25 Temmuz 2014 Cuma

ANTEP FISTIKLI SÜTLAÇ

Ramazan ayının bu son cumasından herkese selamlar!..

Hanımlar Ramazan ayına girmeden önce bak gördün mü Ramazan geliyor nasıl tutacağız? Bu sene günlerde uzun olacak ne yapacağız? Ya susuzluğa nasıl dayanacağız? Hava çok sıcak olursa ne yapacağız? Ama iftarla sahur arası çok kısa iftarda yediklerimizi eritmeden sahur olacak sahuru nasıl yapacağız? Sahuru uyumadan beklesek mi ki acaba? Derken.... Ramazan ışık hızı ile geldi ve geçmek üzere... Ramazan ayını tam laiki ile geçirenler kazandı... Allah öyle kişiler arasına inşallah bizleri de sokar (amin) 
Hımm birde hiçbir manisi olmadığı halde oruç tutmayanlar utansın der ve ben esas konuma dönerim...

Esas konu da ne ya :) Sanki Türk filmde esas erkek vede esas kızdaki gibi oldu biraz, ama neyse artık benim iç ses bugünde öyle yazmamı istedi bende öyle yazdım :) 

Hanımlar biliyor musunuz ekranın karşısına geçmeden önce ne yazacağımı, nasıl bir fotoğraf koyacağımı hiç düşünmeden sadece konuyu kafamda belirleyip oturuyorum... Sonrasını ise tamamen iç ses vede parmaklarıma bırakıyorum. :) Artık o günkü ruh halime göre bir yazı ortaya çıkıyor. Bugünde böyle bir şey ortaya çıktı bununla idare edin... :)

Öfff bende bir türlü esas konuya giremedim demi ama? :) Tamam tamam konu ile ilgili bir resim ekledikten sonra gireceğim ben şimdi resim eklemeye gidiyorum.. :)


Veee karşınızda tamamen benim hayal gücüm ile önce tasarlayıp daha sonradan acaba olur mu, olmaz mı diye hiç düşünmeden hemen faaliyete geçirmek için kendimi mutfakta bulduğum bir tarifimi sizler ile paylaşmak istiyorum...

Evet sütlaç ama resimde de gördüğünüz üzere yeşil sütlaç yani benim tabirim ile fıstıklı sütlaç yaptım... :) Hani söylemesi ayıp ama çok ta güzel oldu. :) 

Sizin ev fertleri de bizimkiler gibi büyük bir sütlaç hastası ise ve sizde benim gibi yaptığı bir tatlı yada yemeği uzun ara geçmeden tekrar yapmak istemeyen bir tipseniz bu tarif tamda size göre; tadı farklı, sunumu farklı bir sütlaç yapmış olacaksınız...Sonra mı?.. Sonrası kuzular tarafından büyük bir iştahla yendikten sonra iki yanağından içten sıcacık kocaman birer öpücüğü hak edersiniz. Sanırım bu her şeye değer öyle değim mi?.. :)

Antep fıstıklı sütlaç malzemeleri


  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı su
  • Yarım su bardağı şeker ( Şekeri yaparken tadına bakın eğer ki çok şekerli seviyorsanız ilave edebilirsiniz, sizin damak tadına kalmış.)
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 2 tatlı kaşığı pirinç unu
  • 2 yemek kaşığı antep fıstığı


Antep fıstıklı sütlaç nasıl yapılır?

Önce pirinci yıkayın. Tencereye 1 su bardağı suyu ve pirinçleri koyup altını yakın.Pirinçler suyu çekene kadar pişirin. Daha sonra sütü ekleyin. Kaynayana kadar ara sıra karıştırın. Bir kasede pirinç ununa su ekleyerek iyice ezin. Tencerede kaynamakta olan sütlü pirinçten 5-6 kaşık alıp kaseye ekleyin. Daha sonra su ile incelttiğiniz pirinç ununu vede antep fıstığını da tencereye ekleyerek, 10 dakika kadar arada karıştırarak pişirin. Sonra yarım su bardağı toz şekeri ilave edip karıştırın ve 1-2 taşım kaynatın. Sonra ocağın altını kapatıp pişen sütlacı bir kepçe ile kaselere paylaştırıp, soğumasını bekleyin. Sütlaçlar soğuyunca üzerlerine de isterseniz antep fıstığı serpip servis yapın. Ben içine yeteri kadar koydum diye düşündüğüm için üzerine koymaya gerek yok diye düşündüğüm için üzerine serpmedim ama sizler isterseniz o şekilde de servis yapabilirsiniz... Ve sonrasında da sütlacınız hazır... Afiyet olsun...

Hoşça Kalın.

23 Temmuz 2014 Çarşamba

KADİR GECESİ VEDE KUR'AN-I KERİMİ HATİM ETMEK

Selamün Aleyküm arkadaşlar, Allah'ın fevzi ve bereketi üzerinize olsun... Bin aydan daha hayırlı ay olan bu mübarek Ramazan ayında gizlenmiş en kıymetli gece olan kadir geceniz mübarek olsun..

Hayatımıza anlam katan ve ömrümüzü boşa geçirmediğimizi kanıtlayan ibadetlerden biri de Kuran'ı Kerim-i okumaktır. Biz ailecek Allah'ıma çok şükür ki bu geceye müminlerin kutsal kitabı olan Kuran'ı Kerim-i eşim, Emir ve ben hatim ederek girdik. O sebepten içimde inanılmaz bir huzur ve mutluluk var. 


Yukarıdaki Kuran'ı Kerimler ise en baştaki Kuran'ı Kerim ve mealini eşim okudu onun arapçası olmadığı için o Türkçe meali ile hatim etti...

Pembe kaplık ile kaplı olan Kuran'ı Kerimi ise benim ben Arapça olarak okudum hatta ara ara burada da paylaştığım kitabı okuyarak süreler hakkında bilgi alarak okudum...

Alttaki sayfası açılmış olan Kur'an-ı Kerim de Emir'in ona kuzum ilk Kur'an-ı Kerime geçince almıştık kuzum o günden beri bu 2. hatimi, İnşallah daha nice çok hatimlerini Allah bizlere gösterir. Şimdi de sizlere Kura'anı Kerimi hatim etmek ile ilgili bir kaç hadis ve ayet paylaşmak istiyorum.

Bir adam: "Ey Allah’ın Resulü, Allah’a hangi amel daha sevimlidir?" diye sordu. Resulullah (sav): "Yolculuğu bitirince tekrar yola başlayan" cevabını verdi. "Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir ya Resulullah?" diye ikinci kez sorunca: "Kur’an’ı başından sonuna okur, (hatmeder), bitirdikçe yeniden başlar" cevabını verdi. (Sahih-i Buhari, Hadis No: 421).

"Kim Kur’an’ı okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü anne ve babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir, öyleyse, Kur’an’la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?" (Ebu Davud Vitir,14-Ruhul Furkan, 1/37, Kütübü Sitte Hadis No: 423).


Hatemül Enbiya (sav) buyurdular ki: “Kur’an zenginliktir. O varsa fakirlik olmaz. O yoksa zenginlik olmaz.” (Es-Suyuti, el-İtkan, IV, 103).

Yukarıda benim paylaştığım hadis ve ayet sadece bir kısmı Ku'an-ı Kerimi okumak vede hatim etmek ile ilgili bir sürü hadis vede ayetler var. Ama tabi ki en önemlisi Kur'an ilmi ile yaşayıp onun içindeki yazanları bizzat hayatımızda uygulamamız. Allah tüm müslüman halkını Kur'an ilmi ile yaşamayı nasip etsin... Amin amin


Ve son olarak satırlarıma son vermeden önce  sizler ile hep birlikte alttaki duayı yapmak istiyorum. Ne dersiniz hep birlikte bir ağızdan ellerimizi açıp bu duayı yapalım mı?...

''Duaların geri çevrilmeyeceği bu mübarek günlerde yardıma muhtaç tüm kardeşlerime yardım et Allah'ım. İşkence ve zulüm altındaki kardeşlerimizi sen koru, onlara zulüm edenleri, kötülük yapanları helak et. Sen ki merhametlilerin en merhametlisisin. Kendim için asla bir şey istemiyorum Allahım. Ne olur bu savaşlar bitsin artık, çocuklara yapılan işkencelere dayanamıyoruz. Sen zalime yatağında rahat verme Ya rabbi. Kardeşlerimize zulüm eden zalimleri kahhar ismin ile kahreyle.Amin''

Hoşça kalın.

22 Temmuz 2014 Salı

kiraz sapının faydaları

Merhabalar arkadaşlar bugün sizlere manav, market vede pazar tezgahlarında bolca görülen ve görünce al benisi olan, hemen hemene sevmeyeni hiiiç olmayan bir meyvenin başka bir faydasından bahsedeceğim... 



Eveet bu meyve kiraz.... Kirazın faydasını vede lezzetini bilmeyenimiz yok... Düşünsenize sırf bu kadar şifa kaynağı vede lezzetli bir meyveyi Yüce Yaradan bizim için yarattığı için ona ne kadar çook şükür etsek az kalır. Öyle değil mi?... Ama bugünkü konumuz bu değil, bugünkü konumuz çöp olarak nitelendirdiğimiz kiraz saplarının aslında ne kadar çok faydalı olduğu konumuz olduğu için konuyu dağıtmadan esas konuya geçmek istiyorum...

Kirazları yedikten sonra birçok insan bilmediği için saplarını atar o sebepten bu aylarda çöp konteyneri yarısı içine yarısı dışına dökülmüş bir sürü kiraz sapı bulunur. Onları görünce kendi kendime devamlı olarak burada da söylediğim bir sözü söyledim. ''Doğada hiç bir şey çöp değildir, bizim çöp olarak nitelendirdiğimiz şeyleri bizler faydasını bilmediğimiz için o şekilde nitelendiriyoruzdur. Yoksa onunda bir şeylere yada yerlere faydası vardır'' dedim...

Vee sonra en çok tıklananlar arasında yer alan muz kabuğu faydaları postunuda görünce bu kiraz sapının faydalarını da paylaşmak istedim... Kim bilir belki bundan sonra kiraz sapları çöpe değilde kurutulup, kullanılmak üzere kaldırılır...

Kiraz Sapının Faydaları...

Kiraz sapının faydaları arasında zayıflamaktan başlayıp idrar yollarını temizlemesine kadar birçok faydalı etkisi bulunur. Özellikle cildine bakmayı seven ve selülitlerden korkan bayanlar için bu şifalı ve leziz meyvenin sapı bulunmaz bir şifa kaynağıdır. Vücuda güç veren kiraz sapları, aynı zamanda vücudu temizler, toksin maddelerden arındırır. Kiraz sapı suyu içildiğinde, böbrekleri kum ve taşlardan arındırır, idrar yollarını temizler. Kabızlık ve basur sorununun giderilmesinde yardımcı olması da bu leziz meyvenin sapının faydaları arasındadır. Regl döneminde sorun yaşayan bayanlar için de şifa kaynağıdır. Regl ağrıları ve bu dönemdeki ruhsal dengesizlikler birçok bayanın korkulu rüyasıdır. Fakat bu şifalı bitkinin sapının faydaları sayesinde bu dönem korkulu rüyanız olmaktan çıkacak.


Kiraz Sapı Çayının Yapılışı:

500 gram kaynar suya 30 adet kurutulmuş kiraz sapını koyunuz. 10 dakika sonra çayınız hazır. Günde üç defa aç karına içiniz. Gün içerisinde bol bol su için… 

Kiraz Sapı Çayının Zararları:

Hiçbir zararı yoktur. Aç karına içiniz. Çok aşırı tüketimleri karnınızı ağrıtır.


Hoşça kalın.

19 Temmuz 2014 Cumartesi

KUR'AN SÜRELERİNİN KİMLİĞİNİ OKUDUM

Yazar: Mustafa İslamoğlu

Sayfa Sayısı: 638

Baskı Yılı: 2012

Yayın Evi: Akabe Vakfı

KUR'AN SÜRELERİNİN KİMLİĞİNİ OKUDUM

Kur'an sürelerinin kimliği kitabını, geçen sene blogger arkadaşım Mehtabın rengi göndermişti... Geçen sene biraz okumuş ama daha sonrasında araya başka kitaplar girince ertelemiş sakin bir kafa ile okumak daha iyi olacağını düşündüğüm için kitabı kaldırmıştım...

Bu sene Yine mübarek ramazan ayına girince gözüm dini kitapları aradı. Çünkü bu ayı en güzel şekilde geçirmek için elimden geleni yapmak istiyordum. Elbette Kur'anı Kerimi hatim etmek için okumaya başladım ve Allah'ın izni ile inşallah yine bu sene hatim edeceğim. Ama Türkçe takviye kitaplarda okuyup daha çok pekiştirmek kutsak kitabımız Kur'anı Kerimde nelerde söz ettiğini anlamak için şart.

Bu kitapta tamda o tarzda bir kitap, Kuranda geçen 114 süreyi ayrı ayrı kaleme alıp 114 bölümden oluşmakta. Her bölüm önce sürenin ismi vede isminin manası ile başlayıp. Sürenin nuzil yeri vede zamanı ile devam etmekte. Ayrıca sürenin konusu vede kimliğinden de söz edip, o sürede yer alan can alıcı ayetleri önce Arapça olarak daha sonrada Türkçe manası ile bizlere çok güzel şekilde aktarmakta.

Mesela 75. süre olan kıyamet süresinin konusun yeminle başlayan ilk süre olduğunu bu kitap sayesinde öğrendim.

Ben kitabı büyük bir zevkle okudum ve bundan sonra özellikle Kuran'ı Kerim hatim ederken elimin altında bu kitapta olsun ki Kur'anda yer alan sürelerin ne demek istediğini vede bizlere ne aktarmak istediğini daha güzel anlayıp idrak edebileyim istiyorum... O sebepten herkese tavsiye ederim. Bence Arapça bilen bilmeyen bu kitabı alıp okumalı ki bizim okumakla mesul olduğumuz tek kitap olan Kur'anı Kerimi daha iyi anlayabilsin...

Hoşça kalın.

17 Temmuz 2014 Perşembe

Kahrolsun İsrail Demek Yetmez!...


Her sene mübarek Ramazan ayında olduğu gibi bu senede Gazze bu mübarek ayda rahat rahat orucunu tutup, ibadetini yapamıyor.... Bebeler ölüyor, anneler babalar ağlıyor... Bizim evladımızın bir kılına zarar gelince nasıl içimizde fırtınalar kopup içimiz parçalanıyorsa, oradaki anaların göz nurları biricik yavruları gözlerinin önünde ölüp yanmış bedenleri ellerine veriliyor.... Oradaki analar ana değil mi? Orada ki bebeler bebe değil mi? Kendimizi onların yerine koyup bizde onlar için kendi çapımızda ufaktan da olsa bir şeyler yapmalıyız....

Şimdi bana diyeceksiniz ki bizlerde tüm bunları biliyor ve üzülüyoruz diyeceksiniz...Bende buradan sizlere şunu diyorum kuru kuru üzülmek ile bir şey olmuyor. Sen üzüntünü zalime belli etmek için elle, eğer elle bir şey yapamıyorsan dilinle karşı çıkıp elinden geleni yapacaksın.

İlk olarak isterseniz zevk ve markalarınızdan ödün verip İsrail markasını kullanmayı bırak ki yürekten üzüldüğünü vede Gazze için bir şeyler yapabildiğini önce vicdanına sonrada insanlığa göster...


Kahrolsun İsrail Demek Yetmez!...


Bir müslüman iftar Sofralarında envai çeşit yiyeceklerin yanında Coca Cola içerek, ramazan eğlencesi adı altında eğlencenin dibine vurarak İsrail e beddua eden müslümanların öncelikle samimiyetini sorgulaması gerektiği kanaatindeyim...

Şuanda elimde yahudilik ve masonluk diye bir kitap okuyorum o kitapta şöyle yazıyordu İsrail'liler çocuklarına daha küçük yaştan itibaren düşmanlarını öğretip ona göre eğitiyorlarmış. Ama bizlerdeki durum ise tam tersi. Biz çocuklarımıza kime öfkelenmeleri gerekeceğini, kime sevgi ve hoşgörüyü göstereceğini öğretmeden yetiştiriyoruz... :(

Yahudi film ve dizilerini izletip, yahudi sembolleri ile dolu klipler ile eğlenen çocuklar yetiştirdiğimiz için onları düşmanları değilde aksine onlara karşı büyük bir sempati duymalarına sebep oluyoruz... 

Sonrada ''kahrolsun İsrail'' diyene bile beddua etme diye aptallaşan, katillere karşı gizli bir hayranlık duyan, öldürülen masum bebekler için "Banane canım, benim milletimden mi?" diye zırvalayan bir gençlik yetişiyor... Şimdi bana söyler misiniz bu gençlik mi? Müslümanın dostu, yahudinin hasmı olacak?.. 

Hoşça Kalın.

16 Temmuz 2014 Çarşamba

PUDİNG DOLGULU BAYAT EKMEK KEKİ

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere benim ilk blog yazmaya başladığım andan beri ara ara yayınladığım bayat ekmekleri değerlendirme tariflerime bir yenisini daha eklemeye geldim...

Bu sefer ki bir kek ama bu kek normal bir keke göre daha lezzetli vede hafif bir kek. Hele ki birde üzerine puding ekleyince değmeyin lezzetine gitsin... :)

tokideki sesin bayat ekmekleri değerlendirme tarfileri

Puding dolgulu bayat ekmek kekimi bu kadar çok övdükten sonra tarifini sizlere de paylaşayım da sizlerde yapın, yapınca göreceksiniz ki söylediklerim de hiç bir şekilde abartı yok aksine az kalır diyeceksiniz.... Evet yaa aslında söz buraya gelmişken onuda söyleyeyim sizlerde yaparsanız benimle paylaşın da bende
 bloğumda sizlerin adı adına paylaşayım. ne dersiniz güzel olmaz mı?...



Puding dolgulu bayat ekmek keki malzemeleri


  • 1 su bardağı un
  • 1.5 su bardağı bayat ekmek rendesi (robottan çekilmiş olacak)
  • 3 adet yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı sıvı yağ

Kreması için:

  • 1 paket vanilyalı puding
  • 3.5 su bardağı süt

tokideki sesin bayat ekmekleri değerlendirme tarfileri

Puding dolgulu bayat ekmek keki nasıl yapılır?


Yapılışı ise, aslında normal bir kek yapar gibi sadece fark olarak bayat ekmeklerinizi robottan çekin ve onuda kek malzemesin içine ekleyin...

Daha sonra ise bir borcamı yağlayıp kek harcını borcama döküp 200 dereceli fırına koyup üzeri kızarıp kabarma işlemi bitene kadar 200 derecede bu işlemler bittikten sonra ise 180 dereceye alıp içini iyece çekerek pişmesini sağlayın.

Kek piştikten sonra fırından çıkarıp bir köşeye koyun. Siz pudingi hazırlamaya koyulun pudingi genellikle üzerinde yazan pişirme yöntemine göre süt ve pudingi bir tencereye koyup bir çırpma teli yardımı ile karıştırarak pişirin. Puding kıvamına geldiğinde ocağın altını söndürüp. 

Kekimizi önümüze alıp bıçak yada kaşığın sapı ile delikler açın. Delikleri sık sık yapın ki kekin içine puding iyice işlesin...

Keke delikler açtıktan sonra sıcak olan pudingi alıp kekin üzerine yavaş yavaş gezdirin. Tüm pudingi kekin üzerine döktükten sonra son olarak bir ıspatula yardımı ile üzerini düzleyip soğumaya bırakın soğuduktan sonra buzdolabına kaldırmadan önce üzerini istediğiniz gibi süsleyin. Ben bu tarifi yaparken buzdolabımda kirazlar vardı onları bir bıçak ile ikiye bölüp daha sonrada çekirdeklerini çıkarıp süsledim. Bence çok hoş oldu bu şekilde göze daha çok hitap etti sanki bir kek değilde yaz pastası gibiymiş gibi bir hava verdi... Sizce de öyle durmuyor mu?... Gerçi fotoğraf makinesinin azizliğine uğradığım için resimler pek net olmadı ama artık bu şekilde idare edin. Ne yapalım profesyonel bir fotoğraf makinem yok. :(

Hımm bu arada pudingi bıçağın sapı ile delerken kekten çıkan parçalardan yeyince tattım ki puding dolgusuz kuru üzüm, ceviz, yada başka şekilde hiç olmazsa bir havuç ile de yapıp sade olaraktan çokta güzel yenir... Çünkü tadı o şekilde bile inanılmaz lezzetli idi... :)

Bak şimdi aklıma farklı farklı tarifler gelmeye başladı...  Acaba o tarifleri de yapsam mı ki? Evde de bayat ekmek kalmadı ki... Acaba komşudan mı istesem? :) Düşünsenize kapınızın zili çalıyor kapıyı açıyorsunuz kapıda komşu olarak ben tokideki ses var. Size:

Komşu evde fazla bayat ekmeğiniz var mı diyor?.. :)  ne komik olurdu... :)

Neyse ki Allahtan benim gibi bir komşunuz yok o sebepten sizi şaşırtmaz merak etmeyin... :)

Aaaa ama benim çenem yine düşmüş buraya kadar okuyan arkadaşlar hakkınızı helal edin herne kadar vaktinizi aldım ise af fola der ve ben kaçarım.. 

Hoşça kalın.

14 Temmuz 2014 Pazartesi

ETEKTEN TUNİĞE DÖNÜŞ VE KOMBİN

Merhabalar!....

Ama ben bu dikiş işini gerçekten de çok sevdim :) Ne zaman kıyafet seçimi için gardolabımı açsam gözüm kendi diktiklerime gidiyor, diğerleri pek gözüme hitap etmiyor :) Aslında daha çok şeyler dikmek, değişim yapmak istiyorum, aklımda bir sürü fikirler var ama bazen dikiş işlerim hüsranla bittiği anlarda olduğu için pek göze alıp yapamıyorum... :(

Evet evet bazen cesaret edemediğim anlar oluyor ama yinede boş duramayıp dikiş makinesinin başına oturup kendi çapında bir şeyler dikip kullanıyorum...

Yine en güzel yaptığım vede yapınca zevk aldığım değerlendirme çalışması ile dikişi birlikte kullanarak kendime lacivert renkli, yaka ve kol kısımları beyaz halka ile örülmüş örgü ile süslenmiş bir tunik yaptım... :) Nasıl olmuş mu kızlar?...

değerlendirmeler, değişim, DİKİŞ, dikiş makinesi, eskiyi değerlendir, eteğin değişimi, kombin, süsleme, tesettür bloğu, tesettür kombini, tunik yenileme

Nasıl yaptığıma gelecek olursak, aslında çok basit... Önce az kullanılmış ama artık kullanılmak istenmeyen bir dar eteğim vardı. Önce onu alıp fermuarlarını yan dikişlerini söküp önüme aldım. Daha sonra kalıbını beğendiğim bir başka tuniğimi de onun üzerine koyup kol, boğaz oyuntusunu ayarlayıp kestim...

değerlendirmeler, değişim, DİKİŞ, dikiş makinesi, eskiyi değerlendir, eteğin değişimi, kombin, süsleme, tesettür bloğu, tesettür kombini, tunik yenileme


Kesme işlemlerini yaptıktan sonra makine ile yan dikişlerini diktim. Ama sonra baktım gözüme çok sade geldi başka bir şeyler daha yapmalı idim... Ama ya ne yapabilirdim?... Önce aklıma gelenleri üzerine koyup denedim ama hiç biri gözüme hitap etmedi. En sonunda aklıma burada da başka şekilde kullandığım örgü halkalar ile süslemek geldi ve hemen yaptım... :) Yapınca yine her zaman ki gibi kombin yapıp giydim..

değerlendirmeler, değişim, DİKİŞ, dikiş makinesi, eskiyi değerlendir, eteğin değişimi, kombin, süsleme, tesettür bloğu, tesettür kombini, tunik yenileme

Umarım sizlere de fikirler verir der ve ben kaçarım malum daha yemek hazırlamam gerekiyor... :)


Hoşça kalın..

11 Temmuz 2014 Cuma

9.YIL DÖNÜMÜMÜZÜ PEKMEZLİ UN HELVASI İLE KUTLADIK :)

Hayırlı cumalar arkadaşlar, dualarınızda bana da yer verin... 

Dün facebook sayfamda da paylaştığım üzere evlilik yıl dönümümüzdü... Ama yine geçen seneki gibi ramazan ayına denk geldiği için evlilik yıl dönümüzü kutlamadık erteledik. :(

Gün içinde çok düşündüm hiç olmazsa özel olarak bir masa hazırlayayım diye ama yok olmadı içimden hiiiç gelmedi. Sanırım bu işler öyle yapayım deyince olmuyormuş, içten gelen birşeymiş bunu iki senedir çok iyi anladım... Efendim... Yaşlılık mı dediniz?... Yok yok yaşlılıkla alakası yok tamamen ramazan ayı olduğu için, yoksa bu sene yine ben her zaman ki gibi tanışmadır, doğum günüdür hatta sevgililer gününe kadar boş geçmemiş kutlamış biriyim. :) O sebepten yaşlılıkla alakası yok... :)

Ama yinede ufaktan da olsa o gün için tatlı niyetine yaptığım un helvasını kalp şeklinde 9 tane yapıp daha sonrada üzerine bir tanede mum dikip servis yaptım... :) İllaki bir şey yapacağım ya o sebepten bu senede bu şekilde olsun diye aklıma o şekilde geldi bende hemencecik yaptım. :) Bakınız alttaki resimde görüyorsunuz...



Her ne kadar yemek sonunda helvayı masaya getirirken mumu yakıp ''evlilik yıl dönümüz ölmüş o sebepten bende onun helvasını yaptım'' gibi soğuk bir espiri yapmış olsamda güzel bir gündü...

Hani yazının başında demiştim ya kutlamak için içten gelmesi lazımmış bunu öğrendim diye bir başka şey daha öğrendim ki kutlamak için bir hediye almak yada masalar hazırlamak gerekmiyormuş... Sevdiceğim vede çocukların yanında olup huzurlu, mutlu güzel bir akşam geçirmek daha sonra eskileri yat etmekte çok güzel bir kutlama yöntemi imiş. O sebepten her ne kadar akşamın başlarında biraz moralim bozulsa da sonradan evimizdeki atmosferi görünce moral bozmayı bırakıp böyle güzel vede sıcak bir ailem olduğu için binlerce kez şükür ettim. :)

Kocişkomun benimle konuşurken kendi ayrı gözleri ayrı gülerek bana bakması beni izlemesi bana en büyük hediye... İyi ki seninle evlenmişim, iyi ki bundan tam 9 senE önce sana ''evet'' demişim.... SENİ ÇOOOK SEVİYORUM!...


Hım bu arada her ne kadar ilk başlarda un helvalı evlilik yıl dönümü diye dalga geçsem de çok lezzetli, pekmezli un helvası olmuş. Aslında tarifini vermek istiyordum ama daha sonrasında evlilik yıl dönümü postu olmasını istediğim için vazgeçtim ama inşallah boş bir anımda tarifini sizler ile paylaşırım. :)

2012 senesindeki evlilik yıl dönümü yazımı okumak için sizleri buraya beklerim...

Hoşça kalın.

8 Temmuz 2014 Salı

ÇOCUKLAR İLE RAMAZAN EĞLENCESİ

Merhabalar arkadaşlar, Ramazan ayını hızlı bir şekilde bitiriyoruz... Evet evet daha yarı dahi olmadı ama olsun 11 oldu bile şunun şurasında geriye kaç gün kaldı ki!.. 

Ramazan demek her ne kadar sahur ve oruç akla gelse de. Ramazan demek sevgi, hoşgörü, anlayış, birlik ve beraberlik demek. Ramazan ayında insanlar hep birlikte aynı saatlerde geceleri uykularından kalkıp sahur yapar, sonra gün içinde ağızlarına hiç birşey almaz yemez, içmez sonra yine hep farklı yerlerde farklı evlerde olsalar dahi tüm insanlar bir sofra başına oturmuş ailesi ile birlikte ezanın okunmasını bekler... ve bu şekilde uzar gider.

Bir başka güzel bir an ise aynı mahallede oturan insanlar için akşamları meydanlarda düzenlenen mahalle şenlikleri yada karnavallar... Allah'ıma şükür ki bulunduğum yerde bu tarz duyguları tekrar yaşama vede çocuklarıma yaşatmama sebep olan bu tarz eğlenceler oluyor. Dün bizim TOKİ 'ye de bu tarz bir eğlence düzenlendi. Tabikide çocukların büyük bir coşkusu ile birlikte bizde gittik :)

İkindi vakti bir otobüs sokakları gezip, akşam iftardan sonra eğlence olacağını vede nelerin olacağı duyurmaya başladığında benim kuzular çok mutlu olup yanıma gelip ''anne ne olur bizde gidelim'' diyerek yerlerinden durmadan zıplayarak yalvarmaya başladılar..  :) Onların o hallerini izlemek ayrı bir zevkti ama daha fazla onları heyecanlandırmak istemediğim için kendimi toplayıp ''Tamam oğlum gideriz '' dedim.

Akşam eve babamız gelincede aynı şekilde akşam ki eğlenceden vede programın işleyişinden anladıkları kadar anlatıp '' Baba bizde gideceğiz demi'' diyerek babadan da bir onay aldıktan sonra, büyük bir heyecanla iftar anının gelmesini beklediler... :)

Ezanlar okunup, oruçlar açılıp, yemekler yenip, karınlar doyduktan sonra... Benim kuzular yine bizi sıkıştırmaya başladılar 'Hadi anne, sofrayı kaldıralım da gidelim geç kalmayalım, hiç bir şeyi kaçırmak istemiyoruz' diyerek yine yerlerinde duramadan sağa sola koşuşturmaya başladılar... :) Onların o hallerini gördükçe kendi kendime bende küçükken bunlar gibiydim, çocuk olmak gerçekten de bambaşka birşeymiş diye geçirdim.. :)

Veee sonra sofraları kaldırıp, akşam namazını da kıldıktan sonra hep birlikte Ramazan eğlencesinin olduğu yere gittik...


tokiden görüntüler, eğlence, çocuklarım, mutluluk, RAMAZAN PROGRAMI, ramazan eğlencesi, aile,

Gece tasavvuf müziğinden çok güzel şarkılar dinleyip daha sonrasında karagöz ile hacivat canlandırması izleyip, ardından da semazen gösterileri izledik sonra araya çocuklar ile birlikte yapılan yarışmalar düzenlendi.. Bizim kuzular kalır mı oldukları yerden oturdukları sandalyelerin üzerine çıkıp ''bende , bende'' diyerek büyük bir istekle parmak kaldırdılar... Sunucu onların öyle istekle parmak kaldırdıklarını görünce, onları da çağırdı... :) Bizimkiler büyük bir coşku ile koşarak sahneye çıktılar... Onların o hallerini sakin, hiç bir şey ile uğraşmadan izlemek istediğim için kamerayı kocişkonun eline tutuşturup ona ''video vede fotoğraflar çek'' dedim. :) O da video çekmiş... Gerçi fotoğraf makinesi vede çeken kişi amatör olduğu için pek net bir görüntü olmasa da onların o hallerini gösteren küçük bir görüntümüz var onu sizler için yükledim vede bura da da paylaşıyorum ki sizlerde bizim o mutlu anımıza şahit olun... :)




Yarışmalar sonrasında aşık ile maşuk ve külhan bey gibi tiyatro gösteriler sonunda gece birde bisiklet çekilişi yapıldı... Ama sonuç bize çıkmadı... :(

Gecenin çocuklar için bir başka güzel yanı ise bol bol mısır vede pamuk şeker ikramı olması idi... :) Bizimkiler büyük bir iştahla mısırlarını arkasından da pamuk şekerlerini yediler... :) Hımm birde yarışmanın sonunda her ne kadar yarışmayı kazanmasalar da yinede biz onlara ödül olarak allı güllü macun ısmarladık... :)

Vee böylece çocuklar vede bizler için çok güzel bir anı olarak hafızamıza VE TABİKİ BİRDE BURAYA... da geçmiş oldu... :)

tokiden görüntüler, eğlence, çocuklarım, mutluluk, RAMAZAN PROGRAMI, ramazan eğlencesi, aile,


Hoşça kalın.

5 Temmuz 2014 Cumartesi

ZEYTİN YAĞLI TAZE FASULYE

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere bizim ailecek çok sevdiğimiz yaz yemekleri arasında yer alan zeytin yağlı taze fasulye tarifini sizler ile paylaşacağım...





Zeytin yağlı taze fasulye malzemeleri


  • 1 adet orta boy soğan
  • 1 kilo taze fasulye
  • 3 diş sarımsak
  • 1 çorba kaşığı salça
  • 1 adet domates
  • 1 çay bardağı zeytin yağı
  • 2 su bardağı sıcak su
  • Tuz
  • Karabiber

Zeytin yağlı taze fasulye nasıl yapılır?

Zeytin yağlı fasulye yemeğini ben küçükken bizim bahçemiz vardı babaannem oradan fasulyeleri toplar daha sonra pişirirdi. O sebepten ben taze fasulye yemeğini babaannemden öğrendim onun öğrettiği gibi yaparım...

Burada önemli olan fasulyeleriniz, fasulyeleriniz ne kadar taze vede organikse yemeğiniz o kadar güzel olur...

Fasulyeleriniz eğer ki kılçıklıysa önce kılçıklarını ayıklayıp daha sonra bir güzel yıkayın...

 YEMEK, yemek tarifim, sıcak yemek, zeytin yağlılar, tarifler, lezzetli tarifler, sunum, tokideki sesin mutfağından

Daha sonra ise ocağınızın gözünü açıp tencerenizi ocağın üzerine koyup içine zeytin yağınızı ekleyip  biraz ısıtın.Isınan tencerenize daha önceden küp küp olarak doğradığınız soğanlarınızı ekleyip biraz kavurun. Daha sonra yine küp küp doğradığınız domateslerinizi ekleyin. Domatesleriniz kavrulup hafiften suyunu çekmeye başladığı esnada küçük küçük doğradığınız sarımsakları da ekleyip. Hemen ardından ayıklayıp, yıkayıp, süzdüğünüz fasulyelerinizi ekleyip tuz, karabiber ve salçasını koyup bir güzel karıştırın daha sonrasında yemeğinizin üzerine yukarıdaki kolajda da gözüktüğü şekilde hafif üzerine çıkacak kadar suyunu da ekleyip tencerenizin kapağını kapatın.

İlk olarak yüksek ateşte daha sonrasında ise kısık ateşte yavaş yavaş pişirin. Hımm bu arada pişme esnasında arada bir tencerenizin kapağını açıp fasulyelerinizi bir karıştırın ki yemeğinizin içine hava girsin. Bu sayede fasulyelerinizin rengi kararmaz... :)

Vee sonrasında ister sıcak sıcak ister soğutup soğuk olarak afiyetle yersiniz...


Hoşça kalın.

1 Temmuz 2014 Salı

TEHDİT DEĞİL TEKLİF KİTABINI OKUDUM

Yazar: İsmet Özel

Sayfa Sayısı: 187

Baskı Yılı: 1987

Yayın Evi: İklim


 Merhabalar arkadaşlar, Mübarek Ramazan ayına girdiğinden beri bloğumu pek güncelleyemedim... O sebepten sizlere şimdi sormak istiyorum oruçla aranız nasıl?.. Bu uzun yaz sabahlarında dayanabiliyor musunuz?... Yoksa sizde ben dayanamıyorum Allah affetsin ama bu sene tutamıyorum diyenlerden misiniz?...

Biz Allah'ıma çok şükür eşim ve ben tutuyoruz... Haa geçen pazar günü 8 yaşındaki kara kuzumda tuttu. Öyle biz sıcağa dayanamıyoruz o kadar uzun aç kalmıyoruz diyenlere örnek olsun. Kara kuzum tam bir gün öyle fazlada zorlanmadan hatta hiç zorlanmadı diyebilirim. Çünkü ikindi üzeri oğluşumdaki güç tam olarak bende yoktu ben daha çok bitkin halde idim. Ama kuzum Maşallah gayette enerjik vede sıhhatli idi... Kuzum her gün tutmak istiyor ama ben yaşıtlarına göre fazla kilolu olmadığı için dayanamaz diye öyle her gün değilde hafta sonları tutmasına izin verdim.

Bu postu aslında ilk başta da anladığınız üzere okuduğum bir kitabın yorumunu yapmak için hazırlayacaktım, ama sizlere kuzumun bu güzel davranışını yazmadan geçemedim. Ama şimdi düşündümde benim kara kuzum için yazacağım daha çok şey var o sebepten kuzum içinde bu Ramazan ayında neler yaptı Ramazan ayı bizim için nasıl geçiyor onu anlatan bir post hazırlamak sanırım daha iyi olacak. O sebepten şimdilik burada bırakıp asıl konumuza geçelim.

İsmet Özel'in islami bir deneme yazısı olan tehdit değil teklif kitabı aslında bana pek hitap etmedi...

Kitapta aslında Müslümanları dinleseler onların haklarına dayanan talepleri ileri sürdüklerini ve aynı zamanda bu taleplerin Ülke çıkarlarına geri dönüşümlerini sağlayacak birer teklif olduğunu da belirttiklerini ama bazı şeytani düşünceler onu teklif değilde tehdit olarak görüp herkese de o şekilde gösterdiğini vurguluyor.

Bana hitap etmeme sebebi ise kitapta ülke sorunlarından ve biz müslümanların bazı dış güçler tarafından kukla gibi oynatıldıklarımızdan bahsettiği için, gerçekte olan olayları bu şekilde okuyunca içimim iyice kararması sonucu ile pek sarmadı... Ayrıca çok fazla anlamını bilmediğim entelektüel kelimeler olduğu için birazda beni sıktı...

Ama sizler öyle Ülkede neler olmuş, Ülke sorunları ne imiş okumayı seviyorsanız yazarın gözünden ülke sorununu, yaşanan olaylar hakkında bilgi almak istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim.



Hoşça kalın.