KUZUCUKLARIMIN KARNE SEVİNÇLERİ

Merhabaar arkadaşlar 15 tatilin ilk günü kuzucuklarımın karne sevinçlerini sizler ile paylaşmak istiyorum...

Cuma günü sabah normal şekilde okulda herne kadar ders işlemeseler de ders saatleri oldu. Sonra öğlen yemeği arasında yemek yiyip okula gittikten sonra karnelerini aldılar... Ama bu sefer benim küçük kuzum Efede karne alacağı için ben biraz sıkıştım kimin yanında olacağıma karar veremedim :) Ama neyse ki önce Emir'in öğretmeni karneleri dağıttığı için ilk büyük kuzumun yanında oldum :)

Kuzucuğum öğretmeninden karnesini aldı... Vee öğretmeni ile birlikte bana güzel bir poz verdiler bende resimlerini çektim :)

Karnesini biz babası ile birlikte bir kaç gün önceden e-okuldan öğrenmiştik ama oğluşuma söylememiştik merak etsin o heyecanı yaşasın diye :) O sebepten oğluşum karnesini alıp bakana kadar notlarını bilmiyordu... Karnesi 1. sınıf gibi hepsi 5 di ama tek farkı ingilizce 100 den değilde 85 den 5 di oda sanırım, ingilizcenin bu sene yeni bir ders olduğu için tam olarak  adapte olamadı... Eminim ki diğer yarı dönmede onuda 100 yapacak...

Emir'imin karne sevincini onunla birlikte yaşadıktan sonra Emir'in yanından ayrılıp koşar şekilde küçük kuzumun sınıfına indim... Neyseki son anda ona da yetişip onunda karnesini alışını yakalayıp ondanda bir poz aldım... :)

Bu küçük kuzumun ilk karnesi olduğu için o daha çok heycanlıydı gerçi onun aldığı karne değil gelişim raporu idi ama olsun o yinede sanki bir karne gibiymiş gibi büyük bir heyecanla aldı :)

Bu arada okulun ilk açıldığında sizlerlede paylaştığım bakıcı anne yokluğu problemimiz çözüldü... Yeni bakıcı annenin oğluma çok hakkı geçtiği için ayrıcada ileride hatıra olarak kalmasını istediğim için bakıcı annesi ile de bir fotoğraf çektim :)

Kuzucuğumun ikisi de o gün çok mutlu vede heyecanlılardı onların mutluluklarını gördükçe benim sevincim iki katına çıktı... Allah yüzünüzü hep güldürsün o gül yüzlerinizdeki gülücük hiç gitmesin...(amin)

Emir'in 1. sınıfı bitirdiğinde aldığı karne hakkındaki yazım için tık tık

Not: düzenlediğim çekilişe ilgi olmadığı için çekilişi iptal etmek zorunda kalacağım... Çünkü iki kişiden başka kimse çekilişe katılmadı :( Ama yinede son bir hafta daha bekleyeceğim eğerki 10 kişiden az katılan olursa istemeye istemeye de olsa iptal edeceğim...

Hoşça kalın...

En Etkileyici Parfümler

Özgür, duru, romantik, baştan çıkarıcı… Tarzınız ne olursa olsun kısa bir araştırmayla hayalini kurduğunuz parfüme ulaşmanız an meselesi. Parfüm seçiminde notaların tene uyumu ve uyandırdığı duygular kadar şişe tasarımının etkileyici olması da önemli. Parfümünüz bir bütün olarak sizi yansıtmalı. Bu amaçla sizler için en etkileyici parfüm şişelerini derledik.

Guerlain La Petite Robe Noire

Guerlain La Petite Robe Noire, küçük siyah elbisenin fenomen hikayesiyle romantik aynı zamanda yaramaz ve baştan çıkarıcı kadınlara sesleniyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Paco Rabanne Invictus

Sizi erkeklerin yeni güçlü dünyasına çağıran Paco Rabanne Invictus’un tasarımı da kendisi gibi yenilmez!

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Marc Jacobs Daisy

Zamanında yaratıcı tasarımıyla FIFI ödüllerini de kazanan Marc Jacobs Daisy, senelere meydan okuyor ve orijinalliğini koruyor. Şişe tasarımı parfümün adı gibi papatya şeklinde ve çok renkli! Enerjik ve cesur kadınların seçimi Marc Jacobs Daisy, meyveli notalarıyla bağımlılık yaratıyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Roberto Cavalli Just Cavalli

Piton, cam ve metalin birleşimiyle hayat bulan tasarım, Cavalli erkeğinin baştan çıkarıcı karakterini ve tutkusunu yansıtıyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Flower in the Air

Flower in the Air, şişe tasarımında her detayın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir diğer parfüm. Çiçeklerin özgürlüğünden esinlenen tasarım, kırmızının enerjisinden yararlanıyor ve kısalığıyla Flower by Kenzo ile arasındaki bağı vurguluyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Lolita Lempicka Feminine

Lolita Lempicka Feminine, elma şeklindeki tasarımı ve mor rengiyle masallar kadar tutkulu!

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

İçlerinden hiçbiri size göre değil mi? Ya da parfümünüzü değiştirmek mi istemiyorsunuz Hepsiburada’da 99,90 TL’den başlayan fiyatlarla alabileceğiniz yüzlerce parfüm modelini inceleyebilirsiniz veya kendi parfümünüzün Hepsiburada.com’daki fiyatına göz atabilirsiniz. Hepsiburada.com’daki parfümler için tıklayın. :)

Bir boomads advertorial içeriğidir.

BİSKÜVİLİ KAR TOPLARI

Merhabalar arkadaşlar, yarın bildiğiniz üzere okullar yarı yıl tatiline giriyor o sebepten biz anne-babalarda ve tabikide çocuklarda ayrı bir heyecan vede sevinç var :) İnşallah Allah çocuklarımızın emeğini boşa gidermezde güzel karneler ile yüzlerini güldürür.... (amin)

Eee karneler alınınca tatile gidecek olanlar tatile ama tatile gitmeyecek olupta benim gibi evine misafir gelecek olanlar için çocukları mutlu edecek ve ayrıca kahvenizin yanına çikolata yerine atıştırmalık olarak koyabileceğiniz minik mink olan lezzet toplarının tarifini bugün sizler ile paylaşmak istiyorum...

Biz bu toplara dışı hindistan cevizi sayesinde beyaz olarak gözüktüğü için, kar topları diyoruz :) o yüzden başlığı o şekilde attım siz ne şekilde hitap ederseniz o şekilde adlandırabilirsiniz... 

Ben bu topları 15 tatilde yanıma gelecek olan küçük kardeşlerim içinde yapmayı düşünüyorum... Eminim ki benim kuzucuklarım gibi onlarda bayılacaklar... :) İsterseniz daha fazla uzatmadan ilk olarak malzemeleri vererek işe başlayalım...

Bisküvili kar topu malzemeleri

• 300 gr  pötibör bisküvi
• 125 gr sana yağı
• Yarım su bardağı süt
• Yarım su bardağı şeker
• 1 paket vanilya
• 25 gr kakao
• Dışı için ise hindistan cevizi

Bisküvili kar topu nasıl yapılır?

Hazırlanışı ise çok basit 15 dakikada hazırlayabilirsiniz... İlk olarak yarım su bardağı sütü bir tencereye boşaltın daha sonra şeker vanilya vede kakaoyu da ekleyip bir çırpma teli ile karıştırın kaynamaya başlayınca hemen ocağın altını kapatıp sana yağını da ekleyip iyice karıştırın içinde sana yağı da eridikten sonra bir kenarda bir kabın içinde elinizle ufaladığınız pötibör bisküvilerin üzerine kakaolu karışımı döküp bir kaşık yardımı ile iyice karıştırın. Tüm işlemler bittikten sonra bir tabağa hindistan cevizi döküp yanınıza alın. Sonra bisküvili karışımdan ceviz büyüklüğünde bir parça alıp elinizle yuvarlak şekli verdikten sonra hindistan cevizi dökülü kaba koyup yuvarlayarak her tarafına hindistan cevizinin yapışmasını sağlayın... Tüm karışımı tek tek bu şekilde yapıp servis tabağına çizin ve son olarak da sunum yaparken şık görünmesi açısından ayrıca yerkende kolaylık olmasını sağlamak için hepsinin tepesine tek tek kürdan batırın... 

Veee sonra biraz dinlendirin ki soğusun ondan sonrada eşinize, çocuklarınıza yada sevdiklerinize ikram edip övgüleri almaya başlayın... Hatta arada şımarıklıkta yapabilirsiniz çünkü siz bu kadar lezzetli atıştırmalık toplar yaptığınız için hak ettiniz :)

Hoşça kalın.

ORGANİZER KALEMLİK

Haftanın ilk gününden herkese cümleten selamun aleykum....

Bu gün sizlere yine bir değerlendirme çalışması paylaşıp kaçacağım... Şuaralar biraz meşgulüm bir yandan örgü işleri devam etmekte diğer yandan da önümüzdeki pazar günü babamgil gelecek onlar için hazırlık yapmaktayım. :)

Neyse ilerleyen zamanlarda babam ile ilgilide bir post hazırlarım diye düşündüğüm için bu konuyu şimdilik burada kapatıyorum...

İsterseniz şimdi esas konu olan değerlendirmeye dönelim... Da da dammm şimdi karşınızda benim küçük kitap rafım ile birlikte evimin bir köşesiii....

Eee burada değerlendirme olan ne diye sorduğunuzu duyar gibiyim :)

Değerlendirme olan şey, alttaki resimlerde de gördüğünüz gibi bir tane ozon şişesi vede meyve suyu kutusunu kestim biçtim ve sonra yapışkanlı folyo ile kaplayıp organizatör bir kalemlik elde ettim... :)

Vee benim kitaplarımın bir kösesinde kalemlerimi vede notlarımı koyduğum işlevsel, güzel bir kalemliğim oldu... Tabi birde o kalemliğin malzemelerin atık maddeden olması bir başka güzel duygu benim için :)

Diğer değerlendirme çalışmalarıma buradan bakabilirsiniz...

hoşça kalın.

YOKSA SİZ KAHVE TELVESİNİ ATIYOR MUSUNUZ?

Güneşli, güllük ve gülistanlık bir cumartesi gününden herkese merhabalar... :)

Bir çoğunuzun bildiği üzere ben cilt bakımıma çok özen gösteririm ama öyle kimyasal, içinde ne olduğu belli olmayan ürünlerden çok doğal, yiyebildiğim ürünler ile bakım yapmayı tercih ediyorum. :) O sebepten bugün sizlerle paylaşacağım maske başlıktan da anladığınız üzere Türk kahvesi telvesinden....

Büyük bir keyifle içtiğimiz türk kahvesinin telvesinin ciltte faydalarını biliyor musunuz ? Pürüzsüz ve capcanlı bir cilt için kahve telvesinden daha ideali yok.. Vaktiniz varsa kahve telvesini yüzünüze masaj yapar gibi sürün. Ve kuruyana kadar bekletin.

Bitkisel tedavilerle cilt güzelliği için çalışan uzmanlar yıllardır cilt bakım ürünlerinizin bir kısmını evde yapın diyor... Malum Şeker bir çoğumuzun bildiği üzere en iyi peeling yöntemlerine bir örnektir. Diğer kozmetiklerden farkı yok. Hatta daha bile sağlıklı. Aynı kural Türk kahvesi telvesi için de geçerli. Kahvenizi için ama, kesinlikle fincanın dibinde kalan telveyi dökmeyin. Vaktiniz varsa o telveyi yüzünüze masaj yapar gibi sürün. Ve kuruyana kadar bekletin.

Eğer cildiniz çok kuruysa parmağınızı zeytin yağına batırıp ondan sonra telveyi yüzünüze uygulayın. Kan dolaşımını hızlandıran, ciltteki pürüzleri alan bu formülü uygularken zeytinyağı yerine gül suyu veya maden suyundan da yardım alabilirsiniz. Amaç burada kahvenin yüzünüzde eşit şekilde dağılımını sağlamak.

Kahveyi bir cam üzerinde gezdirir gibi nazik şekilde yüzünüzde çokta bastırmadan gezdirin. Uygulama bittiğinde yüzünüzde bekletmeden hemen yıkayın.

Sonra sonucu zaten kendiniz göreceksiniz... Cildiniz öyle güzel parlıyor ki insan böyle bir cilde fondöten dahi sürmeye çekinip bir pudra sürüp dışarı çıkmak isteyecek... :) Ki zaten öyle fazla fondöten de sürmeyin ki gözenekleri kapatıp cildinizin nefes almasını engellemeyin. 

Yapacak olanlara kolay gelsin der ve ben kaçarım malum hava çok güzel bu güzel havayı değerlendirmek lazım :)

Hoşça kalın.

KALPLİ YASTIK VE YAPILIŞI

Kalpli yastık ördümm!... :) Evett doğru okudunuz şuaralar örgü ile pek bir haşır neşirim :) aklıma ne gelirse örüyorum...

Arada televizyonda bakacak hiçbir şey bulamazsam evlenme programına bakıyorum. Geçen sene o programa orta yaşlı bir kadın gelmişti. Programda beklerken sıkıldığı için elinde örgüde örüyordu... İşte o kadın kalpli takım yastıkları örüyordu. Misal fener bahçe için sarı lacivert renklerde yada diğer takımların renginde ama şekli kalp şeklinde olan o kadının ördüğü o yastıklar çok dikkatimi çekmişti... O günden sonra sırf o kadının yastıklarını görebilmek için o kadın gidene kadar her gün o programı izlemiştim :) Eeee tabi ki de boşuna izlemedim o yastık hakkında aklıma çok güzel bir fikir oluştu ve bende aynı o şekilde ama sade renkte olacak şekilde olan bir yastık örmek istiyordum... Ama malum iki çocuklu bir blogger olduğum için bir türlü fırsat olmamıştı. Bu, kış mevsimim girmesi ile evde çok fazla zaman geçirdiğim için aklımda olan o yastığı yapmak için önce en yakın ipçiye gidip gerekli olan malzemeleri aldım...

İp çeşidi olarak sakallı ip kullandım renkten de salondaki perdelerim de turuncu çiçekler olduğu için ona uydurmak için turuncu rengi seçtim ama bir tanede kırmızı örmek istiyorum oda aklımda :) Vee tabikide şiş, şişim 2.5 nolu birbiri ile ekli bir şiş yukarıdaki kolaj resminde de görüyorsunuz...

Nasıl yaptığım ise, önce 3 tane ilmek ile kalbin ucundan başladım sonra her sırada bir tane ilmek arttırarak istediğim şekle gelene kadar devam ettim. Sonra kalbin son kısımlarını yapmak için ilmekleri iki kısma ayırıp bir kısmın bırakıp diğer kısmı bu seferde her sıradan birer tane keserek tüm ilmeği bitirdim. Sonra diğer tarafını da aynı şeklide birer ilmek kese kese onuda bitirdim... Böylece kalbin bir tarafını yapmış oldum. Aynı şekilde diğer tarafını da tamamladıktan sonra bir ip ile dikip kalpli yastığım bitmiş oldu... Şimdi yapmam gereken daha önceden yaptığım bir astar ile diktiğim kalpli yastığın içine yun doldurup, ördüğüm kalbin içine koyup diktim...

Veee böylelikle çok şirin, yumuşacık, dekoratif olarak kullanabileceğiniz kalpli kırlentim olmuş oldu :))

İsterseniz koltuğunuza koyabilirsiniz yada televizyon yada kitap okurken uzandığınızda kafanızın altına koyabilirsiniz. Tercih size kalmış ne şekilde kullanmak isterseniz o şekilde kullanın...

Önermesi benden yapması sizden :)  anlamadığınız yada kafanıza takılan bir şey olursa hiç çekinmeden bana sorabilirsiniz...

Ponponlu kırlent modelim için ise buradan bakabilirsiniz...

hoşça kalın.

NEŞELİ AYAKLAR 1 VE 2'Yİ İZLEDİK

Çocuklar ile izlediğim filmler şu aralar birikti... O sebepten bu gün en çok sevdiğimiz bir animasyonun 1 ve 2 sini paylaşmak istiyorum...

Evettt başlıktan da anlayacağınız üzere filmin ismi neşeli ayaklar 1 ve 2

İsterseniz ilk olarak 1 den başlayalım...

Bu filmin kahramanları, Antarktika'nın soğuk coğrafyasının sıcak ve sevimli yerlileri imparator penguenler, kendileri kadar sevimli ve köklü geleneklere sahiptirler. Kendi varlıklarını ve aşklarını ruh eşlerine anlatabilmek için her biri kendi Kalbine Seslenen Şarkı'sını söylemek zorundadır.

Fakat Norma Jean'ın oğlu minik penguen Mumble, diğer bütün penguenlerden farklıdır. Bir türlü şarkı söyleyemeyen küçük penguen, çok yetenekli bir tap dansçısıdır. Bu özelliği ile diğer bütün penguenlerin arasından sıyrılan Mumble, penguenlerin hayli kuralcı lideri tarafından dışlanmaya maruz kalır. Ama minik kahramanımız için mücadele vazgeçilmez. İnsanlar tarafından yakalanan Mumble onları dansı ile dikkatini çekip diğer penguenlerin yanına götürüp onlara yardımcı olmalarını sağlar. Ve böylelikle kendi türleride onu kabul eder ve tabikide ruh eşini bulur... :)

Bu film bizim çok hoşumuza gitti o sebepten hemen ertesi günde 2 sine baktık... :)

Nesli ayaklar 2 de ise, ilk filmin baş kahramanı ve oldukça yetenekli bir tap dansçısı Mumble'nın oğlu olan Erik, Penguenler Krallığındaki yeteneklerini keşfetmeye çalışır. Diğer bir yandan da Mumble'ın ailesi ve arkadaşları yuvalarına karşı yeni bir tehditle yüzleşirler. Mumble şimdi işleri yoluna koymak için 7'den 70'e herkesi bir araya getirmeye çalışır. Yönetmenliğini ilk filmde de olduğu gibi George Miller üstlendiği animasyon serisinin ikincisinde bu sefer Mumble'ın oğlu Erik ile ilişkisini gösteriyor...

Sonuç olarak ise biz bu penguenlere bayıldık güya çocuklar için açtık ama filmin ortasına doğru baktım ki eşimle ben çocuklardan daha dikkatli şekilde filmi izlemeye dalmışız... :) Özellikle bizimkiler filmde yapılan tab dansa bayıldılar ikisi de birden o dansı yapmak için evin içinde tepindiler durdular :)

Filmi tavsiye ederimsin diye sorarsanız?.. Elbette anne ve babalara tavsiye ederim :) Pardon pardon çocuklara tavsiye ederim... :)

Hoşça kalın.

KAZAK SÜSLEDİM

Bir yenileme projesi ile yine karşınızdayım.... Bu seferki de uzun, sade, yün bir kazağı süsledim :) Bakınız alttaki resimde üzerimdeki halini görüyorsunuz nasıl olmuş mu?...

İlk halini resmini de çekmiştim ama o resmi bulamadım sanırım yanlışlıkla silinmiş o sebepten ilk hali yok aslında gerekte yok :) Çünkü yaptığım şeyler zaten belli önce bir kolundan daire çizdim daha sonra o daireyi bir makas yardımı ile kesip,  pencere oluşturdum... Sonra o pencerenin uçlarını bir tığ ve beyaz simli ip ile geçtim... Daha sonra yaka kısmına da aynı şekilde tığ ve iple geçerek koluna uyum sağladım...

Ve böylece sade düz kazağım sanki yeni alınmış gibi tasarım bir kazak oldu :)) Ben çok beğenerek kullanıyorum... Daha yakından görünüşü de bu şekilde...

Şaldan yaptığım tunik modeli görmek için tık tık

Hoşça kalın...

MEVLANA CELALEDDİN RUMİNiN ESERİ MESNEVİ 2

Mesnevi, Mevlana Celaladdin Rumi'nin en önemli eserlerinden biridir... Ben mesnevinin 2. cildini okudum. Kitap her ne kadar eski dilden çevrilmiş olsada anlatımda sadelik söz konusu değil, O sebepten kitabı anlamakta zorluk çektiğimiz anlar oluyor... Kitabı anlamak için okurken biraz ince düşünerek okumak lazımki anlayabilesin yoksa her insan kolay kolay anlamaz...

Mesnevideki her beyitlerde kafiye söz konusu, tıpki leyla ile mecnun kitaplarındaki kafiyeler gibi...

Ara ara kitaptan koptuğun anlar olduğu için kitabı bitirmekte çok zorluk çektim. Normalde başladığım hiçbir kitabı yarıda bırakmadığım için kendimi zorlayarak kitabı bitirdim. Yoksa herhalde çoktan kitabı yarıda bırakırdım...

Genel olarak şunu belirtmeliyim ki kitabın içeriğinde maneviyat duygularından çok bahsediyor... Genellikle kitapta bir sürü kıssadan hisse tarzında hikayeler yer almakta... Mesela kitabın içerisinde yer alan bir hikayeyi aynen yazıyorum... ''   Birisinin,meyvesini yiyenin ölümden kurtulup ebedî hayata ulaşacağı ağacı aramaya kalkışması

Bilgili biri, hikâye yollu “Hindistan’da bir ağaç vardır. 

Meyvesini yiyen ne ihtiyarlar, ne ölür!” der. 

Bir padişah bunu duyar, doğru sanıp o ağaca ve meyvesine âşık olur. 

Bu ağacı bulmak, meyvesini getirmek üzere divan adamlarından bilgili birisini Hindistan’a yollar.

3645. Adamcağız yıllarca Hindistan’da o ağacı arar, tarar.

Bulmak için şehir şehir gezer, ne ada bırakır, ne dağ bırakır, ne ova bırakır! 

Kime sorduysa “ Bu ne arıyor, deli mi, ne?” diye güler, alay eder. 

Niceler alaya alıp döverler, niceler istihza edip “Akıllı, 

Senin gibi zeki ve temiz kişinin bu arayışında elbette bir esas var, hiç boş olur mu?” derler.

3650. Ona alay yollu ettikleri bu riayet de ayrı bir tokat hattâ bu eni konu tokattan da beter! 

Bazıları alaya alıp “ Ey ulu kişi pek korkunç, pek geniş bir iklim olan filân iklimde, 

Falan ormanda yemyeşil bir ağaç vardır. Pek yüce, pek korkunç.. her dalı koskocaman” derler. 

Padişah adamı, kimden ne duyarsa aramak için gayret kemerini kuşanır.

Orada nice yıllar gezip tozar. Padişah da ona mallar yollar durur.

3655. Gurbet diyarında bir hayli zahmetlere uğrar, nihayet âciz kalır. 

Ne maksudundan bir eser görünür, ne de sözden başka bir şey! 

Ümit ipi üzülür, aradığını aramaz olur, usanır.

Padişah yanına dönmeye niyet eder, ağlaya, ağlaya yola düşer.

Kitabı tavsiye edermisiniz diye sorarsanız?...Bilemem eğerki klasiklere karşı bir merakınız varsa okuyun... Ama öyle mutlaka okuyun çok güzel bir kitap zevkle okuyacaksınız diyemem. Ama dediğim gibi bu tarz şeylere karşı merakınız varsa bir okuyun...

Hoşça kalın...

Nescafee Classıc ve Nestle Cofee-Mate İkilisi Hakkındaki Düşüncem

Fikri mühim'i sanırım duymayanız vede ne işe yaradığını bilmeyeniz yoktur diye düşündüğüm için ben direk olarak yeni kampanyasından söz edeceğim....

Fikri mühimin yeni kampanyası Nescafee classıc ve Nestle cofee-mate ikilisi idi... Bu markalar zaten benim kullandığım ikili olduğu için yabancı değilim... Kahve içmeyi severim ama öyle her zamanda kahve tüketmem kahve içtiğim iki an vardır ya arkadaşlar ile sohbet ederken yada kitap okurken içimi ısıtmak ve dilimin kurumasını engellemek için kahve eşiliğinde kitabımı okurum :) Ki bence en güzel anlardan biridir sakin sessiz bir ortamda kahveni yudumlayarak kitap okuma anı...

Bana gelen pakette iki tane kutu vardı biri kendimin içmesi için diğeri ise dostlarımıza ve arkadaşlarımıza ikram etmek için...

Havaların soğukluğu sebebi ile artık arkadaşlar ile dışarıda değilde evlerde buluşuyoruz. Genelliklede sabah çocukları okula bıraktıktan sonra bir arkadaşın evine gidip kahvaltı daha sonra kahve eşliğinde sohbetler ediyoruz...

Fikri mühim paketim elime ulaşınca kahve paketlerini görünce ''tamda şuaralar en çok tükettiğim şey'' diyerek sevindim :) 

Bir sabah arkadaşları bana kahvaltıya çağırdım... Güzel bir kahvaltıdan sonra onlara, ''arkadaşlar kahve yapıyorum'' dedim ve #ayrılmazikili adı aldın da gelen nescafee classıc ve nestle cofee-mate paketi ile birer kahve yaptım... 

Eeee kahve çok güzel birde sohbet olunca o kahvenin tadını düşünün artık :))

Teşekkürler fikriMühim...

PUFUDUK POĞAÇA TARİFİM

Hafta sonunun da ailecek yapılan uzun kahvaltılar kadar güzel bir şey yoktur herhalde :) Öyle günlerde sıcak sıcak, pufutuk pufutuk bir poğaça yapmaya ne dersiniz?... :) 

Eğer ki cevabınız evet ise: Şimdi sizlere öyle güzel bir tarif vereceğim ki inanılmaz bir şey çok yumuşak ve kabarık oluyor. Ayrıca 2 gün sonra bile aynı şekilde tazeliğini yitirmeden tüketebiliyorsunuz..

Bakınız alttaki resimde de anlaşılıyor nasıl pufutuk ve yumuşak olduğu :) İsterseniz daha fazla çenem düşmeden tarife geçeyim de sizlerde hiç zaman kaybetmeden eşlerinize ve çocuklarınıza çok güzel bir hafta sonu kahvaltısında bu poğaçalardan da yapıp onların gönlünü fethedin :) Eeee ne demişler erkeğin kalbine giden yol mideden geçer :)

Pufuduk poğaça malzemeleri

• 1 kilodan az eksik un
• 3 çorba kaşığı seker
• 1 çorba kaşığı tuz
• 1 bardak ılık süt
• 1 bardak ılık su
• 1 bardak sıvı yağ
• 1 paket yaş maya

Pufuduk poğaça nasıl yapılır?

Yapılışı ise, sıvıların hepsini yaş maya ile birlikte karıştır. Sonra yavaş yavaş unu ekle yumuşak bir hamur elde edince, bekletmeden hemen sekil ver. Çünkü bu tarif tepside mayalanıyor...  Tüm hamuru poça şekli vererek hazırladıktan sonra üstüne yumurta sarısını sür ve sonra fırına koy ve altı ve üstü nar gibi kızarana kadar pişir...Ve bir püf noktası da fırından çıkınca sıcakken elinle hafif su serp poğaçaların üstüne ve temiz bir bez ört... Sonra  gör bak nasıl yumuşak vede pufutuk bir poça olmuş...

Alttaki fotoğrafta iki gün sonra kalan poğaçalar ile kahvaltı yaptığım andan bir kare... Görüyor musunuz halen tazeliğini koruyor hiç bayatlamış gibi gözükmüyor mu?... Ki zaten öyle kolay kolayda bayatlamıyor... :)

Hoşça kalın.

Bir başka poğaça tarifim olan şerit poğaça tarifim için ise tık tık...

Oğlumun Babası İle Röportajı (Performans Ödevi)

Performans ödevleri, bizim zamanımızda öyle her ders için performans hazırlamak yoktu şimdiki zamanda daha 2. sınıfa giden çocuğa bile performans ödevi veriyorlar...

Bakınız buradaki yazımda da türkçe performans ödevi olan hikaye kartlarını paylaşmıştım... Ve bakıyorum da benim gibi performans ödevi için bir örnek arayan o kadar çok insan var ki o postum halen tıklanıyor... 

Bende ileri ki günler için çocuklarıma bir hatıra olabilmesi vede hazırlayacak olanlara ise bir örnek olması maksadı ile bu performansı da bloğumda yer vermek istedim.... :)

Bu seferki performans hayat bilgisi dersinin performansı idi. Konusu ise, etrafınızdaki kişilerden her hangi bir meslek sahibini seçip onunla röportaj yapmaktı...

Oğluşum babasının mesleği olan muhasebe mesleğini seçip babası ile röportaj yaptı... Bakalım nasıl bir röportaj olmuş?.. Daha yakından bakmaya ne dersiniz?...

İlk olarak performansın kapağı ile başlamak istiyorum...

Kapağı ben yaptım oğluşumun resmini kara kalem ile çizmeye çalıştım :)

 Şimdi de röportajının ilk soruları ile röportaja başlayalım... Resimler akşam çekildiği için yazılar pek okunmuyor o sebepten her resmin altına ne yazdığını yazacağım...

1-Adınız soyadınız: Regaip.....

2-Yaşınız:31

3-Mezun olduğunuz okul:Anadolu Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi

4-Mesleğiniz: Muhasebeci

5-Mesleğinizin özelliği:Ticari işletmeler ile devletin koyduğu ilgili kanunları uluslararası standartlara uygun bir şekilde uygulamak ve hesaplamak, analiz etmek, yorumlamak ve ilgililere raporlamak muhasebe mesleğinin özelliğidir.

6-Mesleğiniz mezun olduğunuz okul ile mi ilgili?... : Evet... Selçuk üniversitesi bilgisayarlı muhasebe bölümünden daha sonrada Anadolu üniversitesi işletme bölümünü bitirdim.

7-Bu mesleği isteyerek mi seçtiniz?..: Evet

8-Bu mesleği isteyerek seçtiyseniz neden bu mesleği seçtiniz?..:Hesaplama işlemlerini çocukluğumdan beri sevdiğim için.

9-Kaç yıldır bu mesleği yapıyorsunuz?..: 13 yıldır.

10-Mesleğinizin zorlukları var mı varsa nelerdir?...:Her meslekte olduğu gibi çok zorluklarla karşılaşıyoruz. Özellikle yasa ve mevzuatların sürekli değişmesi, işletme sahiplerinin zor istekleri, devlet ve insanlar arasında köprü olmak en büyük zorluktur.

11-Sizce sizin mesleğinizi  başka kişiler seçmeli mi? Seçen kişilere ne tavsiye edersiniz?...: Evet seçmeliler. Çünkü her ne kadar zor olsa da mesleğimin saygınlığı tartışılmaz. Bu mesleği seçecek kişilerin özellikle ilgili lise ve üniversiteleri bitirmesini, staj dönemlerini meslek mensuplarının yanında geçirmelerini ve işe en alt seviyeden başlamalarını tavsiye ederim.

12-Hayalinizdeki meslek ne idi? Hayalinizdeki mesleği mi yapıyorsunuz?..:Polislikti... Hayır sağlık nedenlerinden dolayı polis olamadım.

13-Meslek seçerken insanlara neye dikkat etmelerini önerirsiniz?.. :Evvela istedikleri işi benimseyerek seçmeliler, mesleğin istihdamını ve gelir durumlarına bakmalarını ve sürekli yükselmeyi ve başarıyı arzu edecekleri, kendilerini geliştirebileceklerine inandıkları bir mesleği seçmelerini tavsiye ederim.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.

Allah'ıma binlerce kez şükür olsun ki, bu ödevi de çok güzel şekilde kuzucuğum atlattı öğretmeni 100 vermiş :) Oğluşum öğlen yemeği için eve geldiğinde yüzünde güller açıyordu :) ''anne öğretmenim röportajımdan ara ara sorular sordu hepsini kağıda bakmadan cevapladım... Sonrada bana Emir'ciğim röportajını çok beğendim o sebepten 100 verdim dedi'' diye havalara uçarak anlattı... :)

Hoşça kalın...

NİŞANLANMA YIL DÖNÜMÜZ

Arkadaşlar size daha önceden hiç, özel gün takıntım olduğunu söylemiş miydim?... :)

Hemen hemene her özel günleri kutlamaktan ben ne kadar çok zevk alsam da eşim tam zıttı... O, o günlerde bir şey yapmaz... :( Nedeni ise üşeniyormuş beyefendi... Neyse ben sabırlıyım emininki oda zamanla alışacak... :) diye umut ettiğim için ben yine onun için el emeği göz nuru ile ördüğüm örgü galatasaray servislerim ile birlikte güzel bir masa hazırladım... Bakınız altta.

Eşim fanatik bir galatasaraylı olduğu için sarı kırmızı iplerle tabak ve bardak altları için servisler ördüm.. 

masadaki çiçek ise dıy, nasıl yaptığımı buradan bakabilirsiniz...

Peçeteler selpak, tabaklar bernardo, kadehler kristal...

Masamız vede yemek menümüz resimlerde net olarak gözüküyor... Hediye ise ben yine ona el emeği ile ördüğüm kalpli bir yastık hediye ettim. Ama şimdi o yastığı göstermeyeceğim çünkü nasıl yaptığım ile birlikte ayrı bir postta sizlerle daha geniş olarak paylaşacağım...

Koçişko ise kendini affettirmek için bir mağazadan istediğini alda sana hediye edeyim dedi... Şimdilik affettim ama tabiki dilimden kurtulamaz önümüzdeki 1 ay sürekli laf çarpar dururum  orası kesin...:)

Kocişkom ile her ne kadar gönül bağı olarak daha önceden birbirimize bağlanmış olsakta aileler vede çevre karşında ilk resmi olarak 8 Ocak 2005 de aileler arasında nişan yaparak birbirimize bağlanmış olduk. :) O günleri şimdi düşünüyorum da o zamanları hayat benim için ne kadar çok toz pembe idi onu her gördüğümde sanki kalbimden bir şey çıkıp fırlayacakmış gibi oluyordu. Yanaklarım kıpkırmızı olup ateş gibi yanıyordu sen sanırsın havale geçiriyormuş gibi :) Ama yinede o günlerinde ayrı bir güzelliği vardı... Hey gidi günler heyyy!... ( yazar burada çok duygulanır o günler gözlerinin önünden film şeridi gibi geçer)

Hoşça kalın...

Efe'ye Ördüğüm Kalpak Tarzı Bere

Oğluşuma kalpak tarzı üstünde kedi suratı olan bir bere ördüm...

Oğluşum ana okuluna giderken sabahları kulağı çok üşüyordu o sebepten sürekli aklımda kalın, yumuşak ve sıcacık tutacak bir bere örmek vardı. İpçiye gittiğimde sakallı ipi görünce ben bundan kalpak tarzı bir bere yaparım diye içimden geçirdim ve iki yumak acı kahverengi sakallı ip satın alıp ev geldim...

Sonra ipi bir şişe 90 ilmek atarak oğluşumun kafasına göre uzunlukta düz örgü ördüm. Boyu istediğim uzunluğa ulaşınca ikişer ikişer olmak üzere ilmeği yarıya düşürdüm. Sonra yine aynı şekilde yine ikişer ikişer keserek yarıya düşüre düşüre bir tane ilmek kalana kadar işlemi tekrarladım. Son ilmek kalınca ipi koparıp kenarını bir iğne ile diktim sonra elime tığ alarak şapkanın ucuna kulak yaptım... ve sonra elime orlon tipi krem rengi bir iple gözler, burun, ağız ve bıyıklarını yapıp şapkaya diktim.

Veee sonuç olarak oğluşuma çok yakışan ve tabikide en önemlisi sıcak tutan bir beresi oldu... :)

Nasıl yaptığımı tarif ettim ama yok anlamadık bize resim çekerek anlat derseniz de bana bildirin o şekilde anlatacağım bir postta hazırlayayım...

Hoşça kalın...

EFE'NİN DOĞUM GÜNÜNDEN KARELER...

Efe cumartesi günü facebook ve ınstagram sayfamda da belirttiğim üzere doğum günü vardı... Oğluşum 4 Ocakta 5 yaşına girdi artık bundan sonra bir yaş daha büyümüş olan küçük adam, adam olma yolunda emin adımlarla ilerlemekte :)

Oğluşumun kombini bu şekilde idi oğlumu prens yaptım aslında pelerini de vardı ama bizim afacan çok hareketli olduğu için hareket etmekte zorlanınca takmak istemedi :) Eeee o gün onun doğum günü olduğu için onu üzmek istemediğimden bende fazla ısrar etmedim...

Şimdi de ana oğul hatıra maksatlı bir poz vermesek olmazdı :) Gerçi oğluşun düz şekilde durduğu bir pozu yok bakar mısınız burada bile eli ayağı bir türlü rahat durmamış :)

Oğluşumun doğum gününe amcaları ve babaannesi ile birlikte ailecek kutladık... Pastasını amcaları illaki biz alacağız diye tutturduğu için pasta yapmadım ama diğer türlü Efemin en sevdiklerinden oluşan bir sürü mamalar hazırladım...

Resim kolojinde de gördüğünüz üzere iki amcasından da ayrı ayrı pasta geldi... Böylelikle oğluşumun doğum gününde iki tane pastası oldu :) Oğlum bu duruma çok sevindi sürekli ''anne benim iki tane pastam var'' dedi durdu :))

Hımm bu arada oğluşumun bir başka hoşuna giden bir hediyesi vardı ki diğer hediyeler onun gölgesinde kaldı... Kuzucuğum onu görünce tüm hediyeleri unuttu onunla oynadı.. :)

Vee da da dammm oğluşumun yeni bisikleti babası sırf onu almak için öğlen işten çıkınca Ulusa gidip almış gelmiş... :)

Veee son olarak toplu olarak bir aile pozu ile postumu bitirmek istiyorum...

Canım kuzucuğum iyi ki doğdun, iyi ki benim senin gibi afacan vede hareketli bir oğluşum olmuş ): seni çooook seviyorum....

Hoşça kalın...

BİR SOFRA

Günaydınlarrr!... Yılın ilk postunu geçen seneden kalma bir sofra postu ile başlamak istiyorum :)

Vee bir akşam vakti, çocukları uyuttuktan sonra gecenin geç saatinde karnımız açıkınca atıştırmak için hazırladığım sofra :) aslında bu sofrayı birazda o gün aldığım gold rengi yeni peçetelerimi kullanmak için bu şekilde özenle hazırlamıştım :)

Bu arada bana mailler geliyor ki ''tokideki ses sanırım tokide oturuyorsun eğer sizin içinde bir mazuru olmazsa ev postu vede tokide yaşamın güzel vede çirkin yanlarını anlatan postlar hazırlar mısın?'' diye... Aslında bu şekilde postlar hazırlamak benimde sürekli aklımda var ama bir türlü fırsat bulup hazırlayamadım... Çünkü şuanda paylaşmam gereken o kadar çok konular var ki  inanın sizlere anlatamam. :)

Ama ben her zaman yaptığım gibi yine resim arşivime bakıp hangi konuyu paylaşacağıma resimleri görünce karar veriyorum :) o sebepten bazı postları sürekli ertelemek zorunda kalıyorum... En yakın zamanda ev postlarımda gelecek inşallah beklemede kalın...

Diğer kombin postlarım için buraya

sofra postlarım için ise, sizleri buraya alayım... :)

Hoşça kalın...