yazdırıp, yabancı dili öğreteceğim diye; yabancı dilden nefret ettireyim ki. Zaten o ilerleyen yıllarda aklı başına geldikçe ihtiyaç duyarsa, kendi gitmek ister, bizde göndeririz.

Emir'in okulu tatil olunca oğlumu karşıma çekip: ''Yaz tatilinde ne yapmak istediğini sordum.'' Ben bu soruyu sorar sormaz ilk aldığım cevap ise ''futbol kursu'' oldu. Eve en yakın futbol kursuna gidip, konuşulduğunda orada ki kişiler; henüz yaşı küçük olduğunu ve çok zayıf olduğunu söylediler. Bu şekilde küçük yaşta giderse kendinden yaşça ve kiloca büyük olan çocuklar ile oynayıp, hevesi kırılmasın. Bir sene daha beklesin. Seneye yazdırın dediler. Tabi orada ki kişiler bunu oğluma öyle bir güzel anlattılar ki. Oğlum hemen orada 'tamam önümüzdeki seneye yazılacağım' diye kararını verdi.
Çocukların Ruhsal İhtiyaçları İçin Kur'an Kursuna gitmesi

Şimdi ise camimizde açılan;  Kur'an ve süre öğreten kursa - Efe ile birlikte- gidiyor. Sabah 9.30 ile 10.00 arası başlayan kurs saat 12.00 de bitiyor. Böylece o camide yeni yeni arkadaşlar edinip, sosyal ortam içinde olduğu gibi yeni dini bilgiler öğrenip, heyecanlanıyor. Eve geldiğinde bize öyle güzel sorular sorup, dini hikayeler anlatıyor ki. Onun küçük hali ile bu derece güzel bilgiler öğretmesi beni çok mutlu ediyor. Üstelik bu Kur'an kursuna gittiği günden beri öyle eskisi gibi sık sık ''sıkıldım'' diyerek televizyon karşısına geçmek istemiyor. Çünkü sabah kalktığından öğlene kadar kursu var. Eve gelince ise öğrendiklerini bana anlatma, yemek yeme gibi şeylerle uğraşırken sıkılmaya zaman kalmıyor.

Şimdi bana çocukların bedensel ihtiyacı olan spor yapmak, bisiklete binmek ve yüzmek gibi faaliyeteler de yapmalı, ihtiyaçları var derseniz de... Sizlere cevabım. Oğlum yüzmekten hiç bir zaman hoşlanmadı. Ne zaman deniz ve hamama gitsek hep üfleye püfleye gitmek zorunda kaldı. Spor ve bisiklet sürme olayına da gelince Kur'an kursundan sonra eve gelip, önce benimle konuşup, yemek yedikten sonra; çok sevdiği futbolu, sitemizin önünde olan futbol oynama alanında kendi yaşıt arkadaşları ile oynuyor... Böylece kuzum arkadaşları ile birlikte oyunlar oynayarak sosyal olduğu kadar bedensel ihtiyacını da karşılayıp, bol bol spor yapıyor. Bisiklet binme işini ise hafta sonu ailecek gittiğimiz açık hava alanlarında kardeşi ile birlikte bol bol bisiklet sürüyor...

Bence çocukların bedensel ihtiyaçları kadar ruhsal ihtiyaçları vardır. Ruhsal beslenme ise en güzeli dini öğrenmek ile başlar. Dini bilen ve hükümlerini yapan insanlar manevi huzura kavuşup, rahatı bulur. Bizde çocuklarımızda bu şekilde olmasını istiyoruz. Ve onun için emek harcıyoruz. İnşallah Allah emeğimizi boşa çıkarmaz da emeğimizin meyvelerini toplarız.

Çocuklara camiyi nasıl sevdirmeliyiz? Yazım için ise tık tık

Hoşça kalın...

5 Temmuz 2015 Pazar

Çikolatalı Sütlaç Tarifi

 Mutlu pazarlar arkadaşlar, bugün sizlere yine bir tarif vermek için geldim. Biliyorum biliyorum bu aralar sanki bir yemek bloğu yazar gibi sürekli yemek, kışlık ve tatlı tarifleri veriyorum. Ama ben bu bloğa hayatımdan kesitler şeklinde tuttuğum için -bu aralarda gündemimde devamlı bir tarifler deneme durumu söz konusu olduğu için- bu şekilde sanırım bir müddet daha devam edeceğim.

Ama tabi aralara başka poslarda sıkıştırmayı düşünüyorum.  Bakalım zaman ne gösterecek...  ;)


Çikolatalı Sütlaç Tarifi

Bugün sizlerle paylaşacağım tarif yine bir sütlaç tarifi. Malum bildiğiniz üzere sütlaç yapmakta basamak atladığım için yine klasik bir sütlaçtan ziyade faklı tatların birleşimi ile oluşan bir sütlaç tarifi. En son Antep fıstıklı sütlaç tarifinden sonra şimdi de çikolatalı sütlaç yaptım... :D

Çikolatalı sütlaç çikolata severlerin bayılacağı lezzette bir sütlaç tarifi oluyor. Ağza alındığı zaman çikolatanın o yoğun lezzeti damağa geliyor. Birde damağınıza sütlaç pirinçleri de gelince iki lezzetin buluşması gibi bir şey meydana geliyor. Sonrasında ise damağınızda iki büyük lezzetin yayılması ile size verdiği hassı anlatmaya kelimeler yetmez. En iyisi mi siz hemen bir koşu yapın. Sonrada bir kaşık alıp, ağzınıza atın. Daha sonrada o lezzeti acele etmeden doya doya yaşayın... ;)

cikolatali-sutlac-tarifi

Çikolatalı Sütlaç Malzemeleri:

  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı su
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 2 tatlı kaşığı nişasta
  • 300 gram bitter çikolata
  • 1 paket vanilya
  • Üzeri için damla çikolata, Antep fıstığı, Hindistan cevizi ve kakao gibi...

Çikolatalı Sütlaç Nasıl Yapılır?


İlk olarak pirinçleri yıkayın. Sonra bir tencereye su ve pirinçleri ekleyip, pirinçlerin suyu çekene kadar pişirin. Daha sonra 1 litre sütü de ekleyip ara ara karıştırarak kaynayana kadar pişirin. Sonra bir kapta nişastayı inceltip, karıştırarak sütlacınızın içine dökün.

Sütlacınız pişmeye yakın şeker ve vanilyasını da ekleyin. En son bitterleri de ekledikten sonra bir iki taşım daha kaynatıp, ocağın altını kapatın.

Çikolatalı Sütlaç Nasıl Yapılır?

Sonra kaselere sıcak olarak pirinçleri her kasede eşit olacak şekilde paylaştırın. İlk sıcaklığı geçtikten sonra buzdolabına kaldırın. 2-3 saat sonra yenir. Ama benden size bir tavsiye daha bir gece bekletin. O zaman tadı daha bir lezzetli ve kıvamlı oluyor. Bak sonra demedi demeyin, ona göre... ;)

Sütlaçları servis ederken de göz zevkiniz ve damak tadınıza göre süsleyin. Ben size fikir olsun diye 3 şekilde de süsleyip, fotoğraflarını çektim. :P

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun...

Hoşça kalın...

3 Temmuz 2015 Cuma

Tencerede Patates Oturtması Tarifi

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere bir tencere yemeği tarifi vereceğim. Bu tarif iftar sofralarınızı bir ana yemek olarak şenlendirebilecek lezzette bir tarif. 

Patates oturtmasını normalde fırında yapılır. Ama ben fırın çalıştırmaya üşendiğim günlerde -genellikle- tencerede yaparım. Lezzeti en az fırında yapılan kadar güzel olduğu için tencerede patates oturtmasını sık sık yapıyorum. (Tabi pratikliği de cabası) Her yaptığımda da ev ahalisi tarafından tam puan alan bir yemek çeşidi olduğu için bugün tarifini sizlerle de paylaşmak istedim.

Sizde akşam yemeklerinde lezzetli olduğu kadar doyurucu olan bir tarif arayışı içerisindeyseniz; müjde tarifinizi buldunuz!... Tencerede patates oturtması. ;)

Tencerede Patates Oturtması Tarifi

Tencerede Patates Oturtması Malzemeleri:

  • 250 gram kıyma
  • 8 adet büyük boy patates
  • 1 adete soğan
  • 3 yemek kaşığı zeytin yağ
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 2 adet domates
  • 2 diş sarımsak
  • Tuz 
  • Karabiber
  • Patatesleri kızartmak için bir çay bardağı kadar sıvı yağ
  • Kaynar su

Tencerede Patates Oturtması Nasıl Yapılır?


İlk olarak patatesleri tek tek soyup,yuvarlak şekilde dilimleyin. Sonra o patateslerin üzerine su doldurup bekletin.
Sonra soğanları ince ince doğrayıp, zeytin yağ içinde kavurun. Sonra kıymayı ilave edin. Kıyma suyunu çekip, rengi dönene kadar pişirin. Sonra salçasını da ekleyip, ara ara karıştırarak pişirmeye devam edin.

tencerede-patates-oturtmasi-tarifi

Kıymalı harç bir taraftan pişerken sizde hemen elinize domatesleri alıp, önce kabuklarını soyun. Sonrada ince ince doğrayıp, kıymalı harcın içine ekleyip, karıştırarak pişirmeye devam edin.

Sonra sarımsakları da soyup, doğrayıp onu da ekleyin. En son tuz ve karabiberini de damak tadınıza göre atıp, bir iki karıştırarak biraz daha pişirip, ocağın altını kapatın.

Daha önceden soyup, su içinde beklettiğiniz yuvarlak dilimli patates dilimlerini önce bir güzel yıkayın. Daha sonrada bir süzgeç içinde süzün. Sonrada bir tavaya sıvı yağı da ekleyip, patateslerin altı ve üstü hafif kızarana kadar biraz kızartın.

Sonrada yayvan bir tencereye önce kızarttığınız patateslerin yarısını tavanına dizin. Sonra kıymalı harcın yarısını patateslerin üzerine döküp, yayın. Sonra kalan patatesleri kıymalı harcın üzerine tekrar dizin. En son kalan kıymalı harcı tekrar patateslerin üzerine döküp, yayın.

Tüm bu şekilde bir patates, kıyma. Sonra yine bir patates bir kıyma şeklinde döşedikten sonra en son alarak kaynar suyu bir kenarından patateslerin üstünü geçmeyecek şekilde dökün. Sonrada tencerenin kapağını kapatıp, kısık ateşte yavaş yavaş patatesler pişene kadar pişirin.

patates oturtması nasıl yapılır?

Yemek piştikten sonra biraz dinlendirip, sıcak sıcak servis edin. Bu yemeğin yayında hiçbir şeye gerek yok. Tek başına dahi doyurucu bir ana yemek olur.

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun...

Hoşça kalın...

2 Temmuz 2015 Perşembe

Ev Yapımı Erişte Tarifi

Ramazan ayı yaklaşırken evlerde bir Ramazan hazırlığında olduğu paylaşmıştım. Hazırlıklardan biride; evlerde kadınlar imece usulü hep birlikte birbirlerine erişte hamuru yoğurup, erişte keserlerdi.

Geçen hafta sonu, ben bu anıları evde anlatınca, çocukların canı erişte istedi... ''Acaba ne yapsak marketten hazır paketlenmiş erişte mi alsak?'' Diye düşünürken dedim ki 'neden ben yapmıyorum ki? Nasıl yapıldığını biliyorum.' Diye söylenip hemen mutfağa geçip az bir hamur yoğurup, ev yapımı erişte yaptım.

Ev Yapımı Erişte Tarifi

Ev yapımı eriştenin lezzeti ne o hazır paketlenmiş eriştelere uyuyor, nede makarnalara uyuyor. Gerçekten de çok lezzetli oluyor. Biz bu erişteler-den eşimin tabiri ile ''peynirli hamur'' olan peynirli ve soslu erişte yaptık.

Her seferinde erişte yaparken, yukarıdaki kavanozun bir tanesini haşlayıp yapmama rağmen sofrada kaşık kaşık yenip, en erken biten yemek oldu. O sebepten lezzeti garantili bir tarif bence kesin yapın. :)

Ev Yapımı Erişte Hamuru İçin Malzemeler:

  • 3 yumurta
  • 3 su bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı sıvı yağ
  • Tuz
  • Ve aldığı kadar un

Ev Yapımı Erişte Yapılışı:

İlk olarak bir yoğurma kabına tüm sıvıları koyup karıştırın. Sonra tuzunu da ekleyip, azar azar unu yoğurarak eklemeye başlayın. Hamura hiç su koymamak için unu, hamur yoğurarak eklerseniz daha iyi olur. Elde edeceğiniz hamur, sert kıvamlı bir hamur olacak.

Yoğurdunuz hamuru daha sonra üzerine temiz bir bez örtüp biraz dinlendirin. Dinlendirdikten sonra portakal büyüklüğünde parçalar koparıp bezelere ayırın. Sonrada o bezeleri bir oklava yardımı ile açın. Aman ha açarken çok ince açmayın. Biraz kalın olmalı, yaklaşık 2 cm kadar kalınlıkta açın.


Erişte yapılışı


Açtığınız yufkaları daha sonra serin bir yere bez serin. O bezin üzerine teker teker serip bekletin. Burada isterseniz bekleterek yufkaları kurutun. Ama -benim gibi- 'Kurumasını beklemeye vaktim yok' derseniz de ocaklı saçta arkalı, önlü biraz pörtle-tin. Yani öyle yufka pişirir gibi çok pişirmeyin. Sadece hamurluğu gidip, biraz kurusun o kadar.

Hazırladığınız tüm yufkaları o şekilde arkalı önlü çok az saçta pişirdikten sonra bir tezgaha serip ikişer parmak mesafede şeritler kesin. Sonrada o şeritleri aşağıdaki resim kolejinde de gördüğünüz üzere ince ince kesin.

Erişte kesimi

Tüm yufkaları o şekilde tek tek kesikten sonra bir siniye koyup, ister güneşte, isterseniz de serin bir yerde arada karıştırarak kurutun... Bu erişteleri isterseniz kuruduktan sonra hemen kavanozlara koyup, saklayın. İsterseniz de birazını fırına koyup fırınlayıp, soğutup daha sonra saklayın.... Tercih sizin.

Ev yapımı erişte yapılışı

İlerleyen günlerde de bu eriştelerden neler yaptığımı tek tek paylaşacağım. ;)

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun.

Hoşça kalın...