9 Aralık 2012 Pazar

KARIŞIK BİR POST :)

Merhabalar sevgili okurlarım,
bu aralar bloğumu yine ihmal ettim farkındayım. Ama sizlerin postlarını elimden geldiğince takip etmeye çalıştım fazla yorum yapamasamda hemen hemene her postlarınızı okudum.

Ben bugün size fotoğraf  makinemdeki resimleri paylaşmak istedim. İlk olarak Ankaraya ilk kar yağdığında sabah Emir 'i okula bırakırken bizim sitede olan bir iki güzel görüntüyü paylaşmak istiyorum.


Çiçeklerden en çok güllerin kokusunu severim bu da sitenin bahçesinde tüm soğuya vede kara rağmen canlı kalmaya çalışan bir gül tomurcuğu:)) bakarmısınız ne kadar da güzel çıkmış bembeyaz karların arasından...


Benim kuzucuklarım kış mevsiminde karın yağmasını çok severler  o sebepten dolayı her sabah kaltığında hemen pencereye koşup anne kar yağmış mı diyerek bakarlar:)) 

Bu kar perşembe günü yağdı aslında bu fotoğrafları o gün paylaşmak istiyordum ama bir türlü elim kolum paylaşmak için kalkmadı :( herneyse geç olsun ama güç olmasın demi ama :)

Dün ise önce bir alış veriş daha sonrasında ise akraba ziyaretine gittik o gün evden çıkmadan önce çekindiğim bir kombinide  sizlere paylaşmak istiyorum. 


Benden şimdilik bu kadar ben şimdi komşuya mevlit okumaya gideceğim.... efendim sizler içindemi dua edeyim.... tamam tamam ederim:)



22 Kasım 2012 Perşembe

ÖĞRETMENLER GÜNÜ HEDİYEMİZ HAZIR

Hayırlı akşamlar sevgili okurlarım,
 Bugün sizlere Emir'in öğretmeni için hazırladığımız öğretmenler günü hediyesini paylaşmak istiyorum.
Kırmızı şal ördüm postum da kendime yaptığım şalın modelinden eflatun renginde olan bir şal ördüm. Nasıl olmuş mu sizce öğretmeni beğenir mi? 


















İstedim ki el emeği ile yapılmış bir şey olsun ki bir emek harcandığı için daha mutlu olur diyerekten, Emir ile birlikte birde kalpten üzerinde zarf şekli olan bir kartpostal hazırladık içine de bir gül koyup güzel bir söz yazmak istiyorum. Ama ne yazık ki ne yazacağım konusunda karar veremediğim için şimdilik boş :( Arkadaşlar sizler bana akıl verin sizce ne yazayım?



Kartpostal vede şalın ikisi de yan yana duruyor, altında da hediye paketi var. Boş olan bölüme ne yazacağıma karar verip yazdıktan sonra paketleyip cumartesi günü öğretmene verilmek üzere yola çıkacak...

Bu arada cumartesi demişken cumartesi günü yani öğretmenler gününde birde piyes oynayacaklar. Emirim piyesteki rolü yaşlı bir öğretmeni canlandıracak onunla ilgilide sizlere bir post hazırlayacağım beni beklemede kalın....


KPSS TERCİHİ VEDE PİZZA ZİYAFETİ:)

Günaydınlar,
dün sabah sıkı bir plates yaptığım için 400 kalori verdiğimi düşünerek akşam kendime vede aileme bir ziyafet çekeyim diye pizza yaptım.:))  Eeee arada kaçamak iyidir demi ama hı hı hıııı....


Pizzam hazır en son üstüne dilim kaşardan da koyup fırına gidecek:))


Fırına koyarken hali..... Şimdi sizler bana haklı olarak hani pişmiş hali diyeceksiniz ama inanın çocuklar ve ben pişmesini öyle sabırsızlıkla bekledik ki :)) fotoğraf çekmeyi tamamen unutup sıcağı sıcağına yemeye koyulduk ha haaaaa...

Herne kadar pizzanın ağırlığı üzerimize çöksede bir soda vede bitki çayı içip kendimi toparladıktan sonra memurluk için tercih yapmaya koyuldum. Allahım ne kadar karışık vede sıkıcı bir şey tercih yapma işlemi :(( sizlerde benim gibi mi düşünüyorsunuz?


Bütün akşamı mı alsada sonunda bana uygun yerleri belirleyip tercih yaptım. Hadi hayırlısı bakalım  her ne kadar umudum olmasa da yinede bir ihtimal dedim tercihleri yaptım.  İnşallah bir yer çıkar :)

Üstteki fotoğraflarda da gördüğünüz gibi 30 tercih hakkımın tamamını dolduramadım bile :(  Eee Ankara dışı yazmazsan olmaz şöyle doğuları yazacaksın ki yazdığın yer çıksın demi ama, lakin geride bir eş vede iki çocuğu bırakıp girmek ne mümkün:( O sebepten bende tercihlerimin hepsini Ankara'dan yaptım.

Neyse canlar benden bugünlük bu kadar şimdi izninizle kahvaltımı yapıp ardındanda yine sıkı bir pilates yapmam lazım. Akşam iki dilim yediğim pizzayı eritmem lazım :))

21 Kasım 2012 Çarşamba

ŞİŞE SÜSLEMESİ

Günaydınlar arkadaşlar,
dün yine galatasarayın, yabancı takımla birlikte bir maçı vardı. Bu maçı kazanırsalar 3 puan mı ne alacaklardı. Yani anlayacağınız Galatasaraylılar için önemli bir maçtı; o yüzden bizim fanatikler Emir vede babası her zaman ki gibi televizyonun karşısında yerlerini alıp, maçı gürültülü bir şekilde izlemeye başladılar.:(


Bizimkiler, maç izlemeyi öyle bir abartıyorlar ki anlatamam sizlere, sanki stadyumdaymışlar gibi davranıyorlar:)) Maç başlamadan kendilerini boyamalar, tezahüratlar daha neler neler anlatamam....

Soda Şişesi Nasıl Süslenir?

Peki ben garip mi ne yaptım? Ne olacak, bende odaya çekilip; elime boş bir soda şişesi, ip birde tutkal alıp şişe süsledim... Ha ha haaa şuan bunları yazarken kendimi çok zavallı hissettim. Dün akşam şişe süslemesi olayına kendimi öyle kaptırmışım ki bunun farkında bile değildim.:)

Soda Şişesi Nasıl Süslenir?

Şuanda şişeye tutkalı sürdükten sonra ipi sarmaya başlamıştım.

Soda Şişesi Nasıl Süslenir?




Soda Şişesi Nasıl Süslenir?
Soda Şişesi Nasıl Süslenir?

Veeeeee tamamlanmış hali... Nasıl olmuş? Güzel olmuş mu? Ben içine bir tanede çiçek koydum; ama istersem dekoratif şişe olarakta kullanabilirim. Ben hatta yatak odasına dekoratif şişe olarak kullanmayı düşünüyorum. Çünkü benim yatak odasında bordo hakim. ipin rengi de bordo. Fotoğrafta tam belli olmadı ama...


17 Kasım 2012 Cumartesi

KIRMIZI ŞAL ÖRDÜM

Hayırlı geceler sevgili okurlarım,
benim günlerim burda yazdığım şekilde geçiyor. Tek farkı akşamların uzun olması sebebi ile akşamlarımın bom boş televizyon karşısında geçirerek zaman öldürmek istemiyorum. O sebepten bende en çok becerikli olduğum örgü örme işini yapıyorum. Kendi çapımda hoşuma giden şeyleri yapıyorum.

Şimdi de size 2 gün önce bitirdiğim üstüne üstelikte bugün kullandığım şalı paylaşmak istiyorum. Ben çok beğendim bakalım sizlerde beğenecek misiniz:)...



Siyah, beyaz vede kırmızı renkte büyük puantiyesi olan eteğim ile kombinledim.

Şimdi de şalımın daha yakından fotoğraflarını koyuyorum sizlere iyi seyirler...:)







15 Kasım 2012 Perşembe

ETEĞİN DÖNÜŞÜMÜ

merhabalar,
bugün sizlere daha önceleri bakınız bu postta bahsettiğim eteği, tuniğe nasıl dönüştürdüğümü sizinle paylaşacağım. Benim ve etrafımdakilerin çok hoşuna gitti.:)) Bakalım sizlerde beğenecek misiniz?

Biliyorum araya başka postlar girdi ama size daha önceleride bahsettiğim gibi elimde resimler olmadığı için sürekli ertelemek zorunda kalıyordum.

Neyse az laf çok resim diyelim vede resimlere geçelim....


Vee da da dammmm eteğim, pardon tuniğimle karşınızdayım:))  nasıl olmuş mu? Efendim evet evet boydanda resim istiyorsunuz alın size boydan resim ama bakın resimleri Emir çektiği için tam net değil bulanıklık söz konusu ona göre... Artık bu şekilde idare edin.


Boydan da bu şekilde, şimdi siz o eteğimi unutmuşsunuz diyerekten eteğin ilk halinide resmini koyayımda ona göre fikrinizi yazın:)


Eteğim bu idi yıkandıktan sonra çektiği için kullanmıyordum bende bu eteği aldım kestim:))


Bu hale döndürdüm haa tabiki kemerinide unutmadım onu da çıkarıp tunik olarak kullanmaya başladım.




13 Kasım 2012 Salı

REKLAM ÇANTALARININ DEĞİŞİMİ

Merhaba arkadaşlar,
bugün sizlere tanıtım amaçlı hazırlanmış reklam kokan çantaları nasıl günlük olarak bir yere giderken al çık şeklinde değerlendirdiğimi göstereceğim.:))

Üstüne üstelik yaptığımdan bu yana elimden de hiç düşürmedim ha haaa sanki önceleri başka çantam yokmuş gibi sürekli ikisini kullanıyorum. Örnek okula Emir'i almaya giderken, park gezmelerine giderken, kayın valideme ziyarete giderken gibi günlük olarak hemen evden çıkarken kıyafetime hangisi uygunsa onu alıp çıkıyorum...:)


Bu iki çantayı da portmantoya astım hazır şekilde duruyorlar. Bunları sürekli kullanmamdaki en önemli etkenlerden biri ikisi de inanılmaz hafif olması özellikle kahverengi olanı yazın tatile giderken bile götürdüm.:) diğer önemli etmen ise ben hazırladım benden başka kimsede olmayan tamamen kendi zevkime ait bir şeyin olması...:)


Kahverengi olanı Konya'ya gittiğimde orada babaannemden almıştım, belediyenin tüm halka dağıttığı bir çanta imiş:) ben görünce çok hoşuma gitti özellikle rengi benim en çok kullandığım renk tonlarında olması beni kendine bir başka çekti. Bende çantayı babaannemden alıp eve getirdim.


Ve.... çantayı bu şekilde en basit biçimde reklam yazısını kapattım, ortaya bu şekilde bir şey çıktı nasıl sizce de olmuş mu eksik bir şey var mı? sizce başka ne şekilde yapabilirim?


Diğerini ise bu şekilde yaptım, böylece iki çantam daha oldu:))

Aslında ben bunları yapalı bayağı bir zaman geçti ama ancak fırsat bulup postunu hazırlayabildim. Ben bugün size eteğimin nasıl tuniğe çevirdiğimi anlatan postu hazırlayacaktım ama resmimi çekecek kimse olmadığı için o postu yine ertelemek zorunda kaldım. Eee malum Emir okulda o yüzden resim çekeni bulmak zorlaşıyor:) Efe halen küçük olduğu için benim istediğim gibi bir çekim yapamıyor... Yani en kısa zamanda Emir'ime resimleri çektirip sizlerle paylaşacağım beni beklemede kalın....

12 Kasım 2012 Pazartesi

BİM BAM BOMM BENİMDE BİR LAP TOPUM VAR ARTIK:)

Merhabalar sevgili okurlarım,
dün paylaştığım posta da dışarı çıkacağımı yazmıştım ya ( okumayanlar için bakınız) işte o gün Optimum AVM ye gittim. orda ne mi aldık? çok önceden beri istediğim ama eşimi bir türlü ikna edemediğim bir şey alındı...


Biliyor musunuz benim bir lap topum yoktu :( sizlere yazdığım postları masa üstü bilgisayardan yazıyordum. Ama gel gör ki ne bel kalıyordu ne boyun hep tutuluyordu. Sabah erkenden kalk pilatesini yap rahatla sonra masa üstü bilgisayarın karşısına geçince ne spor kalsın ne pilates olmuyordu böyle:))

Ben sürekli eşime herkes tablete geçti biz halen masa üstündeyiz diyerek sürekli takılsam da o hiç üzerine alınmadan gülüp geçiyordu.

Dün bana hadi hazırlan Optimuma gidelim dedi bende:
 -Aman ne yapacağız sen git ben evde kalacağım dedim.
o da bana :
- Emin misin, bak sonradan çok pişman olursan karışmam deyince anladım ki bizimkinin bir düşüncesi var.:)
Hemen tamam canım, sen bekle hazırlanayım dedim:))


Vee.... gidince hiçbir yere uğramadan direk Media Markta uğradık. Orda lap toplara bakınırken kampanyada olan bir lap topu bunu alalım mı dedi. Önce şaka yapıyor diye pek dikkate almadım ama daha sonrasında ise sorumlu olan görevli ile ciddi ciddi konuştuğunu görünce gerçek olduğunu anladım:)) veee çooook mutlu oldum....:))

Yani sözün kısası canlar artık benimde bir lap topum var:)) Şuan sizlere bu postu yeni lap topumla yazıyorum ha haaaaa.....

İnşallah sizlere bundan sonra daha sık post yazacağım çünkü gerçekten de çok hızlı, hiç takılma olmuyor o yüzden şuan post hazılamaktan zevk alarak yazıyorum.:)) Ohhh be dünya varmış:))

Hepinize öpücükler.

11 Kasım 2012 Pazar

bardak kılıfı vede çiğ köfte ziyafeti:)

Cumartesi günü aşkım saat 14.30 da işten çıkıyor 15.00 gibide evde oluyor. O sebepten dün kendimize ailecek en çok sevdiğimiz çiğ köfte ziyafeti çektik:)) ha haaa cümleye bak ne karışık cümle oldu ama kusura bakmayın acelem var çünkü, şimdi bu postu yayınlandıktan sonra hep birlikte dışarıya çıkacağız. Yani anlayacağınız her ne kadar yanlış ve hatam olursa şimdiden yazayım  da kusuruma bakmayın.

Evet ne yazmıştık çiğ köfte demiştim demi:) eşimin çiğ köftesi yoğurduğu an:)


Bir sofra bezi serip malzemeleri hazırlayıp ona bıraktım o da elini kolunu yıkayıp koyuldu yoğurmaya:) aslında elimde daha çok resimler var ama yayınlanamıyorum:) çünkü çok büyük bir tehditle karşı karşıyayım ha haaa....

Hımm bu arada aramızda kalsın ama fena da olmamış hani, çok iyi yoğurmuş ağızda dağılıyordu tam kıvamını yakalamış:) afiyetle yedik...

Akşam ise beni facebookta takip edenler bilir orada paylaştığım şuanda bunu yapıyorum dediğim bardak kılıfını yapmakla uğraştım. Sonuç ise bitirdim bitirmesine ama istediğim gibi olmadı çünkü ipim, söküntü ipti.:(



Uzun zamandır da elimde hiç bir şey örmüyordum birazda onun acemiliği, böyle bir şey ortaya çıktı. Ama bu deneme maksatlı oldu en kısa zamanda daha güzel iple daha iyilerini yapacağı.:))

Benden bu günlük bu kadar hoşça kalın...


10 Kasım 2012 Cumartesi

SENİ ÇOK ÖZLEDİK

Bugün 10 kasım, Türkiye"nin en karanlık , en hüzünlü günü , güneşinin bir daha doğmamak üzere battığı gün. Masmavi gökyüzünün karardığı, siren seslerinin kulakları parçaladığı gün. Türkiye"nin öldüğü ve bir daha hiç canlanamadığı gün. SENİ ÇOK ÖZLEDİK ATA"M !


Keşke şu an karşımda şu fotoğraf gibi olsan, seni daha yakından tanısam, merak ettiklerimi sana sorsam… Ben seni kitaplardan tanıdım, askeri yönlerini, savaşlarda gösterdiğin kahramanlıkları, zor durumlarda gösterdiğin azmi, insanlara verdiğin güveni… 

Ama benim asıl merak ettiğim, senin insani yönlerin. Ben, senin duygularını merak ediyorum. Atatürk tek başına kaldığında neler düşünür? Babasız büyüdüğüne ağlar mı? Annesini özler mi? Bir oğlu olsun ister mi? Üşür mü?.. Resimlerine, masmavi derin sular gibi akan gözlerine bakınca, bunları soruyorum kendi kendime. 

Bu ülkeyi düşmanlardan kurtardın biliyorum. Bizi esir etmedin, namerde boyun eğmedin. Namusumuzu, şerefimizi, malımızı, canımızı sana borçluyuz. Ay yıldızlı bayrağımızın altında güvendeyiz. Cumhuriyet’e ve ilkelerine yürekten bağlıyız. 

Biz, Atatürk çocuklarıyız; Türk’üz, doğruyuz, çalışkanız…

Geceleri rahatça uykuya dalabiliyorsak, özgürce sokaklarda gezebiliyorsak, güvenle, bu senin sayendedir.

Seni çok ama çok seviyorum.

Göstermiş olduğun cesaret karşısında saygıyla eğiliyorum...



9 Kasım 2012 Cuma

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARI

Aşağıda okuyacağınız makale Bulgar ve ABD li bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar temel alınarak hazırlanmıştır. Bu araştırmaların hepsinde zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan mideye inene kadar eridiği gerek denekler üzerinde yapılan çalışmalar ile gerekse cihazlarla tespit edilmiştir.


Zeytin çekirdeğinin yutulması günümüz insanları arasında yeni duyulan bir şey olmasına rağmen eskilerin birçoğunun yaptığı bir uygulamadır. Yani olumlu etki ve tesirleri senelerdir hatta asırlardır bilinmektedir.
1985"li yıllarda başlayan araştırmalar bugüne kadar devam ettirilmektedir. Yaklaşık 25 sene süren neticede karşılaşılan hadiseler hayret vericidir. Bu neticelere bin kişi değil belki yüz binlerce insan tarafından karşılaşılmıştır demek daha doğrudur:

Midesinde yanma olan herkes zeytin çekirdeğini yuttuktan sonra rahatladığını ifade etmiştir.

Zeytin çekirdeğini yutan kimseler sindirim yolu rahatsızlıklarının bittiğini(kabızlık gibi) ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeği yutan kişilerde basur problemiyle karşılaşılmamış, hatta basuru olup ta yutanlar iyileştiklerini ifade etmişlerdir.

Zeytin çekirdeğini senelerdir yuttuğunu bildiğimiz insanlarda kanser hadisesine nadiren rastlanılmıştır.

Son günlerde gelen yoğun telefon trafiğinden dahi birkaç gündür zeytin çekirdeklerini yutmaya başlayıp ta yukarıdaki benzeri rahatlamaları hissettiklerini söyleyen onlarca insan vardır.

Tavsiyemiz bizzat kendinizin denemesidir. Günde yediğiniz 5–6 tane zeytin çekirdeğini yutun ve kararı kendiniz verin. Ne biz nede bir başkası değil bizatihi kendi vücudunuz buna karar versin. Faydasını görürseniz lütfen çevrenizdekilerle de, evinizdeki küçük çocuklarda dâhil olmak üzere, bu uygulamayı yapın.

Bizim elde ettiğimiz verilere göre aklımızın almayacağı kadar şifalı bir doğal uygulamadır. Yapmanın zarar değil fayda verdiğine inanıyor ve çevremize şiddetle tavsiye ediyoruz.

Zeytinyağı asırlardır en iyi, en mükemmel yağ olarak bilinen gıda maddesidir. Hatta reklâmlar da bile mucize olarak lanse edilir.

Yemeklik zeytinyağı normal şartlar altında muhafaza edilirse bozulmadan yenilebilecek evsafta asırlarca kalabilen yegâne yağdır. Nitekim arkeolojik kazılarda 3 bin, 5 bin yıl önce olduğu tahmin edilen mezarların yanında bozulmamış evsafta zeytinyağı da bulunabilmektedir. Zeytinyağında +10 derecelerde donmayı temin eden de bu maddelerdir.Yani evinize satın alacağınız zeytinyağının buzdolabında donabilen olmasına dikkat ediniz.

Zeytinyağından sabun yaparsanız yağlı ciltlerde yağ dengesini, kuru ciltlerde ise yağlandırma özelliği temin eden bir hususiyet olduğunu tespit edersiniz. Yağ içerisinde antioksidan (bozulmadan kalabilme), sabun içerisinde re-oily (geri yağlandırıcı) olarak tabir ettiğimiz özellikleri sağlayan bu madde veya maddelerin ne olduğu bugün dahi bilinememektedir. Bu maddelerin ne olduğunun bilinmesi belki de çok uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamanın da ipuçları olabilecektir.

Zeytinyağını diğerlerinden farklı kılan bu madde veya maddeler en yoğun halleri ile zeytin çekirdeğinin içerisindedir. Herhangi bir zeytin çekirdeğinin her iki ucunu hafifçe törpülerseniz çekirdeğin içinin oyuk olduğunu ve içerisinde pıhtılaşmış veya çok koyu kıvamlı bir yağ olduğunu görürsünüz. Bahse konu olan maddelerin burada ki konsantrasyonu %80"lere varan miktarlardadır. Zeytin çekirdeği muhteviyatında ki bu faydayı elde etmek için ise zeytin çekirdeklerini atmayıp yutmak gerekir.

En gelişmiş cihazlarla yapılan araştırmalar zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan geçip mideye ulaştığı anda eridiğini tespit etmiştir. Hazmı en kolay olan yiyecek maddesi zeytin çekirdeğidir. Bu uygulamanın insan vücuduna faidelerinin ise:

1-Ülser gastrit gibi mide problemlerini bitirdiği;
2-Bağırsak ve sindirim yollarını düzenlediği;
3-Basur ve prostatı engellediği;
4-İç organlarda oluşabilecek kanserojen hücre riskini binde birlere indirgediği.

Lütfen yediğimiz tüm zeytin çekirdeklerini atmayıp yutalım.

ÖNEMLİ NOT: Zeytin çekirdeklerinin öğütülmesine ihtiyaç yoktur


8 Kasım 2012 Perşembe

BİLEKLİK YAPTIM:)

Merhabalar sevgili okurlarım,
kış soğuk yüzünü bugün daha çok gösterdi. Geceden beri bir yağmurdur sürüyor, ben bundan aslında hiçte şikayetçi değilim, bence mevsimleri olması gerektiği gibi yaşamak daha güzel yaz mevsiminde güneşi, kış mevsiminde ise yağmuru ve karı görmek çok güzel.

Dün, eşleri fanatik olanlar bilir ki galatasarayın maçı vardı ama kimle idi inanın şimdi unuttum akşam eşim söylemişti biliyordum; ama şimdi unuttum:)) aman banane kim oynamış kim kazanmış ben pek ilgilenmiyorum... Herneyse sözü fazla uzatmayayım eşim maçı izlerken bende çok sıkıldım bir şeylerle uğraşmak istedim. Ne yapsam ne yapsam diye düşünürken, gözüme tuvalet kağıdının rulosu ilişti. Daha önceleri yabancı bir siteden görmüştüm ama hangi site bilmiyorum unuttum :( bir boş zamanında googlede boş boş takılırken o esnada görmüştüm vede çok hoşuma gitmişti.:)) ben bunu yaparım bunda ne var ki demiştim ha ha haaa... işte o aklıma geldi ve hemen elime ruloyu alıp bileğime uygun boyda kestim daha sonrasında ise ortasını da kesip folyon kağıdı ile sarıp bir bileklik yaptım:))


Aslında o sitede altın rengi kağıtla kaplanmıştı ama ben altınlı şeyleri pek kullanamıyorum daha çok gümüş tarzı şeyleri kullandığım için, üstelikte o gün evde olan şey o olduğu için bu şekilde yaptım. Aslında siyah badi ile daha güzel oluyor ama resmi şuan çektiğim için üstümde olan badiyi değiştirmeye üşendim:)) üşengeç blogger hı hııı....


Bilekliği yaptıktan sonra beni kesmedi başka bir şey daha yapmak istedim ha haaa...  ee açıldım bir kere:)) gar dolabını karıştırırken yazın kullanmak için aldığım ama yıkanınca çeken ve bana kısa geldiği için verilecekler bölümünde yer alan eteğimi de değerlendirmek istedim.



Etek bu idi sizce bunu ne yapmış olabilirim? tahminleri alayım:))

ilerleyen zamanlarda, boş bir anımda da sizlere o etekten ne yaptığımı ise üzerimde ki hali ile resmini koyarak bir post hazırlayacağım.Beni takipte kalın.


31 Ekim 2012 Çarşamba

OĞLUMUN CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMASI

Merhabalar arkadaşlar,
bugün sizlerin karşısında gecikmiş bir post ile karşı karşıyayım. Bu postum da oğlumun, Cumhuriyet bayramı kutlamasını resimlerle birlikte bahsetmek istiyorum.

Bu kutlama aslında oğlum için ilk değil, hatırlarsanız geçen sene kreşte yıl sonu şenliklerinde de sınıfla birlikte koraya katılmıştı. Ama yinede oğlum bu kutlama için çok heyecanlıydı daha bir kaç hafta önceden o günü sürekli sorarak tabiri caizse, dört gözle bekliyordu.:)

Cumhuriyet bayramı kutlamasında oğlum yine bir korada idi, sınıf öğretmenleri cumhuriyet şarkılarından oluşan bir kaç şarkıyla onları hazırlamış.


Altı günlük bayram tatilinde bile aklında, yapacakları Cumhuriyet Bayramı Kutlamasında idi. Öyle ki ara ara söyleyecekleri şarkıyı ağzında mırıldanırken görüyordum. Onun o halleri beni hep, benim ilkokul hallerimi hatırlattı:)) çok duygulandım. Çünkü bende 23 Nisan bayramında folklor oyununda idim bende aynen onun gibi 23 nisanın gelmesini iple çekerdim.( Heyy gidi günler heyy haha haaa) Bir an eski günler yine gözümden bir film şeridi gibi geçti. Herneyse sözü fazla uzatmadan sizlere oğlumun kora de şarkı söylemek için piste çıktıklarında sıraya geçerken hallerini çektiğim resimleri yayımlayacağım. Çünkü şarkıları söylerken onları kameraya çektiğim için, o hallerinin resmini pek çekemedim.



Cumhuriyet bayramı oğlum için yazıyorum çok güzel geçti. Nereden mi anladım? Çünkü halen arada çektiğim videoyu izleyerek o gün hakkında söz ediyor:)) canım kuzum halen o günün etkisinden kurtulamadı. Benim için ise güzel, oğlumu izlerken biraz buruk, biraz heyecanlı idim ara ara gözleri minde yaşlandığı anlar oldu ama kimseye göstermeden sildim.:))


Törenden sonra ise, sınıflarına geçtikleri anda öğretmeni beslenmelerini yapmalarını söylediği zaman onları, beslenme yaparken çektiğim resim...



Vee son olarak kapanışı ise, oğlumun elma yerken çektiğim resmi ile olsun.:)



30 Ekim 2012 Salı

kurban bayramının 2. vede 3. günü

Günaydınlar sevgili canlar,
bu sabah sabah yazdığım ilk yayın :) normalde bu saatlerde ya uyuyor olurum yada oğlumu okul için hazırlardım. Ama bu saatlerin alınması beni bugün yanılttı:) evdeki tüm saatleri geri almama rağmen cep telefonun saatini almayı unuttuğum için bir saat erken telefonum çaldı. Tabi ben uykulu uykulu daha olayın tam farkında değilim. Tam Emirimi de kaldıracaktım ki duvar saatine bakınca gördüm daha bir saat var.:)

Eeee benim uykuda kaçınca evde boş durmaktansa bu sakin ortamı değerlendirip, beklemede olan son bayram postumu sizler için yayınlayayım dedim.


Kurban bayramın 2. günü genellikle evde gelen misafirleri ağırladım. O yüzden  kot pantolon ve uzun kazak şeklinde olmayı tercih ettim. Pantolonum yeni değil daha önceden vardı ama uzun kazağımı Ankaralılar bilir giyim dünyası diye bir yer var, oradan çok makul bir fiyata aldım...:) Çok da hoşuma gitti. Giyim dünyasına bir bakmanızı tavsiye ederim güzel şeyler var.




Bayramın 3. günü ise çocukların emrine adede olduk onlara sorduk nereyi isterseniz oraya götüreceğiz diye..
ikiside bir ağızdan hayvanat bahçesi diye tutturunca:) hayvanat bahçesine gittik. Gerçi hava biraz bulanık olduğu için maymunlar filan camekanın içinde idi ama olsun onlar yinede çok mutlu oldular. En çok da bu maket olan dinozoru izlerken...



Bayramın 3. gün kombinide bu şekilde idi boydan daha yakın hiç fotoğraf çekinmemişim. O yüzden bu şekilde idare edin:))

Geometrik kesim borda rengi bir etek üstüne bluz olarak ise bayramın 1. günü giydiğim siyah bluz, en üste kısa kaşe mont, altına ayakkabı olar ise sivri burun bir çizme tercih ettim.



Efem elinde şemsiye hayvanları izlerken:))




Kuzucuklarımın babalarına ardı arkası kesilmeyen sorular sorup bunalttıkları an...:)




4. vede 5. gün ise evde takıldık Emir'in ev ödevlerini yaptırdık. Haa birde evin şeklini değiştirdik

böylece bir bayramıda bitirdik, Allah nice güzel bayramlar görmeyi nasip eder inşallah....

Bu arada bu kurban bayramı olduğu için tabiki kurbanda kesmek lazımdı. Biz kurban olarak bir koç kestik, kurban kesimine eşim kardeşi ile birlikte gitti biz gitmedik o yüzden ben görmedim. Eşime fotoğraf makinesini vermiştim resmini çek diye ama oda resim değil tam kurban kesilirken anının videosunu çekmiş. O yüzden kurbanımızın resmi yok.

29 Ekim 2012 Pazartesi

Kurban bayramı 1. günü vede kombini

Merhabalar sevgili okurlarım, 
hepinizin geçmiş kurban bayramı mübarek olsun. İnşallah tam bir bayram tadında bir kurban bayramı geçirmişsinizdir...

Ben size önceki postumda da yazdığım gibi Ramazan bayramını memlekette babam ve kardeşlerimle birlikte geçirmiştim eşimin izni az olduğu için yanımda yoktu. O yüzden biraz buruk bir bayram geçirmiştim.:( Çünkü eşimden ayrı ilk bayramım olmuştu umarım ki de son olur...:))

Herneyse fazla uzatmadan sizlere bu bayramda neler yaptığımı vede giydiğim kombinleri paylaşmak istiyorum. Bakalım beğenecek misiniz..:)

 Bayramın 1. günü kombini bu şekilde idi...
Emir vede babası sabah erkenden kalkıp bayram namazına gittiler. Aslında Efede gitmek istiyordu ama ben onu sabah kaldırmaya kıyamadığım için ( eee nede olsa ana yüreği demi ama) o gitmedi ama o gün kaldırmadığıma bin pişman oldum o gün, gün boyu Efe:
-Camiye ne zaman gideceğiz bayram namazını ne zaman kılacağız diye sürekli mızmızlandı durdu.

Allah dan ertesi gün cuma namazına babası götürdü de o sayede 2. gün sustu da sakin bir gün geçirdik.:) hı hııı....



 Bayram namazını kılıp eve geldiklerinde, bende hazırlanıp hep birlikte ailecek Kayın valideme gittik. Bizim ailede bu bir gelenek haline geldi bayram sabahı, sabah kahvaltısını hep birlikte onun evinde yapıyoruz.

Bayram kombinim ise, eteğim üstü tül altı saten kloş bir etekti, altına ayakkabı olarak ise siyah, topuklu, rugan bir ayakkabı tercih ettim. Üstüme de siyah üst bölümü payetli bir bluzla kombinledim.


 Bayramın 1. günü genellikle bizden büyükleri vede aile ziyareti ile geçti o yüzden evde değildik. Eve döndüğümüzde saat gece 12 idi.

İlerleyen zamanlarda bayramın ikinci günü vede 3, günü kombinlerinide sizlerle paylaşmak istiyorum ayrıca da birde oğlumun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamasıda da var onun içinde ayrı bir post hazırlamayı düşünüyorum. Beni takipte kalın....

Bu arada hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun..

13 Ekim 2012 Cumartesi

İSTİKLAL MARŞINA YAPILAN HAKARET

merhabalar sevgili okurlarım size bugün, haberlerde gördüğüm vede çok canımın sıkıldığı bir durum hakkındaki nacizhane fikrimi paylaşmak istiyorum. Çünkü bu haberi izledikten sonra gerçekten de çok sinirlendim.


Haberde bir gurup gencin, 'İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmamaları' şeklindeki haber, belkide birçoğunuz izlemişsiniz veya okumuşsunuzdur. Birçoğunuza göre normal de olabilir herkese zorla söyletmek zorunda değiliz diyorsunuzdur. Ama bana göre çok kötü bir davranış. Kesinliklede normal değil...


Çünkü orada bulunan yüzlerce kişi ayağa kalkarken üç kişinin ayağa kalkmaması size göre normal ise, size şunu demek istiyorum 'yani yüzlerce kişi hata yapmış..üç kişi ise doğru yapmış öyle mi ?'

Neden istiklal marşını bu kadar öteleyebiliyoruz ? neden çok önemsizmişçesine yargılara varabiliyoruz ?

O kişiler bu ülkenin vatandaşları değiller mi ? vatandaşı oldukları ülkenin marşına saygı göstermelerini istemek neden aykırı bir davranış gibi gösterilmek istenir ki ?

Örnek verecek olursak ben bir başka Ülkedeyim diyelim..ve bir ülkenin marşı çalındı..ben söylemesem bile ayağa diğer insanlar gibi kalkar saygımı ifade ederim..

Ama burada ki örnekte bile ayağa kalkmayanlar bir başka ülkenin vatandaşları değil ki..mensubu bulunduğumuz ülkenin vatandaşları..

Evet zorla hissettiremez siniz bazı duyguları..olmazsa olmaz..ama biz onlardan hissetmelerini zorla istemedik ki ? sadece ayağa kalkıp saygı göstermelerini istedik..bunun sakıncası nerede var ?

Kendilerine insan olarak saygı beklerler değil mi ? neden saygı..dostluk..barış ve de kardeşlik deyip bunu başkalarından esirgiyorlar? bu kabul edilebilir mi sizce ?

Bu marş, ülkenin vatandaşları saygısızlık göstersinler diye meydana gelmedi..Belli bir mücadelenin sembolüdür..ayağa kalkmayanlarda özgür düşünce içinde değil..sadece vatanı bölme amacında olan ayrılıkçı kişilerdir..

Bu ülkenin ekmeğini yerken..her türlü hakkından yararlanırken bu ülkenin temel vatandaşlarıyız diyecekler..hak isteyecekler..ama bir yandan da ülkenin değerlerini yok sayacaklar.. Yook efendim bu o kadar kolay değil....

Arkadaşlar benim düşüncem böyle sizce yanlış mı düşünüyorum?