31 Ekim 2013 Perşembe

ETLİ BEZELYE YEMEĞİ TARİFİ

Merhabalar arkadaşlar, 3 çocuklu bir anne olduğum için bizim evde genellikle sıcak yemek vede çorba eksik olmuyor. O sebepten bazen arada yemek yaparken fotoğraf çekecek zamanım olursa fotoğraflarını çekiyorum ki bloğumda da yer alsın diye...

Tamda öyle bir anda fotoğrafını çektiğim etli bezelye yemeğinin tarifini bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.

etli bezelye yemeği

İsterseniz direk olarak tarife geçelim mi?... Ne dersiniz... Tamam geçiyorum :)

Etli bezelye malzemeleri

  • 200 gram kuş başı et
  • Buzdolabı poşeti ile bir poşet bezelye miktarını tam olarak bilmiyorum ama göz kararı olarak sanırım yarım kilo kadar vardı
  • 1 adet kuru soğan
  • 2 diş sarımsak
  • 1 adet orta boy havuç
  • 2 adet orta boy patates
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 2 yemek kaşığı zeytin yağı
  • Tuz
  • Karabiber

etli bezelye yemeği

Etli bezelye nasıl yapılır?

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi etleri kuş başından biraz daha küçük şekilde doğrayıp yıkayın. Daha sonra bir tencereye koyup kapağını da kapatıp kısık ateşte kendi suyunu verip çekene kadar pişirin. Suyunu çekip pişen etleri daha sonra soğanları ilave edip iyice kavruklasın. Daha sonra ise havuçları atıp tencerenin kapağını yine katıp bir müddette o şekilde beklesin. Bu arada karıştırmayı unutmayın yoksa yemeğinizi maazallah yakarsınız :) Sonrada sırası ile patates vede bezelyelerin de aynı şekilde ara ara ekleyip karıştırın ve tüm malzemeleri bu şekilde yaptıktan sonra 2 diş sarımsağı da ekleyip bir su bardağına salçayı koyup su ile karıştırarak iyice inceltin. Ve sonra tencereye ilave edip bezelyenin üzerini bir miktar geçecek şekilde sıcak su ilave edip tuz ve karabiberini de attıktan sonra tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte aşağı yukarı yarım saat pişirin.

Yemek piştikten sonra biraz dinlendirdikten sonra servis yapıp afiyetle yiyin... :)

Afiyet olsun.

etli bezelye yemeği

VİDEOLU TARİFİNİDE AŞAĞIYA BIRAKIYORUM. (Videonun kendini bırakamadım. Ancak linkini bırakiyorum. İzlemek isteyenler linke tıklayıp, izleyebilir.)
İyi seyirler....
https://www.youtube.com/watch?v=hgLJw_jHp5Q&t=47s



29 Ekim 2013 Salı

EMİR'İN CUMHURİYET BAYRAMI TÖRENİNDE Kİ GÖSTERİSİ

Türk milletinin yeniden doğuşu ile kurulan Cumhuriyetin 90. yılını kutlamanın onur ve gururunu yaşamaktayız. "Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun"

tokideki sesin Cumhuriyet Bayramı Kutlaması

Oğluşumun okulunda yine 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlaması için bir tören vardı.... Eee tören olur da Emir hiç görevde olmaz mı?... Tabi ki oğluşumun da bir görevi vardı :) Oğluşumun gösterisinde sınıfı ile birlikte asker kıyafetini giyerek Türk bayrağını yaptılar. Alttaki resimde gösteriye başlamadan önce hazırlanırken andan bir kare.

tokideki sesin Cumhuriyet Bayramı Kutlaması

Tören anında amatörce video çektim bakalım beğenecek misiniz :)



Törenin sonunda kuzucuklarımı çekmesem olmazdı :)) Abisinin töreni bitince birbirlerini özleyen iki kardeşlerin kendi yöntemleri ile hasret giderdikleri anda ''onlara oğlum hadi bana poz verinde sizin resminizi çekeyim'' deyince bana bu pozu verdiler... :)

tokideki sesin Cumhuriyet Bayramı Kutlaması

Diğer Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlaması yazısını okumak için tık tık

Hoşça kalın.

25 Ekim 2013 Cuma

ŞİRİNLER 2 FİLMİ HAKKINDA BİLGİ

Hayırlı cumalar sevgili okurlar, bugün sizlere çocuklar ile birlikte izlenebilecek yeni bir filmden bahsedeceğim....

Şirinler 2... Aslında bu filmi izleyeli hemen hemene 3 ayı geçti ama o zamanları paylaşmaya fırsatım olmadığı için kalmıştı. Ama şuaralar bloğuma sürekli çocuklar ile birlikte izlenebilecek filmler araması eşleşmesi ile dışarıdan çok izleyici geldiğini görünce bu filmide bloğumda yer almasını istedim.

Şirinler ilk olarak 1958 de Pierre Culliford tarafından çizgi roman olarak ortaya çıkmış... 1981 yılında ise çizgi film olarak televizyonda yayınlanmaya başlamış... Bu şirinleri, çizgi film olarak küçükken çok sever vede devamlı izlerdim... Hatta filmin sonunda uslu çocuk olursanız şirinleri bir gün görebilirsiniz sözünede inanır sürekli uslu çocuk olmak için uğraşırdım :) Ama şimdi anladım ki Gargamel nasıl çok kötü olduğu halde şirinleri görüyor da biz neden uslu olunca göreceğiz diye düşünüyorum :)) bence kızlar yıllarca bu sözler ile kandırılmışız :))

tokideki sesin çocuklar ile birlikte izlediği filmler

Şimdide isterseniz film hakkında ufakta olsa bir bilgi vereyim... Kötü büyücü Gargamel, bir çift Şirinler benzeri haylaz karakterler yaratıyor ve onlara da Haylazlar ismini vererek, sayelerinde çok güçlü ve büyülü Şirin özünü elde edebilmeyi umuyor. Ancak, Gargamel istediği Şirin özünü sadece gerçek bir Şirin’den alabileceğini ve sadece Şirine’nin bildiği gizli büyülü sözler sayesinde Haylazlar’ın gerçek Şirinler’e dönüşebileceklerini öğrendiğinde Şirine’yi kaçırıyor ve onu dünyanın en büyük büyücüsü olarak milyonların hayranlığını kazandığı Paris’e getiriyor. Şirine’yi kurtarmak için Şirin Baba, Sakar Şirin ve Süslü Şirin’in dünyamıza dönerek insan dostları Patrick ve Grace Winslow ile işbirliği yapmaları gerekiyor... Vee yapıyorlar da onların mutsuz sakin hayatlarına bir aksiyon vede eğlence olarak giren şirinler çok güzel aksiyonu bol bir çok sahneler var...

tokideki sesin çocuklar ile birlikte izlediği filmler

İsaterseniz daha fazla anlatmayayım da izlemeyen varsa devamını izleyip görsün :) Benim çok hoşuma giden sahneler vardı özellikle Azmanın Gargamelin üzerinden araba geçince kıs kıs gülmesine bittim :) Çok komikti ya bence Gargamali komik yapan özellikle Azman ile olan diyologları onların ikisinin birbirleri ile ilgili diyologlarında çok gülüyorum. :)

Sözün özü sevgili okurlar, çocuklar ile güzel vede eğlenceli bir zaman geçirmek istiyorsanız bu filmi izleyin... Gerçektende çok komik bence sedece çocukların değil biz büyüklerinde büyük bir zevkle izleyebileceğimiz tarzda bir film olmuş...

Çocuklar ile birlikte izlediğim diğer filmleri görmek istiyorsanız tık tık

Hoşça kalın.

23 Ekim 2013 Çarşamba

SEFİLLER ROMANI HAKKINDA BİLGİ

Yazar:Victor Hugo

Sayfa Sayısı:496

Baskı Yılı: 2007

Yayınevi:Star medya yayıncılık


TOKİDEKİ SESİN OKUDUĞU KİTAP

Sefiller, bu kitabı çok çook beğendim tabiri caizse okumadım sanki izledim :) Çünkü kitapta o kadar akıcı vede güzel dil söz konusu ki su gibi aktı... Ayrıca betinlemede çok başarılı bir kişiyi yada yeri anlatırken sanki o anlattığı şey resmen gözümün önünde canlandı...

Sefiller romanı hakkında özet verecek olursam, romanın kahramanı Jan Valjean, yoksul bir kürek mahkumudur... Hapisten çıktıktan sonra sarı pasaportu yüzünden toplum onu dışlar sırf bu sebepten kalacak bir yer bulamamaz, ve en son gece yarısı iyi kalpli bir Piskoposun evinde kalması ama daha sonradan oradan gümüş şamdanları çalar, fakat yakalanır. Piskopos, şikayetçi olmaz, üstelik ona iki de gümüş şamdan hediye eder; onlardan elde edeceği parayı namuslu adam olma yolunda harcamasını ister.Son olay, Jean Valjean’ın yaşamında bir dönüm noktası olur. Madeleine adıyla iş hayatına atılır, zengin olur, belediye başkanı seçilir. Fantin adında düşmüş, fakat ruhça temiz bir kadını polis şefi Javert’in elinden kurtarır. Javert, birdenbire ortaya çıkan ve kısa sürede zengin olan ve herkesin “Baba” dediği Madeleine’in kim olduğunu merak eder.

Madeleine, aranmakta olan Jean Valjean diye başka birisinin yakalandığını öğrenince, kendi yerine suçsuz birinin küreğe mahkum edilmesine gönlü razı olmaz, polis şefi Javert’e teslim olur.

Jean Valjean, zindandan yine kaçar. Bu kez Fantine’in kızı Cossette’i büyütüp yetiştirmek ister. Javert, yine peşindedir. J. Valjean bir manastıra saklanır, Fauchelevent adı ile yaşar. Cossette büyümüştür. Üniversite öğrencisi Marius ile aralarında bir aşk doğar.

Jean Valjean, Marius’u daima korur. İhtilal başlamış, Marius, Cumhuriyetçilerin safında yer almıştır. Cumhuriyetçilerce daha önce esir alınan Javert idam edilecektir. Bu işi Jean Valjean alır ve o, Javert’in kaçmasına göz yumar. Marius çatışmada yaralanır. Ona Javert yardım eder. Jean Valjean teslim olmak için geri döner, ancak Javert’i bulamaz. Javer, minnettarlık duygusuyla, görevini yapmadığı için Seine nehrine atlayarak kendi kendisini cezalandırmıştır.

Kitaptaki baş kahramamn olan Jan Valjean romanın sonunda kızı bellediği Fantin'in kızı Cossetteyi Marius ile evlendirir ve kendide öbür dünya için uzun bir yolculuğa çıkar.

Eğer ki kitabı okumamış olan kişiler varsa kesinlikle okusun. Kitap gerçektende çok sade vede güzel bir anlatımı var özellkle içinde anlamını bilmediğimiz kelimelerin olmaması bence kitabı dahada anlaşılır vede özgün yapmış.

Hoşça kalın.

21 Ekim 2013 Pazartesi

KONYADAN GELEN MİSAFİRLER 2

Merhabalar arkadaşlar, bayram tatili sebebi ile evde boş zamanım olmadığı için buraları boşlamak zorunda kaldım ama artık tatil bitti... Ve ben geldimmm :) Yine inşallah her zaman ki gibi günlük post girmeyi düşünüyorum :)

Aslında sizlere son postumda da belirttiğim gibi Kurban bayramı ile ilgili ayrıntılı post hazırlamayı düşünüyordum ama maalesef geç kaldığı için onu hazırlamaktan vazgeçtim... 

Benim eski okurlarım bilir ki ben Ramazan bayramlarında memlekette kurban bayramında ise Ankara da oluyorum... O sebepten ben gidemeyince sağ olsun amca oğlum Tahir benim yanıma 2 günlüğüne geldi...
tokideki sesin Konyadan gelen misafirleri

Amca oğlu Tahir bayramın 3. günü gelip 5. günü döndü... İyiki de geldiler onlar sayesinde bu bayramda gurbetlik çekmeden güzel bir bayram geçirdim :)

Ama maalesef havaların soğuk olması vede havanın devamlı yağışlı olması sebebi ile rahat rahat gezemedik o sebepten genellikle gezme işlemlerini kapalı yerlerde alış veriş merkezlerinde yaptık....

tokideki sesin Konyadan gelen misafirleri

A City alış veriş merkezinde gezdikten sonra yorulunca banka oturup dinlenirken andan bir kare....


Hoşça kalın...

15 Ekim 2013 Salı

BAYRAMLIK TRENÇKOTUMUN 4 ŞEKİLDE KOMBİNLENMESİ

Merhabalar arkadaşlar, hepiniz aileniz vede sevdikleriniz ile buluşup bol bol kahkahalı bir bayram geçirmeniz dileği ile hayırlı bayramlar...

Ben sizlere bugün bayram için aldığım bordo trençkotumu 4 şekilde kombin yaptım onu paylaşmak istiyorum... İsterseniz direk olarak bugün giyeceğim kombin şekli ile başlayayım :)

Bu şeklini şuanda kocişkom kurban kesiminden geldikten sonra, aile ziyaretlerine gittiğimizde giyeceğim...

tokideki sesin kurban bayramı kombini

Ama ben bu trençkotumu beyaz şal vede beyaz pantolon ile de kombinler im...

tokideki sesin kurban bayramı kombini

Şimdi de siyah şal, siyah pantolon ile kombinlenmiş hali....

tokideki sesin kurban bayramı kombini

Veee birde bu şekilde, şimdilik bu kadar şekilde kombinleyebildim ama ben daha farklı parçalar ile de kombinler im :) zamanla diğer şekilde kombinlenmiş hallerini de giydikçe paylaşırım.

tokideki sesin kurban bayramı kombini

Trençkotumun detaylarında önünde altın düğmeleri vede arkasında fiyonk var  :) özellikle fiyonka bittim şimdilik zevkle kullanacağım bir parça, yukarıda ki resimlerde de gördüğünüz gibi 4 şekilde ayrı ayrı parçalar ile kombinledim bile :)

tokideki sesin kurban bayramı kombini

İlerleyen günlerde inşallah sizlere, çocukların bayramlıkları vede bayramda neler yaptığımızı anlatan geniş postlar da gelecek beklemede kalın...


Hoşça kalın.

10 Ekim 2013 Perşembe

SAÇ BOYAMMM

 Cenabı Allah biz kadınları her ne kadar erkeklere muhtaç vede korunmaya ihtiyacı olan olarak yaratmış olsa da. Aslında bizlere istediği her şeyi elde etmesini sağlayacak güzellik vede duygu vermiş...

Tabi ki seneler nasıl yaşımızı götürüyorsa güzelliğimizden de bir şeyler götürüyor. Mesela dudak kenarlarında bir kırışıklık, saçda beyazlaşma gibi... Bu tür belirtiler birazda genden gelen özellik misal verecek olursak benim cildim esnek bir yapısı olduğu için kırışıklık pek söz konusu olmuyor ama 20 yaşımdan buyana saçımda az az beyazlaşmalar oluşmaya başladı...

Her ne kadar başörtülü bir bayan olsam da bu durum öncelikle kendime ve daha sonrada eşime saygım olduğu için beni rahatsız ediyor... Bu durumu engellemek için evde ufak ufak bakımlar vede boyalar yaparak çözümler bulmak için yaklaşık 8 senedir her 2 ayda bir boya bazen yaptım bazende yaptırdım... Sonuç olarak ise şunu söylemem gerekiyor ki öyle pahalı markaların boyasını alıp boyamak hiçbir şekilde güzel sonuçlar doğurmuyor. Kuaföre boyatmakta çok mantıklı değil çünkü o zamanda saçlarında çok şekilde yanma vede dökülme söz konusu oluyor... Şimdi bana doğal olaraktan ee o zaman ne yapalım diyeceksiniz sonuç olarak sizlere şunu belirtmem gerekiyor ki benim saç yapıma en uygun boya vede bakımı ben buldum. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum, ama paylaşmadan önce şunu belirtmem gerekiyor ki benim saçıma iyi gelen birşey belkide sizin saçınıza iyi gelmez bunu bilin... Benim saç yapım ince telli, yağlı vede çok hassas saç derisine sahip olduğu için öyle ağır açıcılar benim saç derimde hemen kızarmalar yapıyor.

tokideki sesin saç boyası

Ben saçımı boyayacağım zaman en az 3 gün o saçı hiç yıkamamış oluyorum çünkü tecrübelerime dayanak şunu söylemem gerekiyor ki kirli saça boya daha çok giriyor. Yukarıda da gördüğünüz gibi o boyayı bir tabağa boşaltıp içine birazda hint kınası döküp saç boyası hazırlıyorum. Boya istediğim rengi, hint kınası ise saçımın bakımını vede beyaz olan yerlere yerleşip daha uzun süre kalıcılık sağlıyor önceden 2 hafta sonra hemen beyazlar kendini gösteriyordu ama şimdi öyle değil en az 2-3 ay beyazlar ortaya çıkmıyor. :)

Ben bu şekilde şimdilik çok memnum renk olarak ise ilk başlarda yukarıda da boyanın üzerinde de gördüğünüz gibi beyazlarda mürdüm kızılı siyah olanlarda ise biraz daha koyu bir kızıl renk hakim oluyor. Ama zamanla bu renkler daha bir açılıyor mesela benim şuanda en son bu şekilde boyayalı 2 ay oldu o sebepten renklerde açılma oldu koyu olan yerler açık kızıla açık olan yerler ise hafiften altın sarısını andıran sarılıkta bir renge döndü buda benim çok hoşuma giden bir durum sanki saçıma ayrı bir şekilde röfle attırmış gibi bir havası oldu :)

Saçıma ayrıca her ay bakımda yapıyorum ama bunu şimdi paylaşmayacağım... nedeni ise şuanda elimde o bakım ile ilgili resminin olmaması sizlere bir ara yine aynı şekilde bakım yaparken resim çekerim o zaman daha ayrıntılı şekilde bakımda neler yaptığımı paylaşırım.

Hoşça kalın.

7 Ekim 2013 Pazartesi

HÜKÜMET KADINI İZLEDİM

Dün akşam facebook sayfamda da bildirdiğim gibi Hükümet kadını izledim... Bu film vizyona girince sürekli aklımda idi ama bir türlü izleme imkanım olmamıştı ama dün akşam nihayet sakın, sessiz bir ev ortamı oluştu... Bizde eşimle birlikte filmi izleyebildik :))

tokideki sesin izlediği filmler

Film 2013 Türk komedi tarzında bir film, özellikle tecrübeli vede yetenekli oyuncuları çok güzel şekilde rollerini yerine getirdikleri için film çok kaliteli olmuş.

tokideki sesin izlediği filmler


Hükümet kadını izlemeyenler için filmden bazı sahnelerden oluşan kolaj yukarıda görüyorsunuz... İsteseniz şimdi de ufakta olsa size filmin konusu hakkında bilgi vereyim... 

Filmde Kate sıradan, okuma yazması dahi olmayan 8 çocuğu olan bir kadın bu kadının kocası belediye başkanıdır. Bu kadının kocası ani bir kaza sonucu ölür onun yerine ani bir karar ile köylüler Xate'yi belediye başkanı yaparlar. Böylelikle Güneydoğu Anadolunun ilk kadın başkanı olan Kate azmi vede çalışkanlığı ile okuma yazmayı öğrenir ve üstüne üstelik eşinin yarım kalan işi olan, suyu da o beldeye getirir. Ama tabi ki tüm bu olaylar olurken birbirinden komik sahneler vede olaylar oluşur...

Filmin tek kusuru, içinde küfürlerin kullanılması oda sanırım o halkın dilini yansıtmak için kullanılmış olsa gerek...

Sözün özü, biz filmi izlerken zevkle izledik bence çok eğlenceli vede güzel bir film olmuş özellikle Demet Akbağ'nın oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldım onuda belirtemeden geçemeyeceğim... Eğer ki aranızda izlemeyenler varsa kesinlikle tavsiye ederim bence ailecek izlenebilecek çok güzel bir Türk filmi...

Hoşça kalın

4 Ekim 2013 Cuma

SEYAHATNAME KİTABI HAKKINDAKİ YORUMUM

İyi akşamlarrr, 

Bu gün bu ikinci postum normalde tokideki ses için pek alışa gelmemiş bir durum farkındayım :) Ama küçük oğluşum biraz rahatsız olduğu için erkenden yattı, kocişko ise toplantıda, Emir ise şuanda futbolu ile meşgul, oyuna öyle güzel dalmış ki onuda rahatsız etmek istemedim... Eee o zaman ben ne yapacağım en iyisimi bende kitabımı okuyayım diye son 20 sayfası kalan seyahatname kitabımı bitirdim...

Eeee madem kitabımı bitirdim o zaman hazır vaktimde varken bu kitap hakkındaki düşüncemi içeren bir postta hazırlayayım da daha sonradan oda geç kalmış bir post olarak sizlerin karşısına çıkmasın diyerek bu postuma başlıyorum :))

Yazar: Evliya Çelebi

Sayfa Sayısı: 192

Baskı Yılı: 2008

Yayınevi: Morpa kültür

Hazırlayan: M. Emre Karaörs

tokideki sesin okuduğu seyahatname

Seyahatname, Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda yazılmış olan çok ünlü bir gezi kitabıdır...

Bu kitabın yazarı olan Evliya Çelebi, Küçüklüğünde sürekli duyduğu uzak doğu hikayeleri yüzünden sürekli gezmek ve her yeri görme hissi oluşmuş bu konuda o kadar çok istekliymiş ki bir gün rüyasında dahi Hz. Peygamber Efendimizi görünce şefaat ya Resulullah diyeceğine dili sürçmüş seyahat ya Resulullah demiş...

Bunun üzerine Allah ona seyahat etme imkanları vermiş bu sebepten Evliya Çelebi, kırk yılı aşkın süre Osmanlı ülkesini ve diğer ülkeleri dolaşarak yazmış olduğu eseri ile adeta bütünleşmiş olan Evliya Çelebi (1611–1684) 17. yüzyılın önde gelen gezginlerdendir. 

Seyahatname’sinde gezip gördüğü yerleri kendi üslubu ile anlatmaktadır. Olaylara çoğu defa etrafında duyduğu batıl inanç vede hurafelere de yer vermiştir. Hatta küçük küçük bu taraz uydurmasyon şeklinde olan hurafeler kitabına renkte katmış... Bazen insanın yok artık diyeceği dereceden aklın almayacağı çok garip hikayelere de yer vermiş. Ama her şeye rağmen o kadar güzel vede akıcı bir kitap ki bu sebepten Türk Kültürü tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahip kitaptır.

Ve son olarak sizlere şunu belirteyim ki Seyahatname, okunduğunda tahmin edemeyeceğiniz kadar bilgi veren içeriği zengin bir kitap okurken insanı faklı yerlere ve yaşanmış hikayelere götürüyor. Hayatınızın bir döneminde muhakkak okunması gereken bir kitaptır.


Hoşça kalın.


ÇİĞ KÖFTE SETİ ÜRÜNÜ HAKKINDAKİ YORUMUM

Hayırlı cumalar sevgili okurlar, bugün sizlere bir ürün hakkındaki şahsi düşüncem vede yorumumu yapacağım...

Biraz geç kalınmış bir post ama ancak fırsat bulabildim çünkü şuaralar o kadar çok paylaşacağım şey var ki hangisinden başlasam nasıl yapsam bilemiyorum... Bende o sebepten akışına bıraktım boş olduğum zamanlarda içimden hangi konu hakkında yazmak geliyorsa o konu hakkında yazıyorum :)

Bu gün arşivdeki resimlere bakarken bu resimler gözüme takıldı :) Sonrasında ''hımmm ben bu ürün hakkında da post yapmayı düşünüyordum'' demi diye konuştum... Yok yok delirmedim arada öyle oluyor kendi kendime konuştuğum :)) Hatta bazen öylece dalar giderim o an vücudum oradadır ama aklım başka yerdedir :)) O sebepten böyle şeyler tokideki ses için gayet normal... Sizlerde zamanla beni daha iyi tanırsınız :))

Farkındayım çenem yine düştü :)...Tamam tamam  sustum asıl konuya geçiyorum...

TOKİDEKİ SESİN ÇİĞ KÖFTE SETİ ÜRÜNÜ HAKKINDAKİ YORUMU

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi bağdat baharatın çiğ köfte seti hakkında yazmak istiyorum... Biz bu seti aslında yazın kullandık...Ondan sonrada bir daha almadık :))

Beni yakından takip edenler bilir ki benim kocacığın da bir çiğ köfte yapma merakı var arada bizlere yapar hatta şunu belirtmem gerekiyor ki eli bayağıda alıştı :)) Öyle ki kocacığımın kendi yaptığı çiğ köfte bu setten bence çok daha iyi...

Setin içinde olanlar, baharat karışımlı çiğ köfte bulguru, acı biber salçası ve nar ekşili sos içermekte... Hımmm birde bir çift yoğurmak için eldiven. Paketin üstünde yazana göre tüm bu karışımları karıştırıp yoğurun yazıyor. Kocişkoda aynısını yaptı sonuç olarak ise, Yenmeyecek kadar kötü değil hatta öyle ki eğer acıyı çok seviyorsanız size göre iyi dahi sayılabilir. Çünkü biz genellikle çiğ köfteyi çocuklar ile birlikte yediğimiz için çok acı tercih etmiyoruz. O sebepten bizim damak tadımıza hitap etmedi.

TOKİDEKİ SESİN ÇİĞ KÖFTE SETİ ÜRÜNÜ HAKKINDAKİ YORUMU

Çiğ köfteyi bir çok yörede lavaşla tüketiliyor biliyorsunuz o sebepten bizde hazır köfte harcı olur da hazır lavaş olmaz mı diyerek marketten hazır lavaştan da alıp afiyetle yedik :)

Yukarıda bizim damak tadımıza tam hitap etmedi dedim ama sakın yanlış anlayın hiçte yemedik demiyorum... Çünkü bizler bir çiğ köfte canavarları olarak çiğ köftenin her türlüsünü yeriz:)) ağzımız yanarak ''öf öff'' diye diye yedik :)) Alttaki resimde de gördüğünüz gibi kocişkonun çiğ köfteyi hiç görmemiş gibi saldırdığı andan bir kare :))

TOKİDEKİ SESİN ÇİĞ KÖFTE SETİ ÜRÜNÜ HAKKINDAKİ YORUMU

Çiğ köfte yapmak gerçekten de emek isteyen bir geleneksel lezzetimiz, sizlerin emek harcayacak zamanınız yok yada el ayarınız tutmuyorsa bu lezzeti bir tadın. Hatta biz bilmediğimiz için acı biber salçasının hepsini harcın içine boşaltmıştık o sebepten acı ayarı bize göre biraz aştı :) Sizler aynı duruma düşmemek için önce biraz koyup tadına bakın eğer ki halen acı değilse diğer yarısını da sonra koyun ama yok o şekilde iyi ise diğer yarısını hiç koymayın ki sizlerde bizim düştüğümüz hataya düşmeyin :)

Hoşça kalın.

2 Ekim 2013 Çarşamba

ETEKTEN TUNİĞE GİDEN YOL :)

Merhabalar sevgili okurlar, bugün sizlere penye tarzında bir eteğimi, istediğim gibi olmaması sebebi ile tuniğe çevirdim onu paylaşmak istiyorum.

Bu eteğimi geçen sene İstanbul da emin önünden almıştım bakınız altta resimde de tam net olmasa da görüyorsunuz...

tokideki sesin eteği değerlendirme çalışması

Eteğimi ilk başta rengi (resimde tam belli değil ama koyu bordo) çok hoşuma gittiği için almıştım ama topu topu iki kez giydim daha sonrasından boyu gözüme sanki biraz kısa gibi gözüktü... O sebepten bende eteğimi buradaki etekte yaptığım gibi başka bir şeye dönüştürmek istedim :) ama bu sefer aynı şey değilde daha farklı bir şey olsun istedim...

O sebepten bende önce eteğimin dikiş yerlerini makas ile keserek bol kesim bir tunik yaptım hatta bunu Bursa gezimde de giydim buradan hatırlarsınız.

Bakınız altta şuan ki hali gözüküyor... Böylelikle bir etek daha değişime uğrayıp başka şey olarak kullanılmaya başlandı :)

tokideki sesin eteği değerlendirme çalışması

Bu yaz sürekli kullandığım efil efil bir tunik oldu, o sebepten çok hoşuma gitti :) İyi ki de değiştirmişim de bir eteği atmaktan kurtulup, başka şeye dönüştürerek kullanabiliyorum diye çok mutlu oluyorum :) 

Böylelikle bir değerlendirme vede kendi tasarımım olan bir şeyi gönül rahatlığı ile sık sık giyiyorum... :)

Hoşça kalın.

1 Ekim 2013 Salı

FIRINDA PATATES DİLİMLERİ, SOFRAM İLE BİRLİKTE....

Merhaba sevgili okurlar, cumartesi günü hazırladığım masa vede fırında patates dilimlerinin tarifini sizler ile paylaşacağım....

tokideki sesin fırında patates dilimleri

Sofram yukarıda... Masa küçük olduğu için tüm yemekleri masaya koyup göz yoran sofralardan hoşlanmıyorum... O sebepten sizlere paylaşacağım patates dilimli kısmının resmini çektim... 

Bizim evde patatesin her türlüsü çok sevilir ama kızartması bir başka çok sevilir özellikle çocuklar bayılır :) Bende arada değişiklik olsun diyerek et yemeklerinin yanına tavada değilde fırında kızartarak patates dilimleri hazırlarım.

Yapımı çok basit, patatesleri soyduktan sonra elma diliminden biraz daha ince olacak şekilde uzun uzun dilimliyorum daha sonra yıkayıp, pişireceğim borcamın içine koyuyorum daha sonra içine sıvı yağ vede tercih ettiğiniz baharatları koyup bir güzel karıştırıyorum...

tokideki sesin fırında patates dilimleri

Ben baharat olarak kırmızı biber, karabiber, nane vede kekik koydum. Vee tabikide olmazsa olmaz olan tuz... Tüm bu işlemleri yaptıktan sonra Önceden ısıtılmış fırına pişmesi için koyuyoruz...

Patatesler fırında piştikten sonra çıkartıyoruz aşağıdaki resimde de gördüğünüz gibi oluyor.

tokideki sesin fırında patates dilimleri

Biraz bu şekilde tezgahın üzerinde dinlendikten sonra servis tabağına alarak istediğiniz şekilde sunum yapıp servis yapabilirsiniz. Bizimkiler genellikle ketçaplı sevdikleri için ben ketçaplı olarak servis yaptım...

tokideki sesin fırında patates dilimleri

Veee fırından patates dilimleriniz hazır... Sizlere vede sevdiklerinize afiyet olsun.... Allah tüm insanların sofrasından neşe vede ağız tadlılığını eksik etmesin. Çünkü bir sofrayı güzel yapan o sofrada olan yemeklerden çok o yemeklerin kimler ile yendiğidir....

Hoşça kalın.