Teknoloji, bilimin teknik yönden ilerlemesine denir. İnsanın aklını vede hayatını güçlendirmek için sürekli gelişmektedir. Teknolojinin hayatımıza kattığı bir sürü olumlu etkileri vardır.
Tabiki olumlu etkiler yanında olumsuz etkilerinde yok değil bunun için örnekler verecek olursak bir kere dünyamızda teknolojik aletler sayesinden hareketsizlik çoğaldı. İnsanlar eskiden çamaşırını, bulaşığını kendileri yıkadığı için bu işleri yaparken sürekli bir hareket halinde imiş ama şimdi bulaşık makineleri, çamaşır makineleri, asansörler, yürüyen merdivenler gibi teknolojik aletler bizlerin hareket etme etkisini kısıtladığı için, şimdi günümüzde obezite ve damar hastalıkları aldı başını gitti. Ben böyle teknolojiye uyup fazla hareket etmeyen kişilere 'teknolojizate' diyorum.
Teknoloji için bunları düşünüyorum diyede beni sakın teknoloji düşmanı da sanmayın. Çünkü her şey bizim elimizde teknolojiyi gerektiği zaman kullanıp gerektiği zamanda sırf değişiklik olsun spor olsun diye bazende kullanmasak hemi bedenimizi çalıştırmış oluruz hemide beynimizi dinlendirmiş oluruz.
Biz ailecek en az ayda bir kere olsun teknolojik aletleri kullanmadan hayatımızı doğa eşliğinde zaman harcayarak geçirmeye çalışıyoruz. Bu cumartesi vede pazarı da bu şekilde geçirdik.
Cumartesi günü ikindi namazını kıldıktan sonra, cep telefonlarımızı kapattık, eşim kıymasız çiğ köfte yoğurdu bende çaycıdan değilde çaydanlıkla ocakta su kaynatarak çay demledim. Daha sonra ise çayımızı, çiğ köftemizi, topumuzu ve tabiki kitabımızı da alıp evden çıktık. Binadan aşağı inerkende asansörü kullanmadan merdivenlerle indik. Gideceğimiz yere de araba kullanmadan yürüyerek gittik.
Evimizin biraz ilerisinde halı sahası vede oturmak için çardakların olduğu bir yer vardı oraya gittik. Bizimkiler halı sahada futbol oynamak için gittiler bende bardağıma çayımı koyup mis gibi havada çay eşliğinde kitabımı okudum. :) Sizler hiç temiz havada çay eşliğinde kitap okumuşluğunuz oldu mu? Eğerki cevabınız hayır ise, size tavsiyem en yakın zamanda deneyin. Gerçektende çok güzel bir duygu...
Akşam yemeğine kadar dışarıda vakit geçirdik. Çocuklar içinde çok iyi oldu Emir bol bol futbol oynayarak içindeki futbol duygusunu karşıladı Efe ise bana etraftan çeşitli çiçeklerden toplayarak bol bol gezdi. Hııı bu arada bendeki herzaman ki alışkanlıktan olsa gerek fotoğraf makinesini çantama atmışım. Bakın bilinçli değil tamamen el alışkanlığı :)) (Tamam itiraf ediyorum blog için fotoğraf olsun diye koymuştum ama eşime öyle dedim.) Tabiki yutmadı :))...
Pazar günüde cumartesi günü yaptığımız gibi yaptık. tek fark bu sefer fotoğraf makinesinide evde bıraktım. :) Eşim giderken kaç defa sordu durdu ' bak fotoğraf makinesini eve bıraktın demi' diye...O sebepten pazar gününden resim yok.
Pazar akşamı eve geldiğimizde üzerimizde bir yorgunluk ama hareket etmenin vede kafayı dinlemenin duygusu insana daha ağır bastığı için yüzümüzde ufak bir tebessüm vardı. :)
Hepinize öpücükler.