29 Haziran 2013 Cumartesi

SOKAK DÜĞÜNLERİ

Sokak düğünleri, özellikle okulların kapanması ile şuaralar bizim semtte iki hafta da bir sokak düğünü yapılıyor. Bazı insanlar, diğer insanların düşüncelerini, rahatsız olup olmadıkları hiç umurlarında olmadan sesini sonuna kadar açarak düğünler yapıyorlar...

tokideki sesin sokak düğünü hakkındaki düşüncesi

Sokak düğünlerini tercih eden kişilere neden tercih ettiklerini sorduğumuzda ise, ya örf adet diyorlar yada düğün salonlarının çok pahalı olmasını gerekçe olarak gösteriyorlar...

Örf adete diyenlere cevap verecek olursak, önceleri herkes birbirini tanıdığı için sokakta düğün yapan kişi ya çok sevdiği bir arkadaşı, yada tanıdığı bildiği komşusu olduğu için etrafındakileri rahatsız olmuyor onunla birlikte eğleniyorlarmış. Ama günümüzde kimse kimseyi tanımıyor, Millet birbirinden bir haber yaşadığı için böyle bir ortama birde yüksek vollu bir düğün herkesin asabını bozuyor. Özellikle bu yaz mevsiminde pencereler açık olduğu için iki sokak ötedeki düğünün sesi dahi sanki evin içinde çalıyormuş gibi kulak tırmalıyor...

Düğün salonlarının çok pahalı olmasını sebep gösterenler aslında bir nebze olsun haklılar. Çünkü düşük gelirli bir insan düğün yapmak için ev, eşya, gelinlik, damatlık gibi vb. şeyleri almak için yeteri kadar masraf yapıyor. Birde düğün salonlarındaki rantları görünce bütçesi yetmiyor. Günümüzde  en küçük vede kötü düğün salonu 10 milyardan başlıyor. Bence bu konuda yetkilere çok iş düşüyor. Çünkü onlar, insanların önüne daha cüzi miktarda ücret talep edecekleri düğün salonlarını her sokağa bir tane yapmalılar...Böylece insanlar o düğün salonlarında düğünlerini yapsınlar ki diğer insanların rahatsız etmesinler.

Peki arkadaşlar sizler sokak düğünlerin hakkında ne düşünüyorsunuz? Çünkü eminim ki sizlerin etrafında da sokak düğünü yapan insanlar vardır...

Hoşça kalın...

28 Haziran 2013 Cuma

ÇEKİLİŞİM SONUÇLANDI

Merhaba arkadaşlar, ilk çekilişimi bugün itibari ile son buldu ve şimdi de kime çıktığını açıklamaya geldi. :) Çekilişe 36 kişi katıldı bir kişiyi önce izlemeye alıp daha sonra sildiği için onu dahil etmedim. Ama diğer herkesi dahil ettim... Bakınız katılanları bu şekilde tek tek isimlerini bir kağıda yazdım.

TOKİDEKİ SESİN ÇEKİLİŞ SONUCU

Daha sonra isimleri tek tek kesip bir kaseye koydum... Vee oğlum Efe'ye bir tane sini çektirdim. :)

TOKİDEKİ SESİN ÇEKİLİŞ SONUCU

Kuzucuğum önce eli ile bir güzel karıştırıp daha sonra katlanmış isimlerden bir tanesini alıp bana uzattı. Oğlumun küçük elleri ile çektiği şanslı kişi....

TOKİDEKİ SESİN ÇEKİLİŞ SONUCU

Ve o şanslı kişi Alanay yıldırım :)) tebrik ederim canım en yakın zamanda benimle iletişime geçip adresini verirsen sevinirim. 

Hoşça kalın...

27 Haziran 2013 Perşembe

Hz. Muhammed (sav)'in Hayatı kitabını okudum

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Sibaı

Sayfa Sayısı: 160

Baskı Yılı: 2011

Yayınevi:Kitap Dünyası

tokideki sesin okuduğu kitap

Bu kitap benim elime Ilgın Blediyesinin Kutlu doğum haftasında herkese hediye olarak dağıtması sonucunda dedem ile babam birer tane getirmişlerdi... O zamanları okumak için başlamıştım ama daha sonrasında araya başka kitaplar girdiği için kitabı sonuna kadar okuyamamıştım. Ama geçen hafta çekmecelerimi karıştırırken orada bu kitapları gördüm ve okumaya başladım. Kitap çok hoşuma gitti sayfa sayısınında az olması ile hemen bitirdim... Kitaptan iki tane olduğunu sanırım söylemiştim o sebepten diğerini de yarın yapacağım çekilişe ekleyeceğim.

tokideki sesin okuduğu kitap


İsterseniz şimdi de kitap hakkında bilgi vereyim, Kitapta Peygamber efendimizin kendi bizzat katıldığı vede katılmadığı savaşlar hakkında tek tek ele alarak bilgi veriyor. Ayrıca Mekke Fethi vede Peygamber Efendimizin vefadınıda önce tek tek anlatıyor daha sonra ise dersler ibretler diye o olaylar hakkında çıkarmamız gereken dersleri vede ibretlik olayları belirtiyor.


tokideki sesin okuduğu kitap

Kitabın arka kapağında yazanlar,Yüce Peygamber (s.a.v.)’in siyerini konu edinen bu kitabı, Prof. Dr. Mustafa Sıbaî, öğrencilerinin kalbini canlandırmak, onları peşinden giden bütün İslâm gençliğine sevgi aşılamak, hayatlarına uygulamalarını sağlamak emeliyle hazırlamıştır. Her şeyden önce, davetçilerin ve ıslahatçıların yüce Peygamberimizin siyerinden alacakları örneklerin yer aldığı bu eser “dersler ve ibretler” alt başlığı ile takdim edilmiştir; Hz. Peygamber’in hayatında Müslümanlar için “güzel bir numûne” vardır. Salat ve selam peygamberlerin en faziletlisi davetçilerin en şereflisi, nübüvvet zinciri kendisiyle tamamlanan Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in üzerine olsun. O, öyle bir resuldür ki, hayatını mü’minlerin hayatına rehber kılmış, getirdiği dinle yepyeni bir çığır açmış, nübüvvetini çevre ve zaman bakımından ihtiyaçları en iyi şekilde karşılayacak bir peygamberlikle taçlandırmıştır.

Hoşça kalın...

25 Haziran 2013 Salı

DUT VE FAYDALARI

Merhaba arkadaşlar, 
bugün sizler şuaralar tamda mevsimi olan dut hakkında bilgi vermek istiyorum. Bizim siteye haftada iki veya üç defa küçük kamyoneti ile gelip süt, meyve ve sebze satan bir amcamız var. O amcanın bir bahçesi var o bahçeden meyveleri taze taze dalından koparıp bizim buraya getirip satıyor. Sattığı meyveler o kadar taze vede hormonsuz gözüküyor ki insan gönül rahatlığı ile alıp çocuklarına yedirip, kendi yiyebiliyor... 

tokideki sesin doğal sağlık önerileri

İşte bu sabah o amcadan süt vede meyve alırken dut da aldım... Dut benim çocukluktan beri sevdiğim bir meyvedir... Bizim evimizin bahçesinde bir dut ağacımız vardı ben her zaman o ağacın dalına çıkıp dutları koparıp yerdim. Ama o zamanlar öyle yıkamakla bile uğraşmaz dalından koparınca elimle silip direk ağzıma atardım :)) Şimdi ki halimin tam zıttı demek ki insan büyüdükçe huyları dahi değişiyormuş...(yazar bu esnada ufak da olsa çocukluğuna bir gider )Sonra kendini toparlayıp kaldığı yerden devam eder...

tokideki sesin doğal sağlık önerileri

İsterseniz bu güzel meyvenin faydalarını sizlerle paylaşayım da lezzetli olduğu kadar faydası da var... Bilenlere tekrar hatırlatmış, bilmeyenlere ise bilgi vermiş olurum.

-Vücuda kuvvet veren dut kansızlığa da iyi gelir.
-Ağız, bademcik ve boğaz iltihabı, diş eti hastalıkları ve öksürüğe karşı vücudu korur.
-Ateşi düşürür.
-Karaciğeri kuvvetlendirir.
-Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardım eder, metabolizmayı hızlandırır.
-Özellikle yemekle birlikte yenildiğinde hazmı kolaylaştırdığı bilinmektedir.
-Aç karnına yenilirse kabızlığı giderir ve hatta ishal yapabilir, bağırsak kurtlarını düşürmeye de yardımcı olur.

Gördüğünüz gibi bir sürü faydası var... Bunların dışında kürleri de yapılıyor. Özellikle egzamaya karşı bire bir, yarım litre kaynamakta olan klorsuz suyun içine bir avuç dolusu beyaz dut kurusu atın ve altı dakika kısık ateşte kaynatmaya devam edin. Altıncı dakikadan sonra ocaktan indirin, elinizi yakmayacak derecede sıcaklığa gelince egzamalı ellerinizi kabın içerisine koyun ve en az 10 dakika etki ettirin. Bir saat ellerinizi yıkamayın. Bir saat sonra ellerinizi suyla durulayın.
Haftada üç kez bu uygulama tekrar edilir. Her defasında taze olarak hazırlanması gerekir. Ellerinizi daldırdığınız kabın soğumamasına özen gösterin. Ellerinizi yakmayacak derecede (ılıktan sıcak) ısıda olmasına dikkat edin. Gerekirse tekrar ısıtın.
Eğer egzamanız ayaklarınızda veya el bileklerinizdeyse, kaşık veya kepçe yardımıyla egzamalı bölgenin üzerine 10 dakika boyunca sık sık dökün.

hoşça kalın...

24 Haziran 2013 Pazartesi

KAZAN BAHAR ŞENLİĞİ

Merhaba arkadaşlar, dün Memurlar vakfı sincan şubesinin düzenlediği geleneksel bahar şenliğine bizde katıldık... Şenlik Ankara Kazan ilçesinin Kılıçlar köyünün Sürsefa mesire alanında oldu. 

tokideki sesin gezmesi

Bu şenlik hakkında öncelikle şunu söylemek istiyorum ki gerçekten de çok eğlenceli vede kalabalık bir şenlik oldu... Biz ailecek çok eğlendik. Şenlik piknik havasında gerçekleşti... Ayrıca şenlikte çeşitli etkinlikler vede yarışmalarda oldu...Çuval yarışması, elma yeme, kaşıkta yumurta taşıma, bayanlar için çile sarma, erkekler için ise voleybol, futbol gibi yarışmalar oldu...

tokideki sesin gezmesi

Özellikle çocuklar için Ankara belediyesinin dağıttığı şapka ve futbol toplarına bizimkiler bayıldı...:) Ayrıca Emir'im elma yeme yarışmasına da katıldı ama onunla ilgili resim yok çünkü o anı an ve an videoya çektiğimiz için fotoğraf çekemedik.

tokideki sesin gezmesi

Ağaç altında oturup semaver çayımızı yudumlarken andan bir kare... 
Her şey çok güzeldi, hoştu ama ve lakin unutkan blogger (o kişi ben oluyorum ) pikniğe giderken sanki kendi cildinin ne kadar beyaz vede hassas olduğunu unutmuş gibi güneş kremi ne sürmüş nede yanına almış... Hatta bu hatasını günün sonuna kadar hiç aklına dahi getirmeyip güneşte bol bol gezip oturur... Ama akşam eve geldiğinde aynaya bakınca suratının halini görüp 'imdatt!...' diye evin içinde feryat figan eder...

Bakınız alttaki bileğim açık kalan yerin güneşte yanmış hali...Buna benzer görüntüler suratımın bazı yerlerinde var. Özellikle yanak, alın ve burun kısmında da yeteri kadar var...:(  

tokideki sesin gezmesi

Günün sonunda cildimde bu şekilde yanıklar olmasaydı daha iyi olacaktı ama neyse artık oda pikniğin tuzu biberi olsun diyerek şuanda bu yanıklar ile cebelleş etmekteyim. :((

tokideki sesin gezmesi

Hımmm buarada aranızda cildi güneşte yanmış kişiler için bir öneriniz varsa bana söyleyin, her türlü öneriye açığım. Çünkü şuanda o yanıklarda hafif hafif acımalar söz konusu...üğğğğ....:((

Hoşça kalın.

22 Haziran 2013 Cumartesi

RÜYAMDA AĞLAMAK

Rüyalar, biz insanların en tabii ihtiyacı olan uyku esnasında zihinde görülen şeylerdir. Ama insanlara o kadar etki yapar ki insan uyurken onun rüya değilde sanki gerçekmiş gibi algılar...

tokideki sesin rüya hakkındaki yazısı

Bende bugün sabah eşimi işe gönderdikten sonra tekrar yattım. Eeee yaz tatilindeyizya çocuklar ile birlikte bende akşam geç yatıp sabah da geç kalkar oldum. Herneyse saadete geleyim, Tekrar yattığımda öyle korkunç vede kötü bir rüya görmüşüm ki uyandığımda gerçektende ağladığımı gördüm. Evet aynen öyle ben aslında rüyada ağlıyorum, ama gözlerimde gerçektende yaş geliyormuş ki ben zaten göz yaşlarımın ağzıma gelmesi ile uyandım...

İsterseniz beni gerçekten ağlatan rüyamı da sizlerle paylaşayım. Babaannem çok hasta tam ölüm döşeğine düşmüş halini gördüm. O kadar kötü durumdaydı ki resmen ölecek gözü ile bakıyorduk... Bende onun o halini görünce eski halini beni büyüttüğü zamanlardaki o güçlü kuvvetli anlarını hatırlayıp ağlıyorum. Ama öyle böyle değil resmen hıçkıra hıçkıra ağlıyorum...  Rüyam tam olarak bu şekilde gelişen bir rüya...

Uyandığımda ise herşeyin bir rüya olduğunu görünce rahat bir nefes aldım. Ama tekrar uyuyamadım.. Çünkü şuanda gördüğüm hernekadar rüyada olsa birgün gerçekte de babaannemi kaybedeceğim gerçeği ile yüzleşeceğimi düşünüp kendimi alıştırmaya çalıştım. Ama ne fayda o zaman canım daha çok yandı... Olmuyor!... ben sevdiklerimi bir gün kaybedeceğim düşüncesine alışamıyorum. Bu düşünce beni o kadar çook korkutuyor ki geceleri rüyamda kabus olarak görüyorum. Bu kaybetme duygusu aslında bende küçük yaşta annemi kaybettikten sonra oluştu. :( Özellikle babaannemi vede babamı kaybetme duygusu beni çok ürkütür vede korkutur oldu... Ne yapacağımı vede bu duyguyu nasıl atlatacağımı hiç bilmiyorum... Aslında düşünürsem küçüklüğüme göre biraz daha iyi durumdayım en azından ayıkken öyle korku olmuyor. Çünkü önceden uyanıkkende bu korku vardı. Onlar en ufak bir hasta olursa hemen yanlarında olur Allah'a dua ederdim 'Allahım onu bana bağışla, onun canını alma ' diye... Şimdilerde öyle bir durum yok ama bu seferde herzaman olmasada arada bir rüyamda görüp, sanki gerçekmiş gibi hüngür hüngür ağlar şekilde uyanıyorum...:((

Şimdi bu postu neden vede niçin hazırladığımı bilmiyorum. Sanırım bu düşüncelerden kurtulmak için içimi dökmek istedim... Ama okuyan arkadaşlar sabah sabah sizlerinde içini karartıysam şimdiden özür dilerim. Bana hakkınızı helal edin...

Hoşça kalın...

21 Haziran 2013 Cuma

VISNELİ PARFE TARİFİ

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere bu sıcak yaz aylarında içinizi serinletmek vede üstüne üstelik tatlı krizinizi giderebilecek; bir tatlı tarifi vereceğim.... 

tokideki sesin tatlısı

Vişneli parfe, evet tatlının adı bu... Biz ailecek, özellikle de çocuklar ile bu parfeye bayıldık. O sebepten bloğumda da paylaşmak istedim. Neden mi? Nedeni çok basit :) tamda yaz tatilinde olan çocuklar ile birlikte yaparak güzel zamanlar geçirebilmeniz için. Çünkü ben, bu parfeyi yaparken benim kuzucuklarda yanımda oluyor mikserle çırpma işlemini yaparken biraz Emir, birazda Efe mikseri tutarak bana yardım ediyorlar. :)) Onlar bu şekilde ben yaparken yanımda olup nasıl yapıldığını görerek yapılan bir şeyi yemek için daha çok heyecanlanıyorlar. Size tavsiye ederim sizde deneyin o zaman daha zevkli oluyor... İsterseniz daha fazla uzatmadan tarife geçeyim. 


Vişneli parfe malzemeleri


  • 2 yumurta akı
  • Yarım çay bardağı şeker
  • 2 su bardağı soğuk süt
  • 2 poşet krem şanti
  • 1 çay bardağı vişne


Üzeri için ise:

  • 1 su bardağı çekirdekleri çıkarılmış vişne
  • 1 çorba kaşığı nişasta
  • 2,5 çorba kaşığı şeker


Vişneli parfe nasıl yapılır?

Yumurta akları ve şeker bir kaba alınıp beyazlatana kadar mikserle çırpılır. Daha sonra ise ayrı bir karıştırma kabında süt ve toz şanti karıştırılarak çırpılır. Beyazlatana kadar çırpılan yumurta akları şantiye yavaş yavaş ilave edilip karıştırılır. İçerisine çekirdekleri çıkarılmış vişnelerden de biraz eklenir, oluşan karışımı kek kalıbına dökülür.

tokideki sesin tatlısı


 Daha sonra dondurucuda bir gece bekletilmesi gerekiyor ama bizimkiler sonucu çok merak ettikleri için biz o kadar bekleyemedik. Ama size tavsiyem bir gece bekleyin beklendiği zaman daha güzel oluyor. Çünkü ben daha önceden yaptığımda bir gece beklettiğim de daha güzel sonuç almıştım....

Üzeri için ise, çekirdekleri çıkarılmış vişneler blendırdan geçirilip, bir tencereye alınır. İçerisine şeker ve nişasta eklenip karıştırılarak kaynatılır. Kıvamı bakınız alttaki resimde görüyorsunuz, aynen o şekilde olması gerekiyor.

tokideki sesin tatlısı

Sos kıvamına geldikten sonra ocaktan alınıp soğutulur. Parfe dondurucudan çıkartılıp ters çevrilir ve üzerine vişneli sos dökülerek servis yapılır...

tokideki sesin tatlısı

Gördüğünüz gibi yapımı çok basit, ama sonuç o kadarda basit değil tam tersine çoook lezzetli bir şey ortaya çıkıyor. Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim...
Hoşça kalın.

19 Haziran 2013 Çarşamba

AMBULANS SİREN SESİNE KARŞI DUYARLI OLALIM!...

Ambulans siren sesi, halk tabiri ile ambulans sesi 'çekilin önümden can taşıyorum' der. Ama biz millet olarak o kadar duyarsız bir insanlarız ki kimileri bu sesi hiç dikkate dahi almaz. Yada ambulansın peşine takılıp gitmeyi kendince bir marifet sayar...


Ben buna benzer olayları ne zaman trafiğe çıkarsam bizzat şahit olurum. Halbuki insanlar düşünse ki   şuanda dikkate almayıp önemsemedikleri o ambulansın içinde ya bir gün kendi canları veyahutta canlarından çok sevdiği kişilerin canlarını da taşıyor olabilir... Ama baştan da dediğim gibi biz millet olarak ya çok duyarsızız yada bazı konularda bilgisiz. Neden öyle dediğime açıklık getirmem gerekirse: Mesela aynı şekilde trafikteyiz. Bir ambulans siren sesi ile gelmiş solda bir arabanın arkasında soldaki zaten aldırış etmiyor, ama sağdaki de 'benim arkamda değil' diyerek bir şey yapmıyor. Hatta soldaki arabaya kendince kızıyor yol vermiyor diye ama kendide hiç oralı olmuyor. Nedeni aslında duyarsızlık değil ne yapacağını bilmiyor.


Oysaki asıl iş sağdakilerin...Siren sesini duyar duymaz sağda kiler durmalı, sağdaki durunca önünde bir boşluk oluşacak. Oluşan boşluğa da ambulansın yolunu kesen soldaki araba kayacak. Ama büyük şehirlerde ikili değilde üçlü şeritse ve bu gibi durumlarda sağdaki sağa, soldaki de sola yanaşıp ortayı açmalı. Çünkü soldaki araba bir tane değilde bir sürü olursa o zaman sağdaki araya soldaki geçtiğinde ambulansın yolu yine açılmaz. Ama artık yeni konuna göre sanırım buna fermuar sistem deniliyordu ... Bu gibi durumlarda ortayı boşaltmak için sağ ve sola kayılmalı.... Böylelikle ambulansın yolu kesilmemiş olacak ve ambulans oyalanmadan ortada açılan yoldan, gitmek istediği yere daha erken varacak. Belkide bu sayede ambulansın içindeki kişi yada kişiler kurtulacak...

Lütfen millet olarak bu gibi konularda daha duyarlı olalım!... Bir gün kendi başımıza geldiğinde yapılmasının istemediğimiz şeyi başkasına da yapmayalım. O ambulans belkide bizim evimize gidiyordur!.. Bunu aklımızın bir köşesinde her daim bulunduralım...

Sağlıkla kalın....

18 Haziran 2013 Salı

BAYAT EKMEKLİ TAVUK KEBABI

Merhaba arkadaşlar, bayat ekmekleri değerlendirme çalışmalarıma bir yenisini daha eklemek istiyorum. Bu seferki ise başlıktan da anlaşacağınız gibi bayat ekmekli tavuk kebabı yapacağız...

tokideki sesin bayat ekmek değerlendirme tarifi


İsterseniz hiç uzatmadan direk tarife geçeyim ki hiç olmazsa bayat ekmeklerimiz çöpe atılmaktan son anda kurtulsun...

Bayat ekmekli tavuk kebabı malzemeleri


  • Yarım bayat ekmek
  • 2 adet tavuk göğsü
  • 1 adet soğan
  • 1 adet yeşil biber
  • 2 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı salça
  • Zeytin yağı
  • 1 kase sarımsaklı yoğurt
  • 1 yemen kaşığı tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • Tuz, karabiber, kırmızı biber, kekik ve nane

Bayat ekmekli tavuk kebabı nasıl yapılır?

Önce soğanı ince ince doğrayacağız, daha sonra ise kızgın yağda doğranmış olan soğanı pembeleşene kadar kavuracağız. Sonra  sarımsak ve yeşil biberde doğranıp sotelenir. Kuşbaşı olarak doğranan tavuk eti de ilave edilip suyu çekinceye kadar kapağı kapalı olarak pişilir.  Tavuk göğsü bu şekilde pişerken bir taraf tanda bayat ekmek küp küp doğranıp servis tabağının en altını kaplayacak şekilde konur.

tokideki sesin bayat ekmek değerlendirme tarifi

Suyu çekip pişen tavuklu karışım ocaktan alınıp, bayat ekmeklerin üzerini kaplayacak şekilde dökülür.

tokideki sesin bayat ekmek değerlendirme tarifi

Tavuklu karışımı da resimde gördüğümüz gibi döktükten sonra. Daha önceden hazırladığımız sarımsaklı yoğurdu da üstüne dökülür.

tokideki sesin bayat ekmek değerlendirme tarifi

Veeee en son olarak da ayrı bir tavada tereyağında kavrulan pul biber gezdirilerek servis yapılır.

tokideki sesin bayat ekmek değerlendirme tarifi

Bu şekilde çok lezzetli bir ana yemek yapmış olacaksınız...:) Tabi ki en önemlisi de bir bayat ekmeğiniz daha değerlendirilmiş olacak. Dinimiz ne demiş pinti olmayın ama müsriflikte yapmayın. Çünkü müsriflik haramdır...

Hoşça kalın...

17 Haziran 2013 Pazartesi

2 FİLM BİRDEN

İzlediğim filmleri paylaşmaya devam ediyorum. Bugün ise sizlere 2 film birden tanıtacağım biri aşk, tutku, ihtiras ve aldatma üzerine konusu olan tutku oyunları...

tokideki sesin izlediği filmler

Filmin içeriği hakkında bigi vermek gerekirse. Filmde, Amerika'nın bir taşra kasabasında çocuklarını parkta eğlendirmeye çalışırken dedikoduyu da elden bırakmayan ev hanımlarını tanımakla başlıyor. Bu arada kasabada çocuk tacizinden sabıkalı Ronald da hapishaneden çıkmış ve kasaba halkının arasına karışmıştır. Park müdavimleri herkesin çalıştığı saatte çocuğunu gezdirmeye gelen Brad'e de kafayı takmış ve onu takip eder olmuşlardır. Bir gün aralarındaki Sarah'la onunla tanışıp tanışamayacağı konusunda bahse bile girerler. Bu arada Brad, hukuk fakültesinden mezun ama işsiz, pek de işe gönlü olmayan biri olarak günlerini geçirmektedir. Bahis karşılığı da olsa Sarah ile tanışmak onun da hoşuna gider. Basit bir tanışma olarak başlayan ilişki Sarah'ın eşinin internette pornografi düşkünü olması ve Sarah'ın eşini yakalamasıyla, Brad'in de eşinin çocuğu bahane ederek ondan uzak durmasıyla şekillenir. Bu arada Brad kendini kasabanın hapishaneden çıkan çocuk tacizcisine karşı kurulan ekibin içinde bulur. İllegal bir ilişkinin karşı konulamaz şekilde ilerlemesi ve bir namus timsali şeklinde tecavüzcüye karşı davranışların irdelenmesiyle film devam eder...

Film yukarıda da yazdığım gibi ilgisiz ilişkilerde, boşlukta olan eşlerin yaptıkları hatalarını konu almıştır. Bence bu film izlenerek bu gibi durumlarda olanların bu filmden ders almaları gerekir...

Bir diğer film ise isminden de anlaşılacağı üzere aksiyon, heyecan ve gerilimli bir film. ..hızlı ve öfkeli tokyo yarışı...


tokideki sesin izlediği filmler

Filmin içeriğinde ise, 17 yaşındaki Sean Boswell yasa dışı olan sokak yarışlarına meraklı bir gençtir. Katıldığı yarışlar hep kazalarla sonuçlanınca başı polis ile derde girer annesi hapse girmesinden korktuğu için onu Tokyo’da yaşayan asker babasının yanına gönderir. Kendisini tamamen farklı bir kültürün içinde bulan Sean’ın Tokyo’daki sıkıcı hayatı, Twinkie ile tanışınca değişmeye başlar. Twinkie sayesinde kendini birden Tokyo’nun drift yarışları dünyasında bulur. Daha önce alışık olduğu sokak yarışlarından çok daha farklıdır. Ama büyük bir çaba harcaması sonucu drift yapmayıda öğrenir...

Filmi izlerken adeta nefesim kesildi ve ağzım bir karış açık kaldı :) Hatta şunuda söyleyebilirim ki bu filmi izledikten sonra kendimde şu kanıya vardım. Sanırım benim bir köşemde bastırılmış çılgınlık duygusu var... Normalde bu tür filmlerden hiç hoşlanmam sanırdım ama dün gece izlerken anladım ki ben aslında bu tür filmleri izlemekten çook hoşlanıyormuşum... Bence çok harika bir filmdi... Her sahnesinde aksiyon ve heyecan doruk noktalarında idi...

TÜRK KAHVESİ...

Hayırlı haftalar bloggerler, kendime bir kahve yaptım içecektim ama aklıma sizler düştünüz o sebepten sizler ile birlikte içmeye karar verdim...:) Türk Kahvesi içer misiniz ...?


tokideki sesin kahvesi


EŞ ile içilen kahve, HUZUR'dur..! Köpüklere GÜVEN karışır, dudağının kenarına hafif bir TEBESSÜM kondurur..!


ANNEYLE içilen kahve, GÜÇ'tür..! Köpüğünde ANNE ŞEFKATİ vardır, TELVESİNDE hayatın yorgunluğu..!


BABA ile içilen kahve, SEVGİ dir..! Az şekerli, HEP BENİMLE OL'dur telvesi..!


BEKLEMEDİĞİN bir anda gelen kahve: BAŞKA'dır..! Isıtıverir içini..!


YORGUNKEN içilen kahve, HAFİFLETİR, yorgunluğunu alır..!


DOSTLARLA içilen kahve, NEŞE'dir..! Kahkahalar KÖPÜKLER üzerinde yüzer..!


TEK BAŞINA balkonda içilen kahve, YANLIZLIK'tır. ACIDIR TADI. Köpüğünde, telvesinde GÖZYAŞI kokar..!


O yüzden; yalnız içmeye GÖNLÜM elvermedi..!
İstedim ki bütün dertleri ve kederleri bir kenara bırakıp. KAHKAHALARIMIZ köpükler üzerinde yüzsün..!

O zaman bizlere hep birlikte, AFİYET OLSUN.......


tokideki sesin kahvesi

Hoşça kalın...

14 Haziran 2013 Cuma

OKUMA BAYRAMINDAN KARELER...

Canım oğlum karne almadan bir gün önce okuma bayramı vardı. Okuma yazma öğrenmeleri şerefine, okulda 3 tane olan 1. sınıf ile birlikte piyesler , şiirler, danslar ve şarkılar söylediler... Gösterinin sonunda ise mini kokteyl tarzı kutlama oldu tüm veliler evden kekler, börekler, pastalar vb... Getirmiştik onları açık büfe tarzı şekilde hazırladık, böylece herkes bir tabak alıp istediği şeyi alıp yiyebildi.

Şimdi de kuzucukların gösterisinden çekebildiğim kareleri paylaşmak istiyorum...

tokideki sesin resmi

 İlk olarak küçük Kaya piyesini oynadılar...


tokideki sesin resmi

 Burada ise klasik müzik ile yapılan bir dans gösterisi...


tokideki sesin resmi

Dünyanın en değerli varlıkları olan anneler için söylenen bir şiir ve ardından ellerindeki sepette olan çiçekleri bizlerin üstümüze atmaları... Gerçekten de çok duygusal bir andı o esnada çok duygulandım...


tokideki sesin resmi

Veeee benim oğlum Emir'in piyesi Nasrettin hoca canlandırması, Oğlum Nasrettin hocanın iki fıkrasını canlandırdı. İlk olarak çirkin bir hanım ile evlenen Nasrettin hocaya karısının' Hocam kime görüneyim kime görünmeyeyim' diye sormasında. Nasrettin Hocanın 'Aman hanım bana gözükmede kime gözükürsen gözük' fıkrasını canlandırdılar. :) Yukarıdaki resim de o esnada çekilmiş bir karedir.


tokideki sesin resmi

Buda ikinci canlandırmasını yaptığı fıkra, Nasrettin Hocanın evine hırsız girmesini karısı duyar ve sürekli Hocayı kaldırmak için 'Hoca, Hoca kalk halı çalınıyor,.... şeyler' söyler. Ama Hoca her defasında ise, uykusundan kalkmaz 'aman boş ver yenisin alırız' der ve son olarak hırsız karısını çalar. Karısı yine aynı şekilde Hocayı çağırır ' Hoca, Hoca kalk beni çalıyor' der Hoca ona da ' aman boş ver onunda yenisini alırız ' der...:)

Bir çoğumuzun bildiği bu iki fıkra canlandırmasını yaptı. Canım kuzum maşallah çokta güzel yaptı... :))


tokideki sesin resmi

Aslında daha Hint dansı gösterileri, İngilizce şarkılar ve kora şarkıları söylediler ama bu postum da dediğim gibi okuma bayramında çocukları giydirme görevim olduğu için bazılarının resimlerini çekme fırsatım olmadı :( Yukarıdaki resim karesi ise son olarak onlara okuma ve yazmayı öğreten öğretmenleri için öğretmenin şiirini 3 sınıf birlikte okurken andan bir karedir. Emir'imin okuma bayramı bu şekilde geçti. Çocuklar ve biz veliler çok eğlendik :) bizler için çok güzel bir anı oldu. Öğretmenlerimize bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Hoşça kalın...

OĞLUM 1. SINIFI BİTİRDİ

Hayırlı cumalar sevgili okurlarım, bugün canım oğlum Emir 1. sınıfı bitirdi. Artık bir tanem Kuran'ı Kerimi okumayı öğrendikten sonra, şimdi de Türkçe yazıları da okumayı öğrendi :) artık darısı İngilizceyeye inşallah yeni seneye de onu öğrenir...

Daha dün gibi ilkokula gittiği zamanları hatırlıyorum... Günler hakikaten su misali akıp geçiyor ne çabuk okul bitti anlamadım bile... Bakıyorum da gözümün önünde canlarım gün geçtikçe büyüyorlar. Yeni eğitim yılında Emir'im 2. sınıfa, Efe'm de ana sınıfına başlayacak... Allah nasip ederse o günleri de göreceğiz. Allah tüm annelerin çocuklarının güzel günlerini görmesini nasip eder inşallah.....

Oğluşumun karnesi ise, yine çok güzel hepsi beş:)

tokideki sesin resimleri

Ayrıca öğretmeni dersleri çok iyi olduğu için bir saat vede tatil kitabı seti alıp hediye etmiş... Oğlum onun içinde çok mutlu olmuş. :)

İstiklal marşını söyledikten sonra, öğretmeni ile vedalaşırken, çektiğim resim. :)

tokideki sesin resimleri

Okuma bayramını ise dün yaptık onun postunu aslında dün yayınlayacaktım. Ama dün okuma bayramında bende çocukları giydirmede görevli olduğum için çok yorulmuşum... O sebepten dün yayınlayamadım. Ama aklımda, ilk fırsatta yayınlayacağım... Ya bugün akşama doğru yada en geç yarın yayınlayacağım...

Hoşça kalın...
>

12 Haziran 2013 Çarşamba

OKUMA BAYRAMINA HAZIRLIK (NASRETTİN HOCA VE KALEM KOSTÜMÜ)

Yarın yapılacak olan okuma bayramında, canım oğlum Emir, Nasrettin Hoca olacaktı. Bende onun için sakal ve kavuk yapıp babasının siyah gömleği ile cübbe ve şalımdan da kuşak yaptım... :))

TOKİDEKİ SESİN ÇOCUK FAALİYETİ

Akşam prova yapıp resmini çektik :) Nasıl olmuş mu?  Bugün ise kıyafetleri ve onun yanında tahta sofra, tahta kaşık, tabak, yatak ve yastığını da öğretmene teslim ettik yarınki gösteri için hazırlık yapacaklar :)

Büyük bir heyecanla yarını bekliyoruz... Yarın sadece Nasrettin Hoca olmayacak ayrıca hint dansı vede kora da şiirler ve şarkılarda söyleyecek.... Bana ne oluyorsa oğlumdan çok ben heyecanlıyım. :) Sanki yarınki gösteriyi oğlum değilde ben yapacakmışım gibi... Bu duygu sanırım tüm annelerde oluyor... Yoksa yanılıyor muyum?...

Sakalın yapılışı... Önce beyaz bir bez ile Emir'in suratında göre sakal ve bıyık kısmını ayarlayıp, ağız boşluğunu oluşturup kestim. Daha sonra ise üzerine pamuklar yapıştırdım. Son olarak ise arkaya da bir ip geçirdim ki arkasına bağlayayım diye... Bakınız altta da gözüküyor... 

TOKİDEKİ SESİN ÇOCUK FAALİYETİ

Öğretmenin çok hoşuna gitti... Oğlu şuma 'tam bir küçük Nasrettin Hoca olmuş' dedi :)

TOKİDEKİ SESİN ÇOCUK FAALİYETİ

Oğlumun sınıf arkadaşlarından birinin görevi ise kalem olmakmış... Annesi 'ben kalem yapamam' deyince canım oğlum bizim eve getirmiş 'benim annem yapar' diye...:) Eeeee kuzucuğum yufka yürekli ve yardım sever, arkadaşına yardımı dokunsun istemiş onun bu hevesi hiç kırılır mı? Onun hevesini kıracağıma kafamı kırayım daha iyi... O sebepten bende arkadaşına, olan malzemeler ile kalem yaptım. Bakınız altta da yaptıktan sonra giydirdiğim de çektiğim resim var... Gerçi üzerine sonradan ufak tefek değişikler yaptım ama onun resmini çekmeyi unutmuşum. Neyse artık yarınki gösteride bol bol resimlerini çekip kameraya alırım... Okuma bayramı içinde ayrı bir post hazırlarım. O zaman görürsünüz...:)

TOKİDEKİ SESİN ÇOCUK FAALİYETİ

Bizden haberler şimdilik bu şekilde okuma bayramı için sürekli bir çalışma ve koşturmaca halindeyiz... Hayırlısı ile yarını da bir atlatabilseydik karneleri alınca, inşallah bütün yorgunluğumuzu unutup mutlu olacağız....

Hoşça kalın...

11 Haziran 2013 Salı

TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA GİTTİM :)

Nasıl başlayacağı mı ve nereden başlayacağı mı inananın şuanda bilmiyorum, Halen dün gecenin etkisindeyim. :)  Çok gurur verici bir şeyi çıplak gözle gördüm... Allah'ım yabancı ülkede ki çocukların bizim ülkemize gelip istiklal marşını söyleyerek bizim dilimizden şarkılar söylemesi ve bizim yöresel oyunlarımızı oynaması gerçekten de çok gurur verici bir durumdu. :)

11. Türkçe Olimpiyatları 10 Haziran, 20.45 de Ankara, Sıncandaki  ASAŞ stadında yapıldı...  Etkinliği tiyatrocu ve sunucu Şoray Uzun yaptı. Şoray Uzun’un esprili sunumuna Tataristan Özerk Cumhuriyeti ve Mozambik’ten katılan iki öğrenci eşlik etti. Öğrenciler stada gelen bizleri şarkı, şiir ve halk oyunları ile coşturdular.

Şimdi de sizlere geceden çektiğim kareleri paylaşmak istiyorum. Gerçi fotoğraf makinesinin acizliğine uğradım o sebepten resimler pek net değil ama, artık bu şekilde idare edin...

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları
Geceye başlamadan önce paraşüt ile Türk bayrağımızı stadın çevresinde dalgalandırdılar...


tokideki sesin Türkçe olimpiyatları
Gösteriler başlandığında ki stadın bir kısmı stat tıklım tıklım dolu idi hatta bir kısım insanlar stada dahi giremediler. Stadın dışında kurulan dev ekran plazmadan seyrettiler.


Fotoğraf makinesinin yakınlaştırma vede gece çekimi olmadığı için ancak bu şekilde çekebildim. :(

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

Gecenin sonunda ise havai fişek gösterileri yapıldı...  Yabancı çocukların gelip bizim dilimizle şarkılar söylemesi ve bizlerinde ona eşlik etmesi benim çoook hoşuma gitti...:)

tokideki sesin Türkçe olimpiyatları

Öncelikle bizim dilimizi tüm ülkede yayan ve öğreten öğretmenlerimize ve daha sonra bu   organizasyonun gerçekleşmesindeki ana fikir sahibi olan Fethullah Hocaya milyonlarca kez teşekkürlerimi sunuyorum. Allah razı olsun böyle kişiler sayesinde Türkçemiz sevgi ve barış dili olarak tüm dünyaya yayılıyor.

Hoşça kalın...