30 Temmuz 2013 Salı

Baba Köftesi

Merhaba kızlar, bu mübarek aylarının geri sayımı başladığı için içimde bir burukluk ama diğer taraftan ise bayramda memleket özlemim bitip ailem ile birlikte olacağım için ise bir sevinç duygusu yaşamaktayım...

baba köftesi

Bugün evde geçirdiğimiz geçen pazardan notlar yazmak istiyorum :) Pazar günü geç saatlerde kalkıldı, daha sonra ise kocişko araba bakım işlerini yaptırmak için çocuklar ile birlikte evden çıktı bende o fırsattan istifa kafamı dinledim daha sonra ise bol bol kitap okudum... Bizimkiler eve geldiğinde kocişkonun yüzünde bir halsizlik, yorgunluk var daha iftara 5 saat olduğu halde akşama ne yemeği yapacağımı merak etti :) Bende köfte yapacağımı söyleyince bizimki 'Tamam o zaman köfteyi ben yapacağım diğerlerini sen yap köfteyi bana bırak' dedi... Eee benim canıma minnet hemen kabul ettim :) çorba salata ve pilavı yapıp ben çıktım... Sonra bizimki mutfağa girdi arada bir göz ucu ile bakıyorum ne yapıyor nasıl yapıyor diye :) Ama ona hiç çaktırmıyorum sanki hiç bakmıyormuş gibi davranıyorum  ha ha haa....bizimki resmen köftenin iç malzemesine buzdolabında ne buldu ise koydu... Bir ara elinde kahvaltılık çemen kutusundan bir kaşık ile alıp koyduğu sonra ise haşlanmış patates vede domatesleri blendirden geçirdiğin gördüm onun o hallerin gördükçe  ortaya nasıl bir şey çıkacak diye merak edip bir yandan da iyi bari salata ve pilavı ben yaptım da aç kalırsak onu yeriz diye içimden geçiriyordum :))
Ne buldu ise içine koydu köftesinin( ben o köfteye o ismi koydum ^ .^) harcını bir güzel yoğurdu sonra buzdolabına koyarak biraz dinlendirdi...  İftara yarım saat kala ben sofrayı kurmaya başladığımda oda yaptığı köfteleri kızartıyordu. Etrafa öyle güzel kokular yayıldı ki resmen ağzım suyu aktı, oruç olmasam sıcak mıcak demeyeceğim hemen alıp ağzıma bir tane atacağım o derece merak ediyorum :) 'Ama şurada kaç dakika kaldı ki bu kadar dayandın biraz daha dayan' diye kendimi tuttum.. Ama hazır koçişkoyu pür dikkat köfteleri kızartırken görmüşüm durur muyum onun bu halini çekmesem çatlarım diyerek hemen odaya koşup fotoğraf makinesini kapıp gelip ondan habersiz ansızım onun o halini çektim ki bir anı olarak kalsın diye :) Eee bizimkinin bu tür hareketleri normalde pek olmaz bırakın yemek hazırlamayı mutfağa gidip çay demlemeyi bile doğru düzgün beceremezdi yada beni o şekilde kandırıyormuş demek ki ) Pazar günü gördük ki istese çokta güzel yemek hazırlayabiliyor... Buradan kocişkoyaya duyurulur bu köftenin devamını ben ve çocuklar İSTİYORUZZZ lütfen lütfen lütfennn... :)


Akşam ezanlar okuduktan sonra orucumu açar açmaz çorba dahi içmeden hemen köfteden bir tane aldım,  alır almaz ağzıma öyle bir lezzet geldi ki tarifini anlatamam ığmmm ımm resmen ba-yıl-dım :) ben bu zaman kadar bunu neden mutfağa sokmamışım ki Yok yok arada mutfağa girip bir şeyler yaptıracağım isteyerek yada zorla :)) ( zorba blogger)

Gece ise, ben sabah evden dışarı hiç çıkamadığım için hep birlikte kendimizi dışarı attık. biraz dolaştık daha sonra ise dondurma yedik... Bu arada bu duruma en çok sevinen ise çocuklar oldu benim dondurma koliklerim dondurmaya yumulmuş halleri :)

tokideki sesin pazar anısı

Buda benim dondurmam :)
tokideki sesin pazar anısı

Bir pazarı da bu şekilde geçirmiş olduk :)

Hoşça kalın.

28 Temmuz 2013 Pazar

OĞLUMUN YANAĞININ MORARMASI :(

Evet başlıktan da anlayacağınız üzere Küçük oğluşum Efe'nin yanağı morardı... :(

Efe'yi kendi başına değilde abisi ile birlikte yatırıyorum böylece korkmuyorlar üstelik uyurken de birlikte konuşarak uyuyup kalıyorlar... Onların o hali benim çok hoşuma gidiyor hatta arada yanlarına gelip onlar uyuyana kadar yanlarında kitap okur ve onları izlerim. Bazen öyle eğlenceli şekilde mülakatları oluyor ki sormayın. :)

O gün yine aynı şekilde Emir bana 'anne sende biz uyuyana kadar yanımızda kal' dedi.
bende 'tamama oğlum şimdi kitabımı alıp geliyorum sizin yanınızda bende kitap okurum ama sizde gözlerinizi yumunda uyuyun tamam mı?' dedim. İkisi de bir ağızdan kıkır taşarak 'tamam' dediler...

Ben kitabımı alıp gelip onların karşısındaki koltuğa oturdum ve kitap okuyorum onlar bir müddet abi kardeş konuştular daha sonra önce Emir daha sonra ise Efe uyudu kaldı.... Tabiki her zaman ki gibi üstleri açık şekilde :) pikeyi üzerlerine örtüp gece lambasını yakıp yanlarından ayrıldım...

Yine her zaman ki gibi sahura kalktık, sahurumuzu yaptık, sabah namazını kıldık... Ben mutfak tarafında tabakları bulaşık makinesine yerleştirirken Efe den bir sayıklama sesi geldi. Ama ne dediği anlaşılmadı sonrada küt diye ses geldi hemen koştuk yanına, yanına gittiğimizde yataktan düşmüş yüz üstü şekilde yatarak ağlıyordu... Kucağıma aldım su filan içirdik yanağındaki kızarıklığa buz gezdirdim... Bir müddet ağladıktan sonra sakinleşti ve tekrar yattı... Ama yanağındaki kızarıklıktan anlamıştık sabaha moraracağını :( Çünkü kuzucuğumun teni çok hassas en ufak şeylerde hemen kızarıp morarıyor bu özelliği bana çekmiş...

tokideki sesin fotoğrafları

Ertesi gün sabah uyandığımızda ise yanağı bu şekilde idi :( Tek tesellim dokunuyorum acaba acıyor mu diye oğluma sorduğumda 'yok anne acımıyor' demesi beni bir nebze olsun ferahlatıyor en azından acı hissetmiyor diye...

Efeciğimin başına bu şekilde bir kazada geldi... Allahdan dileğim daha büyük kazalar başına gelmemesi...

Bizdeki durumlar şimdilik bu şekilde okuyan arkadaşlar sizlerinde başınızı ağrıttım kusura bakmayın der ve ben kaçarım...

Hoşça kalın.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

ÇOCUKLAR İLE BİRLİKTE İZLEDİĞİM FİLMLER 2

Çocuklar ile birlikte izlediğim filmleri paylaşmayalı bayağı zaman olmuş... Şimdi baktım da bir sürü  film birikmiş ama ben size bugünlük dört film paylaşmak istiyorum. Diğerlerini ilerleyen günlerde paylaşırım... İsterseniz direk olarak filmlere geçelim.

tokideki sesin çocuklari ile birlikte izlediği filmler

pek balığı ve volkan kızın maceraları, bu filmi iki kez izledik... Emir'e bu filmi şimdi hatırlatsam emin ki yine izlemek ister :) o derece çok seviyor... Bu filmde aksiyon, macera, komedi vede hayal gücü çok hakim olan bir film, özellikle sahnelerde ki bilinmeyen hayali yaratıklar ile olan savaşta çocuklar pür dikkat heyecanlı şekilde izliyorlar... Filmin sonunda ise rüyasından uyanan çocuk tekrar okuluna dönüyor, köpek balığı vede volkan kızda arkadaş oluyor... Yani filmin sonu mutlu bitiyor. Ben bu filmi ilk başlarda çocuklara izlettim çünkü filmde hayal kurmayı öğretiyor güzel hayaller kurarsan iyi olur kötü hayaller kurarsan kötü olur mesajını veriyor.

tokideki sesin çocuklari ile birlikte izlediği filmler



Yıldız tozu, aslında bu filmi birazda benim için izledik :) benim ufaklıkları pek sarmadı ama benimkiler özellikle Emir benim ile birlikte film izlemekten çok zevk aldığı için izledi... film Efsane yazar Neil Gaiman'ın aynı adlı romanından uyarlanan Yıldız Tozu, küçük bir köyde başlayıp sihirli bir dünyada devam eden büyüklere yönelik bir peri masalı. :) Özellikle filmde fantastik, romantik sahneler var. Viktorya döneminde, adını kendini Perili Ülke ile ayıran duvardan alan Duvar Köyü'nde yaşayan genç Tristran, köyün en güzel kızı Victoria'a aşık olur. Victoria'nın kalbini kazanmak için ona gökyüzünde kaydığını gördükleri bir yıldızı bulup getireceğinin sözünü verir. Bu yemin uğruna duvarın öte yanına, gizemli ve yasak diyarlara adım atar. Film bu şekilde başlar ama ilerleyen zamanlarda ise kayan yıldızı getirirken karşılaştıkları zorluklar vede o esnada yıldız ile Tristran'ın birbirlerine aşık olurlar... İsterseniz daha fazla anlatmayayım izleyin görün... Bence çok güzel bir film buda aynı şekilde macera, romantik komedi, aksiyon vede fantastik tarzda bir film.

tokideki sesin çocuklari ile birlikte izlediği filmler

Canavar ev, bu filmde geçen konu ise şu şekilde..Çocuklukla ergenlik arasındaki o rahatsız döneme sıkışıp kalmış on iki yaşındaki DJ Walters’ın çok boş vakti vardır. Bu yüzden de, caddenin karşısındaki ihtiyar Nebbercracker’ın evinde bir tuhaflık olduğunu kafasına takmıştır. Köhne evin bahçesinde sürekli bir şeyler kaybolmaktadır: Basket topları, bisikletler, oyuncaklar ve evcil hayvanlar. Ayıca, Bayan Nebbercracker’a ne olduğunu da merak etmemek mümkün değildir. DJ ile samimi arkadaşı Chowder, oynadıkları basket topu yaşlı adamın bahçesine kaçıp, gizemli bir şekilde evin içine çekilince, harabe eve bir gezi yapmak zorunda kalırlar. Vee bu gezi sonucunda evde ölen bayan Nebbercracker'in aslında öldüğünü ama ruhunun bu evde yaşadığını anlaşılır... Çok aksiyonlu sahneleri olan bir filmde çocuklar o evden nasıl kurtulacaklar isterseniz anlatmayayım izleyin de görün. :) Filmiz türü ise animasyon tarzında komedi filmidir.

tokideki sesin çocuklari ile birlikte izlediği filmler

Çılgın dostlar, evett yine bizimkilerin en az iki defa izledikleri bir başka film :) bu filmde bir animasyon filmi, bu animasyonda mutlu ve evcilleşmiş bir boz ayı olan Boog, dünyaya geldiğinden beri parkın koruyucusu olan Beth’in yanında yaşamıştır. Uzun yıllar önce bir gün Beth onu zor bir anda kurtarmış, sonra da yanına almıştır. Boog ise hep huzurlu ve güvenli bir hayata sahip olmuştur. Dahası herkes tarafında da çok sevilmektedir. Ancak bir gün Elliot adında son derece deli dolu bir geyik ile tanışır. Öyle ki o vakte kadar sakin bir düzende yaşamış olan Boog, yeni arkadaşının etkisi ile gece alemlerine akar. Yalnız keyif ve heyecan dolu gibi görünen gecenin sonu beklenmedik süprizler ile gelecek... Filmde başta da dediğim gibi animasyon filmi ayrıca komedi vede aksiyonun çok olduğu eğlenceli bir film... Bizimkiler özellikle bu filmi izlerken sürekli kahkahalar eşliğinde izlediler. Bence çocuklar ile birlikte izlenebilecek çok eğlenceli bir film.

Hoşça kalın.

26 Temmuz 2013 Cuma

PARMAK ARASI TERLİK SÜSLEME

Hayırlı cumalar bloggerler, Allah'ın rahmeti, bereketi ve selamı üzerinize olsun....

Ben bugün sizlere değerlendirme, dıy, yenileme ve tabiki kocişkonun tabiri ile delilik, çılgınlık çalışmalarımdan birini daha paylaşmak istiyorum :)

Her ne kadar kocişko benim böyle şeylerle uğraşmamı bazen abartılı olarak görüp 'çılgın kız büyü artık böyle şeyler ile uğraşıp durma' dese de ben yine yapmadan duramıyorum... Buradan kocişkoya sesleniyorum, (çünkü biliyorum ki arada oda bloğuma girip benim yazdıklarımı okuyor) 'ama canım bunlarda benim hobilerim bir şeyler yapmak uğraşmak bana iyi geliyor lütfen bunu anla artık :('

Evet koçişkoya ufakta olsa bir sitemden sonra kaldığımız yerden devam edelim... Ne demiştim, bir sürü adı olan yeni bir yenileme çalışması paylaşacağım demiştim... İşte o yenileme çalışmalarımdan bir başka çalışma olan parmak arası terlik süsleme....

tokideki sesin terlik süslemesi

Bu şekilde düz sade olan bir terliğe ufakta olsa bir şey ekleyerek sadelikten kurtarmak istedim...

Veee beyaz dantel ipi ile halkaları örerek terliğime ekledim...


tokideki sesin terlik süslemesi
Nasıl olmuş mu kızlar, sizce hoş olmamış mı? eski halinden daha güzel değil mi? Fikirlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim...

Şimdi de size ayağımdaki halinin resmini koyuyorum birde bu şekilde bakın nasıl olduğuna...

tokideki sesin terlik süslemesi

Hoşça kalın.





24 Temmuz 2013 Çarşamba

HAZIRLADIĞIM HEDİYELER...

 Senede ancak bir kez gidebildiğim memleketime Allah kısmet ederse arife günü gitmek üzere yola çıkacağız... Eee sizinde tahmin edeceğiniz üzere içimdeki heyecan gün geçtikçe, günler yaklaştıkça artmakta :) Şimdiden hediye paketleri hazırlamaya koyuldum bile... Şimdilik hazırladığım iki paketi paylaşmak istiyorum... Diğer paketleri hazırladıkça fırsatım olursa paylaşırım. Bu iki paket minik bebekler için hazırlanmış pakettir...

TOKİDEKİ SESİN HEDİYE PAKETLERİ

İsterseniz içindekilerine hep birlikte bakalım, bakalım neler çıkacak :)

TOKİDEKİ SESİN HEDİYE PAKETLERİ

Yeşil olanların içindekiler... İkiz yeğenlerim oldu biri kız biri erkek onlar için hazırladığım ciciler...

TOKİDEKİ SESİN HEDİYE PAKETLERİ

Şapkanın yakından gözüküşü, eminim ki minik kızımıza çok yakışacak :)

Şimdi de pembeli vede mavili olan kutunun içindekiler... Bunlarda teyze kızı olan Fatma'nın bebeği için hazırladıklarım.

TOKİDEKİ SESİN HEDİYE PAKETLERİ

Benim hazırladığım hediyeler şimdilik bunlar başta da dediğim gibi diğerlerini daha hazırlamadım hazırlayınca paylaşırım...

Hoşça kalın.

23 Temmuz 2013 Salı

SÜTLAÇ TARİFİM

Sitemizin bir sütçüsü olduğunu buradan bahsetmiştim... İşte o sütçüden arada süt alıp sütlacımı vede yoğurdumu yapıyorum.

Şimdi de size yaptığım o sütlaçlardan birinin resmini çektim ki tarifini sizler ile paylaşayım :) Sütlaç benim çocukluk tatlımdır... Rahmetli annem eskiden köyde yaşarken ineğimizden sütü sağar sonra bir sobada pişirir... Pişen süt ile yoğurt, peynir, tereyağı vede bize sütlaçlar yapardı... Bizde büyük bir zevkle vede iştahla yerdik...  Mekanı nur olsun... ( arkadaşlar lütfen annem için bir fatiha okur musunuz?)

tokideki sesin sütlaç tarifi
Şimdi bende çocuklarım için yapıyorum her ne kadar inekten sağıp sobada pişirerek yapmadığım için annemin ki kadar lezzetli olmuyor ama... Etraftan yiyenler vede özellikle çocuklarım yerken ' anneciğim yine çok güzel olmuş' diye öyle iştahlı yiyorlar ki onları izlemek bana yetiyor zaten :)

İsterseniz şimdi sözü fazla uzatmadan defalarca kez denemiş vede sonuçtan hep memnun kalınmış sütlaç tarifini vereyim de denediğinizde pişman olmayın...

Sütlaç malzemeleri


  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı su
  • Yarım su bardağı şeker ( Şekeri yaparken tadına bakın eğer ki çok şekerli seviyorsanız ilave edebilirsiniz, sizin damak tadına kalmış.)
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 2 tatlı kaşığı pirinç unu
  • Üzeri için tarçın

tokideki sesin sütlaç tarifi

Sütlaç nasıl yapılır?

1 çay bardağı pirinci yıkayın. Tencereye 1 su bardağı suyu ve pirinçleri koyup altını yakın.Pirinçler suyu çekene kadar pişirin. 1 litre sütü ekleyin. Kaynayana kadar ara sıra karıştırın. Bir kasede pirinç ununa su ekleyerek iyice ezin. Tencerede kaynamakta olan sütten 5-6 kaşık alıp kaseye ekleyin. Daha sonra su ile incelttiğiniz pirinç ununu da tencereye ekleyerek, 10 dakika kadar arada karıştırarak pişirin. Sonra yarım su bardağı toz şekeri ilave edip karıştırın ve 1-2 taşım kaynatın. Sonra ocağın altını kapatıp pişen sütlacı bir kepçe ile kaselere paylaştırıp, soğumasını bekleyin. Sütlaçlar soğuyunca üzerlerine tarçın serpip servis yapın. Sütlacınız hazır... Afiyet olsun...

tokideki sesin sütlaç tarifi

Hoşça kalın.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

BİR HİNT FİLMİ (Benim Adım Khan)

Dünkü postumda da söylediğim gibi cumartesi günü ailecek yemek yedikten sonra biz gençler netten hep birlikte film izledik... Film bir Hint filmi idi ama olaylar Amerika da gelişiyor. Ben normalde hint filmlerin pek sevmezdim hatta onların o dansları bana hep sıkıcı gelirdi. Ama bu filmi izledikten sonra fikrim değişti. Bundan sonra Hint filmlerine karşı ön yargılı olmayacağım onlara da şans vereceğim...

tokideki sesin izlediği filmler

Bu film 210 senesinde vizyona girmiş bir Hint filmidir. Filmde hasta bir adamın , tüm dünyada olan Terör, Savaş, Nefret ve Düşmanlığa karşı yaptığı savaşı anlatıyor.Benim adım Khan filmi aynı zamanda İslam'ıda ele alıyor. İslam'ı ve dünyanın İslam'a bakış açısını ele alıyor. İslam dinin ne kadar kardeşçil vede sağduyulu bir din olduğunu vurguluyor. 

tokideki sesin izlediği filmler

İsterseniz izlemeyenler için ufaktan da olsa filmin konusu hakkında bilgi vereyim; Filmde Rızvan Khan küçüklüğünü annesiyle ıssız bir yerde geçiren bir müslümandır. Annesi öldükten sonra Amerika'ya küçük kardeşinin yanına gider. Orada tanıştığı ve aşık olduğu Mandira adında dul ve Hindu bir kadın ile evlenir. Rızvan Khan aynı zamanda da Asperger sendromu hastasıdır. Bu hastalık Otizm rahatsızlığının bir çeşididir ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. 11 Eylül saldırılarından sonra Mandira'nın oğlu faşist kesimler tarafından döverek öldürülür. Öldürülme sebebi annesi evlendikten sonra Khan soyadını almış olmalarıdır. Bunun üzerine Mandira Rizvan'i terk eder. Rizvan ne zaman geri gelebileceğini sorunca, Mandira ona Amerika Birleşik Devletleri başkanına gidip, adının Khan olduğunu ama bir terörist olmadığını açıklamasını ve ondan sonra geri gelmesini söyler. Rizvan hastalığı dolayısıyla bunu ciddiye alır ve yolculuğuna başlar. Başkan ile buluşmadan geri dönmeyecektir ve ona diyecektir ki: "Sayın Başkan, benim adım Khan ve ben bir terörist değilim'' Film bu şekilde gelişiyor... Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim çok duygusal vede güzel sahneleri de var, hatta arada insan ''vay be!... Helal olsun adama hasta hali ile kendi hayatını kurdu'' diye gurur duyduğun anlar vede Müslümanlığı güzel şekilde vurguladığı için ise mutlu olduğu anlar oluyor...:)

Hoşça kalın.

21 Temmuz 2013 Pazar

KAYIN VALİDEMİN DAVETİ...

Dün kayın validemde davetli idik... Kız kardeşini vede bizi davet etmişti. Eşim cumartesi günü yarım gün çalıştığı için biz erken gittik güya ben yardım edecektim... Edecektim diyorum çünkü biz gittiğimizde tüm yemekleri yapmış sadece pilav vede salata kalmıştı. Yazık öyle çok şeyler yapmış ki tatlıyı dahi bir tane yapmak kesmemiş 3 çeşit tatlı yapmış. İyi hoştu ama üçü de sütlü tatlı idi. O sebepten birini yiyenler diğerlerini yiyemedi...:)

TOKİDEKİ SESİN RESMİ

Yazık kadıncağız biz geleceğiz diye o kadar uğraşmış vede yorulmuş, bizde o sebepten onu oturtuk sofrayı vede bulaşıkları teyzem ile birlikte hallettik... Benim Emir onu çok sevdiği için onu öyle otururken ' babaanne senin fotoğrafını çekeyim' diyerek  çektiği resim. Bu arada oğluşuma bir maşallah diyelim lütfen.

İftar sofraları bu şekilde sevdiğin kişiler ile birlikte kalabalık şekilde yapıldığında daha bir eğlenceli oluyor... Hıı birde o günlerde insan biraz daha mı fazla yiyor acaba?.. Yoksa bana mı öyle geldi?... Çünkü kayın validem ne zaman bize bir şeyler hazırlayıp çağırırsa yaptıklarının hepsini bize yedirmek için uğraşır :) ' Hani ne yediniz, o tabaktaki bitecek, oo senin neren kilolu, ye ye can boğazdan gelir' gibi sözler söyleyerek yedirmek için elinden geleni yapar :))

TOKİDEKİ SESİN RESMİ

Üstteki fotoyu da yemekler yenip, çaylar içildikten sonra koyu bir muhabbete koyulduğumuz andan bir kare... Biz bu şekilde sahur vaktine kadar güzel sohbetler eşliğinde oturarak geçirdik hımm birde hep birlikte çok güzel bir Hind filmi izledik onunla ilgilide ayrı bir post hazırlamak istiyorum. Çünkü film gerçekten de çok güzeldi.

Hoşça kalın.

20 Temmuz 2013 Cumartesi

EV YAPIMI BUZZ GİBİ LİMONATA

Mutlu hafta sonları, arkadaşlar oruçla aranız nasıl artık iyice alıştınız mı? Beni sorarsanız artık gayet rahat şekilde tutuyorum ilk zamanlara nazaran daha iyiyim.... Ama lakin son günlerde havanın serin gitmesi yüzünden fazla susamadığım için gece sahurda fazla su içmemiş olacam ki bugün susadım :(  

Bugün sizlere dün yaptığım ev yapımı limonata tarifimi vermek istiyorum... Herşeyin hazırın tüketen bir toplumuz ama kendi yaptığın gibi olmuyor özellikle bu yaz akşamlarında içinde ne olduğunu vede nasıl yapıldığını bildiğin bir limonatayı çocuklarına vede ailene gönül rahatlığı ile servis yaparak içirebilirsiniz....

tokideki sesin limonata tarifi

İsterseniz daha fazla uzatmadan tarifi vereyim ki yapmak isteyenler yapabilsin...

Ev yapımı limonata malzemeleri


  • 5 adet limon
  • Taze nane yaprakları
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 10 su bardağı sıcak su

Ev yapımı limonata nasıl yapılır?

Limonları önce suda bir güzel yıkayın daha sonra ise, rendenin ince kısmı ile limon kabuklarını beyaz kısmına kadar rendeleyin. Daha sonra taze nane yapraklarını bir havanda dövün, onuda limon kabukları rendesinin içine atarak şeker ile birlikte bir güzel ovun. Sonra kabuğunu rendelediğiniz limonları bir sıkacak ile suyunu sıkın ama dikkat edinde içine çekirdek kaçmasın. Limonları sıktıktan sonra cam kavanoza önce limon kabuğu, nane vede şekeri birlikte ovduğunuz karışımı kavanoza koyun sonra onun üstüne sıktığınız limon suyunu ve son olarak ise 10 su bardağı kaynar suyu da ilave ederek bir güzel karıştırın. Özellikle şekerler eriyene kadar karıştırma işlemine devam edin. İyice şekerler eriyene kadar karıştırdıktan sonra kapağını kapatarak buz dolabına kaldırın en az 2.5 saat buzdolabında beklettikten sonra çıkarın bir süzgeç ile sürahiyeye limonatanızı süzün...

Vee sonuç olarak çok lezzetli vede tamamen doğal olan buzz gibi ev yapımı limonataya sahip olmuş olacaksınız... :)

tokideki sesin limonata tarifi

Yapacak olanlara önce kolay gelsin daha sonra ise afiyet olsun. 

Hoşça kalın...

18 Temmuz 2013 Perşembe

EHL-İ BEYT İMAMLARI KİTABI

Yazar: Siraceddin Önlüer 

Sayfa Sayısı: 108

Baskı Yılı: 2011

Yayınevi: Semerkand 



tokideki sesin okuduğu kitap


Bu kitabı aslında bitireli 1 haftayı geçti ama bir türlü sizlerle paylaşma fırsatım olmadı o sebepten ancak bu zamana kaldı... Kitabın adından da anlaşılacağı üzere kitapta ehl-i beyt imamlarından( yani peygamberimizin soyundan olan Hasan ile Hüseyininin oğulluları vede torunlarından olan kişilerden)bahsediyor... Ehl-i beyt imamlarından ilk olarak Hz. Ali den başlayarak Şah-ı Nakşibent(k.s) ye kadar olan imamlarını tek tek ele alıyor. Kitap da bu zatların doğduğu yer,  anne ve babalarının kim olduğundan daha sonra ise, ilimlerinden neyi çok iyi bildiklerinden ve son olarak ise kerametleri ve ölüm nedenlerine kadar bütün konuları kapsıyor hatta arada o mübarek ehl-i beytlerin hayatlarındaki yaşadıkları bazı enteresan anılarından da bahsediyor.


tokideki sesin okuduğu kitap


Kitabın arka kapağında yazan ise; Ehl-i beyt dediğimiz seyyideler ve şerifler tarih boyunca ehl-i sünnete bağlıu olan mezheplerin ve tarikatların yayılmasına hizmet etmişlerdir.

Bu zatlar içerisinde öyleleri vardır ki, tesirleri bütün ümmet üzerinde etkili olmuş, getirdikleri usuller sistemleşmiştir.

Topluma manevi önderlikleri sebebiyle, Peygamberimiz'in (s.a.v) izindeki bu büyüklere "imam" denilmiştir.

Hoşça kalın...

16 Temmuz 2013 Salı

KARMA KARIŞIK BİR POST :)

Merhaba arkadaşlar bu aralar burayı boşladım farkındayım ama bu mübarek ayı en doğru şekilde idrak edip geçirebilmek vede Kur'an-ı Kerim hatim yapmak için uğraşıyorum... Birde tabi ki büyük çoğunluğunuzun da yaptığı gibi sürekli iftar hazırlıkları içindeyim akşam için bir şeyler hazırlıyorum. Ama sanki yetmeyecekmiş gibi gözüm doymuyor şunu da yapayım bunu da yapayım derken büyük bir zamanım mutfakta yemek yapmak ile geçiyor :)

Bu gün sizlere fotoğraf makinemde olan resimlerden oluşan karmakarışık bir post hazırladım... Umarım okurken sıkılmazsınız :)

İlk olarak bir kombin postu ile başlamak istiyorum. Bu fotoğraf geçen seneden kalma sanırım, paylaşmayı unutmuşum o sebepten bugün onuda paylaşmak istedim...Bu resim Haymana kaplıcalarına gittiğimiz günlerde bir akrabaların balkonundan çay keyfi yapılırken andan...

tokideki sesden karma karışık

Bu arada oturuşuma bakarmısınız ne kadar yanlış oturmuşum bu şekilde oturmaya devam edersem kambur olmam kaçınılmaz olacak... Oturuşu mu düzenlemem gerek :(

Mehtap'ın rengi bloğunun düzenlediği çekilişi ben kazanmıştım :) Evet arada da olsa şans bana da gülüyor... Arkadaşımın hediye ettiği bu güzel kitap elime ulaştı... 

tokideki sesden karma karışık

Bu kitabı arkadaşım post hazırlayarak bizimle paylaşmıştı ilk olarak o zaman görmüştüm ve çok hoşuma gitmişti okumak istemiştim demek ki çok gönülden istemiş olacamki arkadaşımız çekiliş düzenleyip bu kitabı hediye edeceğini belirtti vee bende o çekilişe katılıp kazanan kişi oldum :) ve bu güzel kitaba sahip oldum :) şimdiden okumaya başladım bile 30. sayfadayım. Bitirince kitap hakkındaki bilgimi sizlerle paylaşırım... Hımm bu arada arkadaşıma zaten teşekkür etmiştim ama buradan bir kez daha çok çokk teşekkür ediyorum, kitabını çok beğendim :)

Değerlendirme çalışmalarına ise arada ufak tefekte olsa yapmaktayım... Bakınız bu reklam çantasını bu şekilde elimin altında olan malzemeler ile süsledim... Bir yere hediye götürürken kullanılmak üzere kaldırıldı. :)

tokideki sesden karma karışık


Dün ikindi vede akşam üzeri burada yağmur yağdı... Çok güzeldi etrafı o kadar güzel toprak kokusu kapladı ki oruç oruç çook iyi geldi, kokuyu içime çeke çeke öldüm :) Ben yağmuru özellikle de yaz yağmurlarını çok seviyorum... Bakınız yağmur yağarken camdan çektiğim resimlerden iki kare...

tokideki sesden karma karışık

Bakarmısınız toprak suya nasıl susamış olacak ki yağmuru nasıl emmiş...

tokideki sesden karma karışık

Şimdi de size mama resimleri geliyor, aç olanlar bu kısmı okumadan geçebilir...:) Zamanım büyük çoğunluğunun mutfakta geçtiğini söylemiştim ya işte o anlardan bir zamanda evde ilk defa yaptığım lahmacun denemelerimden :) Evet kabul ediyorum biraz kalın olmuş ama tadı gayet güzeldi... Artık bir dahasına biraz daha ince açmaya çalışacağım.

tokideki sesden karma karışık

Şimdi de kocişin evlilik yıl dönümünü unutmasını affettirmek için eve gelirken getirdiği baklavalardan :) Yanında dondurmada vardı ama onun resmini çekmeyi unutmuşum... Eee tabi ki bu şekilde kurtulamaz gerçi bunu kendide biliyor ama en azından şimdilik gönlümü aldı :)

tokideki sesden karma karışık

Bizden havadisler şimdilik bu şekilde aslında daha sizlerle paylaşmam gereken çok mama postu var ama şu aralar biraz üşengeçlik yüzünden sürekli erteliyorum... Bu arada bu yemek bloggerlerini bir kez daha tebrik ediyorum gerçekten de tarif postu hazırlamak hiç de sanıldığı kadar kolay değilmiş...

Hoşça kalın...

12 Temmuz 2013 Cuma

BAYAT EKMEKLİ PİZZA

Merhaba arkadaşlar, oruçla aranız nasıl?.. Biz bugün sahura kalkamadık :(( Evet aynen öyle sahursuz oruç tutuyoruz... İşin tuhaf yanı ise 1235989 kere alarm kurmamıza rağmen uyanamamamız... sen o kadar alarm kur alarmlar çalsın hiç birini duyma ama sabah ezanı okunur(ken)  ezan sesine uyan... Allah'dan ezan sesini duyup kalktıkta en azından ezan okunurken suyumuzu içtik... Yoksa birde su içmeseydik halimiz gerçekten de harap olurdu... :) 

Evetttt şimdi sadete geçelim :) bugün sizlere bayat ekmekleri değerlendirme çalışmalarıma bir yenisini daha eklemek istiyorum... Bu tarifimi özelikle şimdi eklemek istedim. Çünkü bu sıralar evde bayat ekmekler daha fazla oluyor... En azından bizdeki durum öyle... Nedeni ise insan aç olduğu için sanki doymayacakmış gibi her gün iki tane aldığı ekmeği 3-4 arası alıyor. Ama ne yazık ki akşam eve gelirken getirilen bir pide hiç hesaba katılmaz :) Eeee o zaman pide vede onca hazırlanmış yemekleri yemekten ekmeği yemeye ne mide nede zaman kalır...Bu sebepten evde ekmeğin bayatlaması kaçınılmaz olur. 

tokideki sesin bayat ekmekli pizza tarifi

Bende onun için size tamda o bayatlamış ekmeklerinizi kullanarak yapacağınız çok güzel bir tarif vereceğim... Bu tarif de diğerleri gibi denemiş vede sonuçtan çok memnun kalınmış bir tariftir... isterseniz daha fazla zaman kaybetmeden bayat ekmekli pizza tarifini vereyim...

Bayat ekmekli pizza malzemeleri


  • 1.5 adet bayat ekmek
  • 4 adet yumurta
  • Yarım çay bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı süt
  • Tuz

Sosu için ise:

  • 1 yemek kaşığı salça
  • 2 yemek kaşığı zeytin yağı
  • 1 tatlı kaşığı pul biberi

Üst malzemeleri:

  • 1 adet yeşil biber
  • 1 adet kırmızı biber
  • 1 adet domates
  • 6 adet mantar ( isteğe bağlı ben kullanmadım)
  • 8-10 dilim sucuk
  • 10-15 dilim sosis
  • 1 su bardağı kaşar peyniri rendesi
  • 1 tatlı kaşığı kuru nane
  • 1 tatlı kaşığı pul biber

Bayat ekmekli pizza nasıl yapılır?

Bayat ekmekleri robottan çok ince olacak şekilde geçirin. Daha sonra bir kaba alıp onun üzerine yumurtaları kırın, süt ve sıyıyağıda ilave ederek iyice yoğurun. Bakınız altta resimde de gördüğünüz gibi şekilde ele yapışmayacak kıvamda bir karışım elde etmiş olacaksınız.

tokideki sesin bayat ekmekli pizza tarifi

Daha sonra bu karışımı yağlanmış vede unlanmış bir tepsiye yayılır... Sulandırılmış salça, zeytin yağı ve pul biberinden oluşan sos, karışımın üzerine bir kaşık yardımıyla sürülür.

tokideki sesin bayat ekmekli pizza tarifi

Üzerine ise küçük küçük doğradığınız sucuk, sosis, domates, kırmızı vede yeşil biberler koyulur. Daha sonra ise nane vede pul biber serpilir. Önceden ısıtılmış 180 C derecedeki fırında pişirilir. Pişmesine yakın üzerine rendelenmiş kaşar peyniri serpilerek tekrar fırına verilir. Kaşar peyniri eriyinceye kadar pişirilir. Fırından çıkmış hali...

tokideki sesin bayat ekmekli pizza tarifi

Daha sonra ise dilimlenerek servis yapılır...

tokideki sesin bayat ekmekli pizza tarifi

Afiyet olsun... :) Böylelikle bayat ekmekleriniz yine çöpe atılmaktan kurtuldu... Ve sizde çocuklarınızın vede eşinizin kalbine zaten giriktiniz de şimdi de  mühürlenmiş oldunuz:)

Hoşça kalın...

10 Temmuz 2013 Çarşamba

BEKLEMEDİK BİR ANDA GELEN PAKET :)

Merhaba arkadaşlar, Ramazan ayınız nasıl geçiyor?.. Bu ay o kadar mübarek bir ay ki havası ve atmosferi diğer aylara nazaran çok güzel oluyor... Allah oruç tutan tüm Müslüman aleminin oruçlarını kabul eder inşallah.

Bugün 10 temmuz bizim evlilik yıl dönümüz... Bakınız bu postta daha net şekilde yazmıştım... Oradan bakabilirsiniz... Bu sefer evlilik yıl dönümü için, içimden bir şey yazmak gelmiyor. Nedeni ise oruç ayına geldiği için kocişin unutması...:(

Her neyse bende zaten fazla uzatmadım bize her gün evlilik yıl dönümü diyerek, nasıl olsa bu mübarek aydan sonra tatile gideceğimiz için o zaman kutlarız diye şimdilik erteledik...

Size asıl bu postu yazmakta ki maksadım bugün hiç beklemediğim bir paketle karşı karşıya kalmamdır... ikindi namazını kıldıktan sonra hafiften iftar hazırlığı için yemek hazırlamaya koyulduğum biranda kapının zili çaldı... Kapıyı açınca karşımda bir kargocu elinde bir paket ' Paketiniz var burayı imzalamanız lazım diye paketi elime, defteri ise önüme uzattı' :) Ben ise şaşkın, içimden nereden geldiğine dair tahminler yapıyorum:) Herneyse imzalanacak yeri imzalayıp paketi alıp kapıyı kapattıktan sonra içimden 'acaba kociş beni şaşırtmak için böyle bir yol mu seçti?' diye geçiriyorum... Sonra bir taraftan da ' yok yok kızım sen kocişini tanımıyormusun onun aklına böyle incelikler gelmez:)' diye geçiştiriyorum... Tabi bunları düşünürken paketin ön yüzüne kimden geldiğine bakmak hiç aklıma gelmiyor :) Eee şaşkınlık ve dalgınlığın böylesine ne denirse artık :))

Paketi açtıktan sonra tavsiye kanalının English home ile birlikte gönderdiği bu güzellikler karşıma çıktı...

tokideki sesin aldığı hediyeleri

Bir adet çok yumuşak vede en sevdiğim renklerden biri olan pudra pembesi renginde bir tane bambu el havlusu, bir tane yine çok güzel bir renk vede desene sahip tutaç ve ayrıca çok güzel kokusu olan body losyonu... Losyonu elime sürünce cildim hemen emdi ve ipeksi bir deri oluşturdu. Şimdilik güzele benziyor ama bu ürünü bundan sonra her banyo yaptıktan sonra vücuduma sürerek kullanacağım, ilerleyen zamanlarda memnun olup olmadığım hakkında bir post hazırlarım.

Hoşça kalın...

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Merhamet Duygusu

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere bir insanlık için ne kadar gerekli vede önemli olan bir duygu hakkında yazmak istiyorum...Evet, bu duygu başlıktan da anlayacağınız üzere merhamet duygusu, bu duyguyu özellikle Peygamberimizde fazlasıyla bulunmakta idi... Biz insanlarda bu merhamet duygusun gitmemesi için tamda ayına girdiğimiz bu günlerde oruç tutalım... Oruç bir insanın sabırlı olmasını öğreten en iyi yoldur. Sabırda insanda merhamet duygusunun gelişmesine yardımcı olur... Çünkü merhamet bir insanlık için çok önemli duygudur. Merhametin gittiği zaman onun yerini kin, öfke ve şiddet duygusu yer alır.

tokideki sesin merhamet hakkındaki yazısı

Şimdi bu merhamete duygusuna neden girdiğimi merak ettiğinizi biliyorum... Bu duygu hakkında yazmak istedim çünkü günümüzde insanlık öyle bir hal almış ki insanlar merhamet duygusundan yoksun şekilde yaşıyorlar...dün akşam eşimin sanal gazetelere göz atarken gördüğü bir haberi bana göstermesi ile okuduğum bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum...

Haber şu şekilde idi: Brezilya’nın Maranhao bölgesinde oynanan amatör maç sırasında oyuncuyu bıçaklayan hakem, kafası kesilerek öldürüldü.  Görünce gözlerime inanmadım... Aman Allah'ım bu nasıl insanlık dışı bir şey, bunu yapanlar insan mı? yoksa vahşi bir hayvan mı diye düşündüm. Ama sonra bir belgeselde izlediğim bir sahne aklıma geldi ve kendi kendime 'yok yok bu merhametsizliği bir hayvan hayvana dahi yapamaz' dedim... 

Çünkü o belgeselde aç dişi bir aslan bir ceylanı yakalıyor ve ceylanı parçalamaya başladığında avının hamile olduğunu görüyor. Önce şaşırıyor sonra yavruyu kurtarmaya çalışıyor. Fakat yavrunun öldüğünü görünce yavrunun yanına kendini atıyor... Belgeseli çeken kişilerin söylediğine göre bir müddet sonra dişi aslanın yanına gittiklerinde dişi aslanın da yavrunun yanında öldüğünü görmüşler.

Bakın size iki haberi de paylaştım şimdi siz söyleyin bu olayda hangi taraf merhametli, insanlar mı? yoksa adı üstünde vahşi olan dişi aslan mı?.... Gördüğünüz gibi insanlığın kaybettiği bu merhamet duygusunu evcil olmayan bir vahşi hayvanda dahi var...

Önümüz mübarek bir gün, 11 ayın Sultanı olan Ramazan'ı Şerif ayı bu ayda Allah bizlere, Müslümanlara vede tüm insanlığa sevgi, şefkat vede merhamet duygusunu yüklesin...Amin...

Diğer taraftan ise Mısırlı kardeşlerimizin bu mübarek ayda yaşadıkları darbe olayı bir başka insanlık ayıbı Allah'ım oradaki kardeşlerimizin mücadelesini azim, sebat ve nusret le mükafatlandır... Amin... Arkadaşlar dua edelim İnsanlardaki bu merhamet duygusunun gitmemesi içi ve ayrıca Müslüman kardeşlerimize uygulanan zulmün giderilmesi için bol bol dua edelim...

Hoşça kalın...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

ŞERİT POĞAÇA YAPTIM...

İyi akşamlar arkadaşlar, bugün sizlere özellikle çocukların çok seveceği bir lezzeti paylaşacağım... Ben bunu geçen hafta pikniğe giderken yapmıştım. Çünkü biz genellikle pikniğe gittiğimizde kahvaltı yapmadan gideriz sabah kahvaltımızı da orada yaparız o şekilde daha eğlenceli oluyor, üstelik etrafı gezmek için bol bol zamanımız kalıyor :) Onun için bende piknikte yeriz diye şerit poğaçalarımdan iki tepsi yapıp götürmüştüm. İyi ki de yapmışım, çünkü iki tepsinin hepsini bitirdik... Çay ve poğaçaları doğa eşliğinde yemek daha bir lezzetli oldu sanki...:)

tokideki sesin şerit poğaçaları

Bu tarifi özellikle hafta sonuna sakladım ki sizlerde pikniğe giderken yada sabah kahvaltısında çocuklara yapacak olursanız tarifim aklınıza gelip yapın diye... :) Eeee o zaman ne duruyoruz gelsin tarif diyelim mi?... Bence diyelim...:)

Şerit poğaça malzemeleri

  • 2 su bardağı süt
  • 1 tane yumurta (sarısı dışına beyazı içine)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 paket yaşmaya
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 çay kaşığı şeker


Şerit poğaça nasıl yapılır?

İlk olarak sütü çok az ılıtalım. Daha sonra bu sütü kabımıza boşaltalım. Sıvı yağ, şeker, tuz ve yumurtayı ekleyip karıştıralım. Yaş mayamızı da ilave ederek karıştırdıktan sonra unumuzu da içine katalım ve elastik güzel bir hamur elde edelim. Sıcak bir ortamda 15 dakika kadar dinlendirelim…

tokideki sesin şerit poğaçaları

dinlendikten sonra ise hamurdan parçalar alarak uzunlamasına dikdörtgen şeklinde açalım..Kısa taraflardan birine istediğimiz harçtan doldurup yarısına kadar saralım..Yarısından sonra şeritler kesip ayrık bir biçimde saralım.. Bakınız altta da görüyorsunuz aynen o şekilde saralım...

tokideki sesin şerit poğaçaları

Yaptığımız poğaçaları yağlanmış olan tepsilere dizelim ve sıcak ortam da en az yarım saat daha dinlendirelim.

tokideki sesin şerit poğaçaları

 Daha sonra üzerine yumurta sarısı sürüp, susam dökelim ve sonra 180 derecede ki fırında güzelce pişirelim..  Bakınız altta da fırından çıkmış halleri var...


Eee  bu güzellikleri görenler önce göze sonra mideye hitap ettiği için sizlere iltifatlar yağdıracaklar:))  Sizde kendinizden gurur duyabilirsiniz... Çünkü bunu hak ettiniz :)

Hoşça kalın...

5 Temmuz 2013 Cuma

TERLİK YENİLEME

İyi akşamlar arkadaşlar, 
Bugün sizlere bir yenileme çalışması paylaşmak için karşınızdayım...  Eee yaz geldi; artık ayakkabılar yerine sandaletler vede terlikler ortaya çıktı...
Ben bugün ayakkabılığın en ücra köşesinde sıkışmış kalmış bir terliğimi gördüm, Baktım zavallıcık iyice eskimiş, hali kalmamış, tam atılmalık hale gelmiş... Bakınız  en altta da kendisini görüyorsunuz. 

TOKİDEKİ SESİN TERLİK YENİLEMESİ

Bende elime aldım çöpe atacaktım ki aklıma bir an bir fikir oluştu :) Dedim ki ben bunu neden yenilemiyorum!... Bir deneyeyim beğenirsem bir müddet daha giyerim.  Yok beğenmezsem atarım. Zaten atacak olduğum için hiç bir şey kaybetmemiş olurum diyerek kolları sıvadım.

TOKİDEKİ SESİN TERLİK YENİLEMESİ

Önce eski penyeleri ortaya döküp kumaşını vede rengini beğendiğim bir penyeyi ihtiyacım olacak kadar kestim. Daha sonra ise bir yapıştırıcı ile terliğin üstüne yapıştırdım... Baktım ki gözüme çok sade gözüktü... Ne yapsam, ne olur ne olur diye düşünürken gözüme beyaz simli ip ilişti. İpi alıp terliğin üzerine göz ayarına göre boşluk bırakarak sardım :))

Vee sonuç olarak şimdilik böyle bir şey çıktı :) Benim hoşuma gitti başta da dediğim gibi bir müddet kullanırım, sonra bakarız olmadı başka şekilde değiştirerek tekrar yenilerim. Yada hiç olmazsa atarım... :)


Hoşça kalın.

4 Temmuz 2013 Perşembe

TILDIZ TİLBE KONSERİNE GİTTİK!..

Ankara shopping festival, dünkü yayınımda da yazdığım gibi dün akşam Yıldız Tilbe vede Kubat konserine gittik!...

İsterseniz size ilk olarak o konsere ne zorluklarla gittiğimizden bahsedeyim :) saat 18.30 da kociş eve geldi... Önce hep beraber bir akşam yemeği yedik daha sonra ise hazırlanıp yola koyulduk. Çiftlik kavşağında öyle bir trafik var ki anlatamam arabalar resmen kanı gibi hareket ediyor... Dur kalk şeklinde yolu bitirdik, normalde 20 dakikada gideceğiz yere tam tadıma 45 dakikada ancak varabildik...

Nihayet konser alanı olan eski hipotruma gidebildik... Eee birde sen araba park edecek yer bulama oldumu bir sorun daha ben iyice gerildim... Hatta bir ara ' yaa boş ver geri dönelim sıkıldım artık konser filan istemiyorum' diye su koyuverdim dahi olmuştur... :) Her neyse benim akıllı kociş allem etti, kallem etti arabaya park edecek yer buldu ( haa bu arada park ettiği yerde bir kaldırımın üstü oldu, ama bakın aramızda :) )

Sonunda konser alanına gittik... Daha konser başlamamış bizde fırsattan istifade etraftaki çadırları gezdik... Hatta hepsini gezemedik bile o kadar çoktu ki, uzayıp gittiği için daha fazla gitmeyelim konser başlar diye yarıda kesip birer dondurma yedikten sonra geri döndük. Zaten biz alana girerken sunucu Kubatı sundu... Kubat sahneye çıktı...


 Fotoğraflarımız yine sahnenin yüksek ışık sistemi vede yakınlaştırma özelliğinin olmaması yüzünden biraz bulanık ama siz alıştınız bu duruma artık... :) diyerek sözü fazla uzatmıyorum.

Kubatın şarkılarına hep birlikte eşlik ettik... Sonra benimkilerin karnı acıktı, mızmızlanmaya başladılar... Bizde Kubatı pek sevmediğimiz için Yıldız çıkana kadar, tekrar satış çadırlarının oraya gidip kuzucuklara köfte ekmek aldık... Tekrar döndüğümüzde ise kubat sahneden inmiş Yıldız bekleniyormuş... Veee o kendine has yorumu vede dansı ile benim tabirim ile çılgın kadın sahneye çıktı!... Tüm seyircileri öyle coşturdu vede öyle eğlendirdi ki... Bizim oraya gelene kadar yaşadığımız stresi üzerimizden attı... Hatta şarkılarını canlı canlı Yıldız Tilbe eşliğinde yüksek sesle söylemek bana çook iyi geldi... :)


Yıldız Tilbenin özellikle kendine has olan danslarına bayılıyorum :) Bir harika yaa... Bu kadın cidden çok çılgın vede eğlenceli, haaa birde hiperaktif bir dakika durmadı sahnede bir o köşe bir bu köşe dans ederek koşturdu durdu...


Bizimkilerin coştukları sırada çekilmiş bir kare...



Efe ile ama evlisin şarkısını söylerken anda çekilmiş bir kare...

Dün akşam eve döndüğümde ise saat gecenin 24.00 olmuştu... Orada iken hiç yorgunluk yoktu ama eve gelip oturduğumda anladım ki, gerçekten de çook yorulmuşum... Ayaklarım sız sızlıyordu :) Ama yinede her şeye rağmen, bence değdi... Çünkü çok güzel bir gece geçirmiş olduk.

 Hoşça kalın...