29 Ağustos 2014 Cuma

AVANOS VEDE PERİ BACALARI (Kapadokya gezisi 2. kısım)

İyi geceler sevgili okurlar, Kapadokya gezisi yazı dizime Avanos ile devam etmek istiyorum...

Kırşehir'deki Hacı Bektaşı Veli Türbesini de gezdikten sonra rotamızı Avanos'a çevirdik. Avanos, Kapadokya gezisinde uğramak istediğim yerlerden biri idi. O sebepten yol üzerinde de olunca oraya uğrayıp taş köprü vede asmalı köprüyü görüp üstünden geçmeden olmaz diyerek Avanos'a girdik...



İlk olarak Avanosun merkezine gitmek içi taş köprünün üzerinde geçmek gerekiyormuş... Taş köprünün üzerinden arabamız ile geçip Kızılırmak üstünden Avanos'un merkezine gidip, oradaki oto parka arabamızı park edip, Kızılırmak boyunca yürüme yolundan asmalı köprüye geçmek için yürüyüş yaptık...

Kızılırmak kenarına kurulmuş olan Avanos yeşilliği, Kızılırmağın maviliği vede volkanik şekiller sonucu oluşmuş peri bacaları ile harika, gezilesi vede görülesi bir şehir...


Kızılırmak boyunca yürüdükten sonra asmalı köprüye ulaştık... Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere şuanda asmalı köprü arkamda... Buradan bakınca ''Ne var onda altı üstü bir köprü'' diye içinizden geçirmiş olabilirsiniz :) Ama bu köprü öyle bildiğiniz köprü türlerinden değil... 

 Avanos halkı tarafından tahta köprü olarakta adlandırılan asma köprü, çelik halatlar ile taşındığı vede yerle çok az teması olması nedeni ile üzerinden geçerken sallanıyor. o sebepten üzerinden ilk kez geçenler tarafında biraz ürkütücü bir şey... Tamam tamam itiraf ediyorum ilk başta bende çok tırstım :) hatta alttaki resimde de gördüğünüz üzere resim çekinirken dahi elim ile bir yandan da tutunmaya çalışıyorum :)


Ama geri dönüşte alıştığım için geçmek benim için daha çok zevkli geldi ve etrafımı izleyerek geçtim... :)

Avanosun yukarısına doğru gidince de çömlekçiler çarşısı var, orada birbirinden güzel çömlek vede hediyelik eşyalar mevcut... Özellikle orada ki çömleklerin el emeği ile çok ilkel yollarla yapılmış olması ayrı bir güzel. İnsan oradaki eşyaları eline alıp şöyle bir içine çektiğinde mis gibi toprak kokuyor ayrıca üzerindeki elektrik vede kötü enerjiyi alıp bir sakinlik verdiği için orada küçük bir parça alıp gezmemize devam ettik. 

Avanos gezimizi tamamladıktan sonra Ürgüp e gitmek içi tekrar yola koyulduğumuzda bizi peri bacaları karşıladı... Peri bacalarının yoğun olduğu bir bölüm vardı. Orada bizim gibi Kapadokya'yı gezmek için gelen insanların yoğunluklu olduğu, ellerinde fotoğraf makinesi ile sağı solu çektiklerini görünce bizde hemen orada durup peri bacalarını görüp, resimler çektik ve çekindik...



Volkanik hareketlenmeler sonucu birbirinden farklı şekilde olan şekiller, gerçekten de çok ilginçti... İnsan onları görünce anlıyor ki oralarda bambaşka bir dünya vede hava mevcut. Ayrıca oranın atmosferi senide kaplıyor.



Özellikle oradaki peri bacalarını gördükten sonra kapadokya gezimin tadını bir başka şekilde almaya başladım. Ve kendi kendime ''işte budur ya ben bunları görmek istiyordum bu güzellikler için buralara gelmiştim'' dedim... Tabi o zamanlar bilmiyorum ki bunlardan daha büyük peri bacaları görüp daha başka nice güzellikler göreceğimi bilmediğim için oradan ayrılmak istemedim..


Ama eşimin daha bunlar neler ki daha bunlardan büyüğünü hatta bunların içine daha gireceksin diye beni uyarması sonucu istemeye istemeye de olsa oradan ayrılmak zorunda kaldım.. :)

Kapadokya yazıma şimdilik burada nokta değil virgül koyuyorum devamı gelecek beklemede kalın... :)

Hoşça kalın...

28 Ağustos 2014 Perşembe

HACI BEKTAŞ-I VELİ MÜZESİ (Kapadokya gezisi 1. kısım)

Merhabalar sevgili blog okuyucularım!...

Nasılsınız?.. Umarım iyisinizdir... Beni sorarsanız bu ağustos ayında bir koşuşturmadır gitmekte Konya gezmesi, nişan telaşı derken birde araya Kapadokya gezisi ile Ankara gezisi de girince... Yoğun ama bir o kadar da güzel bir yaz geçti. :) Gerçi şuanda ayaklarımı sehpaya uzatmış şekilde kucağımda lep top ile sizlere bu postu hazırlıyorum. Çünkü bacak baldırlarım sız sız sızlamakta :( Eeee o kadar gezmenin acısı nasıl çıkacaktı. Acısı bu şekilde çıkmakta ama ben bu durumdan hiç şikayetçi değilim. Sizlere burada da bahsettiğim üzere uzun zamandır gitmek istediğim yerlere gidip oraları görüp o atmosferi vede ortamı çıplak gözler ile izledim. :) teh... teh teh.... :))

İsterseniz sizlere ilk olarak Ankaradan yola çıkmamızdan başlayarak kademe kademe postlar halinde yayınlayayım... Ne dersiniz iyi olmaz mı?...

İlk olarak şunu belirtmek istiyorum ki Ankara ve Nevşehir arası 300 km. Ankara Mamak üzerinden Elmadağı geçince yol üzerinde çok güzel dinlenme tesisleri var. Eğer sizde bizim gibi güzel bir kahvaltı yapmadan ayak üstü atıştırarak yola çıktı iseniz, Elmadağı geçince Kaya dibi Cennet Bahçesi tesislerinden güzel bir kahvaltı yapın... Çok güzel bahçe içinde ağaçlar vede içinde küçük bir su havuzu vede şelalesi vardı... Çalışanlar ise çok ilgili idi. Biz açıkçası memnun kaldık ama daha ki kalkacağımız zaman sineklerin masamızı istilasına uğrayana kadar. Biz erken saatlerde orada olduğumuz için hava hafif esiyordu o sebepten etrafta sinekler yoktu ama kahvaltımızı yapıp, çay keyfi yaparken ortalıkta ısındı ve böylece sineklerde ortaya çıktı. Bizim için problem olmadı kahvaltımız bittiği için hemen kalktık ama yeni gelenler kahvaltı yaparken biryandan da elleri ile sinekleri kovarak kahvaltılarını yapıyorlardı. Sanırım açık havada yemek yemenin en büyük dez avantajı sinekler olsa gerek...

Kahvaltıyı da yaptıktan sonra ''yolcu yolunda gerek'' diyerek tekrar arabamıza binip yola koyulduk... 

Kırıkkale'ye gelince şehir merkezine gidip şöyle şehri bir tur edip şehri gezdik...

Eeee madem şehir içine girdik burada da bir öğle yemeği iyi gider diyerek şehir merkezinde öğle yemeğimizi de yiyip karnımızı doyurduktan sonra tekrar yola koyulup Kırşehir Hacı Bektaş-ı Veli müzesine kadar durmadan yolumuza devam ettik.

Veee şuanda Kırşehir Hacı Bektaş-ı Veli müzesi önündeki heykelin önündeyim... :)


Şimdi de heykelin karşısında yer alan Hacı Bektaş-ı müzesi önündeyim. Müze normalde müze kartı ile giriş yapılıyormuş, ama şuanda ağustos ayı boyunca girişleri ücretsiz yapmışlar o sebepten kartsız vede ücretsiz olarak müzeyi gezme imkanımız oldu...




Kapıdan içeri girdikten sonra bizi sırası ile birinci avlu olan Nadar avlusu karşılamakta. 

Avlunun doğu kısmında feyzullah dede baba zamanından. Sadrazam Halil Paşanın Fatma Fikriye Hanım Tarafından yaptırılan üçler çeşmesi yer almakta... 



Birinci avluyu geçtikten sonra bizi ikinci avlu olan Dergah avlusu bizi karşılamakta... İkinci avlunun güney doğusunda yer alan üç kurnası bulunan bir çeşme vardır. Mısır Prenseslerinden Kara Fatma Sultan'ın 1853 yılında Mısır'dan gönderdiği mermer arslan heykelinin çeşmeye yerleştirilmesinden sonra, çeşme Aslanağzı Çeşmesi yada Aslanlı Çeşme olarak anılmaya başlanmış...

İnsanlar bu çeşmeyi zamanla kutsal olarak anımsadıkları için oradan sular doldurmak için kuyruklara girmekte arka tarafımda da kuyruğu görmektesiniz. Bu uzun kuyruklar yetmezmiş gibi birde üstelik sen çok doldurdun, sen az doldurdun gibi ağız dalaşıda yaptıkları için biz oradan hiç su içemedik... 

İnsanlarımızın ne kadar aç gözlü olduklarına bir delil daha, ellerinde 5'er 10'ar kiloluk su bidonları ile gelip arkasında kuyruğu hiçe sayarak su doldurması onun aç gözlüğünün vede diğer insanlarının hakkını hiçe saymasından kaynaklanıyor... Oysaki arkasındaki bazı insanlar ise ellerinde yarım litrelik pet şişesi ile su alıp sadece oradan su içmek istiyor ama o suyu içmek içinde o önündeki kişilerin bidonlarını doldurmasını beklemek zorunda...  Bence çok büyük bir insanlık ayıbı çık çık cık... :(



İkinci avludaki aslanlı çeşmeyi geçtikten sonra hemen yanında aş evi yer almakta. Aş evine genişçe kanatlı bir kapıdan giriliyor.birbirinin devamı olan iki koridordan geçilerek asıl aş evi salonuna ulaşılıyor. 




Bu salonun hemen karşısında yer alan büyük ocak üzerindeki kara kazan var. Bu kara kazan Hacı Bektaş-ı Veliye gönül verenler vede Yeni Çeri ocağınca bereket ve bolluğun simgesi sayılıyormuş...



Kara kazanın bulunduğu ocaktan başka irili ufaklı 6 ocak vede kazan daha vardı.


Giriş kapısının hemen sağında ise aş evi babasının oturduğu vede işlere gözcülük ettiği oda bulunmakta. Ayrıca bu müzede yer alan maketlerde, O insanların orada oturduğunu gözler önüne sürüp hayaller kurmasına sebep oluyor...

Ayrıca ara ara vitrinlerde de Hacı Bektaş-ı Veli zamanında kalma eşyalar sergilenmekte... O vitrinlerden çekilmiş birkaç kare...




Üçüncü avlusuna ise Hazret avlusu diyorlarmış... Bu avlunun hemen kapısından girildiğinde, tek kemerli, üstü örtülü bir bölümle karşılaşırız. Hemen sağ tarafta, Mustafa Kemal Atatürk'ün 22-23 Aralık 1919'da Hacıbektaş'a gelişinde Dergah'da dinlendiği yer olarak bilinen mekanda, sanatçı Filinta Önal tarafından yapılan 'Atatürk' rölyefi bulunmaktadır.



Üçüncü Avluya girişin tam karşısında Hacı Bektaş Veli'nin Türbesi (Pir Evi) vardı. Pir Evi'nin doğusunda ise Balım Sultan Türbesi ve Dergaha hizmet edenlerin mezarları bulunmakta...

Hacı bektaş-ı veli türbesi vede çile haneyi ise eşimin çektiği video ile izlemeniz için sizleri buraya alayım...

Müzeyi gezdikten sonra ise, müzenin üst kısımlarında hediyelik eşyalar satılmakta Kırşehir vede Hacı Bektaş-ı Veli hatırası almak istiyorsanız buradan alabilirsiniz... Biz hatıra olarak bir tane anahtarlık aldık... :)

Yazının devamı en ince ayrıntıları ile gelecek beklemede kalın... :)

Hoşça kalın...

21 Ağustos 2014 Perşembe

TATİLE GİDECEĞİM YERİ BELİRLEYEN FİLM :)

merhabalar arkadaşlar, önümüzdeki cumartesi günü küçük bir tatil kaçamağı yapıp benim çocukluğumda izlediğim asmalı konak dizisindeki Kapadokya ve ürgüp e gideceğiz... :)

Özcan Denizin başrolde oynadığı Asmalı konak dizisinde kapadokya da aşkın bir başka olduğunu doğa vede taşlarla iç içe tarihi soluyarak yaşamak insana bambaşka atmosfere sürüklediğini o dizide görmüştüm..

Ama zamanla okuldur, evliliktir, çocuklardır derken ben bu hayalimi unutmuşum yada unutmuş demeyelim de ertelemişim.... Daha ki yaklaşık 3 ay sonra izlediğim patron mutlu son istiyor filmini izleyene kadar...

izlediğim filmler, film, film tavsiyem, romantik komedi filmi, komedi filmi, tavsiye ettiğim filmler, sürükleyici film, türk filmi, tokideki sesden havadisler,


Bu filmi izledikten sonra tekrar o eski hayalimi hatırlayıp eşime ''Kapadokya ya gidip oraları görüp, güneşin doğuşu vede batışını başım onun omuzlarında olarak izlemek istediğimi. Oradaki taşları televizyon vede fotoğraflarda değilde çıplak gözler ile bizzat görmek istediğimi'' anlatınca. Oda bana bu seneki kaçamağımız o zaman Nevşehir ve yöreleri olsun dedi... :)  Tabi ben bu sözü duyar duymaz ağzım kulaklarımda suratımda kocaman bir sırıtma ile ''tamam gidelim'' dedim... :))

izlediğim filmler, film, film tavsiyem, romantik komedi filmi, komedi filmi, tavsiye ettiğim filmler, sürükleyici film, türk filmi, tokideki sesden havadisler,

Fotoğraflar şimdilik filmden yakalanan kareler ama inşallah ilk fırsatta oraları gördükten sonra bizzat kendi fotoğraf makinem ile kareler çekip birde benim gözüm ile oraları görüp benim kalemim ile yazılanları okuyacaksınız...

izlediğim filmler, film, film tavsiyem, romantik komedi filmi, komedi filmi, tavsiye ettiğim filmler, sürükleyici film, türk filmi, tokideki sesden havadisler,

Bu arada filmi izlemeyenler varsa onlara bu film hakkında şunu söylemek istiyorum... Eğer ki romantik komedi seviyorsanız hiç vakit kaybetmeden ilk fırsatta izleyin... Çok eğlenceli, zevkli vede buram buram aşk kokan bir film...

Hoşça kalın...

19 Ağustos 2014 Salı

SİGNAL WHİTE NOW GOLD ÜRÜNÜ HAKKINDAKİ YORUMLARIM

Merhabalar arkadaşlar bugün sizlere fikri mühimin yeni kampanyası olan signal white now gold kampanyası için bana gönderilen paket hakkındaki düşüncelerimi sizler ile paylaşmak istiyorum...

Ramazan bayramında bu postta da yazdığım üzere memlekete tatile gittim. Eeee tatil, üstelik birde bayram tatili olunca gelsin şekerler, lokumlar gitsin baklavalar, tatlılar şeklinde her evde farklı birbirinden lezzetli ikramlar gelince yememek olmaz. Üstelik gelen ikramlar ye beni ye şeklinde de olunca gel de yeme :) seklinde olduğu için ister istemez tatlı şeker türünü biraz abarttık. Tabi tatil modunda olunca insanın hiçbir şey yapası gelmiyor o sebepten dişlerimi de bir gün fırçalarsam iki gün fırçalamadım. :(

Bu şekilde günler geçerken bana kargodan telefon geldi... 
-Sultan hanım bizde paketiniz var adres güncellemesi yapmak için aradık yarın paketiniz evinize gelir şeklinde...

 Ben ise:

-Ben şehir dışındayım paket evime değilde eşimin iş yerine gelsin diyerek eşimin iş yeri adresini verdim.

Ertesi gün paket eşimin iş yerine gelmiş... Eşim vede çalışma arkadaşları meraklı olduğu için paketi açıp içinde ne olduğuna bakmışlar. Paketin içinde olanlar şu şekilde imiş...

ürün yorumu, fikrimühim kampanyası, diş sağlığı, sağlıklı yaşam, kampanyalar,


1 Adet Orijinal boy Signal White Now Gold Diş Macunu
1 Adet Signal Ultra Reach Diş Fırçası  
10 Adet Deneme Boyu Signal White Now Gold
10 Adet Gratis %40 İndirim Kuponu

 Eşimin arkadaşları signalin yeni ürünü olan bu dış macunu hepsi merak etmiş ve deneme boylarını herkes birer tane alıp deneme boyu kalmayanlara ise Gratiste geçerli olan indirim kuponlarını alıp. Bana orjinal boylu Signal White Now Gold diş macunu vede signal ultra reach diş fırçasını bırakmışlar.. :) 

 Gerçi bu durum isabetlide olmuş. :) Bu sayede benim dağıtmam gereken deneme boyu vede kuponları eşimin sayesinde herkese dağıtılmış olmuş... )

Tatil dönüşünde ise masanın üzerinde duran kutu vede içindeki ürünü hemen gözüme ilişti sonrada ayna karşısına geçip dişlerime baktım... Ve kendi kendime ''bu bana doğanın bir mesajı olsa gerek tamda ihtiyaç duyduğum şu sıralarda ilk karşıma çıkan ürünü hemi denemek hemide dişlerime eski beyazlığına kavuşma şansı vereceğim'' diye düşündüm ve hemen kullanmaya başladım...

Sonuç olarak ise, ürün signalin diğer ürünlerine nazaran daha farklı vede sonucu daha güzel bir ürün... Özellikle içindeki yoğun maviliği dişini fırçalarken tüm dişlerini kapladığı için sanki daha ferahmış gibi bir his veriyor. Benim için bu aralar kullandığım vede memnun olduğum dış fırça vede macun markam bunlar...

Hımmm bu arada bu postu hazırlamadan bir gün öncede eşime sordum. 

-Arkadaşlarına sor bakalım onlarda denemiş mi? Sonuçtan memnun muymuşlar? Diye sordum...

Oda işe gidince arkadaşlarına sormuş... Ve herkes ''deneme boylarını bitirdik ve hemen gidip yeni bir tane signal white now gold aldık kendimize bu sayede bizlerin yeni diş macunu markamız oldu demişler.... '' Eşime vede bana bu ürünü tanıştırdıkları için teşekkürler etmişler... ):

Eeee onlardanda tam not alıp, teşekkürler de aldığımıza göre sıra geldi benim teşekkürüme :)

Teşekkürler signal, teşekkürler fikri mühim.... :)

Sizin sayenizde daha güzel gülümsememeler vede daha beyaz dişere sahip olacağız...

Hoşça kalın.


Katıldığım diğer fikrimuhim kampanya yazılarımı okumak için ise tık tık

18 Ağustos 2014 Pazartesi

TOKİDEKİ SES ELTİ OLDU :)

Selam kızlar bu pazar ben resmen kendime elti yaptım biliyor musunuz?.. :) Gerçi  kurduğum cümle sanki kendime manita yaptım gibi oldu ama sizler beni anladınız biliyorum :)

Ve en sevdiğim kayınım ve müstakbel elticiğim :)) 

(Bu arada inşallah Yaşar bu postu okumaz yoksa kıskanabilir) :)


Yukarıda da yazdığım üzere kendime elti yaptım dedim ya :)

Eeee bunun şerefine bir halay iyi gider demi  :) Evet evet iyi gider bende öyle düşünmüştüm :)

 Ve kendimi piste attım :)


Aile boyu eğlence gibi çocukları da aramıza alıp bol bol halaylar çekip oyun havaları oynayıp kurtlarımızı döktük... 


Ama bak eşim diye söylemiyorum ama MÜSTAKBEL KOCİŞKOM çok güzel halay başı çeker :))

Kocişkonun halay başını çekerken yakalanan karelerden, bir kare...


Adı nişandı, ama nişanda ne arasan vardı... Yemekler yendi ardından fıstık ve şeker ikilisinden misafirlere dağıtıldı onun arkasından da çiçeği burnunda olan yeni nişanlı çiftin ağzı hep tatlı olsun diye lokum bisküvide dağıtıldı... 

Ve böylelikle bir nişan merasimini daha saat 18.00 gibi bitirmiş olduk... Darısı düğünlerinin başına vede tüm bekarların başına diyelim mi?...  diyelim diyelim!...

Hani amin yok mu?... :)

Hoşça kalın...

14 Ağustos 2014 Perşembe

BAYAT EKMEKLİ OMLET

Merhabalar arkadaşlar, bugünlerde üzerimde bir kasvetli hava var ki sormayın gitsin... :( Canım hiçbir şey istemiyor elimi kolumu hiç kaldırmak istemiyorum. Yapmam gereken bir sürü işler beni bekliyor ama benim hiç içimden gelmiyor o sebepten sürekli erteler durumdayım. :( Üstelik bu pazar hazırlanmam gereken bir nişan vede eşim ile gitmem gereken küçük bir kaçamak olan tatil var ama bende hiçbir faaliyet yok hazırlanmak şöyle dursun sanki o günler benim için zoraki yapmam gereken şeyler gibiymiş geliyor.... Umarım en yakın zamanda kendimi düzeltirimde bu anları atlatırım. Yoksa bütün kış neden o günlerde zevkle hazırlık yapamadım diye hayıflanır dururum...

Neyse üzerimdeki kasvetli havayı şöyle bir kış kış... dedikten sonra, bloğuma en çok dışarıdan bayat ekmekleri değerlendirme sorgusu ile gelen kişiler için bir bayat ekmekleri değerlendirme çalışmasından olan yeni bir tarifi daha paylaşmak istiyorum...

Bu seferki başlıkta da okuduğunuz üzere bayat ekmekli omlet tarifi...




Bayat ekmekli omlet malzemeleri


  • 4-5 dilim bayat ekmek
  • 4 adet yumurta
  • 8-10 dal maydanoz
  • 1 çay bardağı dolusu beyaz peynir veya kaşar peyniri
  • Varsa çok az sucuk
  • Biraz karabiber
  • Arzuya göre pul biber
  • 1 tatlı kaşığı tereyağı, 1 yemek kaşığı zeytinyağı



Bayat ekmekli omlet nasıl yapılır?


Nasıl yapıldığı ise yine diğer tarifler gibi çok basit vede kolay bir tarif... İlk olarak bayat ekmekleri küp küp doğrayın. Daha sonra derin bir kaba peyniri rendeleyin, maydanozu doğrayın. Sucuğu küçük küçük doğrayın. Baharatını ekleyin.Yumurtaları kırın ve karıştırın. Doğranmış bayat ekmekleri ekleyip karıştırın. Böylelikle bir omlet harcı hazırlamış oluyorsunuz...

En son olarak ise yağı yapışmaz tavaya koyup eritin. Karışımı tavanın üzerine döküp yayın. Kısık ateşte ve ağzı kapalı olarak altı kızarana kadar pişirin.

Omleti bir servis tabağına kaydırarak alıp ters yüz edin. İki tarafı da kızarınca servis tabağına alıp sıcak sıcak servis edin.



İster kahvaltılarınızda isterseniz bizim gibi gece mideniz kazındığı için bir şey atıştırmak istediğiniz anda canınız yapımı kolay ama lezzetli bir şey yapmak isterse hemen iki dakikada bu tarifi yapıp yiyin ki hemi gözünüz açılsın hemde mideniz kazınmaktan kurtulsun. :)

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin vede afiyetler olsun...

Hoşça kalın.

12 Ağustos 2014 Salı

2014 KONYA TATİLİNDEN KARELER

Selam millet, ben geldimmm!... :)  10 günlük konya tatilinde sonra evime, eşime, bilgisayarıma, bloğuma ve tabikide sizlere kavuşabildim :)

Her ne kadar 10 gün deyince uzun bir zamanmış gibi gelse de benim için dolu dolu su gibi aktı geçti... Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu tatilinde sonu dün akşam 19.30 da geldi.. :(

Tatilde neler yaptığıma gelirsek... İsterseniz kısa kısa yüzeysel olarak anlatayım. Çünkü tatilde öyle farklı yerler gezip farklı yerler keşfetme şeklide değilde akrabalar ile görüşüp özlem giderip bol sohbetler eşliğinde geçti.

Bayramın 4. günü akşam saat 9 da hızlı tren ile Efe ile birlikte yola çıktık. Amca oğlu Tahir beni gardan alıp evine götürdü bir gün onun yanında kalıp yeni aldığı evini de görmüş oldum...

Daha sonra kız kardeşim Gülay'ın yanına gidip iki gün onlarda kaldım bu iki gün içinde amca kızı Fatma'nın da evine gidip onunda yeni taşındığı evi görüp yemek vede çay içip bol bol sohbetler ettik...

Kız kardeşim ve eşi akşam üzeri benim gelmem şerefine beni pikniğe götürdüler.. :) Akşamın serinliğinde açık hava eşliğinde piknik yaptık.

2014 KONYA TATİLİ

Ne demişler sayılı günler çabuk geçer... Gerçekten de öyle imiş Konya da ona git buna git derken birde baktım ki 3 gün geçmiş bile... Eee tabi ki havada o günler içinde aşırı sıcak o sebepten Efemin bünyesi daha fazla dayanamadı ishal vede kusma olduğu için Ilgına iner inmez hemen ilk işim oğluşumu acile yetiştirmek oldu... :(

2014 KONYA TATİLİ

Kuzuma hemen serum takıp kan tahlilleri yaptılar... Allah'tan büyük bir sorun yokmuş da serumu bittikten sonra tekrar iyileşip eski enerjisinden daha da çok enerjik olarak ortalıklarda dolaşmaya başladı...

Oğluşumun hastalığı da korktuğum gibi olmadığı için iki gün içinde bulantı vede ishal şurupları içerek tamamen atlattı.

Konya Ilgına gidince hemen yokluğunu hissettiğim onun içinde sanki onu gerçektende orada görecekmişim gibi her sene büyük bir özenle gittiğim yere babaannem, oğlum vede erkek kardeşimin oğlu ile gittim. Yolda giderken de onlara annem hakkında bilgiler verip anneciğimi torunlarına tanıtmaya çalıştım. Ben annemi onlara anlatırken büyük bir sessizlik ile pür dikkat beni dinlediler. Umarım beni anlamışlardır...

2014 KONYA TATİLİ

Canım anneciğim senin yerini, yaşıma geldim ama daha dolduramadım... :( Sanırım hiçte dolduramayacağım senin yokluğun gün geçtikçe dahabda büyüyerek hayatımda büyük bir boşluk olarak kalacak...

Eeee Konya'yı gezdim Ilgın'ı da gezdim şimdi sıra köylere geldi diyerek son 3 günüde önce baba memleketi olan vede ayrıca benim çocukluğumun geçtiği köy olan Büyük oba köyünü daha sonrada annemin memleketi olan en son 7 sene önce gittiğim bir yer olan Dığra'ğa da gidip teyze oğlumun düğünü de görmek nasip oldu...

2014 KONYA TATİLİ

Dığrak düğünü daha önceden hiç görmek nasip olmamıştı bu ilk oldu annemin memleketinde onun yokluğu içime oturduğu için boğazımda bir düğüm gibi takılsa da annemden hatıra olarak kalan teyzelerimi vede dayımı tekrardan görmek iyi geldi...

2014 KONYA TATİLİ

Bana annemi hatırlatan kişiler...

Babamın köyü düz bir bozkır öyle dağlarında ağaçlar yok. sular akmaz... Ama annemin memleketi ise tam tersi dağları çamlar ile kaplı her köşesinde şırıl şırıl sular akar gerçi bu gittiğimde o suları pek göremedim hemen hemene büyük bir çoğunluğu kurumuş.. :(

2014 KONYA TATİLİ

Toprağı ise yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz gibi kırmızı güzel bir toprağı var bizim köydeki gibi bom boz değil...

Veee sonuç olarak bu 10 gün zarfında uzun süredir görmediğim kişileri de gördüğüm büyük özlemleri bir nebze olsun gidermeye çalıştım. O sebepten benim için farklı yerleri görmemiş olsam da güzel bir tatil oldu... Tatil demek benim için farklı yerleri görmek demek derdim her zaman ama bu senen daha iyi anladım ki bazen çocukluğunda gittiğin ama uzun süredir gitmediğin yerleri görüp çocukluğunun beraber geçtiği kişileri görmekte insana çok daha iyi geliyormuş... :)

Kah gezerek, kah eğlenerek, kah sohbetler ederek, kah hasta hanede, kah mezarda üzülerek, kah düğünlerde eğlenerek.... bir Konta tatili daha bitmiş oldu... Darısı diğer Konya tatillerine der ve ben kaçarım.

Hoşça kalın.

Geçen seneki Konya tatilimi okumak isteyenleri ise buraya alayım....