31 Mayıs 2013 Cuma

''R'' HARFİNİ SÖYLEYEMİYOR...:(

'R' harfi problemi, bu problem Emir'de küçük yaştan beri vardı ama o zamanlar çok sempatik geldiği için bizim çok hoşumuza gidiyor hatta arada onunla birlikte bizde onun gibi konuşuyorduk :) Ama sanırım bu sorun bizim düşündüğümüz gibi önemsiz bir problem değilmiş.:(
tokideki sesin çocuk problemi

Malum okullar kapanacak, onun için yakın zamanlarda okulumuzda kermesimiz vede okuma bayramımız var. O sebepten bu aralar sık sık veli toplantısı oluyor. O sıralarda da öğretmeni ile de bu problemden sürekli konuşuyorduk. Ama dediğim gibi zamanla geçer diyorduk. Hatta öğretmeni 'benimde oğlum söyleyemiyordu ama sonrasında kendiliğinden düzeldi' demişti.

Emir geçen hafta okulla birlikte çocuk müzesine geziye gitmişti. Öğretmeni,  bu hafta okulda çocuklara 'o gezide neler gördünüz ve gezi hakkında ne düşünüyorsanız yazın' demiş. Öğretmeni yazdıklarından çok etkilenmiş bana dedi ki 'Emir çok zeki düşüncelerini çok güzel ifade edip yazabiliyor. Bakın yazdıklarına' dedi. Oğlumun yazdıkları aynen bu şekilde başlıyordu.

(Oyuncak müzesi çok güzeldi. Ne olulsa olsun  sizde olaya gidin. Nasıl gittiğimi melak ediyosanız şuladakı kelimelele bak... )

Şeklinde devam ediyordu. Yukarıdaki yazdıklarım Emir'in defterinden bakarak yazdım. Aynen o şeklide yazıyordu. Gördüğünüz gibi problem olan 'r' harfimizi nasıl konuşuyorsa aynen o şeklide de deftere duygularını dökerken 'r' harfinin yerine 'l' harfini kullanarak yazmış. 

Öğretmenin dediğine göre bu problem kendiliğinden düzeleceğe benzemiyor bir doktora göstermemiz lazımmış. Çünkü oğlum 'r' leri düzelteceğine tamamen o harf hiç yokmuş gibi hayatından çıkarıp, o harfi hiç kullanmadan yazmaya başlamış.:(

Siz blogger annelere soruyorum böyle problem sizde de oldu mu? Ne dersiniz bu problemi nasıl çözebiliriz? bir önerisi olan varsa benimle paylaşmasını isterim. Cidden şuanda ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Çünkü oğlum doktora gitmek istemiyor.:( Acill!! yardım lütfen....:(


MUHALLEBİLİ KADAYIF

Evde biraz kadayıf vardı, onunla tatlı yapmak istedim. Ama bu sefer normal şerbetli yapılan kadayıf tatlısı değilde şerbetsiz olan muhallebili kadayıf yapmak istedim...  Veee yaptım da, :) iyi ki de yapmışım çok hafif vede çok lezzetli bir tatlı oldu. Herkese tavsiye ederim normal şerbetli kadayıftan farklı bir tadı oluyor.

tokideki sesin tatlısı


Muhallebili kadayıf malzemeleri

  • 350 g kadar tel kadayıf
  • 3 yemek kaşığı tere yağ
  • 5 yemek kaşığı toz şeker
  • 1,5 su bardağı dövülmüş ceviz

Muhallebisi için:
  • 1 lt süt
  • 4 yemek kaşığı un
  • 3 yemek kaşığı buğday nişastası
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket margarin veya tereyağı

Muhallebili kadayıf nasıl yapılır?


Kadayıfı ince ince kırın(kolay kırılması için 2 saat kadar derin dondurucuda bekletebilirsiniz). Teflon tencereye ya da genişçe bir teflon tavada tereyağını eritin, şekeri ve kadayıfı ekleyerek pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulduktan sonra ocaktan alın. (Kadayıfları ocaktan aldıktan sonra tencerede bırakırsanız kızarmaya devam edecektir o nedenle ya karıştırmaya devam edin ya da bir kaba alarak soğumasını sağlayın)


tokideki sesin tatlısı

Muhallebinin hazırlanışı; vanilya hariç tüm malzemeleri tencereye alarak karıştırarak pişirin. Muhallebi kaynadıktan 3 dakika kadar sonra ocaktan alarak 10-15dk soğumaya bırakın. Daha sonra vanilyayı  ilave edin ve mikser yardımı ile pürüzsüz bir görüntü alana kadar 4-5 dakika boyunca çırpın.

tokideki sesin tatlısı

Bir borcama kızartmış olduğunuz kadayıfların yarısını dökün ve borcamın tabanına güzelce yayın. Üzerine hazırladığınız kremayı dökün ve en üste kalan kadayıfları serin. Tatlıyı soğuyana kadar bekletin daha sonra buzdolabına kaldırın.

tokideki sesin tatlısı
Muhallebili kadayıfımız hazır. :)

Afiyet olsun..

29 Mayıs 2013 Çarşamba

SİRKENİN İNANILMAZ MUCİZELERİ

Sirke, insan hayatında o kadar çok faydalı ki faydasını say say bitmiyor. Özellikle elma sirkesi vücudumuzdan tutunda ev temizliğine kadar her şeyde kullanırsa gözle görülür güzel sonuçlar alıyoruz. Daha önceki postumda elma sirkesinin nasıl yapıldığını vede cildimize, saçlarımıza ve sağlığımıza faydalarını bahsetmiştim. Unutup tekrar okumak isteyen olursa buradan bakabilir.

tokideki sesin resmi
Bu sefer ise, sirkenin ev hayatımızdaki beyaz eşyalar, halı, mutfak... gibi yerlerde ne işe yaradığından bahsedeceğim.

Duman kokusunu giderir: Eğer eti pişirirken yaktıysanız ya da evinizde ard arda sigara içiliyorsa, kokunun en yoğun olduğu dörtte üçünü sirke ya da elma sirkesiyle doldurduğunu bir kase koyarak duman kokusunu giderebilirsiniz. Koku evinizin tümüne dağıldıysa farklı odalarda birkaç kase kullanabilirsiniz. Koku bir günden daha kısa sürede çıkacaktır.


Küf lekesini yok eder: Küf lekelerini çıkarmak için sirkeye başvurun. Sirkeyi ilave havalandırma olmaksızın güvenle kullanabilir ve her yüzeye uygulayabilirsiniz. Sirkeyi banyonun demirbaş eşyalarında, fayanslarda, mobilyalarda, boyalı yüzeylerde, plastik perdelerde ve buna benzer birçok yüzeyde kullanabilirsiniz. Hafif lekeler için, sirkeyi eşit miktarda suyla seyreltin.

Krom ve paslanmaz çeliği temizler: Evinizdeki krom ve paslanmaz çeliği temizlemek için, sprey şişesine koyduğunuz seyreltilmiş sirkeyle ve yumuşak bir bezle parlatabilirsiniz.

Gümüşlerinizi parlatır: Gümüş bilezik, yüzük ve diğer takılarınızın yanında evdeki gümüş eşyalarınızın yeni gibi parlaması için yarım bardak sirke ve 2 yemek kaşığı karbonat karıştırdığınız suyun içinde 2-3 saat bekletin. Sonra soğuk suyun altında durulayın ve yumuşak bir bezle kurutun.

Tükenmez kalem lekelerini siler: Tükenmez kalem lekesi olan yere kumaş ya da sünger kullanarak biraz sirke bastırın. Leke çıkana kadar bu işlemi tekrarlayın.

Yapıştırıcıları, fiyat etiketlerini çıkarır: Çocuğunuzun mobilyanıza ya da duvarınıza yapıştırdığı etiketleri çıkarmak için, kenarlarına ve köşelerine biraz sirkeyi emdirin ve dikkatlice kredi kartı ya da plastik telefon kartıyla kazıyın. Cam, plastik gibi yüzeylerdeki fiyat etiketlerini çıkarmak için üzerine biraz daha fazla sirke dökün, birkaç dakika bekleyin ve temiz bir kumaşla çıkarın.

Makasınızı parlatır: Makasınız kirlendiğinde ve yapışkan olduğunda yıkamak için su kullanmayın. Bunun yerine makasınızın keskin kısmını sirkeye batırılmış bir bezle temizleyin ve sonra kurutun.

Kokan tuvaletinizi tazeler: Öncelikle banyonuzdaki eşyaları dışarı çıkarın, sonra duvarları, tavanı ve zemini, 4 litre suya karıştıracağınız 1 fincan sirke ve 1 fincan amonyak ve ¼ fincan karbonat ile yıkayın. Tuvaletin kapısını açık bırakın ve eşyalarınızı içeriye yerleştirmeden önce içerinin kurumasına izin verin.

Halılarınızı eski haline getirir: Eğer halılarınız eskimiş ve kirli görünüyorsa, eskisi gibi parlak ve canlı görünmeleri için 4 litre suyun için 1 fincan sirke kattığınız suya çalı süpürgeyi daldırın ve bununla halınızı süpürün. Halınızın ucundaki rengi atmış iplikler de ışıldayacak ve bu solüsyonu durulamanıza gerek yok.

Halıdaki lekeleri çıkarır: Halınızdaki lekeleri sirkeyle çıkarmak için, Hafif lekeler için yarım fincan sirke içinde 2 çorba kaşığı tuzu eritin, bu suyla lekeli yeri ovalayın, kurumasını bekleyip, elektrik süpürgesiyle süpürün. Daha büyük ve koyu lekeler için, karışıma 2 çorba kaşığı boraks ekleyin ve aynı şekilde temizleyin. Daha inatçı ve halının içine işlemiş kir ve lekeler için, 1 yemek kaşığı sirke ile bir yemek kaşığı mısır nişastasından macun yapın ve kuru biz bez kullanarak lekenin içine iyice ovalayarak yedirin ve 2 gün bu şekilde bekleyin, sonra süpürün.

Mum lekesini yok eder: Romantik bir gecenin ışıltısı olan mumlar, ahşap mobilyalarınızda genellikle leke bırakır. Bu lekeyi çıkarırken, lekeyi yumuşatmak için fön makinesini en sıcak ayarına getirin ve kağıt havluyla kurutabildiğiniz kadar kurutun. Sonra, eşit miktardaki su-sirke karışımına batırılmış kumaş ile ovalayın. Yumuşak ve emici bir bezle kurulayın.

Mobilyalardaki su lekesini çıkarır: Ahşap mobilyalar üzerine bırakılan ıslak bardakların bıraktığı beyaz halkaları çıkarmak için eşit oranda sirke, zeytinyağını karıştırın ve bu karışımı yumuşak bir bezle lekeye uygulayın. Parlatmak için ise başka temiz ve yumuşak bez kullanın.

Mutfakta ve yemek pişirirken


Buzdolabınızı temizler: Kapının sızdırmaz contası ve sebze-meyve gözleri de dahil buzdolabınızın içini ve dışını temizlemek için eşit miktarlarda su ve sirkeyi karıştırın. Küf oluşumunu önlemek için, iç kapıları ve içteki gözleri bez üzerine sirke dökerek silin. Ayrıca, buzdolabınızın üzerinde birikmiş toz ve kirleri silmek için seyreltilmiş sirke kullanabilirsiniz.

Mikrodalga fırınınızı buharla temizler: İçi ¼ fincan sirke ve 1 fincan suyla dolu cam kaseyi fırının içine yerleştirin ve en yüksek ısıda 5 dakika bekleyin. Kase soğuduğunda, bir kumaş ya da süngeri bu sıvıya batırın ve iç yüzeydeki lekeleri temizleyin.

Kesme tahtasını mikroplardan temizler: Her kullanımdan sonra, tahtaları doğrudan sirkeyle silip temizleyebilirsiniz. Sirkenin içindeki asetik asit, E.coli, Salmonella, and Staphylococcus gibi zararlı mikroplara karşı iyi bir dezenfektandır. Asla su ve bulaşık deterjanı kullanmayın. Çünkü, bu tahtanın liflerini zayıflatır.

Bulaşık makinenizi yıkayabilirsiniz: Bulaşık makinenizin performansını yüksek düzeyde tutmak ve sabun tabakası oluşumunu yok etmek için, ünitenin altına seyreltilmiş 1 fincan sirke dökün ya da üstteki rafa bir kasenin içinde sirke koyun. Sonra bulaşık makinenizi bulaşık ya da deterjan koymadan tam devir çalıştırın. Özellikle suyunuz sertse, bunu ayda bir tekrarlayın.

Porselen, kristal ve çam eşyalarınızı temizler: Cam eşyalarınızı parlatmak için durulama suyuna sirke ekleyebilirsiniz. Cam eşyalarınızı her gün parlaması için, bulaşık makinenizin durulama devrine ¼ fincan sirke ekleyin.

Kristal eşyalarınızı parlatmak için bulaşık makinenizi durulama suyuna 2 yemek kaşığı sirke ekleyin. Sonra, bunları 3 ölçü su ve 1 ölçü sirke ile hazırladığınız su ile durulayın ve açık havada kurutun.

Fincanlardan çay, kahve lekelerini çıkarır: Bunun için, eşit miktarda sirke ve tuzla ovalamayı deneyin, sonra bunları ılık suyun altında durulayın.

Su ısıtıcınızı (kettle) temizlemek için: Makinenizde biriken kireç ve mineral kalıntılarını temizlemek için, 3 fincan sirkeyi 5 dakika süreyle iyice kaynatın ve sirkeyi gece boyunca içinde bırakın. Ertesi gün soğuk suyla durulayın.

Kızartma sonrası temizlik yapar: Kızartma işini bitirdiğinizde ocağın üstüne, duvarlara sıçrayan yağ damlacıklarını temizlemek için, bunları seyreltilmiş sirkeye batırılmış sünger ile silebilirsiniz. Durulamak için soğuk suyla ıslatılmış başka bir sünger kullanın, sonra da yumuşak bir bezle kurutun.

Kızartma tavanızı korur: Kızartma tavanızda 10 dakika boyunca 2 fincan sirke kaynatmak, birkaç ay boyunca yiyeceklerinizin yapışmasını önler.

Mutfağınızın havasını temizler: Mutfağınıza dün pişirdiğiniz yemeğin kokusu sindiyse, 1 fincan suya yarım fincan sirke karıştırın. Ve karışım buharlaşana kadar kaynatın. Sirke buharı kötü kokuları giderecektir.

Yumurtanızı daha iyi haşlamanıza yardım eder: Yumurta haşladığınız suya litre başına 2 yemek kaşığı sirke ekleyerek, yumurtanızın çatlamasını önleyebilir ve kabuğunun daha kolay soyulmasını sağlayabilirsiniz.

Sebze ve meyvelerinizi temizler: Meyve ve sebzelerinizi yemeden önce, gizli kirleri, tarım ilaçlarını ve hatta küçük böcekleri yok etmek için, 4 litre soğuk suyun içine 4 yemek kaşığı elma sirkesi koyun, sebze ve meyvelerinizi bunun içinde durulayın.

Nefesinizi tazeler: Soğanlı ya da sarımsaklı bir yemekten sonra nefesinizin kısa sürede güzel kokmasının ve tazelenmesinin yolu, bir bardak ılık suyun içine 2 yemek kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı tuzu eritip bununla ağzınızı durulamaktır.Kokudan eser kalmadığını göreceksiniz.

Boğaz ağrısını hafifletir: 3 şekilde boğaz ağrısına iyi gelir;

Boğazınız öksürükten dolayı tahriş olduysa ya da konuşmaktan ve şarkı söylemekten dolayı ağrıyorsa, bir bardak ılık suda 1 yemek kaşığı elma sirkesiyle 1 çay kaşığı tuzu eritin ve bununla günde birkaç kez gargara yapın.

Boğazınız grip ya da soğuk algınlığından dolayı ağrıyorsa, bir ölçek elma sirkesi ile 1 ölçek balı karıştırın ve 4 saatte bir, 1 yemek kaşığı yutun.

Öksürük ve boğaz ağrısını hafifletmek için, yarım fincan sirke, yarım fincan su, 4 çay kaşığı bal ile 1 çay kaşığı acı sosu karıştırın. Günde 4-5 kez, 1 yemek kaşığı için. Birini özellikle yatmadan önce için...

28 Mayıs 2013 Salı

SONSUZ NUR KİTABINI OKUDUM



Yazar: M.Fethullah Gülen

Sayfa Sayısı: 308

Baskı Yılı: 2012

Yayınevi: Nil Yayınları



Fethullah gülenin yazdığı sonsuz nur kitabını okurken büyük zevk alarak okudum. Hani bazı kitaplar vardır ya insana birşeyler katıp ona bilgiler yükler. Hahh!!... işte sonsuz nur tamda öyle bir kitap.

tokideki sesin okuduğu kitap


Allah Resulü Peygamber Efendimizin hayatını öyle güzel anlatmış ki insan okurken büyük bir hazla okuyor. Ben bu kitabı okumadan önce kendimce Peygamber Efendimizi (SAV) in hayatını iyi bildiğimi sanırdım. Ama bu kitabı okurken anladım ki o Allah Resulü hakkında bilmediğimiz birçok olay ve hadiseler varmış.

Sonsuz Nur, yaygın siyer kitaplarından farklı bir çalışmadır. Eserde Allah Resulü'nün hayatının bir biyografi formunda aktarılmasından ziyade, onun yaşamış olduğu dönemin ve hadiselerin kendi şartları içinde anlatılması peygamberliğini ispatlayan hakikatler, sergilemiş olduğu tutumlar ve verdiği kararların ardındaki hikmetler, ona ait bazı bilinmeyen veya yanlış anlaşılan hususlar irdelenmekte ve izah edilmektedir. Bu açıdan Sonsuz Nur, efendiler efendisini farklı meziyetleriyle tanıtan, onun hayatının belli kesitlerini düşünce ve hikmet boyutuyla ele alan bir eserdir.

tokideki sesin okuduğu kitap


Kitabın arka kapağında yazanlar, Yıllardan beri binlerce defa yer değiştirenler; yer değiştirip kendilerine tutunacak bir dal arayanlar; o sistemden bu sisteme, o ekolden öbür ekole koşuşup duranlar, bütün bu çırpınıp durmaların fiyasko ile neticelendiğini görüyor ve şimdiye kadar hiç fiyasko görmemiş Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellam) mektebine koşuyorlar.İnsanların gönüllerini coşturacak kadar o gönüllere fer veren Efendiler Efendisi'ni acaba kendi kıymeti ölçüsünde anlatabildik mi?...Hayır! Eğer beşeriyet O'nu tanısaydı, O'nun için mecnun olur, yollara düşerdi; ruhları O'nun yad-ı cemili sarınca burnunun direği sızlar ve gözleri yaşlarla dolardı, dolardı da, O'nun pak semtine, peygamberlik dünyasına, tertemiz iklimine girebilmek için ürperir, O'nun aşkının ateşiyle yanan kalbinin küllerine hayat gelsin diye rüzgarın önüne katılır ve hep oraya doğru sürüklenirdi...Akıl ve havsalamız alsa da almasa da, sineler O Şem'a'ya, O Güneş'e pervanedir.. Çok yakın bir gelecekte, şimdiye kadar bir türlü O'na koşamayıp da kış sinekleri gibi takılıp yolda kalan derbeder ve perişan akıllar, yolda kalışlarına pişman olacak ve ellerini dizlerine vurarak: "Biz niye pervane olup O'na koşmadık?" diyeceklerdir. O zaman belki de birçoğu için her şey bitmiş olacak...

Kısacası her müslümanın kütüphanesinde olması gereken bir kitaptır. Kesinlikle tavsiye ederim okuyunca pişman olmayacksınız hatta bana tavsiye ettiğim için 'Allah razı olsun' dahi diyeceksiniz...

27 Mayıs 2013 Pazartesi

ÇEKİLİŞİME BUYURUN

Merhabalar sevgili bloggerler,  bugün sizlere ilk çekilişimi paylaşmak istiyorum. :)

Bu blog alemindeki çekilişleri çok sever ve fırsat buldukça da  katılırdım. O sebepten bende bir tane düzenlemek istiyordum ama bir türlü düzenlemek fırsat olmamıştı. Dünkü diş ağrından kurtulunca onun sevinci ile çekiliş düzenlemek istedim. :)

tokideki sesin çekilişiÇekilişimin katılım şartı ise benim izleyicim olmanız ve bu çekilişimi bloğunuzda resimle birlikte duyurmanızdır. Pardon  pardon  :) unutmuşum google reader kapanacağı malum hepiniz biliyorsunuz o sebepten bloglovinden de izleyicim olursanız çok sevinirim...:)

Başka şart yok ama isterseniz bloğumun kenarındaki twetter, facebook, +Google gibi sayfalarıda takip ederseniz edin tercih sizin :).

İlk çekilişim olduğu için öyle fazla zaman koymak istemiyorum. O sebepten bir ay sonra sonucu açıklayacağım.

Hediyelerimde ise bir çift yazlık patik eski izleyicilerim bilir onunla ilgili postum var okumak isteyenler için bir tık.

Aşk yemini adında bir tane kitap bu kitabı daha önceden okudum çok güzel bir kitap okumanızı tavsiye ederim.

6 tanede çerezlik mavi kase takımı ve bir tanede kendi yaptığım cüzdan ayrıca kazanan kişiye hediyelerimi gönderirken ilave edilecek bazı şeyler var ama onu söylemek istemiyorum kazanana sürpriz olsun :)...

Herkese bol şanslar...

25 Mayıs 2013 Cumartesi

DİŞ AĞRIM :(

Diş ağrısı ne kötü birşeymiş öyle ya :( hani derler ya diş ağrısı doğum sancısı ile eş değer diye bence yanlış onun iki katı kadar daha fazla bir ağrı söz konusu...

tokideki sesin diş ağrısı

Benim bu dişim de daha hamile iken başlayan bir ağrıma durumu vardı. Emir'e hamile idim, sene 2005 bu dişim çürümüş hafif hafif sancımalar oldu ama hamile olduğum için hemen dişçiye gitmedim doğum yapınca giderim diye erteledim. Tabi o sıralarda bu şekilde çok feci bir ağrı değilde hafif hafif arada yokluyordu sonra hemen geçiyordu o yüzden dayanmam kolay olmuştu. Herneyse ben doğum yaptım bu dişim yine başlayınca ilk fırsatta en yakın diş polikliniğine gittim. Dişçi 'dişine dolgu olabilir istersen çekmeyelim de dolgu yapalım' dedi.  Bende kabul ettim... veee böylece zorlu bir işlemden sonra dişime dolgu yapılmış oldu... dişlerine dolgu yaptıranlar ne demek istediğimi gayet iyi anlamıştır.

Dolgu yaptırdıktan sonra pek bir sorun olmadı daha ki bu seneye kadar bundan iki ay önce bir akşam dişimi fırçalarken dolgum laoboya düştü. :( Eşimin bir dişçiye git diye ısrarlarına rağmen bir müddet bir şey olmaz diye sürekli erteledim durdum. Daha ki ağrıların şiddeti hafif hafif artmaya başlayana kadar.

Diş ağrılarımın şiddeti arttığı için en yakın diş polikliniğine gidip dişimin düşen yerine tekrar dolgu yaptırmak istedim. Ama diş hekimim ağız röntgenini çektirdikten sonra 'bu dişi biz kurtaramayız dolgu yapılmaz mecburen çekilmek zorunda' dedi. Ben ise kabul etmedim o zaman başka yere giderim diye oradan ayrıldım. ( tabi o esnada diş ağrım yok o yüzden tuzum kuru)

Aradan bir ay gibi süre geçtikten sonra dişim yine ara ara tutmaya başladı. Bende en kısa zamanda ağız diş sağlığı merkezinden randevu alıp gittim.  Orası da aynı şekilde bir röntgen istedi çektirdim sonra doktorun yanına tekrar gittim. Doktor  röntgene baktı ve bana 'bu dişe dolgu olmaz ancak çekim yapılır' dedi. Benim o esnada ağrım var artık bıkmışım o sebepten 'tamam çekin yeter ki bu dişten beni kurtarın' dedim. Ama dişçi ' yok şu anda çekemem de çünkü dişin uzun müddet açık kaldığı için kökünde enfeksiyon oluşmuş önce onu gidermemiz gerek' diyip bana kullanmam için iki tane antibiyotik yazıp 'bunları kullan bir hafta sonra tekrar gel' diye gönderdi.

Antibiyotikleri kullanıp bir hafta sonra gittiğimde ise,  tekrar baktı. 've bana bu dişi ben çekemem çünkü bu dişi çekerken kırılabilir, bizim burada ise ameliyathane olmadığı için kalan parçayı alamayız' dedi. tabi ben iyice korktum :( ' Neeee kırılırmı? nasıl yani diyerek hemen olduğum yerden doğruldum' o ise, gayet rahat şekilde 'evet kırılabilir o sebepten sen bir üniversite hastanesine git' dedi. Eee ben dişimin kırılacağını öğrendim ya daha orada durur muyum hemen çıkıp oradan uzaklaştım.

Antibiyotiklerin hepsini bitirdiğim için dişimdeki ağrı hafiflemişti o sebepten amannn bu şekilde biraz daha idare ederim diye! hiç bir şey yapmadan hayatıma devam etmeye başladım. Daha ki dün akşama kadar dün akşam başlayan sancı halen devam etmekte....:(( Şuanda ne yapacağımı hiç bilmiyorum diş ağrımı hafifletmek için aklıma gelen vede elimden gelen her şeyi yaptım ama yokkk!  geç-mi-yorrrrrr

Bende havadisler bugünlük bunlar şuanda çok feci bir diş ağrısı ile cebelleşmekteyim. :( Bu ağrı yüzünden halen kahvaltımı dahi yapamadı mm...:(

23 Mayıs 2013 Perşembe

ZEYTİN YAĞLI YAPRAK SARMASI

 Kuzucuklarımın canı zeytin yağlı yaprak sarması istedi. Bende dün salamuranın son kısımları olan üzüm yaprağını çıkarıp biraz suda beklettim ki tuzunu su alsın diye, daha sonra oturup bir güzel sardım.

tokideki sesin yemeği

Yaprak sarmasının yemesi çok güzel oluyor ama sarması da tek başına bayağı zor oluyor. Özellikle benim gibi bir oturuşta 1 kilodan az sarmıyorsanız saatlerinizi alabilir. Ama sonucu görünce insan 'olsun yorulmama değdi. İyiki de sarmışım:)' diye içinden geçiriyor.
İsterseniz tarife geçelim...

Zeytin yağlı yaprak sarması malzemeleri

  • 1 kilo üzüm yaprağı
  • 1 su bardağı pirinç
  • 1 çay bardağı da bulgur
  • 1 adet domates
  • 1 adet orta boy kuru soğan
  • 2 çay bardağı zeytin yağı
  • 2 çorba kaşığı kuru nane
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığına şeker
  • isteyen kuş üzümü de atabilir (eşim sevmediği için ben kullanmıyorum) 

Zeytin yağlı yaprak sarması nasıl yapılır?

İlk başlarda da dediğim gibi yaprakları suya koyup suda bekleteceğiz. Daha sonra ise bir süzgeçten pirinç ve bulguru yıkayıp suda bekleteceğiz. Bir tencereye soğanları ince ince doğrayıp üzerine de göz kararı kadar yağ koyup biraz pembeleşene kadar kavuracağız. Önce yıkayıp daha sonra ıslattığımız pirinç ve bulgurları da pembeleşen soğanların içine koyup bir iki defa kaşıkla karıştırıp daha sonra üzerine kullandığımız baharatları ekleyip üzerine biraz sıcak su koyup kabağını kapatarak suyu çekene kadar pişirilecek. Suyu çektikten sonra ocağın altı kapatılıp, iç malzeme dinlendirilir. İç malzemeleri dinlenirken bir taraftan da suda bekleyen yaprağın suyu süzülüp alınır daha sonra bir masaya geçip yaprağı tek tek alarak içine hazırladığımız iç karışımından koyarak ince ince sarılacak.

Bu şekilde tüm yapraklar sarıldıktan sonra bir düdüklü tencereye dik dik olarak çiziyorum. Resimde de gördüğünüz gibi.

tokideki sesin yemeği

Sarmaları bu şekilde dik dik hiç boşluk kalmayacak kadar çizdikten sonra bir kaseye salçalı su yarım limon suyu ve su ile karıştırıp üzerine gezdirerek dökün. Daha sonra sarmaların üzerine geçecek kadar su koyup düdüklü tencerenin kapağı kapatılıp 1 saat pişilir. Dolmalar piştikten sonra düdüklüğün havası aldırıp kapağı açılır.  Resimde de gördüğün gibi sarmanın suyu tamamen çekmiş şekilde pişmiş hali.

tokideki sesin yemeği

Pişen yaprak sarmasının üzerine yarım çay bardağını biraz geçkince yağ gezdirilip dinlenmeye bırakılır. İsterseniz sıcak sıcak servis yapıp yiyin isresenizde dinlendirerek soğumaya bırakın, tercih sizin iki şekilde de çok güzel oluyor.:) Ben iki şeklini de yemeye bayılıyorum. :))

Buyurun bu tabakta sizlere ikramım olsun.. Afiyet olsun...

tokideki sesin yemeği

Hepinize öpücükler.


22 Mayıs 2013 Çarşamba

ÇOCUK FAALİYETİ 2


19 Mayısın ertesi günü, pazartesi hepinizin bildiği gibi okullar tatildi. Salı günü ise Emir'in öğretmenin semineri olduğu için o günde Emir'e tatil olunca çocuklarla birlikte bir şeyler yapmaya bol bol zamanımız oldu. :)

Bizde daha önceden bunları yaparız diye kafamıza koyduğumuz şeyleri çocuklarla birlikte yaptık. Aklıma geldikçe resimler çekmeye çalıştım, o zaman buyurun resimlerle birlikte anlatmaya...

tokideki sesin çocuk faaliyeti

Yukarıdaki Efenin uzaylısı bunun siyahından bir tanede Emir'e yaptık ama onun resimlerini çekmeyi unutmuşum. :(

Aşağıdaki kolejde ise Efe'nin uzaylısını yaparken halinden kareleri birleştirdim.

tokideki sesin çocuk faaliyeti
Salı günü ise bozuk bir cd den balık yaptık.:) O bizi kesmedi balığımıza bir oynar göz takıp kartonlarla çerçeveleyip duvarımıza astık. Bakın resimde de gördüğünüz gibi...

tokideki sesin çocuk faaliyeti


Çalışmaları yaparken çektiğim karelerden oluşan kolej...

tokideki sesin çocuk faaliyeti

Bunların dışında çok güzel oyunlarda oynadık bizim için çok iyi oldu. Arada böyle tatiller hemi çocuklara hemide bana iyi geliyor.

Benden bu günlük bu kadar.

Hepinize öpücükler.

19 Mayıs 2013 Pazar

19 MAYIS TÖRENİNDEN KARELER

19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a geldiği gündür. Ulusal bayram günümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.

19 Mayıs gençlik bayramı olduğu için Emir' in sınıfının töreni yoktu. Ama biz çocuklar bayram coşkusunu ve heyecanını yaşasın diye hep birlikte törene gittik. Törende gösteriler yapılırken Efe den fırsat buldukça bir kaç kareyi çekebildim. İsterseniz çektiğim kareleri seyredelim...

tokideki sesin resmi

tokideki sesin resmi

tokideki sesin resmi

tokideki sesin resmi

Tören esnasında bizimkiler töreni seyretmekten sıkılıp arkadaşları ile oynamaya gittiler. Onların arkadaşları ile birlikteki halleri...

tokideki sesin resmi

Veee biz...:))

tokideki sesin resmi


Büyük önder Atatürk'ün izinde, milli ve manevi değerlerimizi benimsemiş, bu cennet vatanın teminatı gençler; Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı kutlarım....

Sağlıkla Kalın.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

TAKIM İÇİN ÖLMEK

Takımım için ölürüm sözü, bu söz genellikle etrafımızda, televizyonlarda yada ne bileyim işte o sosyal medyalarda sürekli duyduğumuz vede yazan bir söz. 

tokideki ses makalesi

Ben böyle şeyleri görünce yada okuyunca cidden çok kızıyorum. Bu ne ya takım tutma demiyoruz tamam tut hatta istersen maçlarını izlemeye dahi git ama bu kadarda abartılı olma ya... Bir futbolcu bile başka bir takım fazla ücret verdiğinde o takıma dönüyor ve sanki doğma büyüme o takımlıymış gibi o takım için çalışıyor. Ki onlar bu iş için üstüne üstelik parada alıyorlar. Ama onlar hiç öyle takımımız için ölürüz bile demiyorlar, onlar öyle iken sen bu takım için neden ölecekmişsin yada takımın için neden kavga edeceksin ne gereği var demi ama. Ne demişler top yuvarlaktır ne olacağı belli olmaz bugün sen kazanırsın başka gün onlar kazanır. Sen kazandım diye etrafındaki başka takım tutan insanlara hakaretler yağdırıp sevineceksen hiç sevinme daha iyi, yada kaybedince üzülüp sağa sola sataşacaksan bu takımı ne diye tutu yon hiç tutma daha iyi. En azından etrafına zararın dokunmaz.

Futbol bir oyundur. güzelce oynayıp güzelce izlersen senin için bir eğlence yada sosyal faaliyet olur. Ama bunu Ülkemizdeki insanlar için söylememiz bu aralar pek mümkün değil. Neymiş efendim 'benim tuttuğum takım her zaman kazanmalı yada herkes onu tutmalı' ne saçma bir düşünce bu böyle ya. Sen o takımı tutu yon ona karşı sempatin var ama o da öbürünü tutuyor oda o takıma karşı bir sempatisi var. Olamaz mı?

Olmaz ama umarım bir mucize olur ve bundan sonra en azından taraftarların bir çoğu rakiplerini nefret etmekten vazgeçerler. Çünkü nasıl ki farklı bir dine yahut farklı bir ırka sahip olmak nefret edilmeyi gerektirmiyorsa bir takımı tutmak da nefret edilmeyi gerektirmiyor. Bunu anlamalı ve bu düşünceye göre hareket etmeliyiz...

Sağlıkla Kalın...

17 Mayıs 2013 Cuma

AYNA SÜSLEMESİ

Merhabalar sevgili bloggerler, bugün sizlere yaptığım aynayı paylaşmak istiyorum. Evde düz sade yuvarlak bir ayna vardı. Onu tuvalet kağıdı ruloları ile süsleyip duvara astım.:) Bakınız resimde de gözüktüğü gibi...

tokideki sesin aynası

Bu aynayı, önce altına yuvarlak fon kartonundan bir daire kesip onun üzerine yapıştırdım. Daha sonra ise tuvalet kağıdı rulolarını ince ince kestim.

tokideki sesin aynası

 Başlamadan önce kafamda o ruloları boyarım diye geçiriyordum ama yapmaya koyulduktan sonra aklıma pullarla yapıştırmak geldi. Aslında siyah pul düşünüyordum ama siyah olanları evde bulamadım. :( Bende o sebepten evde olan pembe pulları yapıştırdım.

tokideki sesin aynası

Resimde de gördüğünüz gibi önce ruloları aynanın kenarına yapıştırdım. Pulları en son, yapıştırdığım rulolar kuruduktan sonra tek tek yapıştırdım. Gerçi o biraz beni oyalayıp yordu; ama sonucu görünce tüm yorgunluğumu unuttum gitti :)) Ortaya evdeki malzemelerle yapılmış özellikle de benim eserim olan bir şeyin ortaya çıkması insanı mutlu ediyor bee:)

Benden bugünlük bu kadar hoşça kalın...

Hoşça kalın..

16 Mayıs 2013 Perşembe

SAKAL-I ŞERİFİ GÖRDÜK

Dün akşam samanyolu kolejinde kutlu doğum haftası etkinliği adı altında bir program oldu. O programda Peygamber efendimizin Sakal-ı Şerifi getirildi. Konya gezisinde bahsettiğim gibi ben Sakal-ı Şerifi orada da çıplak gözle görmek nasip olmuştu. Allah'ıma şükürler olsun ki o mübareğin sakalını ikinci kez görmeyi nasip etti. 

tokideki sesin logosu


Program çok güzel donanımlı bir programdı. Başlangıç olarak çok güzel bir Kur'an-ı Kerim ziyafeti verdiler kulaklarımızın pası silinip ruhumuz şenlendi. Okuyan hocanın yüreğine ve ağzına sağlık ne güzel içten ve hisli okudu öyle...

Kur'an-ı Kerimden sonra başka bir hocamız Peygamber efendimizin doğumundan ana rahmine geliş günü yani Regaip Kandiline kadar olan güzel olayları bizimle paylaştı. Hazırladığı sunumla geceyi bize çok güzel anlattı. Onun arkasından ise Kur'an-ı Kerim okuyanlar vede Selavet-i Şerif getirenler için hatim duası yapıldı. Hep birlikte duamızı yapıp amin dedik.

Ve son olarak ise gecenin asıl beklenen şeyi Sakal-ı Şerif görmesi gerçekleşti. Resim çekilmek yasak olduğu için yakından ne resim nede video çekebildik. O sebepten bende bayanlar sıra halinde Sakal-ı Şerifi görmeye giderken hallerini çektim. Salonda Salavat-ı Şerif eşliğinde önce bayanlar daha sonra ise erkekler sıra ile Sakalı-ı Şerifi görmeye gittik. 

Çok güzel bir etkinlik oldu 20.30 da başlayıp 22.30 a kadar sürdü. Ama program o kadar güzeldi ki tabiri caizse su misali aktı geçti.

Son olarak ise, ellerin duaya uzandığı, sinelerin dostlara açıldığı, gözlerin masumiyet aradığı bu mübarek günde tüm dualarınız kabul olması dileğiyle hepinize hayırlı kandiller dilerim.


15 Mayıs 2013 Çarşamba

ÇOCUKLARLA BİRLİKTE YAPTIĞIMIZ FAALİYETLER

Merhabalar sevgili okurlarım, bugün sizlere çocuklarımla birlikte yaptığımız çalışmaları paylaşmak istiyorum.
İlk olarak isterseniz el çalışmalarımızdan bahsedeyim. 

Ailemizin her bireyinin ellerini bir kağıda çizdim daha sonra Emir benim ve kendisinin elinin resmini boyadı. Efe ise babası ile kendisinin elinin resmini boyadı. Alttaki resimde de gördüğünüz gibi hummalı bir çalışma yapılıyor. :)

tokideki sesin resmi

Sonra boyanan elleri ben bir makasla kestim daha sonra ise bir piritle kartona yapıştırdım. Sonuç olarak ise böyle bir şey ortaya çıktı.  :)

tokideki sesin resmi

Emir'in öğretmeni evde bir hayvan yapıp okula getirin dediği için bizde dev kaplumbağa yapmaya karar verdik.

tokideki sesin resmi

Yukarıdaki  kolej resminde de gördüğünüz gibi bu kaplumbağada da kuzucuklarımın el emeği var. Kağıt, cam kase, tutkal, grapon kağıdı ve bir çift oynar gözle yaptığımız kaplumbağa.... biz ona dev kaplumbağa diyoruz. Nasıl olmuş mu?

Sabah Emir okula götürürken hali  :) canım oğlum kırılmasın diye çantasına dahi koymadan elinde götürdü.

tokideki sesin resmi

Öğretmeni çok beğenmiş okulda yıl sonu sergisine çıkmak için rafa kaldırılmış bile:)

Bizden haberler şimdilik böyle bu aralar kuzucuklarımla sürekli bir şeyler yapıp faaliyetler halindeyiz. :)

Hepinize öpücükler.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

ÇOCUKLARLA BİRLİKTE İZLENEBİLECEK FİLMLER

Bugün paylaşacağım filmleri çocuklarla birlikte izleyebileceğiniz tarzda filmler, bizim çok hoşumuza gitti izlemeyenler varsa izlemesini tavsiye ederim.

tokideki sesin logosu

İlk olarak Hannah Montana filminde geçen başrol karakterindeki Miley Stewart, gizli pop-star kimliği ile okulu ve arkadaşları arasında denge kurma mücadelesi vermektedir. Ancak hızla artan şöhreti ve popülerliği özel hayatına egemen olunca her şeyi oluruna bırakır. Bunun üzerine babası, gerçeklerle yüz yüze gelmesi için onu Tennesse’deki Crowley Corners’taki evine çağırır. O andan itibaren Hannah Montana’nın bile hayal edemeyeceği çapta eğlence, kahkaha ve romantizm dolu bir macera başlayacaktır. miley Tennessee'ye babası ve jackson la birlikte gider. orada artık Hannah olmaktan sıkılır ve konser sırasında gerçek kimliğini açıklar. Ama hayranlarının isteği üzerine yine 2 kişi olarak yaşamaya başlar... Film çok sürükleyici tam bir gençlik filmi içinde aşk, komedi ve müzikal var bu tarz filmleri seven varsa tavsiye derim.


tokideki sesin logosu

İkinci olarak paylaşacağım film ise bir animasyon filmi, 10 yaşındaki  Lucas Nickle Ailesiyle birlikte kısa süre önce yeni bir şehre taşınırlar.  Lucas, henüz tek bir arkadaş bile edinememiştir. Kendisinden birkaç yaş büyük ablası Tiffany’den zulümden başka şey görmez; evlilik yıl dönümlerini kutlamak için Puerto Vallarta’ya haftasonu tatili planlamakla meşgul anne babası da  son günlerde onunla pek ilgilenememektedir. Bu arada, sevgi dolu ama biraz kaçık büyük annesi Mommo tüm zamanını ailesini ucuz dergilerde okuduğu uzaylılardan korumaya çalışmak için harcamaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Lucas, mahallenin zorbası Steve’in bir numaralı hedefi olmuştur ve Steve her fırsatta onu tartaklamaktadır. Buna karşılık Lucas da bahçesindeki karıncaları yok etmekten keyif alır; yaşamakta olduğu hayal kırıklığının acısını savunmasız toprak tepeciklerini ve sakinlerini tekmeleyerek, ezerek ve hortumla suya tutarak çıkarmaktadır. 

Ancak Lucas’ın bilmediği şey ayağının hemen altında yaşayan ve hareketli bir dünya olduğudur ve kendisinin “bir sürü aptal karınca” olarak gördüğü canlıların çok gelişmiş bir toplum yaşamı; ve her birinin adı, ilişkileri, sorumlulukları ve duyguları vardır. Evlerinin “Yok edici” Lucas tarafından yerle bir edilmesinden bıkan karıncalar, onunla savaşmaya karar verirler.  Herneyse bu kadar yeter daha fazlası için izleyin bence :) yoksa ben şimdi filmin hepsini burada anlatacağım...


tokideki sesin logosu

Son olarak ise güneşin oğlu filminde  ise, bütün hayatını bir mucize bekleyerek geçiren Fikri Şemsigil, sonunda bu mucizeyi yaşar ve ‘Güneşin Oğlu’ olduğunu öğrenir. Fakat yaşadığı mucize, düşündüğünün aksine Fikri Bey’in hayatını alt üst eder. Fikri Bey’in ruhu artık, çevresindeki insanların bedenlerine girip çıkmaktadır. Ve sonunda Fikri Bey, bu kez, yıllarca beklediği mucizeden kurtulmak için, gerçeklerin peşine düşmek zorunda olduğunu anlar. Olaylar çığırından çıkmıştır.  Sonunda diğer güneşin oğulları olan kişiler ölür fikri bey ile  profesör birbirlerinin yerine geçerler. Saçma bir film ama insan sonunu merak ettiği için devamını hiç sıkılmadan izliyor.

Hepinize öpücükler.

10 Mayıs 2013 Cuma

BAYAT EKMEK HELVASI

Bayat ekmek değerlendirme çalışmalarımı evde yaptıkça fotoğraflayarak sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Belki bu şekilde en azından bir kişi bile olsa bir bayat ekmeğini atmayarak değerlendirmesine yardımcı olursam ne mutlu bana :)...

tokideki sesin tarifi

Bu sefer bayat ekmeklerden helva yaptım. :) İyikide yapmışım çok çok güzel bir tadı var  İsterseniz direk olarak tarife geçelim.

Bayat ekmek helvası malzemeleri


  • 3 su bardağı çok ince şekilde çekilmiş bayat ekmek içi
  • Bir paket margarin veya tereyağı tercih size kalmış
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1.5 su bardağı süt
  • Vanilya veya portakal kabuğu rendesi
  • Son olaraktan üzerini süslemek için nane yaprağı

Bayat ekmek helvası nasıl yapılır?

 Bir tencereye margarin koyup erimesi beklenir.

tokideki sesin tarifi

Eriyen margarin veya tereyağının üzerine çok ince şekilde çekilmiş olan ekmek içleri eklenir.Un helvası yapar gibi sürekli karıştırarak koyu kahverengi rengi alana kadar kavrulur. Aşağıdaki resimde de gördüğünüz gibi.

tokideki sesin tarifi

Ayrı bir tencereye şeker ve süt eklenip kaynatılır. Şekerli süt şerbetine son olaraktan biraz portakal rendesi eklendikten sonra kavrulan ekmek içine eklenir. Daha sonra ise tencerenin kapağı kapatılarak 15 dakika bekletilir. Tane tane olan helva servis tabağına alınıp üzeri nane yaprakları ile süslenir. Dileyen üzerine çekilmiş ceviz içi ile de süsleyebilir. Sonuç olarak ise en üstteki resimde de gördüğünüz gibi çok güzel vede lezzetli bir tatlıya sahip olmuş oluyorsunuz. Yapıp deneyen olursa onlara şimdiden afiyet olsun... :)

Hepinize öpücükler.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

CESARET VEREN ÖYKÜLER KİTABI


Sezonun son portakallarından yaptığım portakal suyu eşliğinde sizlere geç kalmış bir postu hazırlıyorum.:) .... 


tokideki sesin okuduğu kitap


Cesaret veren öyküler, Cengiz Erşahin'in yazdığı bir kitap. Bu kitabı eşimin bir arkadaşı okuduktan sonra çok güzel kitap okumanı tavsiye ederim diyerek ona hediye etmiş.

Bizim evde de genellikle kitap okuyan kişi ben olduğum için :) benim dikkatimi çekti ve okumaya başladım.

Kitabın içeriğinde alanlarından ün yapmış,  ünlü tanınmış iş adamları, sanatçılar, yazarlar gibi kişilerin başarıya nasıl ulaştıklarını anlatan kıssadan hisseler var. Hatta arada da bazı büyük insanların ağızlarından öğütlerde içeriyor. Benim hoşuma giden çok öyküler var okurken zevk alarak okudum.

tokideki sesin okuduğu kitap

Kitapdaki bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.' En büyük hatiplerden olan Demostenes aslında bir kekeme imiş biliyor musunuz? Bu adam kekeme hali ile bir topluluk karşısında konuşmaya başladığında halk, onu kahkahalarla kürsüden uzaklaştırmış

Ama bu adam kekeme olmasına rağmen pes etmemiş azim etmiş ve tabiki de çok çalışmış.Çünkü içinde hatip olabileceğine dair büyük bir inanç taşıyormuş. Bu adam uzun zaman deniz kıyısında ağzına çakıl taşları koyarak, kıyıya vuran dalgalar eşliğinde konuşma egzersizi yapmış.

Bu azmi vede çabası sonucunda istediğini elde ederek sözünü dinletmeyi ve dünyanın en büyük hatiplerinden biri olmayı başarmış.'

Buna benzer bir sürü olayları anlatıyor. Kitabın arkasındaki şu sözde çok hoşuma gitti. 'Mal kaybeden bir şey kaybetmemiştir. Onurunu kaybeden çok şey kaybetmiştir. Cesaretini kaybeden ise herşeyini kaybetmiştir.' Ne kadar doğru vede güzel bir söz demi....

Kitabı özellikle ergenlik çağında olan vede hep ikilemede kalan kişilerin okuması gerekiyor. Çünkü içindeki kişilerin hikayeleri gerçekten de insanı cesaretlendiriyor. O sebepten bence herkesin kütüphanesinde olması gerekli kitaplardan biri...

Hepinize öpücükler.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

NATA VEGA OUTLET GEZMEMİZ

tokideki sesin logosu

Türkiyenin en büyük alış veriş merkezi özelliğin taşıyan Nata Vega Outlet açıldığından buyana milyonlarca Ankarıların gittiği tek nokta oldu. Özellikle içindeki kapalı luna park çocukların ilgisini çektiği kadar anne ve babalarının da çok büyük ilgisini gördü.

Nata Vegaya nihayet pazar günü ailecek giderek gözlerimle görmek nasip oldu. Gerçekten de çok büyük vede deha sal bir yer. Netten araştırdığıma göre 5000 metre kare kapalı bir alanda kurulmuştur. Luna parkı kadar içindeki İkea bölümü benim çok dikkatimi çekti çok güzel dolapları vardı. Şu aralar tamda bir kitaplık tarzı bir şeye ihtiyacım vardı. O sebepten bizim için iyi oldu aklımızda fikirler oluştu.


tokideki sesin logosu
 Üst kattaki kafeterya bölümlerinden yemek siparişlerimizi beklerken çocukların oyalanması için yapılan çocuk eğlenme yerleri vardı. Bizim için çok iyi oldu bu yerler sayesinde çocuklar oyunlar oynayarak eğlenirken bizlerde oturarak kafa dinleyerek dinlendik.

Pazar günü akşam birde sivas spor ile galatasarayın şampiyonluk maçı vardı o sebepten benimkiler sabahtan, evden çıkmadan önce 'anne bize formamızı giydir' dedikleri için formaları üzerlerinde idi. :) Bu arada konudan konuya atlamış gibi olacağım ama galatasarayı tebrik ediyorum 19. şampiyonluk kuposunu aldılar. :)) Bizimkiler coşku ile kutladılar.


tokideki sesin logosu

Ailemizin en küçük galatasaraylısı da üzerindeki forması ile alış veriş arabasını da ki hali...:)

Biz bir gün içinde gezebildiğimiz kadar yerlerini gezdik ama çocuklar yorulduğu için daha gezemediğimiz yerlerde var. Ama olsun artık bundan sonra sık sık gideceğimiz yerlerden biri olacağı için daha çok gezeriz. diyerek oradan ayrıldık...

Son olarak balkondan bir kombin resmi ile bu postumu sonlandırıyorum.


Hepinize öpücükler.

3 Mayıs 2013 Cuma

SİGARA ZARARLIDA ALKOL DEĞİL Mİ?


Bütün Türkiye, “dumansız hava sahası” kampanyasının başarıya ulaşmasını bayram havasında kutladı. Haklılarda, çünkü sigara içme konusunda çok ölçüsüz hareket ediliyordu ve içen de içmeyen de bu durumdan rahatsızdı. Dolayısıyla sigaraya karşı başlatılan kampanya, herkes tarafından kabul gördü. Nihayet sigaranın kapalı mekanlarda içilmesi yasaklandı ve Türkiye rahat bir nefes aldı. Artık otobüslerde seyahat ederken sigara dumanından dolayı boğulma tehlikesi geçirmiyoruz...


tokideki sesin logosu

Artık insanlar bu 'dumansız hava' kampanyasından dolayı, ne etrafındakilerin nede kendilerinin sağlıklarına zarar vermiyorlar. Ve ayrıcada paraları ceplerinde kalıyor. Çok güzel oldu bu kampanyayı başlatanları canı gönülden destekliyorum. Ama gel gelelim ki bu sigara kampanyasını başlatan bu kişiler şimdi neden durdular. Alkolü neden atladılar. Sigara sağlığa zararlıda alkol değil mi? Sigara etrafındaki insanlara zarar veriyor da alkol vermiyor mu? Milyonlarca insanlar bu alkol yüzünden boşanmıyorlar mı? Üstelik alkolü dinimizde yasaklamış ve alkolün haram olduğunu söyleyen ayetler ve hadisler vardır. Sigara için böyle birşey yokken sigara ile o kadar çok uğraştılar, çaba harcadılar. Ve nihayet olumlu sonuçlar aldılar ama dinimizin dahi reddettiği bu alkolü neden kimse önemsemiyor!...


tokideki sesin logosu


Başbakanımızın bir konuşmasında duymuştum artık alkol reklamları yapılmayacak vede sigaranın üzerinde yazdığı gibi alkolün üzerinde de sağlığa zararlıdır gibi yazılar olacak' demişti. O konuşmasında ki sözlerin artık faaliyete geçmesini dört gözle bekliyorum. Çünkü artık alkolün zararlarıda gündeme gelip gençlerimiz bilinçlendirilsin.
Not:Resimler googleden alıntı,
Sağlıkla kalın...